|
|
|
|
|
ATATÜRK Diyor Ki; |
Biz Türkler, bütün tarihimiz boyunca hürriyet ve istiklâle timsal olmuş bir milletiz.
|
|
|
|
|
YAZAR YAZI |
|
Borçlu ülke zengin millet siyaseti duvara tosluyor
15 Ağustos 2011 Pazartesi, 06:21
Can Ataklı /Vatan
|
|
Sevgili okurlar; geçen haftanın ağırlıklı konularının başında dünyada baş gösteren ve etkisini Türkiye’de de hissettiren ekonomik krizle ilgili haberler geliyordu. Türkiye’nin henüz ne çapta etkileneceğini pek bilmiyoruz, hükümet çeşitli önlemler almaya çalışıyor, umarım ve dilerim eğer patlayacaksa bu krizi en az hasarla atlatabiliriz.
Aslında siyasi kriz
Her ne kadar “ekonomik” olarak adlandırılsa da, Batı ülkelerinden başlayan krizin daha çok siyasi kriz olduğunu söyleyebiliriz. “Global ekonomi” ve “değişim” adı altında sunulan “yeni dünya anlayışı ” tamamen siyasi tercihler nedeniyle dar bir noktaya doğru gidiyor. Bu daralmanın demokrasi ve insan hakları konusunda sorun çıkarması da kaçınılmaz.
Türk halkı mutlu mu?
Geçenlerde araştırmacı Bülent Tanla ile sohbet ediyorduk. Tanla “Dikkat ediyor musun” dedi “Araştırmalarda Türkiye’de insanlar ın mutlu olduğu ortaya çıkıyor ve herkes buna çok şaşırıyor. Oysa durum şaşırtıcı değil, çünkü milletin şimdilik çok fazla derdi yok, öyle ya da böyle parası da var ve eskiden yapamadığı şeyleri de yapabiliyor” diye sürdürdü.
Ülkeler çok borçlu
Tanla’ya göre yeni dünyada ülkeler çok ağır borç yükü altına girerken, vatandaşlar bir zenginlik yaşıyor. Bu düzenin bir tür saadet zinciri olduğu kesin ve bu böyle gitmeyecek. Tarihe bakarsak “yıkılmaz” sanılan devletlerin çoğu ağır borç yükleri nedeniyle beklenmedik anlarda battı. Şimdi de benzer batışlarla karşı karşıya kalabiliriz.
Ürkütücü veriler
Bülent Tanla bazı Batı ülkelerinin kişi başına düşen milli gelir ve borç tablolarını incelemiş. “Ortaya ç ıkan tablo ürkütücü” diyor ve ekliyor “Gelecek dönemde birey-devlet ilişkileri daha fazla tartışılacaktır. Demokrasi-ekonomi arasındaki değerlendirmeler güvenlik çalışmalarını etkileyecektir. Bu, din ve etnik (mezhep) tartışmalarını da etkileyebilir.”
Bu tablo süremez
Tanla’nın “ürkütücü” dediği tablodan birkaç alıntı yapayım. Örneğin 2010 itibarıyla Yunanistan’ın dış borcu 565 milyar dolar. Kişi başına düşen milli gelir 30 bin dolar ama kişi başına düşen dış borç 52 bin dolar. Portekiz ’de ara biraz daha açık. Milli gelir 21 bin dolar, kişi başına düşen dış borç 49 bin dolar. Bu ülkeler şimdi ağır kriz altında.
Beteri de var
Hollanda ilginç bir tablo çiziyor. 2 buçuk trilyon dolar borcu olan küçücük Hollanda’da milli gelir 48 bin dolar, ama kişi başına düşen borç 148 bin dolar tutuyor. İspanya da 2 buçuk trilyon dolar borçlu. 32 bin dolar milli geliri olan bir İspanyol’a düşen dış borç 61 bin dolar. Diğer gelişmiş Avrupa ülkelerinde de durum farklı değil.
Batı yaşlanıyor
Temel sorun şurada; batı kurduğu refahı ağır borç yükü altına girerek korumaya çalışıyor. Halkı gittikçe yaşlanan, nüfusu artmayan Batı, sosyal refah adı altında çalışmayan veya emekli olmuş nüfusuna büyük bir meblağ ayırıyor. Bu da krizi kaçınılmaz olarak körüklüyor. Tanla ’ya göre bu Avrupa’da harita değişikliğine bile neden olabilir.
Türkiye’nin durumu
Türkiye şu anda sınırda olmasına rağmen Batı ülkelerinin durumundan farklı bir durumda. Dış borcun kişi başına düşen tutarı diğer ülkelerdeki gibi kişi başına düşen milli gelirin iki üç katına ulaşmış değil. Ancak dünyanın içine düşeceği bir krize karşı yeni siyasetler geliştirilmesi ve yeni durumun iyi değerlendirilerek önlemler alınması da çok gerekli.
