|
|
|
|
|
ATATÜRK Diyor Ki; |
Ne kadar zengin ve müreffeh olursa olsun, istiklâlden mahrum bir millet, medenî insanlık karşısında uşak olmak mevkiinden yüksek bir muameleye lâyık sayılamaz.
|
|
|
|
|
YAZAR YAZI |
|
Erdoğan’ın çağrısına karşı bir çağrı!
21 Eylül 2011 Çarşamba, 09:28
Ruhat Mengi/Vatan
|
|
Başbakan Erdoğan’ın Mısır ve Tunus’ta yaptığı laiklik çağrısı; her ne kadar söylediği bazı cümleler “laik rejime sahip” Türkiye’de de uygulanmamakta ise de yerinde bir konuşmaydı. Her ne kadar son yıllarda Türkiye’de de laiklik “din karşıtlığı” gibi yorumlandıysa da... Siyasi söylemlerde bile “laikler-dindarlar” ayırımı yapıldıysa da... “Müslümanlıkla veya herhangi bir dini benimsemekle laikliğin çelişmediğini” nihayet Müslüman ülke toplumlarına söylemek doğru bir adımdı..
TÜRKİYE’YE DE AYNI KONUŞMA LAZIM!
Aslında onun konuşmasını; “Laik devlet her inanç grubuna eşit mesafededir, laiklik tüm dinlere saygı demektir, din karşıtlığı anlamına gelmez. Uygulanırsa bütün toplum güvence içinde yaşar. Ben Mısır’ın da laik bir anayasaya sahip olmasını tavsiye ediyorum. Umarım ki Mısır’da yeni rejim laik olacaktır, benim açıklamalarımdan sonra Mısır halkının laikliğe bakışı değişecektir” sözlerini duyduğumda ilk aklımdan geçen ‘Bu konuşmanın benzerini acaba neden Türkiye’de bir kez bile yapmadı’ sorusu olmuştu.
Zira kendi ülkemizde laiklik öyle tu ka ka bir hale geldi, öyle çok kez “din karşıtlığı ve hatta dinsizlik” gibi algılanmasına neden olacak konuşmalar yapıldı ki, bazı akademisyenler ve bir çok medya organı bu yanlış bilgileri halka empoze ettiler ki; laiklik tanımı neredeyse “Müslümanlıktan farklı bir din veya inanç” haline dönüştü. Bunun böyle olmadığını, “Başbakan Erdoğan’ın Mısır’lılara söylediği anlama geldiğini” anlatmak için çoğumuz üç günde bir “laikliğin ne demek olduğu” üzerine yazılar döşenmek zorunda kaldık.
‘LAİKLER-DİNDARLAR’.. YANLIŞ AYIRIM
Başbakan aynı konuşmayı Türkiye’de de yapsa, bizde “sayısız gazeteci, siyasetçi ve akademisyen” tarafından çok sık kullanıldığı için sonunda Batı medyasının da aynı şekilde kullanmaya başladığı “laikler ve Müslümanlar” veya “laikler ve dindarlar” ayırımı yapılamazdı. Bunun yanlış olduğunu o çok daha kolay anlatırdı.
Konuşmasında “Ben Müslüman’ım ama laik değilim, kişi laik olmaz, devlet olur” dedi. Oysa “devletin din kurallarıyla yönetilmesine, din diktatörlüğüne-baskılarına, inanç-mezhep ayırımcılığına, vatandaşların da birbirine din baskısı yapmasına” karşı olmak, tüm dinlere saygılı olmak, zaten “laik olmak” anlamına gelir.
O zaman “Ben Müslüman’ım ama laik değilim” demeye hiç gerek yoktur, yukarda yazılanların özel olarak Müslümanlıkla bir ilgisi var mı? “Her dinden vatandaş” bu görüşleri benimseyebilir ve doğal olarak “laik” sayılır.
Her neyse, “her dinden-inançtan vatandaş” bulunduğu halde hala oruç tutmayanların dövüldüğü, içki içilen mekanlara saldırıların olduğu, başı açık kadınların “dindar olmadığı konuşulabilen”, aşırı muhafazakarlaşan birçok ilde kadınların “tercihi olmasa da” baskı nedeniyle örtündüğü, siyasetçilerin seçim konuşmalarında veya siyasi tartışmalarda “mezhep ayırımı” yaptığı bir ülke ne kadar laik sayılırsa vatandaşları da o kadar sayılır işte..
ÖZGÜRLÜK KORKUSU
Başbakan Erdoğan “Mısır’da laiklik çağrısı” yaptıktan hemen sonra İran’ın dini lideri Hamaney “Uluslar arası İslami Uyanış Konferansı”nda Arap ülkelerine “Kendi sisteminizi kurun, laik, Batılı modellerin sizi etkilemesine izin vermeyin” şeklinde bir çağrı yaptı. İşte onun İslami diktatörlüklerle yönetilmiş ülkeleri “özgür, laik, demokratik rejim” hevesinden kurtarmaya çalışmasının nedeni kendi ülkesinin de bundan etkilenebileceğini, kendisinin başı çektiği “ruhban sınıfı yönetimine baş kaldırı” olabileceğini düşünmesidir. Türkiye ise, mücadeleler sonucu olsa da laik rejimi sayesinde bugüne kadar din-mezhep kavgalarından ve “dini baskı rejimi”nden uzak kalmayı başarabilmiştir.
Geç de olsa “laikliği takdir ettiğimizi” açıklamak ve “başkalarına önermek” güzel ama umarız bundan sonra Türkiye’de de bunlar söylenir!
*****
PKK ile görüşme cesaretlendirdi mi?
