İklim Bayraktar, CHP'nin Fadime Şahin'i mi?
Eline fotoğraf makinesi almış bir hevesli ile belgesel fotoğrafçısı arasında efektif bir fark vardır.
Fotoğraf heveslisi kişi alır makineyi eline, gider aslanın dibine, hayvan bunu parça pinçik eder; hayli ürkünç göreceli komik bir haber olur dünya basınına.
Belgesel fotoğrafçısı ise kurar tele’sini.. Mümkün mertebe kendisini güvenliğe alarak aslanın her hareketini gözler, onun gibi nefes alır, hareket eder, düşünür ve öyle basar deklanşöre.
Hevesleriniz sizi kurban edebilir, mesleki içgüdü ve yetileriniz ise ürün vermenizi sağlar. Öyleyse eline her makine alan fotoğrafçı olamaz, olmaması öncelikle kendi hayrınadır.
Gazetecilik kontrollü temas ve mesafe bırakabilme meziyeti ister. Haberin öznesi/donesi her ne veya her kim ise objektivitenizi kaybedecek hele ki farklı beklentilere neden olacak kadar yaklaşırsanız hedefinize, bu kez haber siz olursunuz.
Bu aslında iletişim ve bireyler arası etkileşimin de ana hatlarını belirleyen bir unsurdur: takip mesafesi bırakmak ve öncelikle kendi güvenliğini –mecazi anlamda- sağlama almak.
Odatv’nin sarışın muhabiri CHP’nin sabık lideri Baykal tarafından taciz edildiğini iddia etmiş bir telefon konuşmasında, dinlemeye takılınca da kendisi haber oldu. Bir gazeteci için talihsiz bir durum.
Gazeteciliğin ve hatta iletişimin bu çok basit donesinden bihaber olan İklim Bayraktar ya çok saf veya çok akıllı. İkisinin ortası yok! Habertürk’te konuk olduğu Fatih Altaylı’ya verdiği yanıtları tahammülümün el verdiği kadar izledim. Merak da ettim, bakalım ne diyecek, kendisini nasıl ifade edecek? Olmadı!
Sık kullandığım bir sözdür kıvıranlara karşı, ‘Bana inandığın yalanlar söyle’ derim. Yalanına inanmazsan, o da seni yüzüstü bırakır, kıvır kıvırabildiğince ama yakayı ele verirsin. Net olarak ‘İklim Bayraktar yalan söylüyor’ diye bir tanım getiremiyorum, olayın cereyan edişine tanık olmadığımızdan bu şansımız pek yok.
‘Ben Atatürkçü değilim! Gerçek Atatürkçülüğü tartışmıyorum bile artık bu ülkede. Ortalıkta o kadar çok Atatürkçü var ki, onlar Atatürkçü ise, ben zaten değilim’ Bunu yazan İklim Bayraktar. Odatv’deki köşesinde ‘Mustafa Kemal’i Neden Anlayamadık’ başlıklı yazısından…
Kendi içinde bir yol ayrımında aslında CHP.. Ya katıksız elitist duruşuyla aynı oy bandında kalacak, ya kemikleşmiş seçmen kitlesi artık ‘Yeter’ diyecek partiye ve bir kaos yaşanacak, son ve en düşük ihtimal ise Altı Ok’un sandıkta bir patlama yapması.
28 Şubat’ın karikatür figürlerinden biriydi Müslüm Gündüz ve zevcesi Fadime Şahin. Nahoş bir durumdu elbette ama tetiklediği olayların neticesinde yaşananlar, aslında yaşatılanlar dönemin iktidarı kadar yakın gelecekteki siyasi konjönktörü de sallamıştı.
Baykal’ın kasedi birileri tarafından servislenince, belli ki klişelerine saplanmış Sosyal Demokratlar liderlik makamında bir değişiklik istiyordu. Söylemi ‘Atatürk, laiklik, inkilap, devrimler, TSK’ gibi travmatik maddelerden öteye gitmeyen bir Deniz Baykal, solu şahlandıracak isim değildi. Hali hazırda siyasetin sol kanadı yıllardır lider sıkıntısı yaşıyordu.
Aranan kanın Kılıçdaroğlu olmadığı da kısa sürede görüldü. Bugün birileri taciz ithamıyla Baykal’a değil, ‘Ben ona söylemiştim, haberi vardı’ pasıyla topu Kılıçdaroğlu’nun üzerine atıyor.
