Zamanında orduya kızan Adnan Menderes “Bu orduyu yedeksubaylarla da yönetirim” demişti. Amaç orduyu küçük düşürmekti. Popülizm kokuyordu elbette. Gerçi “Odunu koysam seçilir” de demişti. “Siz isterseniz hilafeti de getirirsiniz” sözü de Menderes’e aitti.
Bu tür sözler doğru değildir ama hem akılda kalır, hem de özellikle alt kültürlerde garip bir haz duygusu yaratır. “Tabii abi ya, general olmuş da ne olmuş, sonuçta bütün işleri astsubaylarla yedeksubaylar ya da teğmenler yapmıyor mu, paşalar yan gelip keyif çatmıyor mu?” geyikleri kahvelerde bolca müşteri bulur.
Adnan Menderes sadece söylemişti, ama Tayyip Erdoğan başardı maaşallah. Böyle giderse orduyu gerçekten yedeksubaylarla yönetecek.
Baksanıza tüm dünyanın gözünün içine baka baka “İsrail bir daha bize kafa tutarsa fırkateynlerimizi görecek karşısında” diyor. Müthiş özgüven. İnsan gururlanıyor haliyle.
Ayrıca yalan da değil ki, deniz kuvvetlerinin neredeyse bütün amiralleri içerde, ama gemilerimiz Akdeniz’e açıldı. Sıkıysa İsrail yanaşsın bakalım. Ne oluyor yani; amireller tutuklu olunca gemilerimiz denize açılamıyor mu? Bal gibi açıldılar işte, pekala oluyormuş.
PKK’ya karşı kara harekatı yapılacak, orgeneralinden başlayarak bütün rütbelerde birçok subay hapiste. Ama operasyon yine yapılabilir. Niye yapılmasın ki, sanki o generaller silah elde cepheye koşuyorlar.
Danie Kay New York Senfoni Orkestrasını yönetmişti, dünyanın en büyük şefi Karajan’ın yerine. Hayranlık uyandırmamış mıydı? Ondan özenen Cem Yılmaz da Borusan Orkestrasını yönetti, orkestra pekala güzel güzel çaldı.
Kenan Evren de Picasso resimlerine bakıp “Ne var yani bunda, ben de çizerim” demişti. Çizmişti de, açtığı sergilerdeki resimleri kapış kapış gitmişti, Evren’e hayranlık duyanlar büyük paralar ödemişti, şimdi gidin sorun bakalım o resimlerin nerede olduğunu hatırlayacaklar mı?
Hülya Avşar şarkı söylüyor, Ajda Pekkan dans ediyor, Fadıl Akgündüz ilk Türk arabasını yapıyor, Rasim Ozan futbol konuşuyor, Ahmet Işıkara en seksi, Mehmet Ali Birand en yakışıklı ünvanlarını taşıyor, CHP iktidara oynuyor, iktisatçı Haşim Kılıç hukukun en tepesinde, öz be öz Türkler Kürtçü, cami kapısını görmemişler türbancı, Türkçe özürlüler yıldız TV programcısı, asker savaşa komutansız gidiyormuş çok mu yani....
***
Tatil günlüğü
Tatil ortasında gece mitingi
Ortaca Cumhuriyetçi Kadınlar Derneği’nin temsilcisi Leyla Solmaz arayıp da “Sizi Ortaca’ya davet etmek istiyoruz, ne zaman uygun olursunuz, önümüzdeki hafta olabilir mi?” diye sorduğunda kendimi tutamayıp gülmeye başladım. Leyla Hanım da şaşırdı haliyle. Anlattım “Önümüzdeki hafta zaten o bölgedeyim, hiç sorun değil gelirim, ama sizden tek isteğim var, Dalyan ve çevresini hiç gezmedim bugüne kadar, buna bu olanağı sağlayın lütfen.”
Leyla Solmaz “Tabii ki, zaten sizin için bir gezi programı yapıyoruz, buralarda olmanız da iyi oldu” dedi.
Ortaca Dalaman’a 10 kilometre uzaklıkta, bölgenin en kalabalık ve hareketli ilçesi. Hemen yanıbaşındaki Dalyan ise bir dünya harikası olarak yerli yabancı milyonlarca turistin gözdesi.
Dev kaplumbağalar da tüm çevrenin maskotu.
Ortaca siyasi olarak da çok hareketli. AKP bölgenin özelliğine uygun olarak güçlü değil, ama Ortaca’da muhalefetin tüm unsurları var.
Hava çok sıcak olduğu için zorunlu olarak “gece konuşması” yaptım. Belediyenin hemen yanındaki parkta büyük bir kalabalık toplanmıştı. Bir tür gece mitingi gibiydi. İki saati aşan çok hoş bir sohbet oldu. Ortacalılara kendi gözlemlerime ve tarihsel bilgilere dayalı olarak Cumhuriyet dönemini ve darbeleri anlattım. Güncel birçok soruya cevap vermeye çalıştım. Anılardan silinmeyecek güzel bir gece oldu.
