Ben size ne demiştim? Aygıtın içine kuşku düştü demiştim. “Başbakan ya kanserse” kuşkusu. Ve bir de “Erdoğan’ın koltuğuna kim oturacak?” sorusu. Parti ve aygıtın içine bir kere kuşku düştü mü, o aygıt bir daha iflah olmaz.
Aygıtın iflahının yavaş yavaş kesildiğine dair işaretlerin bir hayli sonra ortaya çıkacağını düşünürken, bir de ne göreyim, aygıt harekete geçmiş bile. Alın size aygıtın bir marifeti:
“Tayyip Erdoğan’ın koltuğuna kim oturacak” sorusunun, dünya alemin kafasını işgal ettiği dünkü haberin gördüğü ilgiden belli. Cumhuriyet yazarı Utku Çakırözer’in, 12 Haziran seçimlerinin ardından yabancı bir şirketin, ‘Erdoğan’ın yerine kim gelir’ sorusuna cevap bulmak üzere araştırma yaptırdığını yazması büyük merak uyandırdı.”
İçine kuşku düşen aygıt, eskimiş bir haberi Başbakan hasta yatağındayken birden bire “güncelledi”. Yukarıdaki satırlar AKP tetikçisi Sabah yazarı Emre Aköz’e ait.
Emin olun, ben kendi payıma ancak bir yıl sonra bu konuyu “tartışmaya” başlarlar diye düşünürken, Aköz “adayları” bile piyasaya sürmüş:
“Dört sima öne çıkmış. Sırasıyla: Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan...” Aköz, Davutoğlu ile Babacan’ı “teknisyen” diyerek elemiş. Geriye iki aday kalmış.
Yazmıştım. Bu aygıt adamlarında ve o aygıt adamlarının da adamlarında ruh yoktur. Bunlar vidadır. Önce paniğe kapılırlar. Durdukları yerde uğunurlar, debelenir, kendilerini yerden yere vururlar. Sonra birden eski hallerine gelirler ve yeni duruma ayak uydurmak için, yukarıdaki gibi fır dönmeye başlarlar.
Ve münasebetsiz ve ahlaksız soruyu ortaya atarlar:
“Eroğan’ın koltuğuna kim oturacak?”
Tam da şu anda:
O Başbakan Zülfü Livaneli’nin de yazdığı gibi “ağır bir ameliyat” geçirmiş. Riskleri hâlâ süren bir ameliyatmış. Kendisi de aynı ameliyatı geçirmişmiş. Kesilen bağırsakların birbirine kaynaması zormuş. Kaynama olana kadar sıvı yiyecekler yenirmiş. Hızla düzelme durumunda, Livaneli’yi ve aynı zamanda Başbakan’ı da ameliyat eden cerrah, bunu “mucize” olarak ifade etmiş. Hal böyleyken, aygıt adamlarının adamı olan ve hükümetin tetikçisi bir gazetede yazan şu köşebazın yazı başlığına bir kere daha bakın:
“Erdoğan’ın koltuğuna kim oturacak.”
Acelen ne be adam? Biz bu Başbakan’a amansızca karşıyız, böyle bir soru şu ana kadar aklımızın ucundan geçmemiş, sen Başbakan’ın tetikçiliğini yapan gazetede yazıyorsun, Başbakan’ın koltuğundan sana ne?
“Efendim, ben Başbakan’a bir şey olursa onun koltuğuna kim oturur demedim, Başbakan Cumhurbaşkanı olursa onun yerine kim oturur diye sordum”...
Elbette öyle. Okuduğumuzu anlıyoruz. Ama neden şimdi bu “anket” güncellendi ve neden bu köşebaz “cumhurbaşkanlığı seçimi” gündemde değilken bu başlığı attı?
Atarlar. Kurnazca yöntemlerle, Tayyip Erdoğan “sonrasına” hazırlığı işte böyle başlatırlar. Başlattılar bile. Hatta “adaylar” usul usul kıpraşmaya bile başladı.
Aköz’ün adaylarından birisi malum, Cumhurbaşkanı Gül. “Boşalan koltuğa oturacak” en güçlü aday. Ve adaylığını ilan etti: Hasta Başbakan’ın kendi elleriyle seçtiği AKP Grubu’nu, o bıçak altındayken, bir kalemde çiziverdi. Hepsini “şikecileri kurtarmak için futbol mafyasının işbirlikçisi” gibi gösterircesine, bunların yaptığı yasayı veto ediverdi.
Nasıl bir “cesaret” ama!.. Tam zamanında...
Daha düne kadar Meclis’ten gelen her yasayı anında onaylayan “noter Cumhurbaşkanı” böylece, gelecekte kendisine “biat” etmesini düşündüğü AKP’li vekillerin “kulağını çekmiş” oldu: “Başbakan hasta, Gül alesta!”
Başka ne var?
İkinci “aday” da konuştu: Kurnazca ve fakat “İhtiras Tramvayı”na binmiş gibi. Bir ilçe başkanının Erdoğan’a “biat ediyorum” diyerek, onu “peygamber” ilan etmesine yanıt verirken söylenenlere bir bakın:
“Biat edilecek bir insan varsa, bunu benim Erbakan Hoca’ya yapmam lazımdı. Ben biat etmedim, edilseydi ona ederdim. Bunun için Recep Tayyip Erdoğan’a da biat etmemiş adamım. Ben Meclis başkanıydım o başbakan. Ben protokolde 10 adım öndeyim.”
Kim bu “10 adım önde” olan zat?
Bülent Arınç...
Bir gün önce Aköz adamcağızı “aday” ilan edince, o da, tribünden gelen patlangaç sesini start atışı sanan koşucu gibi, “10 metre öne” fırlayıverdi...
Pes yani...
Başbakan hasta. “Yıkılmadım, ayaktayım” der gibi Biden’le “güvenilir” bir “foto”ya resim çektirmiş. Direniyor.
O direniyor ama, tetikçisi Aköz, “Erdoğan’ın koltuğuna kim oturacak” diye başlık atıyor; Çankaya’ya çıkarttığı adam, onun yokluğunda ilk vetosunu çakıyor. AKP’nin “ikinci” adamı da “10 adım ileride” koşarak, “Erdoğan’a biat etmeyen adamım” deyiveriyor.
Tam da şu anda... Ve bu arada, yarı-resmi organ Star’da Ergun Babahan, Erdoğan’ın grubunu vetoyla çizen Gül için şu başlığı atıverdi: “İşte benim Cumhurbaşkanım.” Ahmet Altan da “bu yasaya Arınç da karşıydı” diye yazıp, “Bravo Gül” demez mi? Tam da şu anda... Ve Ahmet Hakan da, kanıt yok dese bile, “cemaatin Erdoğan’a savaş açtığını” yazmaz mı?
Sanki bir ses kulağıma fısıldıyor; Apê Musa olmalı:
“Gül neyse de, Arınç’a fazla yüklenme, vicdanlı adamdır, Aköz’ün tufasına gelmiş olmalı diyor, ve ardından ekliyor, Allah insanı elden ayaktan düşürmesin. Amin!”
|