İletilerinizi bekliyorum...

gulerbugday113@gmail.com

Facebook

    (Güler Buğday)

Twitter

    twitter.com/gulerbugday

 

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI

25 Kasım 2015 Çarşamba, 16:29

Cumhuriyeti kuran parti, artık laik cumhuriyeti yıkanlara, tek adam diktasını dayatanlara ve korku imparatorluğu yaratanlara engel olamıyor!

Bursa Bamsz | letiim | zgemiim | Kitaplarm | Hakkmda Yazlanlar | Animasyonlu iirler

Ana Menü

» Ana Sayfa

» Haberler

» Yazılarım

» Yazarlar

» İletişim

» Künye

» Bize Yazın

» Bağlantılar

ATATÜRK Diyor Ki;

Biz Türkler, bütün tarihimiz boyunca hürriyet ve istiklâle timsal olmuş bir milletiz.

HABER

YOLUN SONU GÖRÜNMÜYOR

YOLUN SONU GÖRÜNMÜYOR

22 Aralık 2011 Perşembe, 07:03

Patır patır gazeteciler içeri tıkılıyor. Oydu buydu şuydu fark etmiyor. Bu topraklarda saldıracak yok edecek kökünü kazıyacak ‘gazetecilikten’ ‘yazarlıktan’ başka bir kötülük yok mu? Ne bu meslekten üç kuruş kazanıp karnımızı doyurabildik ne birkaç saat tadını çıkarabildik.

Dünyayı eşyayı metafiziği, yani tarihin ebedi sorularına merak sardığımız için girdiğimiz yol bizi nerelere sürükledi, savaş cephelerine sığınaklara, ateş kusan helikopter seslerinin tam ortasına...

Dünyayı gözleyecek, eşya, teknoloji, davranışlar, ahlak, modernizm vs. nerelere eviriliyor diye, iki kelam edecek zamanımız olmuyor. Her gün yasak, her gün tutuklama, her gün mezar, her gün savaş, her gün hapishane, her gün Beşiktaş Adliyesi...

Kardeşim, savaşlarda dahi ölüleri gömmek için karşılıklı ara verilirdi, bari bir kısa gün ara verin de hiç değilse izlenimlerimizi yazacak, ileri geri soyutlamalar yapacak vaktimiz olsun. AKP, iktidar olduğu günden beri hepimiz yazarlığın büyük sorularını unuttuk. Bir kısmımız poşu takıyor, bir kısmımız kuva kalpağı, artık hepimiz her gün cephede, hepimiz artık, yazar değil NÖBETÇİYİZ, yazar değil ‘zanlıyız’, yazar değil ‘tutukluyuz'.

Hiçbirimiz yazar değiliz sadece ‘iddialar var efendim, iddialar var efendim...’

Nöbetçi rahat olamaz tetiktedir, nöbetçi her parlak ışığı tehlike ya da düşman sayar, nöbetçi rüzgarın tıkırtısına dahi tetik doğrultur, nöbetçi yağmurun sesine, nöbetçi genleşen kuru ağaçların çıtırtılarına, nöbetçi artık ‘fizik dünyayı’ topyekun komplo, tuzak, CIA, ajan vs. diye görmeye başlar.

Şimdi bu klavye başına otururken arkamda raflarda dizili yedi bini aşkın kitap, süzüp süzüp okumuşum, anlamışım anlamamışım, kavramışım kavramamışım, uçmuşum sıçmışım, bunca okumaya rağmen cehalet üstüne cehalet sergilemişim, ama bir şey oluyordu, ileri geri temize çeke çeke, düzelte düzelte kazmayı daha derinlere vurmaya başlıyorduk.

Ama şimdi, yanlışlardan beceriksizliklerden cehaletlerden öte daha zalim bir şey oluyor: ‘hayat duruyor.’. Hapishane hücresi gibi içerde dışarıda her yerde ‘hayat durdu.’

Gazetecilerin sabah sabah karga tulumba evlerinden toplanması artık hiç de ‘olağanüstü bir olay’ değil. Oysa hepimiz yazarlığa, kapılarımızı ve pencerelerimizi ardına kadar açmak çırılçıplak soyunmak için, itiraflarımızla arınmak, deşifrasyonla soyunmak, içimizdeki sayısız sapkınlıkların resimlerine aleniyat kazandırıp ağırlığından kurtulmak için başlamıştık.

