İletilerinizi bekliyorum...

gulerbugday113@gmail.com

Facebook

    (Güler Buğday)

Twitter

    twitter.com/gulerbugday

 

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI

25 Kasım 2015 Çarşamba, 16:29

Cumhuriyeti kuran parti, artık laik cumhuriyeti yıkanlara, tek adam diktasını dayatanlara ve korku imparatorluğu yaratanlara engel olamıyor!

Bursa Bamsz | letiim | zgemiim | Kitaplarm | Hakkmda Yazlanlar | Animasyonlu iirler

Ana Menü

» Ana Sayfa

» Haberler

» Yazılarım

» Yazarlar

» İletişim

» Künye

» Bize Yazın

» Bağlantılar

ATATÜRK Diyor Ki;

Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar batar, mahvolur. Milletlerin esirliği üzerine kurulmuş müesseseler her tarafta yıkılmaya mahkumdurlar.

HABER

Ülkenizi ve halkınızı ‘torunlarınız’ gibi sevin!!!

Ülkenizi ve halkınızı ‘torunlarınız’ gibi sevin!!!

11 Ocak 2012 Çarşamba, 05:47

Bana bu güzellikleri yaşatan canlarım ve vazgeçilmezlerim Eylül ve Deniz...

Bu sabah sizler bu satırları okurken ben, ‘gitmek mi zor, kalmak mı zor’ duyguları içinde ameliyat masasına yatmış olacağım…

Bu işin en güzeli ve efendicesi sessiz sedasız bu işleri yapmak ama ben Güler Buğday olarak bunu yapamam!!!
Ne olursa olsun bir iki laf etmeden duramam...

Günlerdir düşünüyorum; duygularımı doğru-dürüst ve inandırıcı bir şekilde anlatabilmek, en önemlisi de samimiyetime sizleri inandırabilmek için bu koşullarda ne yazmalıyım diye…
Bu nedenle eski yazılarımı gözden geçirdim.

Halkımızın refahı ve insanlarımızın özgürlüğü, eşitliği, onuru, eğitimi, sağlığı, kültürü, haksızlıkları, itilip kakılması, yoksulluğu, uğradıkları hukuksuzluklar, kadına uygulanan şiddey vb gibi tüm konularda yazı yazmış ve çoğunda da isyanımı dile getirmişim.
Yine,
Ülkemin bağımsızlığı, çağdaşlığı, laik cumhuriyetin kazanımları ve bağnazların karşı devrim rüyalarına karşı mücadelemi elimden geldiğince yapmış ve duygularımı paylaşmışım.

Ömrüm yetiğince emperyalizme, sömürüye, şiddete, haksızlıklara, hukuksuzluklara karşı olmayı görev addetmişim.
Bu nedenle üç siyasi roman ve çok sayıda köşe yazısıyla duygu ve düşüncelerimi anlatmışım!...
Siyasette bu çizgime ve inandığım sol ideolojiye hiçbir şart ve koşul altında ihanet etmemişim.

SONUÇ:
Ne yazık ki sınıfta kalmışım… Yalnız sınıfta kalan ben miyim?

Maalesef ülkemdeki namuslu, dürüst, sağduyulu, harama el uzatmayan, kul hakkı yemeyen, barışçıl, eşitlikçi, insan haklarına saygılı, çağdaş ve aydınlık insanların bir çoğu sınıfta kaldı!..

Hatta bu konularda duyarlı olan ve ödün vermeyen insanlar, son on yılda etkili oldukları yerlerden uzaklaştırma aldılar. Özellikle saygın kurumlar sistemli ve planlı bir şekilde gözden düşürüldüler!!!

Son yıllarda ülkemde tüm değer ölçüleri yıkıldı.
En önemlisi insanlar isteyerek veya istemeyerek pasifize edildi.
Susturuldular... Korkutuldular… En önemlisi direnme güçleri ellerinden alınıp sindirildiler…

Sapla –saman bir birine karıştı.
İlkeli olmak, değerlere sahip çıkmak; ne yazık ki bağnazlıkla, statükoyu savunmakla açıklanır oldu!!!
Bu iklimde kafalar karıştı yürekler nasırlaştı.

Sevgisiz, saygısız, çıkarcı ve bencil bir toplum olduk.

Dünyada ve ülkemizde şiddet iklimi egemen oldu. Bu koşullarda yaşamak zorunda kalınınca öfke ve nefret insanlığa egemen oldu.

