İletilerinizi bekliyorum...

gulerbugday113@gmail.com

Facebook

    (Güler Buğday)

Twitter

    twitter.com/gulerbugday

 

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI

25 Kasım 2015 Çarşamba, 16:29

Cumhuriyeti kuran parti, artık laik cumhuriyeti yıkanlara, tek adam diktasını dayatanlara ve korku imparatorluğu yaratanlara engel olamıyor!

Bursa Bamsz | letiim | zgemiim | Kitaplarm | Hakkmda Yazlanlar | Animasyonlu iirler

Ana Menü

» Ana Sayfa

» Haberler

» Yazılarım

» Yazarlar

» İletişim

» Künye

» Bize Yazın

» Bağlantılar

ATATÜRK Diyor Ki;

Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar batar, mahvolur. Milletlerin esirliği üzerine kurulmuş müesseseler her tarafta yıkılmaya mahkumdurlar.

YAZAR YAZI

Zenginimiz bedelli, askerimiz fakirdendir

Zenginimiz bedelli, askerimiz fakirdendir

28 Kasım 2011 Pazartesi, 07:21

ŞEYHMUS DİKEN /Birgün

Seksenli yıllarda “yığılma” nedeniyle çıkarılan bir yasayla yedek subay asteğmenlik yerine dört ay kısa süreli askerlik yapanlardanım. “Kısa Devre” diye bir yakıştırma yapmışlardı bizim devreye. Yirmi ay askerlik yapan ve adlarına “kadro erat” denen, eğitimlerimizi komutanların gözetiminde yaptıran askerlerin yanında, bizler için adeta, yirmi ay dört aya sıkış(tırıl)mış gibiydi. Kelimenin tam anlamıyla kısa devre kontak yapmıştık. Teskereye bir hafta kala toplamışlardı tümümüzü “Size tavsiyemiz, evinize gidince en az altı ay askerlik üzerine konuşmayın. Ve burada yaşadıklarınızda mantık aramayın. Unutmayın, Askerlik mantığın bittiği yerdir” demişlerdi komutanlar. Adeta dişli bir çark gibiydi askerlik, tanık olmuştuk defalarca. Özellikle uzun süre askerlik yapanlar için askerlikten önceki hayatları adeta “flu” ve yaşanmamış hayatlara dönüşmüştü. Törpülenmiş, sivri uçları yuvarlatılmış, tornadan çıkmış gibi milliyetçi ideolojilerin hegemonik yapısını savunan ve askerliği kutsayan bir yeni hayat.

Doğrusu ülkede belirlemelere göre her yüz kişiden birinin asker olduğu yediyüzbin askerin sürekli “silah altında” tutulduğu bir yapıda, “bedelli” adı altında 460 bin kişinin para verip askerlikten “yırtmasını” yadırgamadım desem ayıp olur. İnsan tekinin duyguları ile aklı her zaman örtüşmeyebilir. Duygularım bu mantıksız askerlikten parayla birileri kurtulacaksa varsın olsun diyordu. Aklım ise bu işin salt paraya tahvil edilmeyecek kadar önemli olduğunu, hele hele “vicdani ret” gibi çok anlamlı bir karşı duruşun olduğu, olması gerektiği bir ortamda askerliğin parası olmayana reva görülmesini bir türlü kabullenemiyordu.

Bu vesileyle bir kez daha “sınıf” perspektifinin askerlikte de zuhur ettiğine “iman ettim”. Şarkıyı düşündüm. Hani diğer adı “Yemen Türküsü” olan, Kara çadır is mi tutar’ı. Yemen yolu çukurdandır / Karavanım çamurdandır / Zenginimiz bedel öder / Askerimiz fakirdendir.

Bedelli Askerlik mevzuu ile haşır neşirken; işin açıkçası yakın günlerin en çarpıcı ve anlamlı meselesi “Dêrsim” meselesi gündeme oturuverdi. Cumhuriyet Halk Partisi’nin Dêrsim’de yaşananların / yaşatılanların bir “devlet politikası” olduğu gerçeğini göz ardı ederek partilerini yapılanlardan azade kılma gayretleri. Bunun karşısında da Adalet ve Kalkınma Partisi ve Başbakan’ın daha üst perdeden işi bir devlet politikası haline dönüştürerek “Dêrsim özrü” gündemi aniden alabora eden bir hale tekabül ediyordu.

Dêrsim, siyasal particilik anlamında hiçbir siyasete malzeme olmaması gereken önemde bir haldir. Yani siyasetlerüstü bir duruma tekabül eder. Bu ülke tarihinde onar yıl arayla yaşanan / yaşatılan üç büyük altüst oluşun sonuncusudur Dêrsim. Biri Anadolu ve Mezopotamya coğrafyasının Ermeni halkına yaşatılan 1915 büyük felaketidir. Öbürü on yıl sonra, 1925’teki Şêx Seîd İsyanı sonrası Kürt halkına yaşatılan ucu açık sürgünlük, mecburi iskân politikaları ve katliamlardır. Sonuncusu da 1935’te başlatılıp 1937-38’de tamamlanan Dêrsim Alevilerine yönelik Dêrsim İsyanı sonrası Dêrsim katliamıdır.

