İletilerinizi bekliyorum...

gulerbugday113@gmail.com

Facebook

    (Güler Buğday)

Twitter

    twitter.com/gulerbugday

 

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI

25 Kasım 2015 Çarşamba, 16:29

Cumhuriyeti kuran parti, artık laik cumhuriyeti yıkanlara, tek adam diktasını dayatanlara ve korku imparatorluğu yaratanlara engel olamıyor!

Bursa Bamsz | letiim | zgemiim | Kitaplarm | Hakkmda Yazlanlar | Animasyonlu iirler

Ana Menü

» Ana Sayfa

» Haberler

» Yazılarım

» Yazarlar

» İletişim

» Künye

» Bize Yazın

» Bağlantılar

ATATÜRK Diyor Ki;

Biz Türkler, bütün tarihimiz boyunca hürriyet ve istiklâle timsal olmuş bir milletiz.

YAZAR YAZI

Polis terörünü koruyacak mısınız?

Polis terörünü koruyacak mısınız?

14 Aralık 2011 Çarşamba, 06:08

Ruhat Mengi /VATAN

Bu “gizlenmeye ve cezasız bırakılmaya çalışılan polis terörü” suçluların korundukları anlaşıldıkça giderek yaygınlaşıyor ve ülkenin en önemli şiddet sorunu haline dönüşüyor. Geçen Temmuz ayında İzmir Karabağlar Karakolu’nda polislerden resmen işkence gören Fevziye Cengiz’in “iki polisin kasıtlı saldırısından ve tekme-yumruk yerlerde sürüklenmesinden sonra çekilen fotoğrafları” dün VATAN internet sitesindeydi. Kadının yüzünün yaralandığı, ağır darbe yediği açıkça belli..

Ama sonra ne olmuş; rapor yazan doktor bunun “basit ekimoz” olduğunu bildirmiş ki “ekimoz” tıbbi teriminin anlamı ne olursa olsun başına eklenen “basit” ile ne yapılmak istendiği ortadadır. Zaten dayak yiyen kadın doktoru görmeden önce “içeri dalan polisler” ona direktifi vermişler besbelli. Fevziye Cengiz ve ailesine her türlü tehdidi yapan, “sizi yaşatmayız” diyen polislerin doktora ne diyeceği tahmin edilebilir.

BİLİRKİŞİ DE POLİS!

Sonra efendim; işkenceci polislere 6 aydan 1.5 yıla kadar (bu hapisten kurtulmaları demek oluyor), ağır şiddet gören kadın vatandaşa ise 6.5 yıla kadar hapis istemiyle dava açan müthiş (!) Cumhuriyet Savcısı’nın tayin ettiği bilirkişiler ki kendileri polis memurları imiş, kamera görüntülerinin sadece bazı yerlerinden fotoğraflar alarak soruşturma raporuna yorumlarını da ekleyip çekilmişler. Bu yorumlarda “kadının dövülmekten çok mukavemet etmesinden dolayı zarar gördüğü” yazıyormuş.

DAYAĞI SESSİZCE KABULLEN

İki polisin attığı amansız dayağı tüm Türkiye izlediğine göre bu rapora göre demek ki vatandaşa tekme tokat yumruk girişen polislere bu vatandaş kadın olsa bile mukavemet etmeyecek. Sessizce dayağın, işkencenin bitmesini bekleyecek. İstenen o!

Ve sonuçta bakıyoruz, Tabip Odası Başkanı Erdener Özer “Olayın mutlaka araştırılması, incelenmesi gerekir” diyor.. İzmir Valisi Cahit Kıraç “Mağdur aileye destek vermek istiyoruz, olayın takipçisi olacağız” diyor.. Adalet Bakanı’nın, İçişleri Bakanı’nın, İzmir Emniyet Müdürü’nün veya Kadın ve Aile Bakanı’nın bir açıklaması duyulmuyor.

