İletilerinizi bekliyorum...

gulerbugday113@gmail.com

Facebook

    (Güler Buğday)

Twitter

    twitter.com/gulerbugday

 

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI

25 Kasım 2015 Çarşamba, 16:29

Cumhuriyeti kuran parti, artık laik cumhuriyeti yıkanlara, tek adam diktasını dayatanlara ve korku imparatorluğu yaratanlara engel olamıyor!

Bursa Bamsz | letiim | zgemiim | Kitaplarm | Hakkmda Yazlanlar | Animasyonlu iirler

Ana Menü

» Ana Sayfa

» Haberler

» Yazılarım

» Yazarlar

» İletişim

» Künye

» Bize Yazın

» Bağlantılar

ATATÜRK Diyor Ki;

Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar batar, mahvolur. Milletlerin esirliği üzerine kurulmuş müesseseler her tarafta yıkılmaya mahkumdurlar.

YAZAR YAZI

AKP treniyle AB yolculuğunun hazin sonu

AKP treniyle AB yolculuğunun hazin sonu

16 Aralık 2011 Cuma, 06:58

Veysi SARISÖZEN /Özgür Gündem

Tutunacak dalımız yok; bir AİHM kaldı elimizde, diye yazmış bir köşe yazarı.

Düne kadar, milliyetçi, muhafazakar halk çoğunluğu tarafından desteklenen parti ile ordu arasındaki “denge” sayesinde “hükümet” olamasalar bile, kendi çıkarlarını koruyabilen güçlerin çaresizliğini ifade etmiş yazar.

Evet, gelecekte halk çoğunluğunun oyunu kazanacak partiler arasında bir “denge” yoktu Türkiye’de.
Varolan “muhafazakar çoğunluk partisi” ile “ordu” arasındaki denge ise artık yok.

Ya CHP? CHP de yok. Çünkü bu parti de halk çoğunluğunun eğilimlerine, nasılsa “ordu” var diye sırt çevirmiş, ondan uzaklaşmış bir parti.

Ordu olmayınca görülüyor işte, CHP de yok. Yani hükümet partisini dengeleyen, bu seçimde olmasa bile gelecek seçimde iktidar olma umudu taşıyan bir parti yok ortada. Eskiden bu seçimde olmasa bile, öteki “darbede” iktidar olma umudu taşıyan, o nedenle siyasette ordu adına çoğunluğu dengeleyen bir CHP vardı. Diyelim ki hükümet zorbalık mı yapıyor. Mağdurlar, gelecek “darbede” nasılsa hükümet olacak olan CHP’ye “güvenerek” direniyorlardı.

Artık güvenemiyorlar. Çaresizler.

Çaresizliğin alternatifi ne? Yani “muhafazakar” olmayan, ezici çoğunluğu ile içten içe “mütedeyyin” de olmayan, kendini “demokrat”, hatta “sosyal demokrat” diye tanıtan insanlar sistem içinde artık alternatifi olmayan bu hükümet karşısında ne yapsın?

Bunların önemli kesimleri başlangıçta, AKP’nin Türkiye’yi AB’ye üye yapacağını düşünerek, bunları “muhafazakar demokratlar” diye tanımladı. Bu tanımı yaptıktan sonra, AB üyeliği “asgari müştereğinde” ve dolayısı ile de “askeri vesayete son verme” amacında bunlarla ittifak kurdu.

Ordu, şimdilik de olsa siyaset denkleminde devreden çıkarken, bir de ne görsünler, AB de devreden çıkıverdi. AB, kendi “sırça köşkünü”, netameli bölgelerden korumak için, Berlin duvarının yerine bir ülkeler duvarıyla kendini korumaya aldı. Belarusya, Ukrayna, Moldavya ve Türkiye, Kuzey Denizi’nden Akdenize uzanan bir “tampon” bölge haline getirildi. Bunlar ne AB’den dışlanacak, ne de AB’ye alınacak olan ülkeler kategorisine giriyordu. Böylece AB, sınırlarını hem tehlikeli rakip Rusya’dan, hem de dünya kapitalist sisteminin “zayıf halkası” konumunda olan Ortadoğu ve Kafkasya’nın “savaş bölgelerinden” bu “tampon ülkeler duvarı” sayesinde korumaya aldı.

Böyle olunca, CHP’nin halk çoğunluğuna rağmen “darbeyle” iktidara gelmesi ya da “darbe tehdidiyle” çoğunluk partisi karşısında bir “denge” unsuru olmasının alternatifi olarak, AKP treniyle AB’ye girmek, böylece elde edilecek demokrasi sayesinde, farklı çıkarlar arasında “denge” sağlamak da hayal oldu.

Çaresizlik büyük.

CHP enkaz. AB Kaf Dağı’nın arkasında...

Yeniden “solculuk” imkansız; çünkü CHP’den vazgeçip, AKP trenine binerken, AB yolcuları üzerlerindeki “solcu gömleklerini”, “kirlendi” diyerek çöpe attılar. Tekrar solcu olup örgütlenmeleri, “denge” sağlayamasalar bile, hükümetlerin “dengelerini” bozmaları artık düşünülemez bile.

