İletilerinizi bekliyorum...

gulerbugday113@gmail.com

Facebook

    (Güler Buğday)

Twitter

    twitter.com/gulerbugday

 

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI

25 Kasım 2015 Çarşamba, 16:29

Cumhuriyeti kuran parti, artık laik cumhuriyeti yıkanlara, tek adam diktasını dayatanlara ve korku imparatorluğu yaratanlara engel olamıyor!

Bursa Bamsz | letiim | zgemiim | Kitaplarm | Hakkmda Yazlanlar | Animasyonlu iirler

Ana Menü

» Ana Sayfa

» Haberler

» Yazılarım

» Yazarlar

» İletişim

» Künye

» Bize Yazın

» Bağlantılar

ATATÜRK Diyor Ki;

Cumhuriyet fikir serbestliği taraftarıdır. Samimi ve meşru olmak şartıyla her fikre saygı duyarız.

YAZAR YAZI

Emin Çölaşan: YALAKALAR BİLE

Emin Çölaşan: YALAKALAR BİLE "YETER ARTIK" DEDİ

06 Mart 2011 Pazar, 10:13

EMİN ÇÖLAŞAN / SÖZCÜ

SEVGİLİ okuyucularım, bir ülke düşünün ki gazetecileri sürekli gözaltına alınıyor, hayali suç ve iddialarla tutuklanıyor. İktidardaki partinin yetkilileri, bu olanları savuşturmanın en kolay yolunu bulmuşlar:
"Arkadaşlar, olanlar bizim dışımızda. O kararları yargı veriyor. Biz bağımsız yargıya karışanlayız ki!"
Güler misin, ağlar mısın! Bu sözleri beş yaşındaki çocuklar bile yutmaz... Çünkü iktidarın eli yargının tam göbeğinde. İşine gelenleri ödüllendiriyor, gelmeyenleri harcıyor.

Dün dikkat ettim, son gözaltılar sonrasında AKP'nin yalaka medyasında bile ilk kez "Oh olsun, beter olun" çığlıklan yükselmiyordu. Şu cümleler onlar tarafından yazılmıştı:

"Yeter artık, yoksa Ergenekon davası birilerinin kişisel amaçları için mi kullanılıyor... Bizim vicdanımızdaki Ergenekon davasının anlamı düşüyor... Ortada suç varsa en kısa zamanda ortaya koyun. Aksi takdirde töhmet altında kalacaksınız... Aksi takdirde polis devleti iddiaları güçlenir ve Ergenekon davası iflas eder...

Ergenekon bu mu? Son gözaltılar şaşkınlık yarattı. Niye gözaltına aldınız bu insanları? Elinizde kanıt var mı?
Siyasi iktidar-cemaat (Fethullah) -polis üçgeni mi?
Eğer inandırıcı bir açıklama yapılmazsa, AKP iktidarı siyasi hayatının en ağır ve karanlık günlerini yaşar. Bunun böyle yuvarlak laflarla geçiştirilmeyecek kadar ciddi bir durum olduğunu anlasalar iyi olur."

Dikkat ediniz, bu cümleleri biz yazmadık, dün onlar yazmak zorunda kaldı... Çünkü işin cılkı çıktı, tadı kaçtı.

• • •

Dün İstanbul ve Ankara'da binlerce gazetecinin yürüyüşü vardı. Böyle bir şey uzun yıllardan bu yana ilk kez oluyor, gazeteciler bu anlamsız uygulamalara, önüne gelenin gözaltına alınıp tutuklanmasına topluca tepki koyuyorlardı.

Son damlalarla bardak taşmıştı.

Tahminim şudur: Gözaltına alman gazeteciler en kısa zamanda serbest kalabilir... Ve kalmalıdır.

İyi de, bundan öncekilere yapılan haksızlıklar ne olacak?
"İleri demokrasi (!)" ile yönetildiği iddia edilen bir polis devleti düşünün ki, istisnasız her gazeteci telefonunun dinlendiğine, bir gün kendisinin de gözaltına alınıp götürüleceğine inanmaktadır.

