Müjdat Gezen.
Usta...
Sapına kadar Atatürkçü, altı okka yurtsever, doğru bildiğini gözünü budaktan sakınmadan söyleyen, adam gibi adam... Malını mülkünü öz evladına bırakmak varken, sanat eğitim merkezi kurup, bu ülkenin çocuklarına bağışlayan öğretmen... Sahnelerimizin, maddi sıkıntı içine düşen, hayatının son demlerinde evsiz barksız kalan çileli emekçilerine elini uzatan, tapulu evlerini onlar için ücretsiz huzurevine dönüştüren, masraflarını cebinden karşılayan, üstelik, kendisinin reklamı yapılmasın, onlar da rencide olmasın diye, gazetecilerin o huzurevinde haber yapmalarına bile izin vermeyen,
asil yürek... 10 yaşında sahneye çıktı, tiyatro duayeni, sinema oyuncusu,
yazar, şair... Sayısız oyunu, sayısız
ödülü, 34 kitabı var.
Ayşe Kulin.
Yazar, gazeteci, sanat yönetmeni, senarist, muhteşem kalem... Kültür Bakanlığı, Tiyatro Yazarları Derneği, Haldun Taner ve Sait Faik ödülleri var.
Bilkent Senfoni Orkestrası.
Türkiye’nin ilk özel, akademik, uluslararası sanat topluluğu... Dünyanın seçkin festivallerinde ülkemizi temsil eder. Sanatı topluma yayma ve sevdirme
işlevi nedeniyle Mevlana Vakfı’ndan
Evrensel Kardeşlik ve Dünya
Barışına Katkı Ödülü var.
Ferhan-Ferzan Önder.
İkiz mucizelerimiz, piyanist...
Şu anda yaşadıkları Avusturya’nın
yanı sıra, dünyanın dört bir yanında ülkemizi temsil ediyorlar.
Gülsin Onay. Devlet sanatçısı. Piyanoya üç yaşında başladı, ilk konserini altı yaşında TRT Radyosu’nda verdi. Adnan Saygun tarafından eğitilip, Üstün Yetenekli Çocuklar Kanunu’yla Fransa’ya gönderildi, 16 yaşında Paris Konservatuvarı’ndan mezun oldu. Beş kıtada 65 ülkede konser verdi. İngiliz Kraliyet Filarmoni, Japon Filarmoni, Münih Senfoni, Saint Petersburg Filarmoni, Viyana Senfoni orkestralarıyla sahne aldı. Boğaziçi ve Hacettepe’den fahri doktora unvanı, Polonya Üstün Hizmet Nişanı var. Oğlu, Ankara
Opera Balesi’nin başkemancısı.
Nilüfer. Pop prensesi, altın plak koleksiyoneri... Hukuk fakültelerinde ders olarak okutulması gereken bir mücadeleyle, bekârken evlat edindi; annelik kavramının doğurmaktan ibaret olmadığını, sevgi, şefkat ve emek olduğunu kanıtladı. (Devletimizin büyük ayıbı var bu konuda... Evlat edinmek isteyen ailelere, üç kimsesiz çocuk gösteriyorlar, birini seç diye... Nilüfer, “malın iyisini seç” ayıbını elinin tersiyle itti, ilk gösterilen çocuğu tercih etti.)
Türkan Şoray. Sultan...
Hülya Koçyiğit, Filiz Akın ve Fatma Girik’le birlikte, Türk sinemasının dört yapraklı yoncasını yeşerten efsane... Altın Portakal’ı, Altın Koza’sı var. Moskova, Taşkent, İzmir, Ankara, Bastia, İstanbul, Roma film festivallerinden onur ödülleri sahibi. Devlet Sanatçısı. Bence en önemlisi... Kendi adına ilkokul
yaptıran ilk sanatçımız.
Yıldız Kenter...