Şimdi nerdeyiz, kamera kayıtlarını ve telefon konuşmalarını eline alıp yırtına yırtına şarkılarını söylüyor cellatlar korosu: iddialar var efendim, iddialar.



( Bir Uzunca Not: Belki yeri saati değil ama KCK tutuklamaları çerçevesinde içeri tıkılan arkadaşlara da içim yanarak bir şeyler söylemek istiyorum, 1990’lu yılların ortasıydı, bugünkü gibi tabakhaneye bok yetiştirir gibi harıl harıl aşkın şehvetli yazılar yazıyorduk ve Güneydoğu’da olup bitenler hepimiz için ‘insan hakları sorunuydu’, siyasal ve sosyal eşitlikler sorunuydu.

Doksanların sonuna doğru ne olduysa büyük bir kazık yedim, siyasal ve sosyal eşitlikler ve insan hakları sorunu, birkaç gün içinde birden ‘etnik milliyetçiliğe’ dönüştü ve arkadaşlarımızla aramız önce soğumaya sonra dalaşmaya bıraktı.

Ve sonra etrafımdaki arkadaşların dilinde kaleminde tuhaf değişiklikler olmaya başladı, heceleme vurgusuna dikkat ederek Pe Ke Ke demeye başladılar, gerilla demeye başladılar, her yazılarında Kürt, Kürtler gibi Türk-Kürt gibi etnik milliyetçiliği harlayan kasıtla ideolojiyle kotarılmış kelime ve kavramları kullanmaya başladılar.

Siyasal ve sosyal eşitlikler ve insan hakları sorunu birkaç yıl içinde birden etnik milliyetçilik rüzgarına dönünce, yollarımız ayrıldı, beni artık düşman görmeye başladılar, kaç sefer yazdık, kaç sefer yüzlerine söyledim, toplantılarda panellerde söyledim, özgürlüklerle etnik milliyetçiliğin hiçbir alakası yoktur, hiçbir ülke etnik milliyetçiliğe izin vermedi, veremez, olmadı, NTV gibi cici ekranlar buldular, Radikal 2 gibi cici ek’ler buldular, doldular büyüdüler Avrupa’yı arkalarına aldılar, her cümlelerine özgürlük diye başlayıp etnik milliyetçiliği çıkışsız bir tünele getirip Türkiye’yi içine tıktılar.

Sadece bu arkadaşları değil çok sonra bu arkadaşların gazına gelip çemberine düşen AKP’ye de, açın tv konuşmalarımızı, çıldırır gibi bağırdık, etnik milliyetçilik tuzaktır, beladır, iç savaştan başka şansı yoktur, diye.

Olmadı, ifade özgürlükleri alelacele öyle yasalaştı ki dağda elinde silahlı teröriste dahi kimlik soramaz hale geldi güvenlik güçleri. ‘İşte ne güzel her şeyi tartışıyoruz’ aptallığından özgürlük bayrağı yapıp yıllarca ekranlardan sabahlara kadar kuru sıkı salladılar.

Ve dahası ‘etnik milliyetçiliği’ diline dolayan arkadaşlarımız Irak işgali Kuzey Irak’taki oluşumun işine geldiği için Amerikan işgaline tek satırcık karşı yazı yazamadılar, hatta Felluce’de öldürülen on binlerce Türkmen’den on yıl geçti hala tek satırcık söz edemediler.

Bu asla bir hesaplaşma yazısı değil, şunu bir daha hepimiz birbirimize tekrar edelim, bizler yazarız, bu topraklardaki tek görevimiz, siyasal ve sosyal eşitlikleri hayatın her alanında hatta her canlı her nefes alan hatta derelerimizi bekleyen biçimli biçimsiz kayalarımız için her şey için istemeli, savunabilmeliyiz.

Etnik milliyetçilik suni takma protez bir kol’du, Avrupa, ABD ve AKP kendi siyasi hesaplarınca bu kol’u geçici bir süre size uydurup taktılar, şimdi, taktıkları yerden yeniden kırıyorlar, yarın bir gün bir daha takar tekrar kırarlar.