Muhalefete düşen görev
AKP iktidarı dünyada trend olan ve “yenilik” diye sunulan “borçlu ülke zengin millet” teorisini ülkeyi henüz bir refah toplumu yapmamış olsa bile iyi okudu ve bu nedenle seçimlerden zaferlerle çıktı. Oysa dünyada bu trend tersine dönecek. Eğer Türkiye’de muhalefet ancak bunu iyi okur ve şimdiden siyaset geliştirirse iktidar olma şansını yakalar.
Güvenlik öne çıkacak
Dünyaya “değişim-yenilik” diye sunulan trend nasıl tersine dönecek? Devletler kendilerini korumak ve ayakta kalabilmek için “devlet-birey ilişkilerini” mutlaka yeniden değerlendirmek zorunda kalacaktır. Aşırı borçlu ülke anlayışı terk edilirken bu kez ortaya bir “güvenlik” sorunu çıkacaktır ki, vatandaşı demokrasi karşısında şaşkınlığa bu uğratacaktır.
Batı’daki son olaylar
Bu nedenle Norveç’te yaşanan bireysel çılgınlıkla, Londra’da yaşanan “İngiliz olmayanların terörü” çok dikkatle incelenmelidir. Norveç ve İngiltere olaylarına ırkçılık ya da yoksulların öfkesi olarak bakmak bana göre yanılgıya neden olur. Bu gelişmeler Batılı refah toplumlarında demokrasinin sorgulanmasına neden olacak ve tartışma başlayacaktır.
Düzenleri bozulmadıkça
Refah toplumlarında demokrasiyi ve ayrımcı olmayan görüşleri savunmak daha kolaydır. Londra’da demokrasi şampiyonluğu yapmakla Bağdat’ta demokrasiden söz edebilmek arasında dağlar kadar fark vardır. Batılı refah toplumları bu düzenleri bozulmadığı sürece demokrasi, insan hakları, hukuk konusunda çok tutarlı ve kararlıdırlar.
Başkasını küçük görmek
Batılı refah toplumları sıkı sıkıya bağlı oldukları demokrasi, hukuk, insan hakları konularında daha doğudaki ülkeleri özellikle İslam ülkelerini de küçük görür, onları alaya alır ama türlü nedenlerle ülkelerine buralardan gelmiş olanlara da sahip çıkıp bir tür demokrasi gösterisi yaparlar. Ta ki, buralardan gelenler günün birinde “biz de varız” diyene kadar.
Demokrasi- güvenlik
Londra ve Oslo’da yeni, Fransa’da bir süre önce yaşanan olaylar düzenlerinin bozulmasından dolayı telaş ve paniğe kapılan ve öfkelenen milyonlarca insanı “demokrasi mi-güvenlik mi” ikilemine itiyor. Bundan elbette “ırkçı akımlar” pay çıkarmaktadır, ama aslında tepki ortaktır ve bu toplumlar “global ekonomik trendten” vazgeçebilecek aşamaya geleceklerdir.
Avrupa değişecektir
Şu sıralarda “demokrasiye inançları gereği” yaşanan olayları kınayan, bunlara karşı çıkan Avrupa toplumlarının yakın bir gelecekte “daha ırkçı gözükecek” tavır ve kararlar alması kimseyi şaşırtmasın. Londra’da “olağanüstü hâl” ilan edilmesini istemek şimdilik saçma gibi görünse de, toplum olayların devamı halinde bu talebi yüksek sesle söyleyecektir.
Haklar kısıtlanabilir
Batının refah toplumları, ülkeleri borçlansa bile, kişisel servetleri arttıkça, rahat yaşadıkça ülkelerinde yaşayan farklı kültür, din ve milletten gelenlere karşı “hoşgörü” içinde olmayı doğal buluyorlar. Ama trendin tersine dönmesi Avrupa halklarını, kendilerinden olmayanlara karşı daha otoriter, yasakçı ve reddedici düzeye getirecektir kuşkusuz.
Avrupa böyle kurtulacak
Kendi halklarına refah sağlarken ağır borç yükü altına giren Avrupa’da devlet yönetimleri kurtuluşu bu yeni akımda bulacaklardır. Halkları “güvenlik endişesine“ kapılan devletler “O halde daha kısıtlayıcı olmalıyız, ama bu refahımızı biraz azaltacaktır“ diyecekler ve toplumdan olumlu yanıt alacaklardır. Avrupa bu uğurda bazı değerlerinden vazgeçecektir.
