İletilerinizi bekliyorum...

gulerbugday113@gmail.com

Facebook

    (Güler Buğday)

Twitter

    twitter.com/gulerbugday

 

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI

25 Kasım 2015 Çarşamba, 16:29

Cumhuriyeti kuran parti, artık laik cumhuriyeti yıkanlara, tek adam diktasını dayatanlara ve korku imparatorluğu yaratanlara engel olamıyor!

Bursa Bamsz | letiim | zgemiim | Kitaplarm | Hakkmda Yazlanlar | Animasyonlu iirler

Ana Menü

» Ana Sayfa

» Haberler

» Yazılarım

» Yazarlar

» İletişim

» Künye

» Bize Yazın

» Bağlantılar

ATATÜRK Diyor Ki;

Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar batar, mahvolur. Milletlerin esirliği üzerine kurulmuş müesseseler her tarafta yıkılmaya mahkumdurlar.

YAZAR YAZI

Silivri notları

Silivri notları

10 Ağustos 2011 Çarşamba, 08:18

Mustafa Mutlu/Vatan

Hakkında onlarca kitap okudum, ama Silivri Cezaevi Yerleşkesi’nin içindeki mahkemeye ilk kez dün gidebildim.

Ayıplamayın, yargılanan meslektaşlarımı orada görmek istemedim; o yüzden gitmedim bugüne kadar.

Önceki gece durup dururken verdim kararımı ve sabahın erken saatlerinde çıktım yola...

Sora sora Bağdat bulunurmuş derler; ben de Silivri Cezaevi‘ni öyle buldum.

Tam da tarif edildiği gibi bir yer:

Kapalı spor salonundan mahkemeye dönüştürülmüş bir bina... Karşısındaki açık otopark, benim gittiğim saatlerde bile tıklım tıklım dolmuştu... Baktım, otobüslerin camlarında tüm illerimizin ismi!

Türkiye bu sabah buraya akın etmişti!

***


Mahkeme salonuna girişim, beklediğimden çok kolay oldu.

“Ya kararımdan vazgeçersem, ya yine yarı yoldan dönersem” diye öyle apar topar çıkmışım ki evden, hayatımda belki de ilk kez işime yarayacak olan basın kartımı almayı unutmuşum!

Derdimi anlattım; kapıdaki astsubay gülümsedi ve sorun etmedi dalgınlığımı...

Üzerinde “Basın” yazan mor kartı boynuma asamadım uzunca bir süre... Ve “Neden mor” sorusunun yanıtını uzunca bir süredir aradım kafamda...

Birileri, “basın”ı fena halde morarttıklarını düşündükleri için mi acaba bu rengi seçmişti?

***


Duruşma salonuna girdiğim kapının üzerindeki tribün izleyicilere ayrılmıştı. Sanık yakınları ve çok sayıda vatandaş...

Birkaçıyla göz göze geldik, “Bunca zamandır nerelerdeydin” demelerinden çekindim ve sol tarafta basına ayrılan yere ilişmeye çalıştım. Oysa onlar dost yüzlerle gülümsüyorlardı...

Basına ayrılan bölüm ilk kez bu kadar doluymuş... Nail Güreli, Pınar-Tufan Türenç, Yalçın Bayer, Zafer Arapkirli, Zafer Atay ve Tutuklu Gazetecilerle Dayanışma Platformu‘ndaki arkadaşlar... Arkalarda bir yere geçtim ve etrafı incelemeye başladım. Hayret, tribündeki izleyicilerin en az beşte dördü kadındı!

Ve o kadar aydınlıktılar ki, salonun en pırıltılı köşesiydi onların bulundukları taraf...

***


Hâkimler yerini almadan önce tutuklu sanıklar alındı salona... Mustafa Balbay‘ın ve Tuncay Özkan‘ın girmesiyle bir alkış tufanı koptu. Onlar da kendilerine ayrılan bölümün en arkasına gelerek selamladılar kendilerini sevenleri...

Özlemlerini giderdiler...

Baktım herkes ayakta, ben de kalktım oturduğum yerden... O sırada Mustafa’yla göz göze geldik... Işıl ışıl oldu gözleri, dostça gülümsedi... Ve nedendir bilinmez, otuz yıl sonra ilk kez sol yumruğumu sıkılmış havada sallanırken buldum!

Gaza mı geldim, ne?

Hemen Tuncay’a gösterdi beni... Sağ elinin parmaklarını dudağına götürdü, kocaman bir öpücük attı bana doğru beyaz saçlı genç adam! Sonra aynı elini kalbinin üzerine koyarak, “Teşekkür ederim” diye bağırdı...

İlk kez bir “teşekkür”den bu kadar utandığımı hissettim... Onlar dört yıla yakın bir süredir içerideydiler ve ben dışarıdaki bir meslektaşları olarak haklarında en fazla üç-beş yazı yazmıştım... Bunun için teşekkür ediliyordu...

Utançla başımı öne eğdim; bilmem fark etti mi?

***


Tam karşımızdaki bölümde CHP’li milletvekilleri oturuyordu... Kırk ikisi kendilerine ayrılan bölümde, biri yani Sinan Aygün tutuksuz sanıklar arasında...

Bıyıklarını kesmiş Sinan... Yanına gittim hemen, “Artık konuşursun değil mi” diye takıldım...

“Konuşacağım, az kaldı” diye yanıtladı beni gülerek...

Tam o sırada mahkeme heyeti girdi salona...

