Yaklaşık öngün önce, “Şike yasasını veto edildikten sonra Meclis’e getirecek cesarette birini tanımıyorum” ve “Ben, Recep Tayyip Erdoğan'a da biat etmemiş adamım” diyen AKP’nin “etkin” siyasi”lerinden, AKP iktidarının da “etkin Bakan”larından Başbakan Yardımcısı, Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, dün (15 Aralık 2011 Çarşamba) CNN Türk’teki “Tek bir yanlışım var. O da büyük bir yanlış. Kendimi affedemiyorum o konuda… Benim ‘Bu kanunu bir daha getirmeye cesaret edemezler’ lafım affedilemez bir hata… ‘Bir daha Meclis’ten geçmez’ dememeliydim. Bu Meclis’ten bir daha gelir ve geçeri aklıma getirseydim de o cümleyi kullanmasaydım… Biz birbirimize düşer miyiz? Bu sinek ısırığı kadar basit bir olay… Biz 30 yıl siyaset yaptık birlikte. Ben partime ve Genel Başkanıma zarar verecek hiçbir sözü söylemedim… Ben o zaman Erbakan’a da biat etmemiştim. Tayyip Bey’i severim ama biat ayrı bir şey. Ona da biat etmedim. Bu lafın takdir görmesi lazım aslında… Haşa, Başbakan’ı hedef alarak hastalık zamanında bunu söylemiş bir densiz değilim ben… Ben, Tayyip Bey’in yokluğuna bile alışamadım… O kadar iç içeyiz. Onu o kadar dinamik görmeye alışkınız ki hasta olduğunda gözyaşı dökmüş adamım…” sözleriyle, bana, Başbakan’ın sıkça tanık olduğumuz, iç ve dış siyasalarındaki “U” dönüşlerini anımsattı…
….
Arınç aynı sözleriyle, beni, bir “öngörü”nün ve bir “kanı”nın da içine sürükledi.
Öngörüm şu: Arınç, AKP tüzüğü gereği 4’üncü defa milletvekili adayı gösterilmediğinde siyasetten kopmayacak, ama AKP’den kopacak, başka bir siyasi oluşumda aktif yer alacak…
Kanım da şu: AKP’ye, AKP iktidarına dokunan yanar! Öyle ki… Başbakan dokunsun, dokunmaya kalkışsın, yanar!
AKP sanki görünürdeki “TC” kimlikli Türk siyasilerin kurdukları, yönettikleri siyasi parti değil!..
“Sanki” sözcüğünü başa koyarak vurgulamaya çalıştığım “sav”ı güçlendiren, halklı çıkaran, Başbakan’ın kimi iç ve dış siyasalarında taban tabana zıt siyasalar üretmesi, söylemler söylemesi, eyler yapmasıdır…
Başbakan’ın iç siyasalarındaki birbirini çürüten siyasi söylem ve eylemlerini, “İç siyasada böyle şeyler olur” türü anlamsız, yersiz ve gereksiz hoşgörümüzü bir kenara koyalım…
Başbakan, Suriye, Libya siyasalarını anımsayalım!.. Suriye yönetimiyle “candan” dosttu. Aradan on gün geçmedi, düşman kesildi…
“NATO uçaklarının Libya’da ne işi var?!.” diyen de Başbakan’dı, gene on gün sonra NATO’nun, Libya’yı bombalamasına söylemiyle, eylemiyle arka çıkan, katkı veren de Başbakan’dı!
….
Başbakan’da, böylesi “dar zaman aralıklarla değişimler” yaptıran “gücün” varlığı yadsınamaz!
Yadsınması, “gerçeklerin karartılması” demektir!
Yadsınamaz olan güç, emperyalist güçtür!
İşte o “emperyalist güç”, AKP’nin, AKP iktidarının gerçek kurucusu, sahibi, her şeyi!.. AKP’ye ve AKP iktidarına dokunanı yakıyor, dokunanı dokunduğuna bin pişman ediyor!.. Bölgedeki çıkarları ve bölgedeki çıkarlarının geleceği için, dokunanı yakmayı, dokunanı dokunduğuna bin pişman etmeyi en vahşi biçimde sürdürecek!..
Ama… İnanıyorum ki… AKP tabanı, şimdilerde göremediği bu gerçeği er geç görecek, “Dur” diyecek…
….
Belki… Anılan emperyalist gücün “gücü”nü ve “gerçeği”ni bildiği ya da birileri kulağına üflediği için MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli önceki gün (13 Aralık 2011) Antalya’dan, kendisini ve partisini bitiren şu sözleri etti:
“Başbakan inşallah sağlığına kısa sürede kavuşarak (…) partide herhangi bir çatlama, yarılma gibi olaylara fırsat vermez… Türkiye'nin bu kadar iç ve dış sorunlar yoğunluğunun arttığı bir dönemde 326 ile tek başına iktidar olmuş bir partideki kargaşa, o partiden ziyade ülkeye büyük zarar verir. Çünkü böyle bir kaos, alternatif hükümetler kurulmasını bu aşamada mümkün kılmıyor. Hal böyle olunca Suriye'yle gerginliğin, İran tehdidinin, Ortadoğu'da yeniden düzenlenmenin, bölücü terörle ilgili faaliyetlerin, operasyonların yoğun olduğu bir ortamda, bir siyasal krizi, iktidar partisinin çatlamasıyla yaratması Türkiye'ye büyük zarar verir. Çünkü istikrarı tekrar kurabilecek bir hükümet çıkartmak kısa dönemde mümkün gözükmüyor…”
Kamutay’da grubu bulunan bir siyasi partinin Genel Başkanı bu sözleri nasıl söyler?!. Nasıl ve ne yüzle meydan meydan dolaşır, halka, iktidar olmayı, iktidarlarında, AKP’den hesap soracaklarını haykırır?!.
MHP tabanının da… Genel Başkanlarındaki “emperyalist korkusu”nu göreceğine, “emperyalist korkağı Genel Başkan”ı, “başlarından” ve “partilerinden” atacağına inanıyorum…
|