İletilerinizi bekliyorum...

gulerbugday113@gmail.com

Facebook

    (Güler Buğday)

Twitter

    twitter.com/gulerbugday

 

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI

25 Kasım 2015 Çarşamba, 16:29

Cumhuriyeti kuran parti, artık laik cumhuriyeti yıkanlara, tek adam diktasını dayatanlara ve korku imparatorluğu yaratanlara engel olamıyor!

Bursa Bamsz | letiim | zgemiim | Kitaplarm | Hakkmda Yazlanlar | Animasyonlu iirler

Ana Menü

» Ana Sayfa

» Haberler

» Yazılarım

» Yazarlar

» İletişim

» Künye

» Bize Yazın

» Bağlantılar

ATATÜRK Diyor Ki;

Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar batar, mahvolur. Milletlerin esirliği üzerine kurulmuş müesseseler her tarafta yıkılmaya mahkumdurlar.

YAZAR YAZI

Suç var ki “harcamam” edebiyatı yapılıyor

Suç var ki “harcamam” edebiyatı yapılıyor

20 Eylül 2011 Salı, 06:31

Can Ataklı/Vatan

İşin saklanacak tarafı yok. PKK terör örgütü ile yapılan gizli görüşmeler ve örgüte sözler verilmesi Anayasamıza ve yasalarımıza göre suçtur.

Bu nedenle savcıların derhal harekete geçip sorumlular hakkında soruşturma açmaları gerekir.

Zaten bu durum bilindiği için başta Başbakan olmak üzere hükümetin bütün yetkilileri MİT Müsteşarı’nı “harcamayız ” diyerek koruma altına aldı. Ortada bir suç olmaza hükümet niçin MİT Müsteşarı’nı savunmaya kalksın ki?

İşi başından alalım tekrar; ülke güvenliği ve esenliği söz konusu olduğunda bazı gizli görüşmeler hatta gizli operasyonlar yapması mümkün müdür?

Elbette mümkündür ve bu zaten bütün ülkelerde yapılmaktadır.

Ancak adı üzerinde, eğer bir şey gizli yapılıyorsa, herkesten saklanıyorsa, işin içinde mutlaka yasalara ve hukuka uymayan durumlar vardır.

Bu nedenle gizli iş yapmaya soyunan herkes riskini de üzerine almaya hazırdır.

Çünkü, yapılan gizli işler başarıya ulaşırsa hem açıklanmasına gerek yoktur hem de istenilen sonuç elde edilmiştir.

Ama eğer gizli bir operasyon üstelik herhangi bir başarıya ulaşmadan açığa çıkarsa, işte o an risk faktörü devreye girmiş demektir ve hesabı sorulur.

(Bu derin devlettir ki, onu da yarın yazacağım.)

Böyle durumlarda iktidarları gizlilik riskine iten temel faktör “ülke menfaati” olarak açıklanır. Sorun, “ülke menfaatinin ne olduğu ” konusuna kimin karar vereceğidir.

Demokrasi ve hukuk düzeni bunun için gereklidir. Koşullar ne olursa olsun şeffaflık esastır demokrasilerde ve buna rağmen gizli operasyonlar yapılıyorsa, ortaya çıktığı an en şiddetli biçimde cezalandırılır.

Demokrasinin oturduğu batı ülkelerinde de devlet gerektiğinde gizli operasyonlar yapmaktadır, ama hiçbiri kamuoyuna sızmaz, sızdığı anda da gereği yapılır.

Gelelim PKK ile yapılan görüşmelerde işlenen suçlara.

BİRİNCİSİ: Yardım ve yataklık suçu var. Gizli görüşmeleri yapanlar terör örgütü lideri ile adamları arasında ulaklık yapıyor. Suçlu olduğu bilinen kişilerle onların güvenliği sağlanarak görüşülüyor.

İKİNCİSİ: Görevi kötüye kullanma suçu var. Devletin resmi görevlileri, aslında yakalamak ve adalete teslim etmek zorunda oldukları kişilerle görüşmeler yapıyor. Bunun emir almakla ilgisi yoktur. Resmi görevliler kaynağını yasalardan almayan hiçbir emri yerine getiremez.

ÜÇÜNCÜSÜ: Bir suçu övmek suçu var. Resmi görevliler terör liderinin tutum ve davranışlarını överek suçu yüceleştiriyorlar. Resmi görevlilerin söyleminden terör suçunun özgürlük savaşı düzeyine çekildiğini anlıyoruz.

