CHP’nin düşünen, okuyan, yazan, siyasete ilkeler çerçevesinden bakan değerli siyasetçilerinden biri olan Güler Buğday’ın Bursa Bağımsız’adlı kendi interrnet sitesinde yazdığı, ‘’CHP Üst Yönetiminde Değişimin Kodları’’ başlıklı yazı çok önemli değerlendirmeler içeriyor.
*****************************
Buğday’ın yazısında yerelden de portreler var.
Onları hemen tanıyacaksınız.
Bu yazıdan geniş bir bölümü bu gün okurlarla paylaşmak istedim.
********************************
‘’CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, son kurultay’da kendisine verilen koşulsuz destek ve tam yetki ile çoğunluğu yeni siyasetçilerden oluşan bir kadro kurdu.
Birçoğu örgüt deneyimi ve siyasi tecrübesi olmayan, bir kısmı da sosyal demokrat ideolojinin evrensel ilkelerine yabancı olan bu kadro ile ‘Yeni CHP’yi’ kurmak için yola çıktı.
Ne yazık ki bazı yeni yüzler; acemilikleri, deneyimsizlikleri ve bilgi eksiklikleriyle pot üstüne pot kırarak ilk günden itibaren Genel Başkan’a ayak bağı, Yeni CHP’ye ise kambur olmaya başladılar.
En önemlisi ‘Yeni CHP’ kavramıyla ne yapmak istediklerini, amaçlarını, hedeflerini ne örgüte nede halka anlatamadılar…
Halkın tek kurtuluşu olan sol/sosyal demokrasi sanki çözüm üretemezmiş gibi sağdan medet uman, sağa öykünen bir anlayışı hatta kötü bir AKP kopyası olmaya özenen tavırlarıyla örgütün tepkisini alıp, halkın güvenini kaybettirdiler.
*************************
Sayın Kılıçdaroğlu’nun tüm özverisine ve halktaki karşılığına, sevilip-sayılmasına karşın Genel Başkan Yardımcısı statüsünü kazanmış bazı şahsiyetlerin; akıl mantık ve izanla uyuşmayan açıklamaları, tavırları ve uygulamaları bardağı taşırmıştır.
Seçimlere giderken aday belirlemede; örgütü ve sol/sosyal demokrasiye inanmış, emek vermiş nitelikli kadroları yok sayan, emek cephesine sırt dönüp sermayeye ve temsilcilerine teslim olan, özellikle parti içi demokrasiyi rafa kaldıran anlayış;
partide güvensizlik yaratıp kırılma noktaları oluşmasına sebep olmuştur.
*************************
Sayın Kılıçdaroğlu’nun son kurultaydan sonra atadığı MYK ve seçtiği Genel Başkan Yardımcıları'nın büyük çoğunluğu; ne yazık ki ne örgütün güvenini, nede halkın beklentilerini karşılayamamışlardır.
Bu kadroda inat ve ısrar etmek sorunları büyütür.
****************************
CHP’nin üst yönetimi'nin olmazsa olmazları şöyle olmalıdır:
1-Cumhuriyetin değerlerine ve devrimlerine bağlı olmak...
Ülkenin kurtarıcısı ve Laik Cumhuriyetin kurucusu; aynı zamanda CHP’yi kuran Atatürk’ü doğru anlamak ve gelecek nesillere doğru anlatabilmek yetisine sahip olmak…
2- CHP’nin, cumhuriyet değerlerine ve demokrasi ilkelerine bağlı olan programını doğru anlayan ve bu programı daha ileriye götürecek; daha insan haklarına saygılı, daha özgürlükçü, daha katılımcı, daha gençlere ve kadınlara fırsat tanıyan, geri kalmışlığı ve feodal anlayışı yok edip çağdaş bir düzen kurabilmek için bir değişime ve yenileşmeye sokmayı hedef edinmiş olmak.
