Üst üste gelen iki deprem Wan halkında derin bir travma yarattı. Bu durum çocuklarda iki katı oluyor. Yıkılmış bir kent, çocuk psikolojisini tahrip ediyor. Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “uyum, ruh sağlığı” gibi hastalıklar için uyardı.
Yıkılmış bir kentte çocuk olmak...
Prof. Dr. Nevzat Tarhan, depremi yaşayan çocuklarda hayatın güvenli olmadığıyla ilgili bir inanış oluştuğu takdirde, beynin devamlı stres hormonları salgılayacağını belirterek, “Bu durumda çocuklarda uyum, ruh sağlığı, mide ve bağırsak bozuklukları ile alerjik bozukluklar gibi psiko-fizyolojik hastalıklar nüksedebilir” dedi.
Prof. Dr. Tarhan, deprem bölgesinde çalışan birçok psikoloğun gözlemine göre, Wan’da görünenden çok daha derin bir travma söz konusu olduğunu söyledi. Depremzedelerin ciddi bir korku taşıdığını belirten Tarhan, erkeklerin işle, kadınların da çocuklarının geleceğiyle ilgili kaygı içinde olduğunu ifade etti.
Gerçekle yüzleşince
Genellikle 10 yaşın altında olan çocukların da bu tür durumlarda anne babalarının ya da ailede model aldıkları kişilerin tepkilerine göre kendi ruh hallerini düzenlediğini vurgulayan Prof. Dr. Tarhan, şöyle devam etti:
“Eğer anne baba soğukkanlıysa veya aileye bir sosyal destek varsa, çocuk, bu travmayı daha kolay aşabilir. Yani ilk başlarda anne, baba yahut birçok kimse çocuklara hemen sahip çıkıyor. Böylece, çocuklar geçici bir destek almış oluyor. Ancak çocuklar gerçeklerle daha geç yüzleşirler. 6 hafta ya da 2 aydan sonra ise sosyal destek zayıflamaya başlıyor. Bu durumda çocuklar kendilerini yalnız hissetmeye başlarlar. Destek gören çocuklarda gelecek korkuları o zaman daha çok çıkabilir. Destek görmeyen çocuklarda ise korkular zaten ilk andan itibaren başlar; hatta, depremin yaşattığı travmanın dışında ikincil ve üçüncül travmalar oluşur.”
Takip edilmeli
Doğal afet travmalarında psikolojik desteğin önemine işaret eden Tarhan, vaka iyi duruma gelmiş olsa bile, uzmanların bu tür durumlar için 2 senelik bir takip önerdiğine dikkati çekti. Bölgede sürekli yaşanan artçı depremlerin de kişinin psikolojisini olumsuz yönde etkilediğini anlatan Tarhan, “İnsan bir odanın ortasında dursa ve ‘benim başım dönecek’ dese başı dönmeye başlar. Travma durumlarında beyinde yer çekimine karşı oluşmuş denge koordinasyonuyla ilgili anlam dosyaları bozuluyor. Beyin objesiz algılama yaparak, olmayan şeyi var gibi algılamaya başlıyor” dedi.
Mersin ikinci vatan oldu
Wan depreminden sonra en çok göç alan kentlerden olan Mersin’de Akdeniz Belediyesi tam bir seferberlik ruhuyla çalışırken, depremde sınıfta kalan devlet, mecburen göçen insanlara yardım konusunda da yetersiz kalıyor.
Akdeniz Belediyesi Afet Kriz Masası, “Van değil, devlet ve hükümet deprem altında kalmıştır. Halen onbinlerce insan, eksi 15 derece altında soğukta, açlık ve soğukla mücadele etmektedir” dedi.
Wan’daki ilk depremin ardından Mersin’de, BDP’li Akdeniz Belediyesi bünyesinde oluşturulan Afet Kriz Masası, basın toplantısıyla 1 aylık çalışmalarını kamuoyuna duyurdu. Mersin Gazeteciler Cemiyet (MGC) Basın Merkezi’nde düzenlenen toplantıya, Akdeniz Belediye Başkanı M. Fazıl Türk, Afet Kriz Masası yetkilileri Meclis üyesi Çiğdem Göksoy ve Mehmet Aslan katıldı. Afet Kriz Masası adına açıklama yapan Akdeniz Belediyesi Meclis Üyesi Çiğdem Göksoy, çadırlarda açlık, hastalık ve donma tehlikesi ile karşı karşıya olan, soba yangınlarında bile 3 çocuğun yanarak öldüğü, deprem sonrası AKP hükümetinin Wan’ı hâlâ afet bölgesi ilan etmemekte direndiğini kaydetti. Göksoy, “BDP’li tüm belediyeler, 7,2 şiddetindeki depremin Van’ı vurduğu ilk günden itibaren ayaktadır. Mersin’de de Akdeniz Belediyesi, STK’lerin da işbirliği ile Afet Kriz Masası oluşturmuştur. Seferberlik ilan eden kriz masası, Van’a 19 TIR dolusu yardım göndermiştir” diye konuştu.
