|
|
|
|
|
ATATÜRK Diyor Ki; |
Ne kadar zengin ve müreffeh olursa olsun, istiklâlden mahrum bir millet, medenî insanlık karşısında uşak olmak mevkiinden yüksek bir muameleye lâyık sayılamaz.
|
|
|
|
|
YAZAR YAZI |
|
CHP’nin 2.5 milyonu havaya mı uçtu?
16 Ağustos 2011 Salı, 06:58
Can Ataklı/Vatan
|
|
Seçimlerden önceki yazılarımı anımsayanlar bilecektir, ısrarla CHP’nin seçim sandıklarına sahip çıkması gerektiğini yazıyordum.
Seçimde bir “hile ihtimaline” karşı CHP’nin sandıkları iyi denetlemesi, alınan tüm sonuçların bilgisayar ortamında değerlendirilmesi ve seçimden sonra da Yüksek Seçim Kurulu’nun bilgisayar verileriyle karşılaştırılmasının doğru olacağını belirtiyordum.
Nitekim, (tabii ki benim yazılarım üzerine değil) aklın yolu birdir, CHP seçimleri izlemek üzere bir bilgisayar sistemi kurduğunu açıkladı.
Başına “bilgisayar dâhisi”olarak anılan Emrehan Halıcı getirilmişti. Emrehan Halıcı birkaç basın toplantısı yaparak çok iyi bir sistem kurduklarını, sonuçların sandık sandık anında izleneceğini ve değerlendirileceğini, hile ihtimaline karşı da her türlü önlemin alındığını açıkladı.
Doğal olarak bunu ciddiye almamız gerekiyordu. Koca CHP seçim için bunca hazırlık yaptığına göre herkesin içinin rahat olmaması için de bir neden yoktu.
Sonuçta seçimler yapıldı. İlk sonuçlar gelmeye başladığında AKP’nin şaşırtıcı biçimde önde gittiği hatta yüzde 50’yi bile geçtiği görülüyordu.
Buna inanamayan CHP’liler partilerini arıyor ve “Bu sonuçlar doğru mu?” diye soruyordu. CHP Genel Merkezi de “şaşkın” durumdaydı. Net bir cevap veremiyorlardı.
Sadece Süheyl Batum imzası ile atılan bir mesajda “Televizyonlarda yayınlanan sonuçlarla partimize gelen sonuçlar farklıdır, kimse sandığının başından ayrılmasın” deniliyordu. Mesaj CHP’nin sandık görevlilerine gitmişti.
CHP seçim gecesi başka bir açıklama yapmadı. Birkaç gün sonra “hile iddialarına” karşı CHP’nin bilgisayar sistemi sorumluları “Ufak tefek hatalar var, ama bunlar sonucu değiştirmiyor” açıklaması yapıldı.
Aradan hayli zaman geçti. CHP’nin bilgisayar programında çalışan genç bir dostum geçenlerde aradı ve “Can Abi”dedi “Zamanında çok utandığım için söyleyemedim, şimdi söylemek istiyorum” dedi.
Meraklanıp “Nedir?”diye sordum. “Biliyor musun” dedi “Seçim gecesi büyük iddialarla kurulan bilgisayar sistemi tam 11’inci dakikada çöktü.”
Şaşırarak “Anlamadım, yani ne oldu?” diye sordum. Genç dostum “Olan şu” dedi ve ekledi “O program hiç çalışmadı, ne sonuçlar girilebildi, ne bir analiz yapılabildi.”
Demek o geceki “İzliyoruz; bazı farklar var, bakacağız” türünden açıklamalar aslında doğru değilmiş. Ya da “sistemin çökmesi nedeniyle” hiçbir şey söylenememiş.
Peki CHP bu bilgisayar programı için ne masraf yaptı? Doğru mu bilemiyorum, çünkü bu konuda sorularıma cevap veren yok ama, öğrendiğime göre bilgisayar programının maliyeti 2.5 milyon lirayı bulmuş.
