Ha gayret… İnsanlar bir umut bekliyor!
Acilen tahliye edilmesi gereken Fertur İlköğretim Okulu’nun depreme dayanıksız çürük binasıyla ilgili kapı gibi teknik rapor da yayınladık!
Bakalım şimdi ne olacak?
“Atıyorsunuz!”
Ya da,
“Abartıyorsunuz!”
Diyenler şimdi nasıl bir defans geliştirecek?
***
Aslında sorun şu ki,
Ne böylesine ciddi bir riskin tarafı olur.
Ne de böyle kabı gibi bir çürük belgesinin karşıt tezi…
Hadise, ilk günden itibaren bu yana izah etmeye çalıştığımız üzere son derece net.
Fi tarihinde yapılmış bir okul binası (Ne yazık ki) deprem riski karşısında kifayetsiz.
Ne betonu beton…
Ne kolonu kolon…
Zemin hepten dandik!
Kaldı ki,
Tahliye ve yıkım kararı zaten alınmış!
Yani sonuçta biz, kimselerin bilmediği bir acı gerçeği ortaya çıkarmış falan değiliz. (Bu rapor Milli Eğitim Müdürlüğü’nde nicedir mevcutlu.)
Bizimkisi, gerçeği kamuoyunun bilgisine sunma ihtiyacı.
Gerisi zaten tedbir alması gerekenlerin malumu.
Aramızdaki tek fark:
Misal, önce anne, sonrasında ise gazeteci olaraktan benim, böyle bir risk karşısında fay hatlarıyla pazarlığa oturulamayacağı gerçeğini anlatmaya çalışıyor olmam!
Ya da şöyle izah edeyim:
Kişi kendisiyle, kendi yaşamıyla ilgili bir dereceye kadar risk alabilir.
Lakin,
“Deprem olursa ben dördüncü kattan atlar kurtulurum!”
Diyebilme saflığındaki küçücük çocuklar söz olunca,
Hangi riskin kimlerin adına alındığının ivedilikle gözden geçirilmesi şarttır!!!
Dünden beri susmayan telefonlardaki okurlar soruyor:
“Özlem Hanım, bir sonuç alabildiniz mi?
Okul tahliye ediliyor mu?”
Ulaşan var, ulaşamayan var.
Diye, cümlesine bir kez de buradan yanıt vermek isterim ki,
“Hayır…
Kulaklarımızın çınlatılmış olmasının dışında, henüz hiçbir sonuç alınabilmiş değil.
Hayretle bekliyoruz!!!”
***
Yazıyı neticelendirirken bir soru da benden gelsin.
Şayet, hakkında Üniversite onaylı “Yıkılmalıdır. Çünkü bina depreme dayanıksızdır!” Raporu olan bu okul, öteki Bursa’nın kavruk sınırları içinde değil de, afili bir semtimizde olsaydı…
(Bu minvaldeki önem benim için hepten görecelidir ya, o ayrı konu!) Ve o okulda, Bursa’nın ileri gelen mühimlerinin çocukları da okuyor olsaydı…
Tepkisizlik yine bu boyutta olur muydu?
Endişe içindeki velilere,
“Şubat tatiline kadar, sıkın dişinizi!”
Denilebilir miydi?
Sesli düşünmeye, kocaman harflerle konuşmaya gerek yok.
Samimi yanıt vicdanlardan gelsin, yeter!
Yok yok…
Kesmedi.
Soru bir kez de takla atarak gelsin:
“Bu gerçeği bilmelerine rağmen şubat tatilini bekleyen cümlesi…
Çocuklarını Fertur İlköğretim Okulu’nun o çürük binasına emanet eder miydi?...”
Yazarın notu:
İşkembeden gelecek olan yanıtlar değerlendirmeye tabi tutulmayacaktır
Bu ülkenin nev-i şahsına münhasır zihniyet sınırları içerisinde yaşamak her geçen gün biraz daha zorlaşıyor.
