Nehir Polat

Yazar Güler Buğday, ‘Solun (!) Ehrimanları’ adlı romanı için “12 Eylül sonrası sürekli iç hesaplaşmalarla birbirini tüketen sosyal demokratları hatalarıyla yüzleştirdim” diyor.

Bursa siyasi kamuoyunun yakından tanıdığı Güler Buğday’ın, “Annemin de Başını Ezerler mi?” ve “Dağların Rengi Kırmızı” adlı iki siyasi romanın ardından, politik kurgu niteliğindeki “Solun (!) Ehrimanları” adlı üçüncü romanı da okurla buluştu.

Bir dönem Sosyal Demokrat Halkçı Parti’de (SHP) Parti Meclis Üyesi olarak görev yapan Güler, sol düşünceyi yaşam biçimi olarak seçen ve zorlu bir yaşam mücadelesi veren bir kuşaktan geliyor. 1980 darbesine kadar birçok lisede öğretmenlik yapan, 1980′de, 1402 sayılı yasayla görevine son verilen Güler, ticarete atılarak işi gereği Türkiye’nin tüm il ve ilçelerini dolaşmış ve ülkenin her bölgesindeki insanların yaşam koşullarını yakından gözlemleme şansı bulmuş. Yaşanan haksızlıklara tanık olan ve düşüncelerini her platformda anlatan Güler, bunların kalıcı olması için yazmaya başlamış. “Solun (!) Ehrimanları” adlı romanını yazmayı bir vatandaşlık görevi olarak gören Güler, “Ülkesini ve halkını seven her yurttaşın, bu romandaki gerçekleri paylaşıp ders çıkarmasını arzu ediyorum” diyor.

‘İHANET ŞALI KALKMALI’…
Güler, romana neden “Solun (!) Ehrimanları” adını verdiğini ise şöyle açıklıyor:
“12 Eylül sonrası sürekli iç hesaplaşma ve kısır tartışmalar sonucu birbirlerini tüketip yok eden sosyal demokratların, yaptıkları hatalarla yüzleşip, vicdanları ile hesaplaşarak gerçekleri görmesi gerekiyordu.
Tarihe tanıklık edip not düşmek, gelecek kuşaklara yol göstermek için yazmak ve belgelemek doğru bir yöntemdir. Yarınların inşaasının doğru, demokrasinin kalıcı olması için eli kalem tutan herkes bu anlayışa katkı koymalıdır. Onurlu ve yürekli insanlar, içinde yer alarak katkı koyduğu oluşumların, duyarlılıklarını hissettiği yapıların arka planında gördüğü entrika ve yozlaşmayı çekinmeden yazmalıdır. Çünkü yıllarca ‘kol kırılır yen içinde kalır’ diye susulmuş, yapılan hata ve ihanetler sonucu çürüme meşrulaşmıştır. Sonuçta işlenen suçların ihanet şalı örtülü kalmıştır. Tüm siyasi yapıların içindeki dürüst, nitelikli, birikimli ve cesur insanlar kendi siyasi yapıları üstündeki ihanet şalını kaldıracak yürekliliği göstermelidir. Solun Ehrimanları, her ortamda ‘Ata ocağı’ deyip onurlanılan, son yıllarda temellerine kadar sarsılan, halkının güvenini kaybetmiş, kerhen oy verilen, yönetenlerce sürekli ihanete uğrayan sosyal demokratların gelinen noktada aynaya bakmalarının öyküsüdür.”

KÖTÜ RUH ‘AHRİMAN’
Evrenin yaradılışından önce de varolduğuna inanılan iki ana göçten kötü olanı temsil ediyor Ahriman. Bu güce inananlar veya bu gücün takipçileri zulme, yalana, işkence etmeye, tabiatı tahribe açıktırlar. Hiçbir moral değer tanımazlar. Ortadoğu kaynaklı dinlerde bu gücün karşılığı olarak “iblisi güçler”den bahsedilir. Zerdüşt inancındaki tanrı Ahura-Mazda (Hürmüz) ile tanrı Angra Mainyu’nun (Ahriman) mücadelesinde Hürmüz’ün savaşı kazanması sonucu güneşin toprağı ısıttığı, tabiatı yeşillendirdiği ve bereketlendirdiği gündür. Zerdüşt ahlakçılığının temelini iki ilke oluşturur; hayatın devamı ve kötülüğe karşı mücadele. İyiliğin güçlerini Ahura Mazda (Aklın Efendisi-Hürmüz), kötülüğün güçlerini ise Angra Mainyu (Kötü Ruh-Ahriman) yönetir.

»  Ahmet Emin YILMAZ

»  Ahmet İsvan

»  Emel SUNGUR

»  Erol ÇEVİKÇE

»  Fikri Sağlar

»  H. Gül KOLAYLI

»  H.Gül KOLAYLI

»  H.Gül KOLAYLI

»  Haber Gazetesi, Huriye Gül Kolaylı, Bağımsız Bursa

»  Murat KUTER

»  Nahit Kayabaşı

»  Nehir Polat

»  Özlem Buğday YAĞMUR

»  Özlem Buğday YAĞMUR

»  Yılmaz AKKILIÇ

»  Yılmaz AKKILIÇ