|
Farkında mısınız bilmem ama kentin dokusu sistematik bir şekilde değişiyor.
Muhafazakar yaşam tarzının dayatıldığı, arabesk motiflerin ilmek ilmek işlendiği, yaşam alanlarının yok edildiği bir kent olma yolunda hızla ilerliyoruz.
Çağdaş Bursa, yerel yönetimler eliyle, örtülü veya açık bir şekilde muhafazakar Bursa’ya dönüşüyor.
***
Aylar önce yine bu köşeden, 2004 yılından bu yana başta Osmangazi ve Yıldırım olmak üzere AKP’li belediyelerin kaç işletmeye içki ruhsatı verdiğini sormuştum.
Yanıt alamadım.
Ancak Yıldırım’da tek bir ruhsat verilmediğini sanıyorum; Osmangazi’deyse sadece Vamtes’in olağanüstü çabalarla ruhsat alabildiğini biliyorum.
Yıllar önce dönemin Osmangazi Belediyesi tarafından hazırlanan ‘Kırmızı Sokaklar’ projesini veto eden Hikmet Şahin yok artık.
Ancak o dönemin Kırmızı Sokaklar projesi bugün örtülü bir şekilde yürüyor.
Belediyelerin sosyal tesisleri, restore edilen güzelim konaklarında da tablo farklı değil.
***
Bursa’yla özdeş bir Arap Şükrü Sokağımız var…
Kent veya yurt dışından bir misafiriniz geldiyse, hiç tereddüt etmeden Arap Şükrü’de soluğu alırsınız.
Çünkü Arap Şükrü, sıradan bir sokak değil, Bursa’yı Bursa yapan bir kültürdür, bir yaşam tarzıdır.
Tıpkı Bodrum Barlar Sokağı gibi, tıpkı Ankara Sakarya gibi, tıpkı İzmir Kordon gibi…
Yazı bir başka, kışı bir başkadır Arap Şükrü’nün…
Son zamanlarda Arap Şükrü’ye gidenler, bu tarihi sokakta, içkili restoranların bir bir budandığına şahit oldular.
Yani Arap Şükrü’ye de el attılar.
***
Hal böyle olunca, geriye bir tek Nilüfer kalıyor…
Kendilerine biçilen yaşam tarzından kaçan on binler, Nilüfer limanında nefes alıyor.
Osmangazi ve Yıldırım’da iş yapamayan, bar, kafe, restoran işletmecileri, ayakta durmak için bu ilçeye akın ediyor.
Her geçen yıl Nilüfer’de düzenlenen Cumhuriyet Yürüyüşlerinin daha büyük kalabalıklarla, daha görkemli yapılması bir tesadüf olabilir mi?
Bu yürüyüşlerde, yüz binler, Cumhuriyet’e sahip çıktıklarını haykırmakla kalmıyor, yaşam alanlarını daraltan, özgürlüklerini kısıtlayan anlayışlara da okkalı bir mesaj veriyor.
***
Tabii bu durum, kentin lehine gelişmiyor.
Kentin bir yakası, her geçen gün cazibesini yitirirken, diğer yakası aldığı göçlerle sıkışık bir kent olma yolunda ilerliyor.
Nilüfer, son yıllarda aldığı göçle, asıl kimliğinden uzaklaşıyor.
Göç, beton kütlelerin sayısını her geçen gün artırırken, araç sayısının da aynı hızda çoğalmasına neden oluyor.
***
Evet, kentin dokusunun değişmesi, bir yazıya sığmayacak kadar geniş bir konu.
Ben gördüklerimi özetlemeye çalıştım.
Gördüklerimi ve bu kentin sokaklarını uzun yıllardır arşınlayan bir Bursalı olarak duygularımı paylaştım…
|