Günlerdir yazıyoruz, anlatmaya çalışıyoruz.
Bursa birinci derece deprem kuşağı üzerinde yer alıyor.
Yerin altında envai çeşit fay fink atıyor.
Yadsınamayacak gerçeğimiz bu iken,
Osmangazi ilçesindeki Fertur İlköğretim Okulu, 1600 öğrencisiyle, depreme dayanıklı olmadığı tescillenen o çürük binasında eğitime devam ediyor.
Bu ayıplı gerçeği ilk yazdığımda, o yapının depreme dayanıklı olmadığının raporla teyit edildiğinden bahsetmiştim!
Kimi “Yalan!” dedi.
Kimininse umru olmadı!
O vakit sıra, Uludağ Üniversitesi onaylı (Kapı gibi) resmi raporu ilan etmeye geldi.
Umut ediyorum ki bu rapor, dikkat çekmeye çalıştığımız riskin büyüklüğünü izah etmekte kifayetli olur.
Prof. Dr. Adem Doğangün ve İnşaat Mühendisi Mustafa Gülyaprak imzalı, Uludağ Üniversitesi onaylı teknik rapor diyor ki:
“Fertur İlköğretim Okulu binası için mahallinde yapılan gözlemler, bina projelerinin incelenmesi, yapılan performans analizleri sonucunda, mühendislik bilgi ve sağduyusuna göre aşağıdaki değerlendirme ve sonuçlara varılmıştır:
(Sonradan çıkma beşinci katı kaçak olan) Beş katlı binanın ilk dört katında, mevcut beton dayanımı projesinde öngörülen B225 seton sınıfı sağlanamamıştır!
Kolonlardaki donatılar günümüzde kolonlor için öngörülen minimum donatı oranını sağlayamamaktadır!
Yönemeliğe uygun gerçekleştirilen performans hesaplarına göre bina, yönetmelikte istenen performans hedeflerini sağlamamıştır!
Bu durumda mevcut haliyle kullanılması, Deprem Yönetmeliği hükümlerince mümkün değildir!!!
Diğer bir ifadeyle bina, bu gün yürürlükte olan yönetmeliklerde öngörülen emniyete sahip değildir!!!”
Bunun üzerine çıkabilecek bir gerçek var mı?
Yok!
Bu durumda, yıkılması öngörülen binanın tahliyesi için şubat tatilinin beklenmesinin izah edilebilir bir yönü var mı?
Katiyen!
Hiçbir itiraza yer bırakmayacak bir netlikle kamuoyunun dikkatine sunulur.
Dedikten sonra gelelim, konuya duyarlılık gösteren tek siyasi olan CHP Osmangazi İlçe Başkanı Yücel Akgün’ün, dün Fertur İlköğretim Okulu önünde yaptığı basın toplantısına ilişkin gözlemlerime...
Adı üzerinde, çocuk işte...
Hiç birisi, tepelerinde dolanan tehlikenin büyüklüğünü ayırt edebilecek konumda değil.
Kameraların karşısında, sanki bir oyundan bahsediyormuş gibi gülerek anlatıyorlar:
“Korkmam ben depremden falan.
Dördüncü kattan atladığım gibi kaçar kurtulurum!!!”
Vaziyetin vahametinin farkında olan velilerin anlattıkları ise utanç vesilesi:
“Okulun depreme dayanıklı olmadığını geçen seneden beri biliyoruz.
Soruyoruz yetkililere, ’Sıkın dişinizi!’ Diyorlar.
Ya deprem yarın olursa? Diyoruz.
O zaman da, ’Allah’ın takdiri!’ Diyerek geçiştiriyorlar.”
Böyle bir konuda ahkam kesecek ehliyete sahip olmamakla birlikte, bildiğim tek şey, konunun Allah’ın takdiriyle zerre kadar ilgisinin olmadığı...
Burada takdir yetkisini kullanan insandır! Hem de bilime rağmen!