İşte o nedenle AB’ye gidiyor sandıkları tren, meçhul istikametlere yönelince, ilk dönüşleri, sirk cambazlığına dönüştü. Takla atıyorlar, ters perendelerle tuhaf işler yapıyorlar. Bu tren Kaddafi’nin, Esad’ın, Mübarek’in, Zeynel Abidin Bin Ali’nin istasyonlarına yönelince, “komşularla sıfır problem” diye sevindiler. Sonra tren birden makas değiştirip, adı sayılanların üzerinden geçince, bu defa “Arap Baharı” diye coştular. Tren AB’ye gidecek sandıkları için, Kürt sorununda da “nasılsa çözüm” olur diyerek, korkusuzca Kürt dağlarında dolaşmaya, PKK liderleriyle buluşmaya, firaklı yazılar yazmaya başladılar. Bu tren Diyarbakır istikametine yönelince, “AB yolu Diyarbakır’dan geçer” sözünü hatırladılar. Kompartımanlarında “şerefe” sesleri, “çın çınlar” gırla gitti. Birden şiddetli bir sarsıntıyla neye uğradıklarını şaşırdılar. Tren inanılmaz bir transformasyona uğramış, o şık koltukların, renkli vagonların yerini, ansızın zırhlı araçlar, tanklar, akrepler, kondöktörlerin, ateşçilerin, makinistlerin yerini robokoplar, bilmem ne renkli bereliler, suratları boyalı harekatçılar almış. Kendilerini amansız bir savaşın, kitlesel tutuklamaların ortasında buldular. Ama tren ne kadar değişirse değişsin, “yolculuk” devam etsin diyorlardı. Trenin Diyarbakır, Van, Hakkari üzerinden Brüksele doğru yürümesi gerekiyordu. Çünkü onlar böyle istiyordu. Ama tren artık yürümüyordu. Bazıları “AKP reformlarda frene bastı” diye mırıldanırken, en AB’ci olanları birden hırıldamaya, öğürmeye, böğürmeye ve “AKP treninin AB’ye doğru yol almasının önündeki en büyük engel PKK’dir” demeye başladılar.

Ve sonunda AB’nin yolunu bulamasalar bile, hem AB’ci olmanın, hem de Kürt halkıyla savaşmanın yolunu bulmuşlardı.

Evet bunlar için var olan hükümetle “mücadele” sona ermişti.

Şimdi biz, kemalistin yitirdiği “ordu” alternatifinin ve liberalin yitirdiği “AB” alternatifinin dışında biricik alternatifin Kürt halkıyla birleşmek, ve o dağların eteklerinden yola çıkmak, Fırat köprüsünü birlikte geçmek ve Ege’ye doğru yürümek olduğunu söylüyoruz. Çare AİHM değil. O çaresizliğin “can simidi” sadece... Çare mücadelede ve mücadele edecek güçler var.

Yazarlar

AKP ‘darbeyi’ kapatacak

25 Ekim 2016 Salı, 12:14


AKP ‘suç ortağı' arıyor

Mustafa Ünal /ZAMAN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:28


Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Haziran 2015 Cuma, 09:21


Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez

Erhan BAŞYURT/BUGÜN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:16


Ya Koalisyon ya Başkanlık...

Eren Erdem/YURT

12 Haziran 2015 Cuma, 08:58


Kırılma noktası!

Güngör Mengi/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:45


AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?

İbrahim Kiras/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:42


Ali İsmail…

Bekir Coşkun - Sözcü

23 Ocak 2015 Cuma, 09:34


Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?

Mehmet Kamış/ZAMAN

14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39


Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi

Can Ertan /HABER

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57


Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik

Özgür Şen

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17


AKP’nin IŞİD çıkmazı

Hüseyin ALİ/Özgür Gündem

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10


Siyasi etik yasası çıkarılmalı

Serpil Çevikcan/Milliyet

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37


MİT’in sicili

Gültekin AVCI/BUGÜN

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17


İslamofobi ve provokasyon

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11


Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”

Hüseyin Özay/Taraf

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32


AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor

Zilar STÊRK/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25


Barışı, ancak özgürlükler besler

Hüda KAYA/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14


Bilim siyasetin elini öptüğünde...

Cüneyt Ülsever/YURT

11 Ocak 2015 Pazar, 10:19


Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı

Nazlı Ilıcak /BUGÜN

11 Ocak 2015 Pazar, 10:18

Son 20 Yazım

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI


AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN


GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.


ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..


12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?


Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?


Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'


Tüm Dostlara Teşekkür…


Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!


Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:


Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...


Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.


Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...


Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım


CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…


Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!


“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…


Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.


Sadece İnsan Olmak!


Annemin de Başını Ezerler mi?

Takvim

Pt Sl Çr Pr Cm Ct Pz
1
2345678
9101112131415
16171819202122
23242526272829
3031
info@bursabagimsiz.info.tr

Bursa Bağımsız adlı, www.bursabagimsiz.info.tr adresinde yayınlanan işbu web sitesi içerisinde yayınlanan yazınsal ve görsel içeriğin her hakkı saklıdır.

Site içerisinde Güler Buğday dışında yazınsal ve görsel içeriği yayınlanan konuk yayıncıların eserlerinin her türlü hukuksal sorumluluğu konuk yayıncıya aittir. Güler Buğday işbu içerikten ötürü sorumlu tutulamaz.

Copyright © 2024 Bursa Bağımsız