20 bin kişi geldi
Mersin’e gelen 20 bin dolayında afetzede için yeni bir yardım kampanyası başlattıklarının da altını çizen Göksoy, “Oysa Başbakanlık Genelgesi’ne rağmen Mersin Valiliği, sadece 2 bin kişinin ihtiyaçlarını karşılamıştır. Valiliğe yapılan diğer binlerce başvuru ise dikkate alınmamış, deprem mağdurlarının sorunları çözülmemiştir. Erdemli Alata Tesisleri’nde barınan 22 kişiden oluşan 6 aile, sırf Van’dan Mersin’e gelen otobüs firmalarının listesinde isimleri olmadığı ve kendi imkanlarıyla kente geldikleri’ gerekçesiyle, Erdemli Kaymakamı İbrahim Özefe tarafından tesisten atıldığı bilgisi de basına yansımıştır” dedi.
Elimizden geleni yapıyoruz
Göksoy, Akdeniz Afet Kriz Masası’na şu ana dek 6 bin 570 kişiden oluşan bin 161 depremzede ailenin başvurduğunu, bu ailelerden 400’ünün barınma sorununun çözüme kavuşturulduğunu, barınma sorunu olan aileler için çalışmalarının sürdüğünü belirtti. Göksoy, “İhtiyaç malzemeleri noktasında işadamları ve halkımızı Afet Kriz Masası’na başvurmaya davet ediyoruz. Yine kullanmadığı veya kiraya verebilecek konutu olan yurttaşlarımızın da kriz masası ile irtibata geçmelerini rica ediyoruz” dedi.
İnsani sorumluluğumuzdur
Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Akdeniz Belediye Başkanı M. Fazıl Türk ise, “Van’da yaşanan deprem çok büyük bir felakettir. Onbinlerce insan her şeyini kaybetmiştir. Bu insanlara yardım için genelge veya kararname çıkmasını bekleyemeyiz. Bize başvuran depremzedeleri geri çeviremeyiz. Bu vicdani ve insani bir sorumluluktur. Akdeniz Belediyesi’ne gelen kim olursa olsun gereken aynı duyarlılığı gösteririz” dedi.
Bugün doğum yarın çadır
Depremin vurduğu Wan’da, kaldırıldıkları sağlık kuruluşlarında doğum yapan kadınlar, doğumun hemen ardından deprem korkusuyla bebeklerini alıp, daha güvenli olduklarını düşündükleri çadırlarına götürüyor.
Depremin ardından çok sayıda bebek hayata merhaba dedi. Sağlık kuruluşlarında doğum yapan kadınlar, deprem korkusuyla, bebeklerini hemen kucaklarına alıp, çadırların yolunu tutuyor. Müslüme, Husruf Karatay çiftiyle, Saime, Seyfettin Yalur çifti de, yeni doğan bebeklerini çadırda büyütmeye çalışıyor.
Beş çocuk annesi Müslüme Karatay, önceki gün Van Bölge Hastanesi’ne kaldırılarak doğum yaptığını, ancak korktuğu için hastanede kalmak istemediğini belirtti.
Kilosunu bile bilmiyorum
Üç çocuk annesi Saime Yalur ise, Wan’da 9 Kasım’da yaşanan ikinci depremden 1 gün önce Van Doğum Hastanesi’nde doğum yaptığını belirterek, çadırkentte yeni doğan bir çocuğun bakımının zor olduğunu söyledi. Yalur, çocuğunun kaç kilogram doğduğunu bile öğrenmeden hastaneden çıktığını ifade ederek,”Artık dört duvar arasında durmaktan korkar hale geldik. Çocuğumu doğurur doğurmaz hemen çıkıp çadırımıza dönmek istedim. İyiki de öyle yapmışım çünkü bir gün sonra ikinci deprem meydana geldi ve hastane kullanılamaz hale geldi.”
Göçü önlemek gerekiyor
Wan’da yaşanan deprem sonrası, kenti terk etmek zorunda kalarak başka illere göç eden yurttaşları geri getirmek için Wan Belediyesi ve kentteki bazı kurumlar çalışma başlatma karara aldı. 23 Ekim ve 9 Kasım’da meydana gelen iki ayrı depremle sarsılan Wan’dan resmi olmayan rakamlara göre, 400 bine yakın yurttaş, kentten ayrılmak zorunda kaldı. Yurttaşların gittikleri yerlerde de zor koşullarda kaldıkları belirtilirken, Wan Belediyesi ile TMMOB’un da içinde bulunduğu bazı kurum ve kuruluşlar, giden yurttaşların geri dönmesi ve geri dönüş imkanların yaratılması için çalışma başlattı. Önümüzdeki günlerde konuya ilişkin masa kurulacak ve yurttaşlara ulaşılarak geri dönüşleri sağlamak için girişim başlatılacak. Geri dönüş çalışmaları, oluşturulacak ekip tarafından iki gün içinde başlatılacak. Wan İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Şemsettin Bakır, Wan’dan yurttaşların, gittikleri yerlerde nasıl bir hayat yaşayacaklarını, ne işle meşgul olduklarını, geri dönmeleri için mücadele edeceklerini dile getirdi.
