Evet, aynen öyle. ‘Şike yasası’ Meclis’in ayıbıdır.
Hem de öyle böyle değil, çok büyük bir ayıbıdır.
Cumhurbaşkanı Gül’ün şikede caydırıcılık yok oluyor gerekçesiyle veto ettiği yasayı Meclis’in yıldırım hızıyla, yangından mal kaçırırcasına yeniden geçirmesi, yazın bir kenara, sicilinde kara bir leke olarak kalacaktır.
Bundan emin olabilirsiniz.
Çıkarılacak onca yasa gündemde beklerken, iktidar ve muhalefet partilerinin, Ak Parti’nin, CHP’nin ve MHP’nin el birliği yaparak, üstelik bütçe zamanı, Çankaya’dan veto yemiş ‘şike yasası’nı, evet öyle, adı ‘şike’ye çıkmış bir yasayı, bugüne kadar hiçbir konuda sergilemedikleri bir işbirliğiyle apar topar yeniden kabul ediyor olmaları, hiç kuşkunuz olmasın, parlamento tarihimizin çirkin sayfaları arasında yerini alacaktır.
Yazık!
Sayın milletvekilleri;
Elinizi vicdanınıza koyun.
Siz değil misiniz daha önceki yasayı çıkaran? Geçen nisan ayında çıkarmadınız mı o yasayı?
Evet, sizin oylarınızla geçti o yasa.
Kulüpler Birliği de destekledi.
O zaman yaprak kımıldamadı.
Kimsenin sesi sedası çıkmadı.
Tam tersine bu yasa, futbolun kirden temizlenmesi adına genellikle alkışlandı.
Ben de bu görüşteydim.
Ama temmuz ayında hava birden değişti.
Na zaman ki ‘şike operasyonu’yla tutuklama dalgası kabarmaya başladı, ne zamanki Fenerbahçe’yle, Beşiktaş’la, Trabzonspor’la ilgili tatsız gelişmeler yaşanmaya başladı, işte o zaman kızılca kıyamet koptu.
‘Şike yasası’nın ne kadar kötü, ne kadar acımasız, ne kadar insafsız olduğunu ‘şike soruşturması’yla keşfettik bir anda...
Sayın milletvekilleri;
Nisan, mayıs, haziran!
Sadece üç ay...
Ne değişti bu kadar kısa sürede?
Ne değişti de, Kulüpler Birliği’nin de destek verdiği, Futbol Federasyonu’nun da sesini çıkarmadığı bir yasanın ne kadar korkunç ve orantısız cezalar öngördüğünü fark ettiniz?
Ne değişti?
Üç ayda niçin çark ettiniz?
Yasanın caydırıcı niteliğini yok eden bir yola niye, nasıl saptınız?
Cumhurbaşkanı Gül, yasayı veto ederken, temel gerekçe olarak caydırıcılığı ön plana çıkardı.
Size gelince sayın milletvekilleri;
Üç ay önce sahip çıktığınız caydırıcılığı, üç ay sonra bıraktınız ve tam tersi bir rotaya girdiniz, şike operasyonları başlayınca...
Neden?..
Evet neden?..
Şike operasyonları mı korkuttu sizi?
Çekindiğiniz nedir?
Oy mu yoksa?..
Sözü uzatmak istemiyorum.
Meclis’i, Ak Parti’li, CHP’li, MHP’li milletvekillerini kendi vicdanlarıyla, kendi ayıplarıyla baş başa bırakıyorum.
Gerçekten çok yazık!
Kadına karakolda dayaktan Hopa davası skandalına...
Söyleyecek söz bulamıyorum.
Vatan gazetesinin manşetindeki fotoğrafları görünce, CNN Türk’te canlı görüntüleri seyredince dehşete kapıldım.
Karakolda kadına dayak!
İnsanlığımdan utandım.
Elleri kelepçeli bir kadını iki sivil polis dövüyor. Odadaki üniformalı bir polis, cep telefonuyla konuşurken, perdeyi indirip görüntüyü engellemeye çabalıyor.
Bu arada kadın dövülürken cinsel tacize de uğruyor.
Belki daha vahimi yargıyla ilgili.
Savcı, dayakçı polisler için 1.5 yıl hapis isterken, dayak yiyen ve cinsel tacize uğrayan kadına ‘polise hakaret’ten tam 6.5 yıl hapis talep ediyor.
Gelin de isyan etmeyin.
Gerçekten söyleyecek laf bulamıyorum.
Bu kadarı da olmaz da diyemiyorum.
Hak ve hukuk o kadar acımasızca çiğneniyor ki bu ülkede...
HOPA DAVASI VE SKANDAL İDDİANAME dahil olmak üzere, neredeyse her gün bu ülkede insanı hukuk ve adalet konusunda isyan ettiren o kadar çok örnek var ki...
Yazıklar olsun demekten başka bir şey yapamıyorum.
Koca Meclis ise bu arada işi gücü bırakmış, Cumhurbaşkanı tarafından veto edilmiş ve konusu şike olan, evet şike olan bir yasayla uğraşabiliyor.
|