Beni Kandırdın Öğretmenim…!

24 Kasım 2011 Perşembe, 09:30

Bundan 40-50 yıl önceydi. Çocuk aklımız, öğretmenin okulda söylediği her şeyin doğru olduğunu söylüyordu. Henüz boş olan hafızamız, bize söylenen her şeyi aynen kopyalıyordu.

Neler öğrenmedik ki?

Çok kara günler yaşayan ülkemizin düşman işgali altında olduğunu, ülkesini kurtarmak isteyen Mustafa Kemal Atatürk’ün ihanet içindeki padişah tarafından idama mahkum edildiğini, buna rağmen Mustafa Kemal’in “yedi düveli” dize getirerek İzmir’de denize döktüğünü…

Padişahların ahmakça bir karar ile, üstelik imparatorluğun en güçlü zamanında, önce Fransızlara, ardından diğer Batılı devletlere kapitülasyon adı altında her türlü ekonomik haklarını teslim ettiğini…

Bu nedenle demiryolları, limanlar, bankalar, havagazı işletmeleri, yer altı kaynaklarımız, tuz ve tütün tekelinin yabancıların elinde olduğunu, iç ve dış ticaretin yabancı şirketler ve tüccarların elinde olduğunu, gırtlağa kadar borçlu olan Osmanlı Devletinin borç baskısı yüzünden siyasal ödünler verdiğini…

Yabancı devletlerin baskısı ile ve onların çıkarlarını savunmak için 1. Dünya Savaşına girerek 3 kıtada savaştığını, müttefiklerinin yenilmesiyle yenik sayıldığını…

Mondros Mütarekesi sonucu ordusunun terhis edildiğini, büyük devletlerin bu anlaşmaya dayanarak gerek gördüğü yerlere asker çıkardığını, subaylarının tutuklanarak sürgün edildiğini…
Sevr anlaşması ile ülkemizin parçalanarak Batı bölgelerinin elden çıktığını, Türklerin Sivas’ın doğusuna sürüleceğini, oralarda da Kürt, Ermeni ve Pontus devletlerinin kurulacağını…

Kurtuluştan sonra yıllarca Osmanlı borçlarını ödediğini, buna rağmen artık kendi ürünlerini kendisinin ürettiğini, hızla sanayileşerek kalkınmaya yöneldiğini, komşularıyla barış içinde yaşayan onurlu bir ülke olduğunu…

Yeniden eski günlere dönmemek için uyanık olmak gerektiğini, ülkemizde gericiliğin ve geriye dönüşün kaynağı olan tekke ve zaviyelerin kapatıldığını, yeni Türk alfabesi ile laik ve bilimsel eğitim sonucu aydınlık yeni kuşakların yetişeceğini…

Kul olmaktan kurtulup yurttaş olduğumuzu, her yurttaşın askere gitmek, vergi vermek oy kullanmak gibi görevleri olduğunu, buna karşılık devletin vatandaşına parasız sağlık, eğitim, güvenlik sağladığını…

Ekonomik bağımsızlık için yerli ürünlerimizi kullanmamız gerektiği bunun önemini anlamak için Yerli Mallar Haftası kutladığımızı, yabancı bankalara karşı tasarruflarımızı milli bankalarımızda değerlendirmemiz gerektiğini…

Limanlarımıza ve deniz taşımacılığına egemen olabilmek için Kabotaj Bayramı kutladığımızı…

Evet…

Buna benzer pek çok şey anlatmıştın.

Bu anlattıklarının doğru olduğunu tartışmasız kabul ettik. Delikanlılık yıllarımızda anlattıklarını savunmak uğruna başımız az belaya girmedi…

Meğer söylediklerin doğru değilmiş…

Bizi kandırmışsın öğretmenim…

Kaynak : Lütfü Kırayoğlu