Hasdal olağansa sorun ne

02 Mart 2011 Çarşamba, 09:00

İsmail Küçükkaya/ Akşam

CHP lideri Kılıçdaroğlu, yaklaşan seçim öncesinde ana muhalefetin asker sivil ilişkisine bakışını, çarpıcı sözlerle ortaya koydu.

İsmail Küçükkaya/LONDRA
Başbakan Erdoğan'ın ATV'de söylediklerinin haber değeri taşıyan iki farklı bölümü vardı. Komutanların Hasdal ziyaretini 'insani' bulduğunu ve doğal karşıladığını söylemesi bunlardan ilkiydi. Diğeri de Çankaya Köşkü'nde Cumhurbaşkanı Gül'ün verdiği resepsiyona katılmayıp, kendi aralarında alternatif davet düzenlemelerine gösterdiği tepkiydi. Erdoğan, Genelkurmay Başkanı Koşaner'e bu konudaki düşüncesini aktardığını ve 'iyi olmadı, doğru değil' sözleriyle görüşünü bildirdiğini ekran başındakilere duyurdu.

Artık 'açık polemik' yerine daha sessiz ve gözlerden uzak sürdürülen asker-sivil ilişkileri açısından çok ama çok ilginç bir açıklamadır. İktidar ilişkileri bakımından bu bilgi, üzerinde analiz edilmeyi fazlasıyla hak ediyor, bugünün konusu değil.
CHP lideri Kılıçdaroğlu ile dünden beri Londra'dayız. Yurtdışı seyahatlerinde, programlar ne denli yoğun olsa da liderlerle baş başa görüşebilme ve onlara sorular sorabilme imkanı bulunur. Uçak seyahatleri dışında da sohbet fırsatları gazetecilik açısından gerçek birer şanstır. Ben de CHP lideriyle konuşmalarımda yaklaşan seçimler öncesinde ana muhalefet partisinin yaklaşımlarını, hazırlıklarını anlamaya çalıştım. Kılıçdaroğlu'na, Başbakan Erdoğan'ın ATV'deki sözlerini sordum ve değerlendirmesini dinledim. Bu konudaki yaklaşımı, gündelik polemikten ziyade iktidar alternatifi olma iddiasındaki bir partinin asker-sivil ilişkisine bakışı açısından çok önemli. İşte Kılıçdaroğlu'nun o iki soruya verdiği yanıtlar...

KİMSE DAVETE KATILMAYA MECBUR DEĞİL
Önce Gül'ün 29 Ekim Cumhuriyet resepsiyonu...
CHP liderinin sözleri şöyle:
'Çankaya Köşkü'ndeki davet konusu önemli değil. Adı üstünde resepsiyon. Katılırsın veya katılmazsın, herkesin kendine kalmış. Askerler katılmamışlar, sorun değil. Herkesin kendi kararı. Kimse davete gitmeye mecbur değil. Başbakan'ın, yanlış olduğunu söylemesinin anlamı yok.'
Kılıçdaroğlu, sözün burasında, Erdoğan ve Koşaner arasındaki diyaloğun nasıl geçtiğine ilişkin 'Genelkurmay Başkanı, Başbakan'a bağlı değil mi?' sorusunu dile getirip, daha fazla yoruma girmeyeceğini vurguladı.

HASDAL ZİYARETİ DOĞRUYSA...
Gelelim Hasdal ziyaretine.
Kılıçdaroğlu, komutanların Balyoz tutuklusu askerleri cezaevinde ziyaretiyle ilgili olarak Başbakan'ın sözlerine çok çarpıcı bir açıklamayla tepki gösterdi. CHP liderinin değerlendirmesi şöyle:
'Başbakan Hasdal'ı doğru ve olağan buluyorsa orada sorun var demektir. Yargılamada sorun var demektir. Komutanlar haklı yere tutuklanan birini ziyarete gitmezler. Yolsuzluktan tutuklanan paşalar oldu, yanına gitmediler mesela. Başbakan askerlerin bu hassasiyetini, bu ayrımı biliyor mu? Komutanlar Hasdal'a niye gitti, yargılamada sorun görüyorlar, haksızlık olduğuna inanıyorlar ve buna dikkat çekmek için Hasdal'a ziyarete gidiyorlar. İşte bu tabloyu olağan buluyor Başbakan.'

SİZCE ZİYARET DOĞRU MU?
Çok çarpıcı sözler...
Ama gazetecilik namusu tam bu noktada sizi bir soruya daha yöneltir. Bu değerlendirmenin sahibine 'Peki sizce komutanların Hasdal'a yaptıkları cezaevi ziyareti doğru mu, olağan mı, insani mi?'
CHP liderine bunu sordum. 'Ben şimdi ona girmeyi doğru bulmuyorum. Söylediklerim çerçevesinde kalayım' dedi.

LONDRA NOTLARI...
Şimdi biraz da Londra izlenimleri... Bu kez, Kılıçdaroğlu için çok daha yoğun ve katılımcı programlar hazırlanmış. İngiltere'de yaşayan Türklerle de görüşmeler yaptı, yer yer izdiham oluştu. Sonuçta yeni CHP Avrupa siyasetine önem veriyor. İşçi Partisi lideriyle birbirlerine 'Kemal' ve 'Ed' diye hitap ederek samimi bir atmosferde konuşmaları Türkiye adına çok yararlıydı. AB üyeliğimize çok güçlü destek açıklaması yaptı. Kılıçdaroğlu, 'Avrupa'daki CHP imajı iyi değildi, özgürlük ve demokrasi temelindeki politikalarımızı her fırsatta anlatarak imajımızı düzelteceğiz' dedi. Ed Miliband, Kılıçdaroğlu'nun kongre başarısından övgüyle bahsedince o, çok önemsediğim şöyle bir yanıt verdi:

'Evet kongremiz güzel geçti, bütün delegelerin oyunu aldım, sıra halkımın oyunu almaya geldi. O çok daha zor, başarmak için çok çalışmam lazım, çok çalışıyorum ben de...