Başlığı fazla iddialı bulanlar çıkacaktır kuşkusuz.
Ancak, 2 yıldan bu yana izlediğim CHP, beni böyle bir başlık atmaya zorladı.
Böylece, Deniz Baykal’ın Bursa’ya gelişini özetleyecek başka bir başlık bulamadım.
Hele ki son Dersim krizinde bile Başbakan, CHP kalesine kolay kolay çıkaramayacağı bir gol attıktan sonra.
***
Farkında mısınız, CHP son yıllarda ciddi bir yönetim sorunu yaşıyor.
Yargının siyasallaşması, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin sistematik bir biçimde yıpratılması, Cumhuriyet’in dönüştürülmesi çabaları karşısında, CHP üst yönetimi, elle tutulur bir politika üretemedi.
Şu Dersim krizinde, CHP’nin başında Deniz Baykal olsaydı, gelişmeler CHP’nin aleyhine böylesine döner miydi?
Baykal olsaydı, Atatürk’ün manevi kızının ismini havaalanlarından silmeyi teklif edenler siyasi arenada cirit atabilir miydi?
***
Nazlı Ilıcak’a, CHP’ye yakın bir gazeteci arkadaşı, partinin son durumuyla ilgili önemli bir tespit yapmış.
Şunları söylüyor meslektaşımız:
Dersim çıkışını yapan Hüseyin Aygün, Kemal Kılıçdaroğlu’nun teyzesinin oğlu; Kürt ve Alevi. Partinin en önemli adamı haline gelen Erdoğan Toprak eski DSP’li; o da Kürt ve Alevi. Örgütlenmeden sorumlu Nihat Matkap, Arap ve Alevi. Matkap, SHP örgütlerini CHP’ye taşıyor. Neredeyse bütün il ve ilçe başkanları SHP kökenli. CHP’de tercih sebebi, Kürt olmak, Alevi olmak ya da SHP’li olmak. BDP çizgisinde CHP’de 33 kişi var. Sezgin Tanrıkulu ya da Hüseyin Aygün yalnız değil. Partide onlar gibi düşünenlerin sayısı hayli kabarık. BDP ağzıyla konuşulması bizi rahatsız ediyor.
***
Meslektaşımızın söylediklerini ben tamamlayayım.
CHP, tarihinin hiçbir döneminde, Hüseyin Aygün, Sezgin Tanrıkulu veya Muhammet Çakmak gibi siyasi profilleri içinde barındırmamıştı.
İlk kez bu dönemde, CHP tarikatlara göz kırptı, yerel özerlik konusunda AKP’den ileri bir söylemi sahiplendi ve bir milletvekili Atatürk’ün talimatıyla Alevilerin katledildiğini yandaş bir gazeteye açıkladı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’ysa tüm olup bitenlere ses çıkarmadı; ses çıkaranlara göz dağı verdi.
***
CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal’ın, bugün Müjdat Gezen Kültür Merkezi açılışına katılacak olmasını, işte bu bakış açısıyla değerlendiriyorum.
Baykal; Onur Öymen ve Yılmaz Ateş’le birlikte, sadece bir kültür merkezinin açılışını yapmayacak, hafızası silinmeye çalışılan CHP ruhunun fotoğrafını verecek.
-------------
Tunçak’a önemli görev
AKP’nin 23. Dönem Bursa Milletvekili Mehmet Tunçak, FSM’de açtığı restoranla hizmet sektörüne adım atmıştı ama partisinin genel merkezi yepyeni bir görev verdi ona.
Tunçak, Sanayi Bakanı Zafer Çağlayan’ın müşaviri oldu…
AKP, uzun zamandan bu yana aday yapmadığı milletvekillerini, genel merkezde veya bakanlıklarda görevlendirmek için çalışma yapıyordu.
Bu görevlendirmelerde, Bursa’da adı en fazla geçen isim Tunçak’tı.
Beklenen görevlendirme kısa süre önce gerçekleşti.
Hayırlı olsun…
----------------
Cindoruk’un açıklaması tartışma yarattı
Dersim tartışmalarında topa, Demokrat Parti eski lideri Hüsamettin Cindoruk da girdi.
Dün konuyla ilgili yaptığı açıklamalarla, yepyeni bir tartışmanın fitilini ateşleyen Cindoruk, ‘Cumhuriyet’in zorbalığı’ olarak nitelendirdiği Dersim olaylarının, CHP’nin olduğu kadar Demokrat Parti’nin de ‘suçu’ olduğunu öne sürdü.
Cindoruk’un işte bu açıklamasına Merkez Sağ Hareketi Temsilcisi Uğur Şahan’dan sert bir yanıt geldi.
Şahan özetle şöyle diyor:
Yeter Artık Hüsamettin Cindoruk… Merkez Sağ Hareketi olarak Hüsamettin Cindoruk’un Dersim olayları hakkında yapmış olduğu açıklamalardan rahatsızlık duyuyoruz. Cindoruk’un ‘Dersim olaylarından CHP kadar DP de sorumludur’ açıklaması, 28 Şubat sürecinde Merkez Sağ’ı bölen Cindoruk’un o günden bugüne sergilediği siyasi duruşla örtüşmektedir. Cindoruk’un yapmış olduğu açıklama bizi hiçbir şekilde şaşırtmamıştır. Yassıada ile Silivri’yi bir tutan Cindoruk ‘Merhum Başvekilimiz Adnan Menderes de o dönemde vekildi’ diyerek merhum Menderes’i bu tartışmaya çekmek istemektedir. Şunu belirtmek isteriz ki 1935 yılında mecliste kabul edilen Dersim Kanunu’na Merhum Menderes katılmamıştır. Eğer ortada tarihi bir ayıp varsa bunun sorumluluğu, Merhum Bayar ve Menderes’in Demokrat Partisi’nde değil başka odaklarda aranmalıdır.
|