Emrehah Halıcı CHP adına bu programı kurmuş ve bedelinin de 2.5 milyon olduğunu söylemiş. CHP yönetimi de bu parayı hazine yardımından ödemiş.
Sonuç, görüldüğü kadarıyla koca bir hiç.
CHP’nin bilgisayar sisteminin sadece 11 dakika içinde çökmesi seçim sonuçlarını değiştirir mi?
Tabii ki değiştirmez. Ama bir partinin seçim gecesi bile ne kadar beceriksiz olduğunu kanıtlar.
Üzülmemek elde mi?
*****
Yazmadım çünkü...
Bazı okurlar ısrarla soruyor; “Geçen hafta başı CHP’nin en önemli günü olduğunu yazdınız. Sonra perşembe günü de (mahkeme kasıtlı davranarak talep almadı, ama yarın ak mı kara mı görülecek) dediniz. Cuma da geçti. Bir şey yazmadınız, neden?”
Bu cümlelerden bir şey çıkaramayanlar için belirteyim; konu Balbay ve Haberal’ın tahliye edilip edilmeyeceği idi.
AKP-CHP mutabakatına göre geçen hafta içinde mahkemenin Balbay ve Haberal’ın tahliyesi yönünde karar verebilecekleri ihtimali olduğunu yazmıştım.
Bunu yazarken de “Eğer tahliyeler gerçekleşirse CHP’nin yemin boykotunu bırakmakta haklı olduğu ortaya çıkacak. Ama tahliyeler gerçekleşmezse CHP tükürdüğünü yalamış olacak” demiştim.
Tahliyeler olmadı. Açıkçası cumartesi, pazar ve pazartesi günü yazmaya elim gitmedi.
İktidara talip bir partinin “tükürdüğünü yalamasının” bu kadar açık biçimde kanıtlanmasına üzülmüştüm ve yazmaya yüreğim elvermemişti.
Ama konu benim yazmamamla bitmiyor ki; bu ülkenin akıllı, düzgün insanları sanki durumun farkında değil mi?
Artık her CHP’linin yüksek sesle sorması gerek; seçimden sonra neden yemin boykotu başlatıldı, sonra neden bitirildi? Üstelik Tayyip Erdoğan “tükürdüklerini yalayacaklar” dediği halde sanki bu sözleri doğrulatmak istercesine yapılan acelecilik neydi?
CHP Başkanı Kılıçdaroğlu partinin yönetim kademesini değiştirecekmiş. Ne fark edecek ki?
Tükürdüğünü yalayan biri gidecek, tükürdüğünü yalayacak biri gelecek. Hepsi bu.
*****
Haydi Başkan, bekliyoruz
Beyoğlu Belediyesi’nin başlattığı “masasız Beyoğlu” operasyonları ile İstanbul’un en renkli, en hareketli bölgesinin nasıl mahvedildiğini defalarca yazmıştım.
Bu konuyla ilgili son yazımda Talimhane bölgesinde yaşanan garipliğe de değinerek “Burada da caddelerdeki masalar kaldırıldı ama otellerin çıkıntıları aynen duruyor” dedikten sona “Bakalım Başkan’ın bu otellere gücü yetecek mi?” diye sormuştum.
Sorunun cevabı başka türlü geldi. Meğer “orası” turistik bölgeymiş, lokantaların caddeye taşıdıkları masaların kimler tarafından toplandığı bilinmiyormuş.
Yani kaldırılan masalar yeniden konabilir.
İşe bakın, Beyoğlu Belediyesi zabıtası geliyor masaları topluyor, esnaf belediyeye gidiyor, Başkan“Valla kim yaptı bilmiyoruz” diyor.
Kim inanır? Belli ki alınan karar gereği zabıta her yerde aynı işlemi yapmış. Sonradan anlaşılmış ki o bölgede oteller de var ve hepsi caddeye babalarının malıymış gibi çıkmışlar ve otellerinin metrekaresini büyütmüşler.
Bu otellere karışmak biraz “sıkar” değil mi?