Dün sabah Ankara’da; Başbakanlık, birçok bakanlık ve Genelkurmay Başkanlığı’nın hepsine yakın bir noktada olan patlamada 3 kişi hayatını kaybetti, 30’dan fazla yaralı var. Yazıyı yazdığım saatlere kadar patlamayı PKK üstlenmedi ama yapılan açıklamalarda “PKK eylemi olduğu” vurgusu görülüyordu.
Zaten artık saldırılarını kentlerde planladıkları biliniyor, böyle “Başkent’in göbeğinde ve stratejik bir noktasında” bombalı eylemle “taleplerinin karşılanması için uyguladıkları baskı”yı iyice arttırmayı düşündüklerine şüphe yok. Terör örgütü ve siyasi destekçileri bugüne kadar “katliamlarla, arkadan vurarak, masum insanları öldürerek” bir yere varılmadığını göremediler ama şimdi “acaba ‘açılım’ sürecinin arkasından MİT’in PKK ile terör üzerinden pazarlık yapmış olması onları daha mı cesaretlendirdi” sorusu da geliyor insanın aklına..
Bu “terör örgütüyle masaya oturma yöntemi” her ülkeye ve her örgüte uyacak diye bir garanti yok çünkü, uymadığı İspanya örneğinde de görüldü. Bu noktadan sonra hükümet (ya da devlet diyelim, ki artık Türkiye’de ikisi aynı anlama geliyor) şehirlerde devam edecek teröre nasıl çözüm bulur bilmiyorum, bildiğim bir şey varsa artık “hiçbir yerin, hiçbir saatte güvenli olmadığı” noktadayız.
Gazze’yi, Suriye’yi gündemimizin en önemli konusu yaptığımızda benim ‘Başka ülkelerden önce kendi ülkemizi ve insanlarımızı koruyun, terörden korunma yöntemleri araştırın, zaman yok’ diye çırpınmamın nedeni budur.
Zirveler daha kaç “saldırıdan sonra” yapılacak bakalım!
*****
Kadınlar maçı!
Bir gün önce Fenerbahçe “kadın taraftarlarına” maça gitmeleri için çağrı yaptı ve dün Fenerbahçe-Manisa maçı kadın ve çocuklardan oluşan izleyiciyle oynandı.
Ve fakat bu kadın izleyici maç boyunca duruşuyla, pankartlarla “Fenerbahçe Başkanı’nın tutuklanmasına” ve takımının suçlanmasına öyle güzel ve etkili bir toplu tepki gösterdi ki “verilen ceza tamamen ters tepmiş” bir görüntü çıktı ortaya.. Keşke kadınlar diğer konularda da tek yumruk olarak böyle duruş sergileyebilseydi, kimbilir ne çok sorun kolayca çözülürdü. O günleri de görürüz İnşallah!
Kadınların dayanışması heyecanlandırdı ve umutlandırdı beni.
|
|
|
|
|
|
|
Yazarlar |
|
AKP ‘darbeyi’ kapatacak
25 Ekim 2016 Salı, 12:14
|
|
AKP ‘suç ortağı' arıyor
Mustafa Ünal /ZAMAN
12 Haziran 2015 Cuma, 09:28
|
|
Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!
İhsan ÇARALAN /Evrensel
12 Haziran 2015 Cuma, 09:21
|
|
Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez
Erhan BAŞYURT/BUGÜN
12 Haziran 2015 Cuma, 09:16
|
|
Ya Koalisyon ya Başkanlık...
Eren Erdem/YURT
12 Haziran 2015 Cuma, 08:58
|
|
Kırılma noktası!
Güngör Mengi/VATAN
12 Haziran 2015 Cuma, 08:45
|
|
AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?
İbrahim Kiras/VATAN
12 Haziran 2015 Cuma, 08:42
|
|
Ali İsmail…
Bekir Coşkun - Sözcü
23 Ocak 2015 Cuma, 09:34
|
|
Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?
Mehmet Kamış/ZAMAN
14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39
|
|
Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi
Can Ertan /HABER
14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57
|
|
Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik
Özgür Şen
14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17
|
|
AKP’nin IŞİD çıkmazı
Hüseyin ALİ/Özgür Gündem
14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10
|
|
Siyasi etik yasası çıkarılmalı
Serpil Çevikcan/Milliyet
12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37
|
|
MİT’in sicili
Gültekin AVCI/BUGÜN
12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17
|
|
İslamofobi ve provokasyon
İhsan ÇARALAN /Evrensel
12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11
|
|
Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”
Hüseyin Özay/Taraf
12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32
|
|
AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor
Zilar STÊRK/Özgür Gündem
12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25
|
|
Barışı, ancak özgürlükler besler
Hüda KAYA/Özgür Gündem
12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14
|
|
Bilim siyasetin elini öptüğünde...
Cüneyt Ülsever/YURT
11 Ocak 2015 Pazar, 10:19
|
|
Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı
Nazlı Ilıcak /BUGÜN
11 Ocak 2015 Pazar, 10:18
|
|
|
|
Son 20 Yazım |
|
CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI
|
|
AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN
|
|
GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.
|
|
ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..
|
|
12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?
|
|
Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?
|
|
Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'
|
|
Tüm Dostlara Teşekkür…
|
|
Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!
|
|
Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:
|
|
Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...
|
|
Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.
|
|
Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...
|
|
Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım
|
|
CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…
|
|
Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!
|
|
“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…
|
|
Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.
|
|
Sadece İnsan Olmak!
|
|
Annemin de Başını Ezerler mi?
|
|
|
|
Takvim |
Pt |
Sl |
Çr |
Pr |
Cm |
Ct |
Pz |
1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 | 11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 | 18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 | 25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 | 31 |
|
|
|
|
|
|
|
|