Valilik muhtar atadı
Deprem sonrasında yurttaşların taleplerini yetkili kurumlara aktaramadıkları için yurttaşlardan baskı gören ve istifa etmek zorunda kalan muhtarların yerine yeni muhtarlar getirildi. İki muhtarın yerine ise, valilik tarafından atama yapıldı. Wan’da depremin ardından istifa eden 8 mahalle muhtarının ardından yeni muhtarlar göreve getirildi. Mahalle sakinlerinin sorunlarını gerekli yerlere ulaştıramadıkları gerekçesiyle istifa eden Karşıyaka, Abdurrahman Gazi, İstasyon, Alipaşa, Altıntepe, Hafiziye, Seyrantepe ve Vali Mithat Bey mahalle muhtarlarının yerine azalar ve Valilik tarafından atanan kişiler getirildi. Edinilen bilgilere göre, muhtarın istifa etmesinin ardından görev hakkı birinci azaya geçerken, İstasyon ve Karşıyaka mahallelerinde azaların bunu kabul etmemesi üzerine Valilik tarafından atama yapıldı. Konuya ilişkin değerlendirme yapan Van Muhtarlar Derneği Başkanı Temez Demez, seçilmiş kişilerin yerine başka birinin atamayla getirilmesinin demokratik bir yöntem olmadığını ve bu kişilerin temsil hakkına sahip olmadığını söyledi.
İHD’den hukuki destek
Genel Başkan Öztürk Türkdoğan başkanlığındaki İnsan Hakları Derneği heyeti, incelemelerde bulunmak üzere Wan’a geldi. BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, Wan Belediye Başkanı Bekir Kaya ve BDP İl Başkanı Cüneyt Caniş ile görüşen Türkdoğan, hasar tespit çalışmalarının ardından halkın itiraz hakkını nasıl kullanacağı ile ilgili çalışma başlattıklarını belirterek, mağdur afetzedelerin kendilerine başvurabileceklerini söyledi. Türkdoğan, hasar tespit çalışmalarının ardından halkın itiraz hakkını nasıl kullanacağı ile ilgili kendilerine yardım edileceğini belirtti.
Evimizin kapısı herkese açıktır
Deprem sonrasında bölgede başlatılan “Evimi Wanlı kardeşlerimle paylaşıyorum” kampanyası, bütün hızıyla devam ediyor. BDP Sîlopya İlçe Örgütü depremzedeler için başlatılan “Evimi Vanlı kardeşlerimle paylaşıyorum” kampanyasına ilişkin BDP ilçe binasında basın toplantısı düzenledi. Toplantıda 350 ailenin evlere yerleştirildiği belirtilirken, Kriz Masası’nca da ailelerin gıda ve barınmaya yönelik bütün ihtiyaçlarının karşılandığı kaydedildi. Yapılan çalışmalarla ilgili bilgi veren BDP İlçe Yöneticisi Kamil Demirhan, “kesinlikle batıya göç etmeyin” çağrısında bulunarak, “Kürt halkı size evlerini açmış durumdadır. AKP hükümeti eğer istemiş olsaydı ilk haftada depremzedelerin sorunlarını çözer ve Van’ı boşalttırmazdı” dedi.
Pirsûs’ta kampanya
Pirsûs (Suruç) Belediyesi de 20 depremzede aileyi evlere yerleştirerek, bütün ihtiyaçlarını karşıladı. Belediye Başkanvekili Hülya Demir ve belediye meclis üyesi Güler Koşti, depremzedelere gereken her yardımı yapacaklarını ifade etti. Öte yandan, depremzedeler için Kop (Bulanık) Belediyesi ve BDP Kop İlçe Örgütü, “Evimi Vanlı kardeşimle paylaşıyorum” adı altına dayanışma kampanyası başlattı. Açıklama yapan BDP Kop İlçe Yöneticisi Ziya Bingöl, depremzedeler için şimdiye kadar 13 evin tespit edildiğini dile getirdi ve “Evini Vanlı ailelerle paylaşmak isteyen ya da gıda ve temel ihtiyaçları karşılamak için yardımda bulanmak isteyen yurttaşlar BDP Kop İlçe Örgütü’nde kurulan komisyona başvurabilir” dedi.
Tutuklulardan yardım
Muş E Tipi Cezaevi’nde bulanan PKK ve PJAK’lı tutuklular, Wan’daki depremzedeler için yardım topladı. Tutuklular, topladıkları 2 bin TL ve 36 torba giysiyi aileleri aracılığıyla gönderdi. Toplanan yardımlar ailelerin aracılığıyla depremzedelere verilmek üzere yakın zamanda Wan’a gönderilecek
|