DÖRDÜNCÜSÜ: Güvenlik zafiyeti yaratma suçu var. Gizli görüşme yapan MİT Müsteşar Yardımcısı’nın da dâhil olduğu heyet görev ihmalinde bulunarak güvenliğe özen göstermeyerek devleti sıkıntıya sokan bir bilgi sızmasına neden olmuşlar.

BEŞİNCİSİ: Anayasal suç var. Heyetteki kişilerin ifadelerinden anlaşıldığı kadarıyla önceki görüşmelerde anayasa ve yasalarda yapılacak değişiklikler konusunda vaatlerde bulunmuşlar. Yasama yetkisi TBMM’nindir, kimse bu görevi üstlenemez, TBMM adına söz veremez.


***


‘Baba kapıda biri var, galiba Cumhurbaşkanı!’

Pazar günü kaldığım yerden devam edeyim. Gökova Bördübet’teki Amazon’u anlatıyordum. Eski televizyoncu Güneş Tecelli’nin 80’li yılların başında kurduğu Amazon gerçekten görülmesi gereken bir yer. Bunun da ötesinde Tecelli’nin televizyonda milyonları kilitleyen esprilerinin kampa da yansıdığı görüyorsunuz.

Örneğin Datça yolundan Bördübet’e saptıktan sonra Amazon’a ulaşmak için 13 kilometre gitmeniz gerek. Yolun son 3 kilometresi toprak. İşte tam bu noktada kocaman bir mavi trafik levhası var. Otoyol işareti bu. Kargacık burgacık toprak yolu giderken bir başka tabela çıkıyor karşınıza “Radar: Hız sınırı 140 kilometre” yazıyor. Az sonra bir tabela daha “Dönüş yok.” En sonunda Amazon’a sapan tepe üstüne geliyorsunuz, tam bir kör nokta ve orada bir işaret daha “The End” Sapmazsanız aşağısı deniz.

Nehrin kenarındaki bir tabelada “Lütfen timsahlara yiyecek atmayınız” yazıyor. Kampın girişindeki bir odanın üzerinde “İnfaz Odası” yazıyor. tatilcilerin çıkışta hesap ödediği yermiş. Daha neler var, hepsini anlatacak yerim yok. Sadece internet sitesine girin ve görün derim.

Ama Güneş Tecelli’nin anlattığı bir olay var ki, gerçekten şaka gibi.

90’lı yılların başında bir sabah Tecelli’nin o zaman henüz çocukluktan çıkmakta olan oğlu koşup gelmiş “Baba, baba kalk, kapıda bir adam var, galiba Cumhurbaşkanı” demiş. Tecelli şaşırmış tabii, yatağından kalkıp “Dur bakalım” diyerek kapıya yürümüş. Bir de bakmış ki karşısında Cumhurbaşkanı Turgut Özal. Yanında Can Pulak. Özal o sıralar Okluk Koyu’nu kullanıyor. Hatırlarsınız, rahmetli canı sıkıldıkça ortalığı gezmeye çıkardı.

İşte o gün “Bu dağ yolu nereye gidiyor Can, haydi gel gezelim” demiş. Bir araç iki de koruma, düşmüşler dağ yoluna, gele gele Amazon’un önüne gelmişler.

Sabahın erken saatleri, kapıdaki köpek usulen havlamış, Can Pulak da sesleniyor “Şu köpekleri tutun da içeri girelim” diye. Neyse Tecelli buyur etmiş, Özal kampı gezmiş, bu tür yerlerin geliştirilmesi gerektiğini söylemiş. Tecelli “Hoş bir anıydı, burası ilk kez bir Cumhurbaşkanı gördü” dedi.

Yarın size Akyaka’yı merkez alarak çevresini anlatacağım.


***


Kadınlar maça nasıl gelecek?

Futbol Federasyonu “harika” bir fikir buldu. Medyamız da pek sevdi bu fikri. Artık bundan sonra “seyircisiz maç oynatma cezası” olmayacakmış. Ama bu cezayı alan takımların maçına normal seyirci de gelmeyecekmiş. Ne olacakmış, kadınlar yanlarına çocuklarını alarak stada gelecekler ve para ödemeyeceklermiş.

Yani seyircisiz maçlar, kadın ve çocuk seyircili olacakmış.