Güya işim kelimelerle dans etmek ama, kelimelerle nasıl tarif edebilirim ki... Eşimin özel izniyle, eşimden başka âşık olduğum tek kadın... Profesör. Devlet sanatçısı. Tiyatroya hizmetlerinden ötürü, Türkiye’de Yılın Kadını seçildi. ABD, Rusya, İngiltere, Almanya, Hollanda, Danimarka, Kanada’da İngilizce ve Türkçe oyunlar sergiledi. İtalya’da Adalaide Ristori Ödülü’ne layık görüldü. Korsika-Bastia Film Festivali’nde En İyi Kadın Oyuncu Ödülü aldı. Uluslararası Lions Kulübü’nün Melvin Jones’uyla onurlandırıldı. İki defa Ulvi Uraz, üç defa Avni Dilligil Ödülü verildi. Finlandiya Dünya Kadın Kuruluşu tarafından Yüzyılın En Başarılı 100 Kadınından Biri ilan edildi. Mevlana Kardeşlik ve Barış Ödülü kazandı. Altın Portakal’ın yanı sıra, Kültür Bakanlığı Onur Ödülü, Uluslararası İstanbul Festivali Yaşam Boyu Onur Ödülü, Ankara Sanat Kurumu Yılın Sanatçısı Ödülü, Muhsin Ertuğrul Onur Ödülü, Cumhurbaşkanlığı Kültür ve
Sanat Ödülü, Afife Jale Ödülü var.
Unicef elçilerimiz onlar.
Sadece sanatçı kimlikleriyle değil...
Toplumda “örnek insan” oldukları için seçildiler.
United Nations Children’s Fund, yani, Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu demek, Unicef... Çocukları korumak, savunmak, temel ihtiyaçlarını karşılamak için çaba harcayan uluslararası kuruluş... Nobel Barış Ödülü var. Somali’de en çok Unicef çalışıyor.
Unicef Türkiye Milli Komitesi
Başkanı, Türkiye’nin ilk kültür bakanı, Profesör Talat Halman... Princeton, Pennsylvania ve Columbia üniversitelerinde Türk dili, Türk kültürü, İslam kültürü dersleri verdi. New York Üniversitesi’nde Edebiyat Bölümü başkanlığı yaptı. Boğaziçi Üniversitesi’nden onursal doktora unvanı var. Şu anda, Bilkent Üniversitesi İnsani Bilimler ve Edebiyat Fakültesi Dekanı... Türkçe-İngilizce 50 kitabı yayımlandı.
Her ülkeden “elçi” seçiyor Unicef... İlla sanatçı olması gerekmiyor. Arjantin’in elçisi futbolcu Messi mesela... İtalya’nın Paolo Maldini, Uruguay’ın Diego Forlan... Barcelona kulübü İspanya’yı, Manchester United İngiltere’yi temsil ediyor. Sırbistan elçisi, Antalya Film Festivali’nden “ırkçı” diye kovduğumuz Emir Kusturica... Hollywood elçilerini zaten biliyorsunuz. Gariban ülkelerden evlat edinen Angelina Jolie en ünlüsü... En son Hatay’daki Suriye çadırkentine gelmiş, hükümetimiz tarafından törenle ağırlanmıştı.
Neden bu insanlar seçiliyor?
Çünkü, dünyanın her yerinde,
bir ülke bir ülkeye yardım eli uzatmak, halkının dikkatini oraya çekmek istiyorsa, ülkesinin “örnek insan”larını,
“Unicef elçileri”ni görevlendiriyor.
Türkiye kimi görevlendirdi?
Nihat Doğan’ı!
(Hayatını bu ülkenin çocuklarına adayan Unicef elçisi Müjdat Gezen’i mahkemeye veriyorlar... AKP’ye “muhteşem vizyonunuzla
önümüzü açıyorsunuz, sizin için hayatımı vermeye hazırım” diyen Ajda’yı “örnek insan” olarak
Somali’ye götürüyorlar.)
Uzun lafın kısası...
Bir millet, aç kalabilir, bir başka
millet yardım eder. Bir ülke, susuz kalabilir, bir başka ülke yardım eder.
Bir toplum bu hale geldiyse, dünyada
hiç kimsenin yapabileceği bi şey yoktur.
|