Sadece gazeteciler değil, Türkiye'de nice ı * masum insan yıllardan beri tutuklu yatıyor. Davalar bitmek bilmiyor, Ergenekon gibi bazıları bilerek ve isteyerek, özellikle uzatılıyor.

Hani yargı reformunuz, nerede!

Eğer yazılarınız nedeniyle AKP iktidarının tu kaka ilan ettiği bir gazeteci iseniz, karşınıza sürekli olarak "Gözaltına alınma, tutuklanma, hatta ölüm" tehditleri çıkarılıyor.

İşte bana iki gün önce gelen son yazılı mesaj:
"Şeriata, dine laf atıyorsun. Bak canım yazılarına dikkat et. Eğer gebermek istemiyorsan yazılarına dikkat et. Bu ülke sizin gibi satılık piçlerden çok çekti. Yeter artık ayağını denk al. Ecelin elimden olmasın." İmza da ilginç! "Cellat azrailin." Bu devirde kimi kime şikayet edeceğiz? Kim, hangi makam bu tehditleri savuranları bulacak?

Hırsız, kapkaççı, gaspçı, dolandırıcı, ahlaksız, vatan haini, namus düşmanı mıyız?.. Bir yanda gözaltı furyası ve tutuklama olayları, öte yanda ölüm tehditleri.
Bütün dünya duysun sesimizi. Bu iktidara karşı çıkan bizler, 21. yüzyıl Türkiye'sinde işte bu koşullarda gazetecilik yapıyoruz.

Bazen içimizden isyan ediyoruz, "Ne olacaksa olsun da kurtulalım. Oleceksek ölelim, içeri ahnacaksak alınalım, ama sonumuzu bilelim" diyoruz.


TAVUK TOPLUM


DİKTATÖR (isterseniz ona Padişah da diyebilirsiniz), adamlarını toplamıştı. Çevresindeki dalkavuklarına sordu:
"Söyleyin bana bakalım, halkın bize kayıtsız şartsız baş eğmesi, itaat etmesi, korkması için neler yapmalıyız?"
Dalkavuklardan farklı yanıtlar geldi. Bazıları hak, hukuk, adalet, demokrasi falan derken bir bölümü gözaltı, tutuklama, süründürme, sonsuza kadar bitirilmeyecek davalar dedi.


Diktatör, verilen yanıtları beğenmedi ve özel kalem müdürüne emir verdi:

"Buraya çok acele olarak bir canlı tavuk getirin. Ne yapmamız gerektiğini size anlatacağım."
Birazdan tavuk getirildi. Diktatör, dalkavuklarının şaşkın bakışları altında tavuğun tüylerini tek tek yolmaya başladı. 15 dakika süren bu işlem boyunca tavuk feryat etti, kaçmaya çalıştı ama başaramadı.

Sonunda, cascavlak kalan tavuğu salonun ortasına salıverdi diktatör... Ve dedi ki "Şimdi izleyin bakalım nereye gideceğini, nereye sığınacağını bu şaşkın tavuğun!"
Canı fena halde yanan tavuk oradan oraya koşuyor, çaresizce bir şeyler yapmaya çalışıyordu. Masalara koltuklara çarptıkça canı daha beter yanıyordu.
İşte o zaman diktatör, cebinden bir avuç yem çıkarıp yolunmuş tavuğun önüne tane tane atmaya başladı. Tavuk yeme saldırdı.
Sonra, diktatör ayağa kalkıp birkaç kez yerini değiştirdi.
Görüldü ki yemlenen tavuk, tüylerini yolan diktatör nereye yönelse onun peşinden koşuyor. Oturduğu zaman onun bacaklarının arasına giriyor.
Hayretten ağzı bir karış açık kalan dalkavuklarına diktatör şöyle dedi:

"Gördünüz mü?.. Halk dediğimiz kalabalık işte bu tavuk gibidir. Alacaksın kucağına, tüylerini yolacaksın, onu korkutup sindireceksin, birazcık da yemleyip bu yolla kendine bağlı kılacaksın. O zaman sana boyun eğecek, senin peşine takılacak, bacaklarının arasına sığınacak. Ne yaparsan yap ses çıkarmayacak, tepki göstermeyecek. Bunu basardın mı, yarattığın "Tavuk toplumu" yönetmek çok kolaydır."