Bunlar sadece benim şahsi düşüncelerim değil… Geniş ve duyarlı kesimlerin ortak kanaatidir.

Bu nedenle abarttığımı düşünüp kimse gerçeklerin üstünü örtmesin… Karaya AK diyerek hayali pembe tablolar çizmesin.

Benim bu koşullarda insanlara söyleyebileceğim daha doğrusu dileyebileceğim tek temenni şudur:

Ülkelerini ve tüm insanları ‘torunları’ gibi sevmeleridir…

Sağcısı -solcusu, varsılı- yoksulu, kadını- erkeği, yaşlısı- genci, cahili- kültürlüsü ile; din, dil, ırk ayırmadan herkese ortak payda olabilecek tek temenni budur.

Belki de tüm sorunları çözebilecek reçete budur.

ORTAK PAYDA = ‘SEVMEK’

Hesapsız - kitapsız en önemlisi karşılık beklemeden çıkar hesabı yapmadan sevebilmek.

Çünkü insan sevdiğine kıyamaz. İnsan sevdiğine ihanet edemez. İnsan sevdiğinin geleceğini karartamaz.

Hele bu sevgi torunlara duyulansa önüne hiçbir duygu geçemez.

Bunun için son kez herkesten ülkesini ve insanları kendi torunlarına duydukları sevgiyle sevebilmelerini diliyorum.

Çok iyi biliyorum ki insanlar için söz konusu torunları olunca akan tüm sular duruyor.

Torun sevgisi bana göre insanoğlunun gelişmişliğinin ortak paydasıdır. Hele ki belli yaş üzeri olanların tartışılmaz ortak noktasıdır...

Biliyorum ki kimse bu tespitlerime itiraz etmeyecektir.
Çünkü torun sevgisi insanoğlunun yaşayacağı en gerçekçi, en tutkulu, en vazgeçilmez aşktır.

Söz konusu torun olduğunda yapılamayacak fedakârlık, gösterilemeyecek özveri yoktur.

Bu mutluluğu yaşamış herkesin duyduğu bu sevgi ve ilgi daha önce yaşadığı hiçbir duygu ile kıyaslanamıyor ve hiçbirine benzemiyor.

Onlar için yapılamayacak fedakârlık olmuyor. Onlar için verilemeyecek ödünde olmuyor. Nasırlaşmış yürekler bile pamuk helva kıvamına gelebiliyor.

Düşünsenize; Torun deyince tüm kurallar yıkılıyor. Tüm yasaklar yok olup gidiyor. Olmazlar oluyor; kapalı tüm kapılar ardına kadar açılabiliyor.

Tüm cüzdanların şimdilerde ise bilgisayar ve telefon ekranlarının vazgeçilmezi onlar değil mi?.

Sevgiyle bakan, içtenlikle gülen, kirlenmemiş, bozulmamış, rol yapmayan ve insanın içini ısıtan o masum yüzler değil mi?…

İnsana geçmiş hatalarını telafi ettirten, yapamadıklarını, eksikliklerini giderme fırsatı veren yeni ve olumlu bir kimlik kazandıran mucizelerdir torunlar.

Evet, torunları tek kelimeyle anlatmak istersek ‘MUCİZE’ en doğru ifadedir.

İnsanların zamanında çocuğuna ayırmadığı veya ayıramadığı zaman ve koşullar torunlar için mazeret ve geçerli olamaz.

Onların istekleri emirdir… Ne ‘yok’ denebilir ne bütçenin sarsılacağı düşünülebilir. Onların bir gülüşü, bir dokunuşu ömre bedeldir.

Bu nedenle, zamanında çocuğuna alamadıklarını toruna almak, çocuğuna veremediklerini toruna vermek, çocuğuyla paylaşamadıklarını torunuyla paylaşmak bilumum torun sahibi olan insanların davranış biçimidir.

Bir yerde okumuştum bu tutkuyu ve vazgeçilmez sevgiyi şöyle açıklamıştı:

Torun yeni bir sürecin başlangıcı, yaşamda değişme sürecinin kırılma noktası, ömür sürecinde son yaşam sevinci, hayata ve yaşama bağlanmanın yeni bir nedenidir.
Onlar çok seviliyor ve seviyorlar. Onun için de çok anlamlı ve farklı oluyor torun sevgisi.