***


Celse açılırken avukatlardan biri yüksek tavandan sarkan en az 5-6 metre uzunluğundaki kırk kadar boruyu göstererek, “Bu mikrofonların kapatılmasını talep ediyorum. Duruşma salonunun bu şekilde dinlenilmesi usule aykırı. Kaldırılmalı” dedi. O sırada dikkatimi çekti borular; gerçekten de her birinin ucunda mikrofonlar vardı ve resmen dinleniyorduk!

Mahkeme Başkanı çok da ciddiye almadı bu talebi, “Canım zaten o kadar yüksekten sesleri iyi almıyordur o mikrofonlar” diyerek talebi geçiştirdi.

O sırada izleyici tribününden bir ses duyuldu:

“Adalet Bakanı var değil mi o mikrofonun öbür yanında?”

***


Mustafa’ya söz vermedi Mahkeme Başkanı; iki sanığın çapraz sorgusunu izledik bütün gün...

Öğle yemeği için verilen aranın sonrasında bağırarak da olsa sohbet etme olanağı buldum ikisiyle de...

Dün Mustafa‘nın doğum günüydü aynı zamanda. İzleyicileri gösterdi eliyle ve buruk bir gülümsemeyle haykırdı:

“Hiçbir doğum günümü bu kadar kalabalık ve güzel kutlamamıştım!”

Salondan alkışla yanıt buldu bu sözler... Hayatının tatilini yaptığını, her akşamüstü güneşlendiğini, günde iki saat spor yaptığını anlattı.

***


Tuncay’a yeni bir kitap yazıp yazmadığını sordum.

“Yayınevine teslim ettim bile” dedi ve devam etti:

“Adı ‘Mahpusta Yatacak Olana Öğütler!’ Bu kitabı okuduktan sonra yolu buraya düşecek olanlar için bir cezaevi kullanım kılavuzu yani...”

Bir de haber verdi:

“Bu cezaevinde toprağa muhtacız ya... İnanmayacaksın ama toprak üretmeyi öğrendim!”

“Nasıl” diye sordum, güldü:

“Patenti bende... Söylemem!”

Biliyordum; patent falan değildi derdi... Söylerse topraksız kalacağını biliyordu!

***


Sonra duruşmayı izledim uzunca bir süre... Hâkim, İbrahim Şahin’in timinde yer aldığı iddia edilen bir sanığa sordu:

“Birisine telefonda durmadan ‘Sayın Büyük’ deyip duruyorsun? Kim bu Büyük? Reisin mi?”

Sanık son derece kibar yanıtladı:

“Sayın Başkanım... Kendisi benim çocukluk arkadaşımdır. Cüce olduğu için kendisine biz ‘Sayın Büyük’ deriz!”

***


Daha yazacak çok şey var ama yer bitti...

İşte... Böyle bir yer Silivri.

Zaman zaman sevince ve mutluluğa dönüşse de...

Sapına kadar hüzün hâkim tüm salona!

Yazarlar

AKP ‘darbeyi’ kapatacak

25 Ekim 2016 Salı, 12:14


AKP ‘suç ortağı' arıyor

Mustafa Ünal /ZAMAN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:28


Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Haziran 2015 Cuma, 09:21


Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez

Erhan BAŞYURT/BUGÜN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:16


Ya Koalisyon ya Başkanlık...

Eren Erdem/YURT

12 Haziran 2015 Cuma, 08:58


Kırılma noktası!

Güngör Mengi/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:45


AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?

İbrahim Kiras/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:42


Ali İsmail…

Bekir Coşkun - Sözcü

23 Ocak 2015 Cuma, 09:34


Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?

Mehmet Kamış/ZAMAN

14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39


Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi

Can Ertan /HABER

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57


Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik

Özgür Şen

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17


AKP’nin IŞİD çıkmazı

Hüseyin ALİ/Özgür Gündem

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10


Siyasi etik yasası çıkarılmalı

Serpil Çevikcan/Milliyet

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37


MİT’in sicili

Gültekin AVCI/BUGÜN

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17


İslamofobi ve provokasyon

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11


Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”

Hüseyin Özay/Taraf

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32


AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor

Zilar STÊRK/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25


Barışı, ancak özgürlükler besler

Hüda KAYA/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14


Bilim siyasetin elini öptüğünde...

Cüneyt Ülsever/YURT

11 Ocak 2015 Pazar, 10:19


Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı

Nazlı Ilıcak /BUGÜN

11 Ocak 2015 Pazar, 10:18

Son 20 Yazım

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI


AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN


GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.


ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..


12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?


Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?


Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'


Tüm Dostlara Teşekkür…


Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!


Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:


Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...


Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.


Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...


Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım


CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…


Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!


“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…


Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.


Sadece İnsan Olmak!


Annemin de Başını Ezerler mi?

Takvim

Pt Sl Çr Pr Cm Ct Pz
1
2345678
9101112131415
16171819202122
23242526272829
3031
info@bursabagimsiz.info.tr

Bursa Bağımsız adlı, www.bursabagimsiz.info.tr adresinde yayınlanan işbu web sitesi içerisinde yayınlanan yazınsal ve görsel içeriğin her hakkı saklıdır.

Site içerisinde Güler Buğday dışında yazınsal ve görsel içeriği yayınlanan konuk yayıncıların eserlerinin her türlü hukuksal sorumluluğu konuk yayıncıya aittir. Güler Buğday işbu içerikten ötürü sorumlu tutulamaz.

Copyright © 2024 Bursa Bağımsız