O halde, söylüyorum işte, “Haydi Başkan, göster kendini, koy gücünü ve inancını ortaya. Yıktır o otellerin çıkıntılarını, varsa yüreğin yap. Ama benden söylemesi, otellerin sahiplerinin ensesi kalın, arkalarında koca iktidar var, Asmalımescit’teki ya da ara sokaklardaki esnaf gibi güçsüz ve korumasız değiller. Sonra o başkanlık koltuğunu altından çekiverirler, üzülme o zaman.”
Bakalım hep birlikte bekleyeceğiz. Misbah Demircan gerçekten kuralların adamı mı yoksa o da...
*****
Vurmayın CHP’ye
Bir okurum şöyle bir mesaj göndermiş; Tahliye yok... Ama şimdi CHP’ye vurmayın lütfen.. Şerefsizlik yapan bırakılıp ya da dolandırıcıyı bırakıp dolandırılana laf saymak ya da onu tutuklamakla aynı bu olay.
Karşısında, ileri demokrasi deyip, gerçekten attığı imzanın şerefini yerine getirecek “normal” bir parti var sandı CHP. Saf maf tamam da, ama demokratik olarak baktı olaya yine de!
Okuruma diyorum ki “Tamam haklısınız belki ama bunlar da biraz siyaset öğrensinler bari.”
|
|
|
|
|
|
|
Yazarlar |
|
AKP ‘darbeyi’ kapatacak
25 Ekim 2016 Salı, 12:14
|
|
AKP ‘suç ortağı' arıyor
Mustafa Ünal /ZAMAN
12 Haziran 2015 Cuma, 09:28
|
|
Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!
İhsan ÇARALAN /Evrensel
12 Haziran 2015 Cuma, 09:21
|
|
Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez
Erhan BAŞYURT/BUGÜN
12 Haziran 2015 Cuma, 09:16
|
|
Ya Koalisyon ya Başkanlık...
Eren Erdem/YURT
12 Haziran 2015 Cuma, 08:58
|
|
Kırılma noktası!
Güngör Mengi/VATAN
12 Haziran 2015 Cuma, 08:45
|
|
AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?
İbrahim Kiras/VATAN
12 Haziran 2015 Cuma, 08:42
|
|
Ali İsmail…
Bekir Coşkun - Sözcü
23 Ocak 2015 Cuma, 09:34
|
|
Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?
Mehmet Kamış/ZAMAN
14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39
|
|
Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi
Can Ertan /HABER
14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57
|
|
Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik
Özgür Şen
14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17
|
|
AKP’nin IŞİD çıkmazı
Hüseyin ALİ/Özgür Gündem
14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10
|
|
Siyasi etik yasası çıkarılmalı
Serpil Çevikcan/Milliyet
12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37
|
|
MİT’in sicili
Gültekin AVCI/BUGÜN
12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17
|
|
İslamofobi ve provokasyon
İhsan ÇARALAN /Evrensel
12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11
|
|
Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”
Hüseyin Özay/Taraf
12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32
|
|
AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor
Zilar STÊRK/Özgür Gündem
12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25
|
|
Barışı, ancak özgürlükler besler
Hüda KAYA/Özgür Gündem
12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14
|
|
Bilim siyasetin elini öptüğünde...
Cüneyt Ülsever/YURT
11 Ocak 2015 Pazar, 10:19
|
|
Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı
Nazlı Ilıcak /BUGÜN
11 Ocak 2015 Pazar, 10:18
|
|
|
|
Son 20 Yazım |
|
CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI
|
|
AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN
|
|
GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.
|
|
ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..
|
|
12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?
|
|
Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?
|
|
Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'
|
|
Tüm Dostlara Teşekkür…
|
|
Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!
|
|
Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:
|
|
Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...
|
|
Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.
|
|
Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...
|
|
Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım
|
|
CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…
|
|
Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!
|
|
“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…
|
|
Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.
|
|
Sadece İnsan Olmak!
|
|
Annemin de Başını Ezerler mi?
|
|
|
|
Takvim |
Pt |
Sl |
Çr |
Pr |
Cm |
Ct |
Pz |
1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 | 11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 | 18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 | 25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 | 31 |
|
|
|
|
|
|
|
|