Yolumuz çoktan ayrılmış nerdeyse düşmanlaştığımız, etnik milliyetçiliği sosyalizmin en temel meselesi haline getirmeyi hokkabazca başarmış kardeşlerim, bugünleri hissedip sizleri üzecek kıracak kadar sert küfürlü bağırıp çağırmalarım için her şey için bir anlamı olur mu bilmem ama bugün için olsun özür dilemek istiyorum, çünkü bugün hepimiz ‘içeri tıkılan’ her insan evladının yanında olmak istiyoruz ve yine, çünkü elinizde NTV ve Radikal 2 Ek’leri kalmadı ve sizler de bizim gibi kodeste, mağdur ve savunmasızsınız.

Yine eski günlerdeki gibi kardeşiz yani. İsterdim ki bizleri ‘mağduriyetlerimiz’ değil, dünyayı ayağa kaldıran ve değiştiren siyasal ve sosyal eşitlik fikirlerimiz ‘kardeşleyebilseydi’.

Sizlerin ne büyük bir ‘örgüt’ ve ağır bir ‘ağbilik’ baskısı altında olduğunu biliyorum, hiç değilse sizden sonraki kuşak için usanmadan bir daha söylüyorum, siyasal ve sosyal eşitliklerin bu büyük kavgasını getirip etnik milliyetçiliğe düğümlemenin hepimiz için ne büyük felaket olduğunu görelim artık)

Kaynak : Nihat Genç/Odatv.com

Yazarlar

AKP ‘darbeyi’ kapatacak

25 Ekim 2016 Salı, 12:14


AKP ‘suç ortağı' arıyor

Mustafa Ünal /ZAMAN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:28


Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Haziran 2015 Cuma, 09:21


Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez

Erhan BAŞYURT/BUGÜN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:16


Ya Koalisyon ya Başkanlık...

Eren Erdem/YURT

12 Haziran 2015 Cuma, 08:58


Kırılma noktası!

Güngör Mengi/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:45


AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?

İbrahim Kiras/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:42


Ali İsmail…

Bekir Coşkun - Sözcü

23 Ocak 2015 Cuma, 09:34


Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?

Mehmet Kamış/ZAMAN

14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39


Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi

Can Ertan /HABER

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57


Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik

Özgür Şen

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17


AKP’nin IŞİD çıkmazı

Hüseyin ALİ/Özgür Gündem

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10


Siyasi etik yasası çıkarılmalı

Serpil Çevikcan/Milliyet

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37


MİT’in sicili

Gültekin AVCI/BUGÜN

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17


İslamofobi ve provokasyon

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11


Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”

Hüseyin Özay/Taraf

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32


AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor

Zilar STÊRK/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25


Barışı, ancak özgürlükler besler

Hüda KAYA/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14


Bilim siyasetin elini öptüğünde...

Cüneyt Ülsever/YURT

11 Ocak 2015 Pazar, 10:19


Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı

Nazlı Ilıcak /BUGÜN

11 Ocak 2015 Pazar, 10:18

Son 20 Yazım

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI


AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN


GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.


ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..


12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?


Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?


Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'


Tüm Dostlara Teşekkür…


Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!


Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:


Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...


Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.


Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...


Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım


CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…


Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!


“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…


Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.


Sadece İnsan Olmak!


Annemin de Başını Ezerler mi?

Takvim

Pt Sl Çr Pr Cm Ct Pz
1234567
891011121314
15161718192021
22232425262728
2930
info@bursabagimsiz.info.tr

Bursa Bağımsız adlı, www.bursabagimsiz.info.tr adresinde yayınlanan işbu web sitesi içerisinde yayınlanan yazınsal ve görsel içeriğin her hakkı saklıdır.

Site içerisinde Güler Buğday dışında yazınsal ve görsel içeriği yayınlanan konuk yayıncıların eserlerinin her türlü hukuksal sorumluluğu konuk yayıncıya aittir. Güler Buğday işbu içerikten ötürü sorumlu tutulamaz.

Copyright © 2025 Bursa Bağımsız