Yazarın notu:
Biz ayrılırken öğrenciler andımızı okuyordu, “Varlığım, Türk varlığına armağan olsun.”
“Yok...” Dedim içimden... “O kadar da değil! O şekilde hiç değil!!!”
Mustafa Özdal, Bursa Hakimiyet yazarı:
Uzmanların öngördüğü gibi kapıdaki deprem tehlikesiyle ilgili yazdığımız yazıların sayısını bile unuttum.
Mesut DEMİR/BURSADABUGUN.COM
Bursa Osmangazi ilçesine bağlı Çiftehavuzlar Mahallesi'nde bulunan Fertur İlköğretim Okulu için Uludağ Üniversitesi İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Fakültesi Dekanlığı tarafından depreme karşı dayanıksız olduğu raporu verilerek yıkılması istendi.
Yıkılma kararı alınan ancak öğrencilerin tahliye edilebileceği bir okul bulunamadığı için henüz boşaltılmayan okul ile ilgili tepkiler çığ gibi büyüyor. Önceki gün CHP Osmangazi İlçe Başkan Yücel Akgün'ün Vali Şahabettin Harput'tan okulun yıkılmasını istemesiyle başlayan tepkilere mahalle sakinleri de eklendi.
OKUL BİNASI RESMEN ÇÜRÜK!
Bin 500 civarında öğrencinin eğitim gördüğü okul için Uludağ Üniversitesi tarafından verilen ve tüyler ürperten rapora rağmen binanın boşaltılmamasına CHP Osmangazi İlçe Başkan Yücel Akgün tepki gösterdi. Rapora göre binadaki kolonların projeye uygun olarak yapılmasına rağmen, günümüzde öngörülen minimum donatı oranını sağlamayan kolonlar olduğunu dile getiren Akgün, \'Yine raporun en önemli bölümünde ise 2007 deprem yönetmeliği gereğince binanın yapılan hesaplara göre istenen performans hedeflerini sağlamadığı ve bu durumda da yapının mevcut durumu ile kullanılmasının mümkün olmadığı ve öngörülen emniyete korumadığı açıklanmıştır\' dedi.
Rapora rağmen öğrencilerin, öğretmenlerin ve tüm görevlilerin yaşamlarının büyük risk altına alınarak eğitim öğretime devam ettiğini belirten Akgün, \'Günü saati belli olmayan, kentimize ne zaman uğrayacağı tahmin bile edilemeyen deprem felaketi beklenerek, binlerce insanın hayatı riske atılmaktadır\' diye konuştu.
\'DEPREM OLMADAN OKUL TATİL EDİLSİN\'
Rapora göre olası bir depremde binanın yıkılma durumunun yüzde 80 olduğunu dile getiren mahalle sakinleri ise, \'Çocuklarımızı biz okula gönderiyoruz ölmeye değil. Depreme karşı önlem alınmazsa, olası depremde yaşanacak can kayıplarının hesabını Bursa'nın yöneticileri nasıl verecek? Okul yok diye bir şey yok. İstenildiği zaman okul da bulunur, öğretmen de. Can kaybı yaşanmaması için gerekirse çocuklar çadırda eğitim görsün. Biz buna da razıyız. Ya da okul depreme dayanıklı hale getirilinceye kadar okul tatil edilsin. Valimizden bu konuda acil çözüm bekliyoruz. Uludağ Üniversitesi de bir devlet kurumu. Devletin bir kurumu rapor sunuyor, Bursa'nın yöneticileri vurdumduymaz hareket ediyor. Deprem uzmanları, depremin Bursa için deprem uyarısında bulunuyor. Bu duruma acil çözüm bekliyoruz\' dediler.