Diktatörün (ya da padişahın) dalkavukları hayret ettiler. "Vay anasını birader, padişahımız efendimizin aklı gerçekten muhteşem" diye bağırdılar.

Diktatör, adamlarına son bir ders daha verdi:
"Kuşlar iki kanatlarını özgürce kullanıp uçar. Uçamayanlar işte böyle kişiliksiz tavuk olur. Biz bir tavuk toplum yaratacağız arkadaşlar... Çünkü çaresiz bırakacağımız, korkutacağımız tavuk toplum eninde sonunda bize sığınır, önüne attığımız bir avuç yemi gagalarken tüylerini yolduğumuzu, arkadan yumurtalarını çaldığımızı bile fark etmez."

Hikaye bu ya!..

(Emin Çölaşan'ın notu: Lütfen yanlış anlaşılmasın, bu hikayenin günümüz Türkiyesi ile uzaktan yakından ilgisi yoktur yani!)

Yazarlar

AKP ‘darbeyi’ kapatacak

25 Ekim 2016 Salı, 12:14


AKP ‘suç ortağı' arıyor

Mustafa Ünal /ZAMAN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:28


Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Haziran 2015 Cuma, 09:21


Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez

Erhan BAŞYURT/BUGÜN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:16


Ya Koalisyon ya Başkanlık...

Eren Erdem/YURT

12 Haziran 2015 Cuma, 08:58


Kırılma noktası!

Güngör Mengi/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:45


AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?

İbrahim Kiras/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:42


Ali İsmail…

Bekir Coşkun - Sözcü

23 Ocak 2015 Cuma, 09:34


Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?

Mehmet Kamış/ZAMAN

14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39


Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi

Can Ertan /HABER

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57


Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik

Özgür Şen

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17


AKP’nin IŞİD çıkmazı

Hüseyin ALİ/Özgür Gündem

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10


Siyasi etik yasası çıkarılmalı

Serpil Çevikcan/Milliyet

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37


MİT’in sicili

Gültekin AVCI/BUGÜN

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17


İslamofobi ve provokasyon

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11


Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”

Hüseyin Özay/Taraf

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32


AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor

Zilar STÊRK/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25


Barışı, ancak özgürlükler besler

Hüda KAYA/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14


Bilim siyasetin elini öptüğünde...

Cüneyt Ülsever/YURT

11 Ocak 2015 Pazar, 10:19


Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı

Nazlı Ilıcak /BUGÜN

11 Ocak 2015 Pazar, 10:18

Son 20 Yazım

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI


AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN


GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.


ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..


12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?


Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?


Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'


Tüm Dostlara Teşekkür…


Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!


Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:


Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...


Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.


Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...


Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım


CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…


Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!


“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…


Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.


Sadece İnsan Olmak!


Annemin de Başını Ezerler mi?

Takvim

Pt Sl Çr Pr Cm Ct Pz
1
2345678
9101112131415
16171819202122
23242526272829
3031
info@bursabagimsiz.info.tr

Bursa Bağımsız adlı, www.bursabagimsiz.info.tr adresinde yayınlanan işbu web sitesi içerisinde yayınlanan yazınsal ve görsel içeriğin her hakkı saklıdır.

Site içerisinde Güler Buğday dışında yazınsal ve görsel içeriği yayınlanan konuk yayıncıların eserlerinin her türlü hukuksal sorumluluğu konuk yayıncıya aittir. Güler Buğday işbu içerikten ötürü sorumlu tutulamaz.

Copyright © 2024 Bursa Bağımsız