Salı günü ise sizlere Dalyan’da nasıl balçıkla sıvandığımı, dev kaplumbağalarla nasıl oynadığımı anlatacağım.
***
Yıldırım Tuna’dan haftanın fıkraları
Sakın dönme
Adam avukatına gidip “Geçen sene benim eşimden boşanmama yardımcı olmuştunuz.. Hatırlayabildiniz mi?” diye sormuş. “Evet?.. Tabii ki hatırladım” diye cevap vermiş avukat. “Karım boşandığımız için çok üzgün.. Benimle tekrar beraber olmak istiyor ve bütün arkadaşlarına beni anlatıp duruyormuş.. Ne yapmalıyım sizce?” Avukat “Hiçbir şey yapmayın sakın.. Hiçbir şey” demiş heyecanla ayağa fırlayarak. Sonra devam etmiş “Kadınlar aynen amatör balıkçılara benzerler. Yakaladıklarını bir müddet sonra asla beğenmezler, elinden kaçırdıklarının büyüklüğünü, ihtişamını da herkese anlata anlata bitiremezler..!”
Eller cepte
Adam hayli uzun bir iş seyahatinden dönmüş, bir bakmış ki oğlunun altında 10 vitesli pırıl pırıl bir bisiklet.. “Aa?.. Bu bisikleti nerden buldun?” diye sormuş hayretle, “Bu en az 300 dolarlık bir bisiklet..!” Oğlan “Sakin ol baba” demiş, “Ben bu bisikleti hiçbir şey yapmadan el cepte sağda solda dolaşarak kazandım.” Adam “Saçmalama. Bana hemen işin aslını anlat bakalım” demiş “Vallahi baba” demiş oğlan, “Sen gittiğinden beri her gece karşıki bakkal annemi görmeye geldi ve her seferinde de bana ‘Al şu 20’liği de etrafta şöyle bir dolaş bakalım evlat’ dedi..!”
Büyük Fener
Tatil köyündeki son gecemde bir haftadır arkadaşlık ettiğim İsveçli bir kızla kumsalda baş başa kaldık.. Israrla “TV’de maç seyredelim” teklifimi reddederek beni kayalıklarda kimsenin olmadığı bir köşeye götürdü, tabii ben mecburen Fenerbahçe Manisaspor maçını cep radyosundan dinlemek zorunda kaldım. İsveçli bir kızın maçın sonuna doğru artık dayanamayıp Fenerbahçe’nin beraberliğine ağlayıp sinirlenerek odasına gidecek kadar üzüleceğini inanın hayatta tahmin edemezdim. Büyüğüz oğlum büyük..
Ben de
Doktor muayene ettiği hastasına sormuş “Akşam yemeğinde kaç şişe şarap içiyorsunuz?” diye. “İki şişe” diye cevap vermiş adam. “Yuh” demiş doktor, “Yahu ben bu kadar su içemem kardeşim?” Adam “Mmm” demiş “Ben de..!”
***
Gani Yıldız’dan
Birleşmiş Milletler’de konuşan Başbakan, teröre daha çok vurgu yapıp başımızdaki terör belasını anlatsa daha iyi olmaz mıydı? Zira belki bir dahaki “Birleşmiş Milletler” toplantısında, “ayrılmış bölgeler”den oluşan bir devletin lideri olarak konuşacak!
***
Almanya Başbakanı Merkel, Papa ile ekonomik krizi konuşmuş. Anlaşılan Avrupa Birliği’nin işi Allah’a kaldı!
***
Atanamayan öğretmenler, önceki Bakan Nimet Çubukçu’nun tutamadığı söz yüzünden şimdiki bakanın özür dilemesine neden bu kadar şaşırdı ki? Alt tarafı, “Devlette devamlılık esastır” ilkesiyle birinin tutamadığı söz için ötekisi özür dilemiş...
***
Uluslararası Gazetecilik Federasyonu, illüstratör Kutlukhan Perker’in bu yıl ülkemizde basın özgürlüğü kampanyasında kullanılan “kelepçe-gözlük” çalışmasını Arap dünyasına yönelik kampanyada kullanacakmış. Ee konu “basın özgürlüğü” olunca modelliğimiz de bu kadar olur!
***
Başbakan, “ABD Başkanı, İsrail konusunda atacağımız adımlar için, ‘Yapmayın!’ deme durumunda değil” demiş. Ancak ülkemize yerleştirilecek radar sistemi gösteriyor ki, “Yapın!” dediği durumlar da oluyor...
***
Avrupa Birliği’ne alınmadığımız için alınıyorduk. Şimdi sakız alacak paraları yok, bari kendimizi ağırdan satalım!
|