Yıllarca bastığı yeri titretmiş, otoritesinden sual edilememiş nice insan torunlarını sırtına bindirip, odanın içinde at, eşek olmuyor mu?

Onların bir gülüşü için doğada yaşayan bilumum mahlûkatın taklidini yapmıyor mu?

Asık suratlar, katılaşmış yürekler onları görünce gülmüyor mu, yumuşamıyor mu mutluluğu coşkuya dönmüyor mu?

Torunlar dedelerinin ve ninelerinin tüm otoritelerini, kurallarını ve karizmalarını yerle bir ederken başka bir şeyi vazgeçilmez kılarlar.

İşte o her kapıyı açan duygunun adı SEVGİDİR…

Zamanında kendileri hiç sevilmediği, hiç başları okşanmadığı ve hiç sarıp sarmalanmadıkları için öğrenemedikleri bu duyguyu çocuklarına yeterince gösteremeyen herkes bu pişmanlığını ve eksikliğini torununda giderir.

Daha fazla anlatmaya gerek yok…

O güzellikleri ilk kucaklarına aldıkları zaman kokusuyla sarhoş olurlar. O küçük yumuk elleri ellerini tuttuğu zaman vazgeçilmez ve yeri asla doldurulamaz bir duygu işle aşık olurlar

Onlar için yapılamayacak bir fedakârlık düşünülemez. Onlar için tüm olmazlar oldurulmak için her türlü fedakarlık tereddütsüz yapılır..

Yani diyeceğim şudur ki; bu sevgi önyargısız, hesapsız, beklentisiz ve içten geldiği gibi tezahür eden tertemiz bir sevgidir.

Bu nedenle diyorum ki ülkenizi ve insanlarınızı torunlarınız gibi sevin…

Güler Buğday

Kaynak : Güler Buğday/BURSA BAĞIMSIZ

Yazarlar

AKP ‘darbeyi’ kapatacak

25 Ekim 2016 Salı, 12:14


AKP ‘suç ortağı' arıyor

Mustafa Ünal /ZAMAN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:28


Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Haziran 2015 Cuma, 09:21


Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez

Erhan BAŞYURT/BUGÜN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:16


Ya Koalisyon ya Başkanlık...

Eren Erdem/YURT

12 Haziran 2015 Cuma, 08:58


Kırılma noktası!

Güngör Mengi/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:45


AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?

İbrahim Kiras/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:42


Ali İsmail…

Bekir Coşkun - Sözcü

23 Ocak 2015 Cuma, 09:34


Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?

Mehmet Kamış/ZAMAN

14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39


Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi

Can Ertan /HABER

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57


Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik

Özgür Şen

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17


AKP’nin IŞİD çıkmazı

Hüseyin ALİ/Özgür Gündem

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10


Siyasi etik yasası çıkarılmalı

Serpil Çevikcan/Milliyet

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37


MİT’in sicili

Gültekin AVCI/BUGÜN

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17


İslamofobi ve provokasyon

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11


Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”

Hüseyin Özay/Taraf

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32


AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor

Zilar STÊRK/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25


Barışı, ancak özgürlükler besler

Hüda KAYA/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14


Bilim siyasetin elini öptüğünde...

Cüneyt Ülsever/YURT

11 Ocak 2015 Pazar, 10:19


Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı

Nazlı Ilıcak /BUGÜN

11 Ocak 2015 Pazar, 10:18

Son 20 Yazım

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI


AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN


GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.


ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..


12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?


Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?


Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'


Tüm Dostlara Teşekkür…


Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!


Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:


Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...


Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.


Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...


Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım


CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…


Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!


“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…


Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.


Sadece İnsan Olmak!


Annemin de Başını Ezerler mi?

Takvim

Pt Sl Çr Pr Cm Ct Pz
1234567
891011121314
15161718192021
22232425262728
2930
info@bursabagimsiz.info.tr

Bursa Bağımsız adlı, www.bursabagimsiz.info.tr adresinde yayınlanan işbu web sitesi içerisinde yayınlanan yazınsal ve görsel içeriğin her hakkı saklıdır.

Site içerisinde Güler Buğday dışında yazınsal ve görsel içeriği yayınlanan konuk yayıncıların eserlerinin her türlü hukuksal sorumluluğu konuk yayıncıya aittir. Güler Buğday işbu içerikten ötürü sorumlu tutulamaz.

Copyright © 2025 Bursa Bağımsız