KADINA karşı şiddet veya genel manada aile içi şiddete karşı hassasiyetin arttığına dair haberler artıyor.
Yürüyüşler, imza kampanyaları, konferanslar, köşe yazıları...
Son olarak Hürriyet ve BM Dünya Nüfus Fonu’nun düzenlediği “Aile İçi Şiddete Son-Gökyüzü Herkesindir” başlıklı konferansa geniş katılım oldu.
Meclis’te Başbakan Erdoğan’ın da katıldığı imza kampanyası, farklı partilerin (mesela EDP) yürüyüşleri; konunun siyaset üstü bir konuma taşınacağına dair umut verici gelişmeler.
Peki kimdir kadın düşmanı?
Sadece eğitimsiz, ruh hastası, alkolik, madde bağımlısı, içinde insan sevgisi taşımayan kişiler midir?
Okuduğum kitap böyle anlatmıyor...
¡ ¡ ¡
Okuduğum kitabın adı “Kadın Düşmanı Sözlük”.
Annesi ‘68 Kuşağı’nın radikal feminist isimlerinden olan Fransız Agnes Michaux derlemiş sözlüğü; Yiğit Bener de dilimize kazandırmış.
1990’larda popüler olan bir kitap Michaux’nun çalışması. Özdemir İnce daha o dönemde önermiş Bener’e ama yayınlanması bugünleri bulmuş.
Bir bakıma, iyi zamanlama. Kitap aslında “eğlenceli bir okumalık” olarak tasarlanmış ve yazılmış.
Bu misyonu yerine getirdiği de söylenebilir; nasıl okuduğunuza bağlı işin o kısmı. Fakat kitabı asıl ilginç kılan sözlüğün “yazarları”.
Kimi zaman güldüğümü “hain erkek” tarafım itiraf etsin.
Ama çoğunlukla “Yok artık; hecin devesinin turuncu bağcıklı bale pabucu!” dedim.
Yazarlar demiştik değil mi?
Öyle böyle değil sözlüğün maddelerini oluşturan yazarlar.
¡ ¡ ¡
“Kadınlar!.. Bir yanda elde ettiğimiz kadınlar vardır... Öte yanda elde edebileceğimiz ama elde etmediğimiz kadınlar. İşte bunlar ayrıkotudurlar.”
Kim etmiş bu lafı? Louis Aragon, hani o anıtsal “Mutlu aşk yoktur” dizesini yazan Aragon.
“Varlıklı bekârlar çok daha yüklü vergiler ödemelidir. Çünkü bazı erkeklerin diğerlerinden daha çok mutlu olmaları haksızlıktır” demiş eleman. Hatta aynı muhterem “Bir kadına karşı takınabileceğiniz yegâne kibar tavır, eğer güzelse onunla sevişmek, değilse de bir başkasıyla sevişmektir” de buyurmuş.
Kim bu münasebetsiz? Oscar Wilde!
¡ ¡ ¡
Hazret uçmuş: “Dünyada bir kadından daha beter bir şey olamaz, tabii başka bir kadın hariç...” Hazret, komedyanın atalarından Aritofanes...
Büyük şair Baudelaire kısaca “Çekici ol ve sus!” demiş ki, ayıp etmiş.
Oyunlarına kuşaklardır gülünür dünyanın her yerinde Moliere’in. Peki ne yumurtlamış Moliere: “Sizin cinsiniz boyun eğmek için yaratılmıştır. Mutlak güç sakallıda bulunur!”
¡ ¡ ¡
“Kadınların yoktan var edebilecekleri üç şey vardır: Şapka, salata ve karıkoca kavgası” diyen kişi Mark Twain.
“Kadınları görmeye gittiğinde kırbacını unutma” dediği bilinir Nietzsche’nin; “(Kadınlar) kilit altında korunması gereken mallar, mülklerdir; hizmetçilik için yaratılmış ve kendi mükemmeliyetlerine sadece ast konumunda ulaşabilen mahluklardır” da demiş, diyebilmiş.
Balzac’tan Lord Byron’a, Chirac’tan Aziz Tomas’a, Woody Allen’dan Dostoyevski’ye siyasetçi, felsefeci, edebiyatçı, sinemacı yüzlerce isim, yüzlerce kafatasını uçuracak yorum.
¡ ¡ ¡
“Kadın vampirdir, oluklu oyma kalemidir, yiyici ve içicidir; cinsel organı, iştahla yuttuğu eril cinsel organla beslenir...”
Çok mu fena? Bence de öyle, berbat!
Ancak bu satırları yazan gözü dönmüş bir maço değil, bir kadın, Simone de Beauvoir.
“Kadın Düşmanı Sözlük”ün yazarları sadece erkekler değil, kadınlar da var. Ve ister inanın ister inanmayın, onların yazdıkları/söyledikleri çok daha ağır olabiliyor.
(Kadın Düşmanı Sözlük, Agnes Michaux, çeviri: Yiğit Bener, Can Yayınları, 2011)
|