Deniz Baykal’ın duruşu, ince belli vuruşu!

01 Aralık 2011 Perşembe, 07:53

Aysun KARLI

Niye mi böyle dedim? Önceki gece Müjdat Gezen’in sanat kültür merkezi açılışında geçirdi. Arkasından Arapşükrü’de balık-şarap yaptı. 4-5 ilçe başkanı hariç birçok partiliyle bir aradaydı Deniz Baykal.

Kimi istediği için oradaydı, kimi, sohbete ortak olmak için.

O geldi bu gelmedi diye yorumlamanın ötesine bakmalı.

Dün sabahta Mahfel’de kahvaltıda buluştuk.

Sonra ver elini cadde turu, Kapalıçarşı...

Bir ara eski kurmaylardan biri eğilip kulağıma ‘Şunu genel başkanken yapabilseydi’ deyiverdi.

Gördüğüm o ki Deniz Baykal bir özlem içerisinde.

Sohbette bir kaç soru sordum. Yanıtları politikti.

Ama birazda istemem yan cebime koy durumu hakimdi.

‘Oyunun neresinde olacaksınız, geri dönecek misiniz?’ dediğimde Baykal, ‘Derdim polemik değil. Rüzgarlar eser ama ben heyecanlanmam” yanıtını verdi.

Buradan ne çıkarmamız lazım? Çakma rüzgarlara karnı tok mu?

Bursa onu başka türlü heyecanlandırdı tabi.

Her ne kadar Müjdat Gezen için gelse de ili arayıp ‘geliyorum’ mesajının ardından yapılan yemek, kahvaltı programı ve öncelikle Dersim’i ele alıp ‘konuşmama’ ilkesine rağmen verdiği mesaj önemliydi.

“Özür dilenmesini isteyenler, özür dileyenlerin oyununa alet oluyorlar’

Şimdi alın bu cümleyi istediğiniz gibi yorumlayın.

Eleştirmek için illa Kılıçdaroğlu demesine gerek yok.

Tabi ki Baykal etik bakış gereği kimsenin sorumluluk alanına müdahil olup laf söylemek istemiyor fakat partinin eski genel başkanı.

Yani sıradan biri değil.

O yüzden duruşuyla ince vuruşları çok hassas.

Zaten ‘duruşum değişmedi’ sözünde de, yaptığı eleştirilerde de o ustalığını gösteriyor.

Ben yine araya girip bir kaç sufle versem de ‘zorlama beni’ yanıtıyla o sessiz gibi, ama çevresi çok ateşli. Biraz Yılmaz Ateş’e el vermiş gibi.

Aynı masayı paylaştığı, Kemal Demirel, Abdullah Özer, Ali Nihat Irkörücü, Yılmaz Ateş, sonradan eşlik eden Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’le verilen fotoğraf karesindeki bir diğer isimse İl Başkanı Gürhan Akdoğan oldu.

Hep merak ediliyordu.

En yakın yol arkadaşı Önder Sav’ın tavrı, başından savıp atmasına karşı Baykal’ın bakışı.

Oda artık dünü atmış koymuş bir kenara…

“Kimseye dargın değilim. Önemli olan insanların CHP’de olmasıdır’

Bu düşüncesine Dersim eleştirilerinde de aynen devam ediyordu.

”Geçmişten günümüze kızgınlık nefret taşınmamalı. Siyaset baskı zulüm yüksek dozda” derken de o olması gereken siyasi dozajı aktardı.

Özetle Ankara’dan Bursa’ya gelip sokağa çıkmasıyla hemen ‘geri dönüyor’ vs gibi yorumlar çok havada kalır. Dönerse elbet Erdoğan’la kıyasıya mücadele eder. Kılıçdaroğlu’ndan daha da iyi yapar da, bu kez Başbakan onu neresinden sıkıştırır bilinmez.

Ancak içindeki özlem net…

O yüzden de sözcüklerinin ayarı açık.

Nabız yoklanıyor, etrafındakilerin coşkusu biraz ara gazı oluyor.

Ama o temkinli. Şimdilik havalı magirus olmayalım, taksiyle seyretmek güzel havasında.