Peki, Sol’un devrimi uçkur düzeyinde mi yaşanacak hep? Uçkurgate ile giden eski Genel Başkan, aynı gate’nin yıpratıcılığı ile koltuğu sallanan yenisi.. Dikkat edin, Kılıçdaroğlu’nun liderlik vasıflarından nasıl yoksun bir siyasetçi olduğuna hiç değinmiyorum bile, yeterince yazdık çizdik.
İklim Bayraktar’ın telefon dinlemesine takılan taciz iddiaları CHP’yi karıştırdı. Partinin üst düzey isimleri, mesela Gürsel Tekin ‘Özgürlük mücadelemizde gerekirse ölürüz, bu bir çete işidir’ diyor.
İki sorum var:
1- Allah gecinizden versin de, böyle ‘sevimsiz’ durumlar için canınızı heba etmeye değer mi sayın Gürsel? Dereyi görmeden okyanusa koşan bedevi gibi her meseleyi ‘Özgürlük mücadelesi’ diyerek tanımlamanın anlamı nedir? Taciz tacizdir, iddia sahibi söylemini ispatlamaya davetlidir, en nihayetinde hukuk/yargı gereken kararı verir.
2- Çete dediniz! Peki.. Çete.. Hangi çetenin üyesi o halde İklim Bayraktar?? Pardon, duyamadım?? Daha düne kadar Odatv’ye toz kondurmayan ‘demokratlar’ ne çabuk Soner Yalçın ve site arkadaşlarına sırt döndü? Gezegenler bile kendi eksenlerinde belli bir süre dahilinde dönüyor. Dün sahiplendiğiniz Odatv’yi şimdi çete ilan ederseniz, sık sık selam durduğunuz Silivri’yi de içindekilerle beraber yakmanız gerekir ki, bu da bir cadı avı başlatır fikrin dalgalı coğrafyasında..
İklim Bayraktar’a inanamadım. Tutarsız yanıtları ile birşeyleri kıvırmaya çabalıyor gibiydi. Gazetecinin belli bir lafı vardır, çünkü gazeteci varolan güçlü tek bir gerçeğe inanır. ‘Benim elimde haberin kralı vardı, vicdanım elvermedi, yapmadım. Bakın nasıl insan evladıyım’ demekle temiz bir sayfa çekemezsiniz üzerinize. İnandırıcı olamazsınız.
Terazinin diğer ucunda ise İklim Bayraktar’ı yok saymaya çalışanlar var. İsim saymayacağım tombik bir köşe yazarı ‘Kendini bilmez biri’ diye kestirip attı, bir kanalın Haber Toplantısı’nda ‘Bu nasıl bir bayan’ dedi anchorman’in biri. Üstelik orada bulunan bayanlar da bıyık altından gülümsüyordu. Yazık!
Yazık olan kısmı da şu… Daha düne dek Odatv’de ‘çatır çatır’ yazan İklim Bayraktar, sanki yokmuş.. O siteye tesadüfen dahil olmuş.. Hatta kimsenin haberi yokmuş bu durumdan.. Bu kadın da gazeteci miymiş?
Soner Yalçın ve arkadaşları gözaltına alındığında satır arasında İklim Bayraktar’ı da özne olarak geçirmedi mi seçkinci demokratlarımız? Dün gazeteciydi İklim Bayraktar, şimdi mi tu kaka oldu?
İklim Bayraktar, CHP’nin Fadime Şahin’i olmaya belki hevesli değildir ama gidişat isminin başına bir F harfi koydu bile. Tanımam, etmem ama vicdan kisvesinde bir linç girişimine de kafa sallayamam!
Mesleki anlamda –görebildiğim- işlerini beğenmesem de, çaresizliğinin siyasi güçlerin mıknatısının çekim alanında ezildiğini görmek kötü!
Son söz, İklim Bayraktar’ın ekranda maruz kaldığı tacizi anlatmaya debelendiği günün tarihi 8 Mart’tı. Dünya Kadıınlar Günü.. Ve bir kadın ekranda nasıl tacize maruz kaldığını anlatıyordu.
İroni falan değil, düpedüz içler acısı bir durum.
Hem İklim Bayraktar hem de CHP için.
Değil mi?
|