3-Bu makama atananlar partiye güç ve itibar vermeli; CHP’den kazandıkları tanınmışlıkla kendilerine veya iştigal ettikleri ticari alanlara güç katanlardan, geçmişinde ve günümüzde siyasi rant ve çıkar ilişkileriyle ismi anılmış olmamalıdır.
4-CHP’nin MYK’sında görev verilecek insanlar; Türkiye’de siyasi yaşamın daha demokratik, daha üretken, daha saydam ve daha katılımcı hale getirilmesini ve CHP’nin bir sol/sosyal demokrat parti olmasını istemeli ve buna öncülük etmesini savunmalıdır.
5- Ülkede eksiksiz demokrasiyi savunan, bunun içinde öencelikle parti içi demokrasinin yerleşmesini amaçlayan, partinin işleyişini ve örgütlenme modelinide demokratik esaslara göre düzenlemeyi amaç edinmiş insanlara görev verilmelidir.
6- Yine üst yönetime atanacak insanlar kendilerine kurultay güvencesi sağlamak amacıyla örgütleri dizayn etmemeli ve bu nedenle ve farklı siyasi amaçlarla örgütlerdeki organların görevine son vermemelidir.
7- Her kim olursa olsun, hangi mevkide olursa olsun, parti adını kullanarak maddi çıkar sağlayanlar veya partideki konumlarından yararlanıp medyada sık sık şirketlerini ve ticari kurumlarını anlatıp reklam yapan; haksız rekabete ve başkalarının hakkının yenmesine sebep olan zihniyetlere bir daha izin verilmemelidir!!!
8- Özellikle toplum önünde öfke kontrolünü sağlayamayan, saygınlığını yitirebilecek düzeyde alkol ve benzeri alışkanlıkları olan, gerek özel yaşamında, gerekse parti içinde sözlü ve fiziki şiddete başvurmuş kimselere o saygın görevler sunulmamalıdır.
9- Tabi’i ki en önemlisi, ülkenin bölünmez bütünlüğüne ve laik cumhuriyete gönülden bağlı, sosyal devlet olgusunu doğru anlayan, sağa ve AKP’ye öykünmeden ‘sol/sosyal demokrat’ anlayıştan ödün vermeden; partinin ideolojisini ve eksenini kaydırmadan, halkın beklediği iktidara giden yolda hizmet edebilecek, katkı koyacak ve layıkıyla temsil edebilecek nitelikteki insanların o makamlara getirilmesidir.
10-Bu kısa sürede görülmüştür ki; alanında uzman olmak, bilgili olmak, şanlı-şöhretli olmak veya çok varsıl olmak CHP’de başarılı olmak için yeterli değildir. Her şeyden önce partiyi temsil eden isimler gelişen olayları nasıl yorumlayacaklarını, neyi nasıl savunacaklarını bilmek zorundadırlar.
Yoksa Hakkâri’de özerkliği savunup Bursa’da aksini söyler ve sözlerinizi de inkâr ederseniz bu partiye sıkıntıya sokar.
11- CHP üst yönetimine atanacak isimler; her şeyden önce vicdanlı, hoşgörülü, barışçı, özgüveni gelişmiş, komplekssiz, egosunu törpülemiş, hırsı aklından evvel gitmeyen ama olmazsa olmazı rant için kirlenmemiş ve sevgi-saygı insanı olmalıdır.
********************************
Bu gün ülkede CHP’nin başarılı olmasının, iktidara gelmesinin tüm koşulları mevcuttur. Halkın ihtiyacı da bu yöndedir.
Bunun için diyoruz ki Sayın Genel Başkan Kılıçdaroğlu, bu sefer seçim yaparken sadece iç sesinizi yani “Halkçı Kemal’in” sesini dinleyin.’’
**********************
Güler Buğday’ın değerlendirmeleri dikkate alınırsa CHP açısından daha nitelikli, ilkeli, etik duyarlılığı olan bir siyaset dönemi başlayabilir.
Bakalım ‘’Halkçı Kemal’’, Kılıçdaroğlu’na sesini duyurabilecek mi?
|