Devlet en yetkili ağzından, Başbakan’ın sözleriyle, ülke geleneğinde, muktedirin dilinde de zihninde de olmayan bu çok anlamlı “özrü” diledi. Sonuncu katliamdan başlayarak Dêrsim’de yapılanlar adına devlet sorumluluğu ile yüzleşmeye karar vererek özür diledi. Bu öyle basit olarak açıklanacak ya da “Kemalistlerle takunyacıların” kavgası deyip küçümsenecek bir durum olmamalı.

Bu kolay unutulacak bir olay değildir. Ermeni katliamının üzerinden 95 yıl, Şêx Seîd kıyamının üzerinden ise 85 yıl geçmiştir. O günleri yaşayanların sadece çocukları ya da torunları duyduklarını paylaşabilmekteler. Oysa Dêrsim öyle değil, sözlü tarihin canlı, yaşayan tanıklarının anıları, anlatıları hâla diridir. Bu sebeple Dêrsim Özrü’nün ilk olması kanımca daha anlamlıdır. Birkaç yıl evvel vefat eden amcam anlatmıştı bir kez. Dêrsim İsyanı sırasında Dîyarbekir Mardinkapı’daki Kamışlı Ziyareti’nin sokağında ahırları varmış ve At Cambazlığı yapıyormuş. 17-18 yaşlarındaymış; ”Bir gün benim dâhil atçılık işiyle uğraşanların tümünün atlarına Asker el koydu. ‘Atlarınızla birlikte Dêrsim’e askerin mekkâresini, levazımını taşıyacaksınız’ dediler. Bilmezdik oraları, götürdük malzemeleri mecburen. Bir süre de kaldık, mecburen. Günlerce Dêrsim çayı kıpkırmızı aktı, kandan. Üzerinde cesetler yüzüyordu, o gördüklerimi unutamam” demişti.

Şimdi asıl bundan sonrasına bakmalı. İki iş beraberinde, peşinde gelirse bu durum daha bir anlam kazanır. Birincisi, bu katliamın üzerinden yeterince zaman geçmiştir. Yeni bir kuşak oluşmuştur. Geçmişteki hatalarla yüzleşmeyi önemseyen bir kuşak. Bu vesileyle hızla bütün arşivler açılmalı ve özrü taçlandıran bir “telafi” mantığına gerek duyulmalı. Mesela şu bedelliden toplanacak paraların “Dêrsim mağdurları”na transferi neden olmasın. Askeri kafayla yapılanların yine askerden sağlanacak para ile kısmen telafisi neden olmasın!

Hem böylesine bir anlamlı özrün ve peşinden gelecek bir telafi’nin uzun vadede Ermeni ve Kürt Halklarından da özrü sağlamasının altyapısı da bir şekilde oluşabilir kim bilir…

Yazarlar

AKP ‘darbeyi’ kapatacak

25 Ekim 2016 Salı, 12:14


AKP ‘suç ortağı' arıyor

Mustafa Ünal /ZAMAN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:28


Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Haziran 2015 Cuma, 09:21


Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez

Erhan BAŞYURT/BUGÜN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:16


Ya Koalisyon ya Başkanlık...

Eren Erdem/YURT

12 Haziran 2015 Cuma, 08:58


Kırılma noktası!

Güngör Mengi/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:45


AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?

İbrahim Kiras/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:42


Ali İsmail…

Bekir Coşkun - Sözcü

23 Ocak 2015 Cuma, 09:34


Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?

Mehmet Kamış/ZAMAN

14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39


Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi

Can Ertan /HABER

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57


Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik

Özgür Şen

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17


AKP’nin IŞİD çıkmazı

Hüseyin ALİ/Özgür Gündem

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10


Siyasi etik yasası çıkarılmalı

Serpil Çevikcan/Milliyet

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37


MİT’in sicili

Gültekin AVCI/BUGÜN

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17


İslamofobi ve provokasyon

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11


Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”

Hüseyin Özay/Taraf

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32


AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor

Zilar STÊRK/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25


Barışı, ancak özgürlükler besler

Hüda KAYA/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14


Bilim siyasetin elini öptüğünde...

Cüneyt Ülsever/YURT

11 Ocak 2015 Pazar, 10:19


Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı

Nazlı Ilıcak /BUGÜN

11 Ocak 2015 Pazar, 10:18

Son 20 Yazım

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI


AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN


GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.


ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..


12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?


Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?


Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'


Tüm Dostlara Teşekkür…


Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!


Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:


Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...


Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.


Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...


Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım


CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…


Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!


“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…


Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.


Sadece İnsan Olmak!


Annemin de Başını Ezerler mi?

Takvim

Pt Sl Çr Pr Cm Ct Pz
1
2345678
9101112131415
16171819202122
23242526272829
3031
info@bursabagimsiz.info.tr

Bursa Bağımsız adlı, www.bursabagimsiz.info.tr adresinde yayınlanan işbu web sitesi içerisinde yayınlanan yazınsal ve görsel içeriğin her hakkı saklıdır.

Site içerisinde Güler Buğday dışında yazınsal ve görsel içeriği yayınlanan konuk yayıncıların eserlerinin her türlü hukuksal sorumluluğu konuk yayıncıya aittir. Güler Buğday işbu içerikten ötürü sorumlu tutulamaz.

Copyright © 2024 Bursa Bağımsız