Kulağa hoş geliyor da, bir sorun var. Maçlar akşam 19.00 ya da 20.00’de oynanıyor. Kaç kadın yanına çocuğunu da alıp tek başına maça gelebilecek. Sonra nasıl evine dönecek? Diyelim ki kocası, ağabeyi, babası maça getirdi. Peki adamlar nerede bekleyecek?

Hep fıkra gibi icraatlara imza atmaktan yorulmuyoruz.


***


Haydi dokunsanıza

Bir kısım gazeteci yine protesto gösterisi yaptı pazar günü. Onca gazeteci hapisteyden nedense sadece iki gazeteci için yapılıyor bu eylemler. Amaç belli, bu iki gazeteciyi hapisten kurtarmak ve sonra dönüp “Ergenekon savcılarının yanlı olduğu söyleniyor, bakın suçluyla suçsuzu ayırdılar, demek ki o dava çok adilce görülüyor” demek.

Aralarında her şeye rağmen üç beş namuslu gazeteci var da hiç olmazsa onlar “Ahmet ve Nedim için buradayız ama aslında amaç tüm gazetecilere destek vermek” diyorlar.

Tabii bir de aşağılık bir saldırı var. “Neden sadece Ahmet ve Nedim?” diye soranlar “Ergenekon’un talimatıyla yazı yazan” olarak damgalanıyor.

Bir de merak ettiğim şu; kızların, oğlanların eline pankartlar tutuşturuyorlar, üzerinde “Yansak da dokunacağız” yazıyor. Hodri Meydan. Dokunsanıza, yazsanıza. Şu ana kadar “dokunacağız” diyenlerin birinden bile “dokunan” bir yazı görmedim de.


***


Sayısı beş milyona yaklaşan asgari ücretliler, Türkiye’nin en büyük doksan şirketi kadar vergi ödüyormuş. Bu duruma “asgari ücretin azami katkısı” diyebilir miyiz? (Gani Yıldız)

Yazarlar

AKP ‘darbeyi’ kapatacak

25 Ekim 2016 Salı, 12:14


AKP ‘suç ortağı' arıyor

Mustafa Ünal /ZAMAN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:28


Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Haziran 2015 Cuma, 09:21


Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez

Erhan BAŞYURT/BUGÜN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:16


Ya Koalisyon ya Başkanlık...

Eren Erdem/YURT

12 Haziran 2015 Cuma, 08:58


Kırılma noktası!

Güngör Mengi/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:45


AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?

İbrahim Kiras/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:42


Ali İsmail…

Bekir Coşkun - Sözcü

23 Ocak 2015 Cuma, 09:34


Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?

Mehmet Kamış/ZAMAN

14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39


Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi

Can Ertan /HABER

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57


Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik

Özgür Şen

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17


AKP’nin IŞİD çıkmazı

Hüseyin ALİ/Özgür Gündem

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10


Siyasi etik yasası çıkarılmalı

Serpil Çevikcan/Milliyet

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37


MİT’in sicili

Gültekin AVCI/BUGÜN

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17


İslamofobi ve provokasyon

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11


Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”

Hüseyin Özay/Taraf

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32


AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor

Zilar STÊRK/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25


Barışı, ancak özgürlükler besler

Hüda KAYA/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14


Bilim siyasetin elini öptüğünde...

Cüneyt Ülsever/YURT

11 Ocak 2015 Pazar, 10:19


Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı

Nazlı Ilıcak /BUGÜN

11 Ocak 2015 Pazar, 10:18

Son 20 Yazım

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI


AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN


GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.


ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..


12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?


Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?


Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'


Tüm Dostlara Teşekkür…


Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!


Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:


Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...


Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.


Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...


Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım


CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…


Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!


“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…


Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.


Sadece İnsan Olmak!


Annemin de Başını Ezerler mi?

Takvim

Pt Sl Çr Pr Cm Ct Pz
1
2345678
9101112131415
16171819202122
23242526272829
3031
info@bursabagimsiz.info.tr

Bursa Bağımsız adlı, www.bursabagimsiz.info.tr adresinde yayınlanan işbu web sitesi içerisinde yayınlanan yazınsal ve görsel içeriğin her hakkı saklıdır.

Site içerisinde Güler Buğday dışında yazınsal ve görsel içeriği yayınlanan konuk yayıncıların eserlerinin her türlü hukuksal sorumluluğu konuk yayıncıya aittir. Güler Buğday işbu içerikten ötürü sorumlu tutulamaz.

Copyright © 2024 Bursa Bağımsız