Amerika daha güçlenir
Avrupa’nın bu durumuna karşı, Amerika, sadece kendi ülkesinde hak ve özgürlüklere saygılı olduğu için, değişen trendten çok etkilenmeyecektir. Tam tersine Amerika Avrupa’nın gerilemesiyle birlikte kendi ülkesi dışında daha sert, daha egemen, daha belirleyici hale gelebilir. Amerika yükselen farklı kültürlere karşı Batı’nın tek temsilcisi konumuna geçer.
Türkiye de etkilenir
Türkiye henüz Batılı anlamda bir refah toplumu değil. Buna karşı son 10 yılda daha önce “ezildiğini-horlandığını” sanan, bu iktidarla “adam yerine konduğu” hissine kapılan kesimler sistemden pay almaya başladılar. Bu durum “kısmi mutluluk” yaratmaktadır. Ancak değişen trend henüz hazımsız olan bu kesimleri bir anda mutsuz edecektir.
İktidarın yaptığı
AKP iktidarı bu gelişimi bana göre çok iyi anlıyor ve bütün siyasetini bunun üzerine kuruyor. Özellikle son zamanlarda Kürt sorunu konusunda milliyetçi söylemin yükselmesi, dış politikada “milli gurur gösterileri” yapılması, ekonomide riski göze alarak tasarruf önerilmesi AKP’nin yeni döneme iyi hazırlandığının işaretleridir.
Muhalefet de görmeli
Bu gelişimi aslında muhalefetin daha önce görmesi ve buna göre yeni siyasetler belirlemesi gerekliydi. Şimdilik böyle bir hazırlıkları yok. Ancak durumun ekonomik değil siyasi olduğunun farkına varır ve buna göre yeni stratejiler geliştirmeye başlayabilirse AKP iktidarını değiştirme şansını yakalayabilir. Aksi takdirde AKP yeni trendin de yıldızı olacaktır.
Hepinize iyi haftalar dilerim
|
|
|
|
|
|
|
Yazarlar |
|
AKP ‘darbeyi’ kapatacak
25 Ekim 2016 Salı, 12:14
|
|
AKP ‘suç ortağı' arıyor
Mustafa Ünal /ZAMAN
12 Haziran 2015 Cuma, 09:28
|
|
Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!
İhsan ÇARALAN /Evrensel
12 Haziran 2015 Cuma, 09:21
|
|
Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez
Erhan BAŞYURT/BUGÜN
12 Haziran 2015 Cuma, 09:16
|
|
Ya Koalisyon ya Başkanlık...
Eren Erdem/YURT
12 Haziran 2015 Cuma, 08:58
|
|
Kırılma noktası!
Güngör Mengi/VATAN
12 Haziran 2015 Cuma, 08:45
|
|
AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?
İbrahim Kiras/VATAN
12 Haziran 2015 Cuma, 08:42
|
|
Ali İsmail…
Bekir Coşkun - Sözcü
23 Ocak 2015 Cuma, 09:34
|
|
Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?
Mehmet Kamış/ZAMAN
14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39
|
|
Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi
Can Ertan /HABER
14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57
|
|
Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik
Özgür Şen
14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17
|
|
AKP’nin IŞİD çıkmazı
Hüseyin ALİ/Özgür Gündem
14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10
|
|
Siyasi etik yasası çıkarılmalı
Serpil Çevikcan/Milliyet
12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37
|
|
MİT’in sicili
Gültekin AVCI/BUGÜN
12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17
|
|
İslamofobi ve provokasyon
İhsan ÇARALAN /Evrensel
12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11
|
|
Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”
Hüseyin Özay/Taraf
12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32
|
|
AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor
Zilar STÊRK/Özgür Gündem
12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25
|
|
Barışı, ancak özgürlükler besler
Hüda KAYA/Özgür Gündem
12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14
|
|
Bilim siyasetin elini öptüğünde...
Cüneyt Ülsever/YURT
11 Ocak 2015 Pazar, 10:19
|
|
Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı
Nazlı Ilıcak /BUGÜN
11 Ocak 2015 Pazar, 10:18
|
|
|
|
Son 20 Yazım |
|
CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI
|
|
AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN
|
|
GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.
|
|
ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..
|
|
12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?
|
|
Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?
|
|
Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'
|
|
Tüm Dostlara Teşekkür…
|
|
Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!
|
|
Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:
|
|
Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...
|
|
Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.
|
|
Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...
|
|
Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım
|
|
CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…
|
|
Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!
|
|
“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…
|
|
Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.
|
|
Sadece İnsan Olmak!
|
|
Annemin de Başını Ezerler mi?
|
|
|
|
Takvim |
Pt |
Sl |
Çr |
Pr |
Cm |
Ct |
Pz |
1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 | 11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 | 18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 | 25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 | 31 |
|
|
|
|
|
|
|
|