POLİS, ÇOCUKLARI DA DÖVMÜŞ

Daha neyi araştıracaksınız, olay herkesin açıkça görebileceği şekilde tabak gibi ortada.. Bu yuvarlak laflar, olayın “geniş zamanlara yayılması” cezalandırmanın asla gerektiği gibi yapılmayacağını gösteriyor. Bugüne kadar kadın ve çocuklara yapılan her tür şiddet olayında olduğu gibi suçlular kurtarılmaya çalışılacak. Hele polis oldukları için daha da çok gayret edilecek.

Dün gazetelerde “sokakta yaşayan bir grup çocuğun kendilerine dayak atıp işkence yaptığını söyledikleri polisler hakkında suç duyurusunda bulunduğu” haberi de vardı. Katıldığım son panelde bir profesör ise “dayak ve şiddet olaylarının New York’ta daha fazla görüldüğünden” filan söz ediyordu. Profesörün anlayışı bu olursa polisinki de öyle oluyor işte..

Oysa yanlış efendim, New York’ta şiddetin azaltılması için suçlulara en ağır cezalar verilirken “görevini kötüye kullanan, suçlu polislere” de hiç acınmadı. Derhal işlerini kaybettiler ve ağır hapis cezalarını da aldılar. Bilmeyen Prof sussun bari.

Türkiye’de çocuk, öğrenci, kadın, erkek önüne kim çıkarsa önce dayakla işe başlayan, Hopa’da gösteri yapan gençlere bile polis otosunda “işkence ve taciz” yapan bu polis anlayışı onları cezadan kurtararak değiştirilemez. İzmir’deki dayak olayını gerçekleştiren ve izleyen polisler, yalan rapor veren doktor, istemesi gereken cezaları “suçluyla mağdurun yerini değiştirerek” dava açan Cumhuriyet Savcısı, yalan rapor hazırlayan sözüm ona “bilirkişi” polislerin hepsi yargılanmalı ve cezalarını almalıdır. Aynen “sokaktaki çocuklara, Hopa’daki göstericilere şiddet uygulayan polislere yapılması gerektiği gibi..

Valiler, bakanlar, Tabip Odası başkanları 5 ay önce olmuş olayları bunca zaman içinde çözmekle yükümlüdür, takipçisi olmak ise medyanın görevidir. Ve biz mutlaka olacağız, asla unutulmayacak.

Toplum ilgili bakanların açıklamalarını bekliyor!


*****


Kızılay Başkanı’ndan mektup!

Van depremi sonrasındaki ihmaller ve eksiklerle ilgili yazılarım nedeniyle Kızılay Genel Başkanı Ahmet Lütfi Akar’dan bir mektup aldım. Kızılay’ın Van depreminden sonra hemen harekete geçerek ilk etapta bölgeye 30 bin çadır ulaştırdığını, bugüne kadar 51.113 çadırın afetzedelerin kullanımına sunulduğunu, bu çadırların “soğuktan koruyucu özelliği” olduğunu ama bunların yanında yeterli battaniye, soba, uyku tulumu vs’nin de gönderildiğini açıklıyor.

NEDEN ÇADIRLAR YETERSİZ?

İklim koşullarına daha dayanıklı prefabrik “Mevlana Evleri” de (3294 adet) gönderilmiş ve Mevlana Kentler oluşturulmuş. Mobil mutfaklar ve gezici yemek ekipleri ile sıcak yemek sağlanıyormuş. Aralık ayında da “2000-2500 adet konteyner ev” depremzedelerin kullanımına sunulacakmış. Kızılay Başkanı Akar yapılanları uzun uzun açıklamış, ben de okuyunca depremzedeler adına sevindim ama depremden hemen sonra Van’dan gelen şikayet çığlıkları yardımların “tam zamanında” ulaşmadığını, çadıra ihtiyacı olmayanlara birkaç adet verilirken çok sayıda ailenin özellikle yalnız kadınların çadır alamadığını, çadırlarda soğuktan ölen çocukları anlatıyordu.

