'Bizi hep AKP yönetsin!'

25 Eylül 2011 Pazar, 10:30

Habertürk

Habertürk yazarı Fatih Altaylı bugünkü yazısında Başbakan Erdoğan'ı yere göğe sığdıramadı. Başbakan ile birçok AKP'li bakanın AKP tüzüğü gereği 3 yıl sonra görevi bırakmak zorunda kalacak olmalarından ötürü duyduğu üzüntüyü belirten Altaylı \'bu kararın ne kadar doğru\' olduğunu sordu.

AKP’nin iktidar olduğu ilk yıllarda, Doğan Grubu'nun yayın politikası uyarınca “muhalif” görüntüsü veren ancak medyada yaşanan dönüşümün ardından “merkezden yandaşa” doğru kayan Altaylı, Habertürk’teki bugünkü yazısında Erdoğan’ı yere göğe sığdıramazken, Türkiye’yi, başarılı bulduğu AKP kadrolarının yönetmeye devam etmesi gerektiğini ima etti. Erdoğan’ın ve AKP’li birçok Bakanın AKP tüzüğü gereği 3 yıl sonra görevi bırakmak zorunda olacağını söyleyen Altaylı, bu kararın ne kadar doğru olduğunu sorarak bugüne kadar yandaşların bile pek değinmediği bir konuya işaret ediyor. Altaylı'nın gazetecilik kariyeri boyunca geçirdiği dönüşümü düşününce, bugünkü yazısındaki ifadeler oldukça \'anlamlı\' hale geliyor.

“Balkan liderlerinin lideri gibi”
Amerika’daki Balkan Derneği’nin toplantısındaki gözlemlerini anlatan Altaylı, Erdoğan’ın Arap halkları ve balkanlardaki “saygınlığı” üzerinde önemle durarak şu ifadeleri kullanıyor:

\'Dev bir salonda binlerce Balkan kökenli Amerikalı bir araya gelmiş. Arnavut’u, Kosovalısı, Makedon’u, Karadağlısı, hepsi. Başbakan Erdoğan salona girdiğinde kıyamet kopuyor.

Açıkçası şaşırıyorum. Erdoğan’ın Arap halkları üzerindeki etkisi malum. İyi de bu Balkanlar’a ne oluyor!Ortalık yıkılıyor. Sonra liderlerin hepsi sırayla konuşuyor. En son Erdoğan. Diğer bütün Balkan liderlerinin Erdoğan’a müthiş bir saygısı olduğunu gözlemliyoruz. Sanki Balkan liderlerinin lideri gibi.\'

Balkan Derneği'nin gecesinden sonra otelde Başbakan’ın en yakındaki isimlerden Hüseyin Besli ile aralarında geçen diyalogu aktaran Altaylı şunları kaydediyor:

\'Başbakan Erdoğan’ın siyasi hayatının büyük bölümünde yanından hiç ayrılmayan Hüseyin Besli ile otelin çatısındaki bara çıkıyoruz. Besli’ye, “Ahir ömrümü Erdoğan’ın Başbakanlığı ile tamamlayacağım gibi bir hisse kapıldım bu akşam” diyorum. Besli kesin bir şekilde, “Yanılıyorsun” diyor. “Niye” diyorum. “Çünkü Tayyip Bey bir dahaki dönem milletvekilliğine aday olmayacak” diyor. “Tüzükteki maddeyi biliyorum ama o değiştirilir gibime geliyor” diyorum. “Değiştirilmeyecek. Kesinlikle değiştirilmeyecek” diyor. “Büyük sıkıntı olur. Düşünsenize sadece Başbakan Erdoğan değil, bugünkü kabinenin hemen hemen tamamı Meclis dışında kalacak o halde. Tecrübeli bütün isimler bırakmak zorunda kalacak. Galiba bir Zafer Çağlayan kalır, bir Ahmet Davutoğlu, bir Mehmet Şimşek” diyorum. O sırada Egemen Bağış geliyor yanımıza, “Siz de bir dahaki dönem yoksunuz Meclis’te” diyorum. “Yokum evet” diyor. Besli kesin konuşuyor: “Göreceksiniz olmayacak. Bu kadar açık söz verdiği bir konuda sözünden asla dönmez” diyor. “Peki ne yapacak, emekli mi olacak” diyorum. Besli “Cumhurbaşkanı olur herhalde” diyor. “Başkanlık sistemi gelmese de Köşk’e çıkar mı?” diyorum. “Çıkar” diyor. “Ya seçilemezse” diye soruyorum. “O zaman bir süre ara verir. Başka türlü hizmet eder memlekete” diyor. Egemen Bağış, “Bence 2024’te de Türkiye’yi Tayyip Bey yönetiyor olur” diye tarih veriyor.\'

AKP bizi bırakmasın
Altaylı’nın bu diyaloglardan çıkardığı sonuç ise oldukça çarpıcı. Altaylı, AKP’nin Bakanlarının başarılı olduğunu ve görevi bırakmak zorunda kalmalarını ise pek doğru bulmadığını söyleyerek, dolaylı yoldan Erdoğan’ın da siyasete devam etmesi gerektiğini belirtiyor ve şu ifadeleri kullanıyor:

Bu konuşmadan kesin anladığım şu. Bu dönem Başbakan Erdoğan’ın son Başbakanlık dönemi. Sadece onun değil, AK Parti’nin önemli isimlerinin pek çoğunun da. Bu karar ne kadar doğru ondan emin değilim. Pek çok başarılı bakanı 3 yıl sonra kaybetmek ne kadar akılcı!

Nereden nereye…
Erdoğan'ın yandaşlar arasında onlarca köşeyazarı hayranı varken Altaylı'nın yazısını çarpıcı hale getiren ise geçmişteki gazetecilik deneyimi. Hürriyet Gazetesi, Erdoğan’ın siyasi yasağının olduğu yıllarda “Muhtar bile olamaz” diye manşet atarken, o dönem gazetede çalışan Altaylı da buna uygun yazılar yazmakla meşguldü. Aşağıdaki ifadeler Altaylı’nın bir yazsında o dönem Erdoğan için neler düşündüğünü anlatıyor:

\'Tayyip Erdoğan Türk siyasetine uymuyor. Yakışmıyor.

Sadece KİRLİ GEÇMİŞİYLE değil, YETERSİZLİKLERİYLE de yakışmıyor. Görülüyor ki yeni dönemde artık Tayyip’lere yer yok...

Ben AKP’nin Tayyip ısrarını anlamıyorum. Bilgisi zayıf, deneyimi eksik, eğitimi yetersiz, yabancı dil bilmez bir adam. Demagogluk (laf cambazlığı) lider olmaya yetiyorsa amenna. Türkiye’nin önderi olacak adam değil. Bırakın onu, Türkiye’yi yönetecek çapta dahi değil... AKP, Türk siyasetinde yer almak istiyorsa alabilir. Ama başında Tayyip Erdoğan’la değil. Bu çok net.\'