\'ÇOCUKLARIMIZI OKULA GÖNDERMEYİZ\'
Okula yakın kesimlerde bulunan okulların öğrencileri kabul etmediğine dikkat çeken veliler, \'Orası da devlet okulu, burası da. Bu nasıl eğitim sistemidir Allah aşkına. Milli Eğitim Müdürlüğü hiç mi bu durumu görmüyor? Bakanlık neye göre eğitim sistemini idare ediyor. Burada okuyan çocuklar ile o okullarda okuyan çocuklar ayrı milletten mi? Ya okul acil tatile girsin, ya da çocuklarımızı başka okullara göndersinler. Aksi halde çocuklarımızı okula göndermeyeceğiz\' diye tepkilerini dile getirdiler.
Şunu anladım ki, bir dakika bile vakit kaybetmeden yıkılması gereken veya acilen güçlendirme isteyen konutlara, ne yerel yönetimler ne de merkezi hükümet el atmayacak.
Ancak, çürük okulların üstesinden gelineceğine yönelik az da olsa umudum vardı.
Dünse, o umudum da yok oldu.
Nitekim, demiryolu altı diye bilinen, çevresinde gecekonduların yükseldiği bir mahallede inşa edilmiş Fertur İlköğretim Okulu’nda bin 500 minik yavrunun can güvenliği yok.
Çünkü okul, ha yıkıldı ha yıkılacak.
Üstelik, çok uzun süredir okulun ‘çürük’ olduğu bilenmesine rağmen.
Üstelik, okulla ilgili yıkım kararı alınmasına rağmen.
Dün, CHP Osmangazi İlçe Başkanı Yücel Akgün ve yönetimi, çürük okulun önünde basın açıklaması yaparak yetkilileri harekete geçirmeye çalıştı.
Eğer, yetkililer biraz daha geç kalırsa, okul bahçesinden yükselen çocuk cıvıltılarının yerini çığlıklar alabilir.
Hadise bu kadar vahimken, bin 500 minik yavrunun vebalini üzerinde taşıyanların rahatlıklarına şaşıyorum desem yalan olur.
Çünkü, bu ülkenin yüz binlerce çürük yapısı, sağlam olmayan sayısız hastanesi, okulu, kamu binası kaderine terk edilmişken, 70 milyondan toplanan deprem vergileriyle, yollar otobanlar yapılmadı mı?
Olay Gazetesi: ENHAR GÜNEŞ
’Fertur İlköğretim yıkılması gerekir’
Çiftehavuzlar Mahallesi’nde bulunan Fertur İlköğretim Okulu için Uludağ Üniversitesi İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Fakültesi Dekanlığı’nca güvenli bulunmadığına ilişkin rapor verildiğini ifade eden CHP Osmangazi İlçe Başkan Yücel Akgün, Vali Şahabettin Harput’tan okulun yıkılmasını istedi.
Yaklaşık bin 500 öğrencinin eğitim gördüğü okul önünde ilçe yöneticileriyle birlikte açıklamalarda bulunan Akgün, Uludağ Üniversitesi’nce düzenlenen raporun korkunç gerçeği gözler önüne serdiğini ifade etti. Akgün, “Rapora göre binadaki kolonların projeye uygun olarak yapılmasına rağmen, günümüzde öngörülen minimum donatı oranını sağlamayan kolonlar olduğu belirtilmektedir. Yine raporun en önemli bölümünde ise 2007 deprem yönetmeliği gereğince binanın yapılan hesaplara göre istenen performans hedeflerini sağlamadığı ve bu durumda da yapının mevcut durumu ile kullanılmasının mümkün olmadığı ve öngörülen emniyete korumadığı açıklanmıştır” dedi.
Rapora rağmen öğrencilerin, öğretmenlerin ve tüm görevlilerin yaşamlarının büyük risk altına alınarak eğitim öğretime devam ettiğini belirten Akgün, “Günü saati belli olmayan, kentimize ne zaman uğrayacağı tahmin bile edilemeyen deprem felaketi beklenerek, binlerce insanın hayatı riske atılmaktadır” diye konuştu.
|