Tabii Kızılay’a; bu kadar zengin, devlet imkanlarının bu kadar seferber edildiği bir kuruluşta ve üstelik “fay hatları üzerinde bulunan bir ülke”nin Kızılay’ında neden sadece 50 bin çadır olduğunu, Ankara ve Erzincan’da bulunan çadır üretim tesisleri şimdi çift vardiya çalışarak üretimi yılda 16 binden 30 bine çıkardığına göre bunun neden çok daha önceden yapılmadığını sorabiliriz.

Acil dönemde çadır yerine önce “prefabrik yapılar”ın sevk edilmesinin zor olduğunu, bu nedenle Aralık’ta göndereceklerini söylüyorlar, dondurucu soğukta karlar altında yaşamak zorunda insanlardan söz ediyoruz. Ayrıca her şeylerini kaybettikleri için normalden daha çok üşüyeceklerine de şüphe yok. Bu prefabrik evler Van’a ulaştı mı? Gitmeleri 2 ay zaman mı alıyor, yoksa “olası bir deprem” için hazır mı değiller?

DAHA FAZLA HAZIRLIK GEREK!

Bundan sonra da Türkiye’nin birçok ili deprem tehlikesi altında olduğuna ve belediyeler “binaların güçlendirilmediğini” itiraf ettiğine, deprem konusu Hükümet tarafından da “ancak deprem olunca” hatırlandığına göre artık “çok daha fazlasına hazırlıklı” olarak beklemesi gerekiyor Kızılay’ın.. Her ihtimali göz önüne alarak! (Not; Kızılay Başkanı’na açıklama için teşekkür ederim.)

Yazarlar

AKP ‘darbeyi’ kapatacak

25 Ekim 2016 Salı, 12:14


AKP ‘suç ortağı' arıyor

Mustafa Ünal /ZAMAN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:28


Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Haziran 2015 Cuma, 09:21


Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez

Erhan BAŞYURT/BUGÜN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:16


Ya Koalisyon ya Başkanlık...

Eren Erdem/YURT

12 Haziran 2015 Cuma, 08:58


Kırılma noktası!

Güngör Mengi/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:45


AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?

İbrahim Kiras/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:42


Ali İsmail…

Bekir Coşkun - Sözcü

23 Ocak 2015 Cuma, 09:34


Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?

Mehmet Kamış/ZAMAN

14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39


Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi

Can Ertan /HABER

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57


Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik

Özgür Şen

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17


AKP’nin IŞİD çıkmazı

Hüseyin ALİ/Özgür Gündem

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10


Siyasi etik yasası çıkarılmalı

Serpil Çevikcan/Milliyet

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37


MİT’in sicili

Gültekin AVCI/BUGÜN

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17


İslamofobi ve provokasyon

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11


Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”

Hüseyin Özay/Taraf

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32


AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor

Zilar STÊRK/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25


Barışı, ancak özgürlükler besler

Hüda KAYA/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14


Bilim siyasetin elini öptüğünde...

Cüneyt Ülsever/YURT

11 Ocak 2015 Pazar, 10:19


Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı

Nazlı Ilıcak /BUGÜN

11 Ocak 2015 Pazar, 10:18

Son 20 Yazım

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI


AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN


GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.


ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..


12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?


Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?


Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'


Tüm Dostlara Teşekkür…


Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!


Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:


Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...


Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.


Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...


Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım


CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…


Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!


“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…


Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.


Sadece İnsan Olmak!


Annemin de Başını Ezerler mi?

Takvim

Pt Sl Çr Pr Cm Ct Pz
1
2345678
9101112131415
16171819202122
23242526272829
3031
info@bursabagimsiz.info.tr

Bursa Bağımsız adlı, www.bursabagimsiz.info.tr adresinde yayınlanan işbu web sitesi içerisinde yayınlanan yazınsal ve görsel içeriğin her hakkı saklıdır.

Site içerisinde Güler Buğday dışında yazınsal ve görsel içeriği yayınlanan konuk yayıncıların eserlerinin her türlü hukuksal sorumluluğu konuk yayıncıya aittir. Güler Buğday işbu içerikten ötürü sorumlu tutulamaz.

Copyright © 2024 Bursa Bağımsız