Dersim ve Kılıçdaroğlu

21 Kasım 2011 Pazartesi, 10:07

EMİN PAZARCI /Takvim

Öyle görünüyor00 ki, CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün'ün yaptığı açıklamanın ardından başlayan \'Dersim Tartışmaları\' Kemal Kılıçdaroğlu'nu hayli bunaltmış.
Bakın ne diyor:
- Türkiye'nin acil çözüm bekleyen sorunlarından saptırmak için arkadaşımızın demeci ile uğraşıyorlar.
Yoksa konuşmamız gereken asıl konular Suriye, Van depremi, bütçe, vatandaşın sırtındaki zam yükü olmalı.
Kılıçdaroğlu, bunu söylüyor söylemesine de, gözlerden kaçırmaya çalıştığı bazı önemli noktalar var...
1) Bu tartışmayı ilk olarak başlatan kendisi.
2) Sadece Hüseyin Aygün değil, Kılıçdaroğlu'nun eşi de Dersim konusunda açıklamalar yaptı.
3) Hüseyin Aygün'ün demeci ile asıl uğraşanlar, dışarıda değil, CHP'nin içinde.
Durum bu olduğuna göre...
Kılıçdaroğlu'nun yaptığı değerlendirme doğru değil.
Bu tartışmayı bizzat başlatan CHP Lideri, partisinin içi karışınca topu dışarıya attı. CHP'deki ateşi soğutmaya çalışıyor.
Kendi yaktığı ateşi, \'Türkiye'nin onca meselesi varken, Dersim de nereden çıktı\' tavrıyla söndürmek istiyor!

***

Kılıçdaroğlu, iki ateş arasında sıkışmış durumda...
Bir yanda, Aygün'ün yaptığı açıklamaya tepki gösteren ve cezalandırılmasını isteyen CHP içindeki milletvekilleri var. Diğer tarafta da \'Kılıçdaroğlu kendi tarihiyle yüzleşmekten korkuyor\' diye dışarıdan yükselen sesler.
Yukarı tükürse bıyık, aşağı tükürse sakal!
Kemal Kılıçdaroğlu, kendi oyunu ile alta düşüp, kurtulmak için çabalayan pehlivanlara benziyor!
Sıkıntısı büyük.
Tartışmanın gelip dayandığı nokta, Kılıçdaroğlu'nu köşeye sıkıştırdı. Ne Aygün'e sert tepki gösterebiliyor, ne parti içindeki muhalefetin üzerine gidebiliyor, ne de dışarıdan gelen eleştirilere tatmin edici bir cevap verebiliyor.
Yaptığı değerlendirmelere bakılırsa, Kılıçdaroğlu, yine çelişkiler içinde!

***

Dersim olayı, bu ülkede yıllardır tartışılıyor...
Üstelik, her kafadan aynı bir ses çıkıyor.
Herkes kendine göre bir Dersim değerlendirmesi yapıyor. Herkes olayı farklı yorumluyor.
Böyle giderse yarın da değişiklik olmayacak. Hiçbir sonuç vermeyen bu tartışma, önümüzdeki dönemde de aynen sürecek.
Bu tartışmayı sonlanmasının tek yolu var.
O da Devletin konuya ilişkin bütün arşivlerini sonuna kadar açması. İşte o zaman boş tartışmalar bitecek. Gerçekler ortaya çıkacak Taşlar da yerine oturacak.
Arşivleri açmaktan çekinmemek gerekli.
Ancak o zaman kamuoyunun merak ettiği bütün soruların cevapları büyük ölçüde ortaya çıkacak:
- Dersim üzerine neden harekat yapıldı? Bu harekâtın temel sebepleri neydi?
- O günün şartları nasıldı?
- Devletin gerçekten kusur ve kabahatleri var mıydı?
O bölgenin Osmanlı'dan beri ciddi problem olduğunu söyleyen tarihçiler var.
Arazi yapısı yüzünden her türlü eşkıyanın oralarda barındığını ve devlet otoritesinin bulunmadığını savunuyorlar. Yapılan harekâtın da o bölgede yaşayan insanlara değil, eşkıyaya yönelik olduğunu belirtiyorlar.
İddialarını güçlendirmek için Talat Paşa'dan örnek veriyorlar:
- 1915 tehciri sırasında, Ermeni kafileleri Dersim üzerinden geçerken, kırılıp yok edildiler. Talat Paşa da \'Bir daha Dersim üzerinden kafile göndermeyin, kontrol edemiyoruz\' diye veliliklere emir gönderdi.
Dersim, Cumhuriyet Tarihimizin en tartışmalı konularından biri.
Gerçekte neler olduğunu ortaya çıkarmanın tek yolu da başta Genelkurmay olmak üzere devletin bütün arşivlerini açmak. Aksi takdirde, bugün olduğu gibi her kafadan ayrı ses çıkmaya devam eder, olay alabildiğine istismar edilir ve bu pilav daha çok su götürür...