Sipariş yağıyor...
Karakolda dövülen kadını yaz.
*
Birincisi...
O polis’i tanırım. Polis muhabirliği yapan her gazeteci, o tip polis’leri tanır. İsimleri farklıdır, karakterleri hep aynıdır. Emniyet teşkilatı tarihi “suçlu-polis” mücadelesinden çok “polis-suçlu polis” mücadelesidir. Son 3 senede 40 bin polis suça karıştı. 85 bini hakkında soruşturma açıldı. 2 haftada 1... Polis intihar ediyor. “Egoist intihar” tabir edilen intihar türü bu... Sosyolojinin babası Durkheim’a göre, doğası gereği topluma ihtiyaç duyan insanın, toplumdan koptukça içine sürüklendiği yalnızlık duygusunun sonucu... Çünkü, gelişmiş ülkelerde psikolojik testler uygulanıyor, ruh sağlığı uygun olmayan, polis olamıyor. Bizim gibi dandik ülkelerde, böyle bi uygulama yok. Netice? Eşini de döver, el alemin eşini de, başkasını da vurur, kendini de... Nerede, ne zaman patlayacağı belirsiz “saatsiz bomba”dır.
*
İkincisi...
İzmir deniyor ama, bu bir Ankara polisiyesidir... Hadise İzmir’de yaşandı, karakol İzmir’de, mağdure İzmir’de,
dövenler İzmir’de, savcı İzmir’de, mahkeme İzmir’de... Kamera görüntüleri teee 6 ay sonra basına nereden servis edildi? Teee Ankara’dan! Hiç kimse merak etmeyecek mi, niye? Daha bu ay, İzmir Emniyet Müdürü’nün zart diye görevden alındığını, zort diye yeni müdür atandığını, yeni müdür’ün zurt diye belediyeyi bastığını, CHP’yle papaz olduğunu, teee 6 ay önce yaşanan bu dayak hadisesiyle eski müdür’ün tukaka ilan edildiğini hatırlatmak isterim.
Acaba, Ankara’da İzmir polisi üzerinden örtülü bi hesaplaşma mı var?
*
Üçüncüsü...
Hadise, Karabağlar’da yaşandı. Nispeten dar gelirli vatandaşların oturduğu Karabağlar, CHP’nin kalesi Konak’a bağlıydı. Durup dururken koparıldı. Belediye yapıldı. İzmir’in en kalabalık, en büyük ilçesi oldu. Bademler, kömür-bulgur dağıttı. Gene CHP kazandı. Baktılar ki, kömür-bulgur’la olmuyor, taktik değiştirdiler. Seçimden bu yana, CHP’li Karabağlar Belediyesi’ne yönelttikleri en büyük suçlama ne oldu? Yeşillik Caddesi’ndeki müzikholler... Buralara içki ruhsatı veriliyor, ahlak elden gidiyor ayağına yattılar. Muhtar muhtar dolaşıp, imza topladılar, polis üzerinde baskı kurup, müzikhollere baskın üstüne baskın yaptırdılar. Tesadüfe bakın ki, Ankara’dan ortaya çıkarılan İzmir’deki dayak hadisesi nerede yaşanmış? Yeşillik Caddesi’nde... Kadına ne diyorlar? Konsomatris’miş diyorlar... Yani bi anlamda, bakın işte görüyor musunuz, oralarda hangi
rezaletler yaşanıyor demeye getiriyorlar.
*
Dördüncüsü...
Diyebilirsiniz ki, haklı değiller mi, aileleri rahatsız etmez mi? Burası öyle bir yer değil. Yeşillik Caddesi’nin çevresi, mobilya mağazaları ve atölyelerinden oluşuyor. Gündüz cıvıl cıvıl, akşam in cin top oynuyor. İstanbul Tahtakale gibi, gündüz 3 milyon kişi, akşam 3 kişi bulamazsın. Ailelerin yaşadığı semtler, en az 3-4 sokak içerde... Kimsenin evinin altında müzikhol filan yok. Dükkanlar kapanıyor, müzikholler açılıyor. Üstelik, bu bir ihtiyaç... Mesela, tıpkı Amsterdam gibi, belirli bölgede uyuşturucu bile kullanabilirsin, o bölgenin dışına çıkmamak kaydıyla... Başka türlü kontrol edemezsin. Bu tür yerlere kilit astığında, yok etmiş olmuyorsun, yeraltına itiyorsun... Konya’da Kayseri’de pavyon yok mu sanıyorsun?
*
Beşincisi...
İddia ediyorum, teee Ankara’dan ortaya çıkarılan İzmir’deki dayak vesilesiyle, mutaassıp insanlarımız gıdıklanacak, Karabağlar’da içkili yerlere savaş açılacak, ahlak’a sahip çıkıyoruz ayaklarıyla oy devşirilmeye çalışılacak.
*
Altıncısı...
Laga lugayı bırakın.
Kadın dövenler derhal meslekten atılsın.
Hiç kimse, İzmir çipurası’na sazan muamelesi yapmaya kalkmasın!
|