|
|
|
|
|
ATATÜRK Diyor Ki; |
Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar batar, mahvolur. Milletlerin esirliği üzerine kurulmuş müesseseler her tarafta yıkılmaya mahkumdurlar.
|
|
|
|
|
YAZAR YAZI |
|
İstiklal Mahkemeleri ve tarihle yüzleşmek
24 Temmuz 2011 Pazar, 08:14
Cevdet Akçalı/Yeni Şafak
|
|
İstiklal Mahkemeleri ve tarihle yüzleşmek
Bu günlerde literatürümüze yerleşmiş bir deyim vardır: Tarihle yüzleşmek. Bu deyimi ilk ortaya atanlar, Türkiye'nin Ermeni soykırımının olduğunu kabul etmesi manasında kullanmışlardır. Bu ise, olmayan bir şeyi olmuş gibi göstererek bazı ithamlardan sakınılması manasına gelir ki, bunu kabul etmek imkansızdır.
Ancak, siyasi tarihimizde iki olağanüstü mahkemenin kurulması olayı vardır ki, bu konuda tarihimizle yüzleşerek ders çıkarmamız gerekmektedir. Bunlardan bir tanesi İstiklal Mahkemeleri, diğeri Yassıada Mahkemesi'dir.
Yassıada Mahkemesi hakkında çok şey yazılmıştır. Fakat İstiklal Mahkemeleri hakkında yazılanlar çok azdır. Bunun sebepleri arasında, İstiklal Mahkemeleri'nin Atatürk zamanında kurulmuş olması ve bir tabu addedilmesi fikri mevcuttur. Ancak, bu tabuyu yıkıp bazı gerçekleri ortaya çıkarmanın zamanı gelmiştir.
Yakın zamanda, Milliyet gazetesinde Çetin Altan İstiklal Mahkemeleri'nin kuruluşuna ve bazı kararlarına dokunan bir makale yayınlamıştır. Bu makaledeki gerçekleri gözönüne alarak iki olağanüstü mahkemenin mukayesesini yapmak ve bu suretle de gerçek tarihimizle yüzleşmemiz gereği vardır.
İstiklal Mahkemeleri ve Yassıada Mahkemesi arasındaki benzerlik ikisinin de olağanüstü mahkemeler olmasıdır. Başka benzerlikler, her ikisinin de, bir ihtilal sonrası kurulmuş ve hâkimlerinin bir kurul tarafından tayin edilmiş olmasıdır.
Ancak aralarında bazı ufak farklılıklar vardır ki, asıl önemli olan budur.
Bu farklılıklar şunlardır:
İstiklal Mahkemeleri TBMM tarafından kurulmuştur. Hâkimler TBMM üyeleri arasından seçilmiştir. Yassıada Mahkemesi ise, 27 Mayıs ihtilalini yapan askerler tarafından kurulmuş ve mahkeme heyeti meslekten yetişmiş hâkimlerden seçilmiştir.
İstiklal Mahkemeleri'nde hâkimlerin kararlarını vicdanlarına göre vermesi prensibi kabul edilmiş, Yassıada Mahkemesi'nden, mevcut ceza kanunlarının uygulanması istenmiştir.
Her iki mahkemenin de verdiği kararların, adil olduğunu savunmak mümkün değildir. Zira ihtilal mahkemelerinde politika hukukun önüne geçer. İhtilali yapanlar, kendi hukuk sistemlerini de birlikte getirirler. Bu kural, ihtilal yapmış olmanın sonucudur. Bu sebeple de, böyle olağanüstü mahkemelerin kurulmasına gerek var mıydı, yok muydu konusunun tartışılmasının mantığı yoktur. Ancak olağanüstü mahkemelerinin hâkimleri ve uygulanan kurallar tartışılabilir.
Yukarıda da işaret ettiğimiz gibi, ihtilaller kendi hukuklarını kendileri getirirler. 27 Mayıs 1960 ihtilalini yapanlar da olağanüstü mahkemenin kuruluşunda ve uygulanacak kuralların tayininde her türlü yetkiye sahiptirler. İsteselerdi, sadece 3 yüzbaşıdan oluşan bir mahkeme teşkil ederler ve bütün Demokrat Partili milletvekillerini asabilirlerdi. Buna mani olabilecek bir güç olmadığı gibi bunun garipsenecek bir yönü de yoktu.
İhtilalin normal sonucunun bu olması gerekirken, ihtilalciler, meslekten gelen hakimlerden müteşekkil bir mahkeme kurmuşlar ve istedikleri kararları onlara aldırmışlardır. İşte asıl yanlış olan budur. Yassıada'da kurulan mahkemenin başkanı, Yargıtay üyeliğine kadar yükselmiş gerçek bir hakimdir. Savcısı ve diğer üyeleri de, mesleklerinde yükselmiş hakimlerdir.
İhtilalciler, kararlarına meşruiyet kazandırmak arzusuyla bu yolu seçmişlerdir. Ancak farkında olmamışlardır ki, meşruiyet ararken, meşruiyeti ortadan kaldırmışlar ve adalet kavramını alt üst etmişlerdir. Yani bu mahkemeye tayin edilenlerin hakimlik mesleğinden gelenlerden seçilmesi, adaletin sırtına sokulmuş bir hançer gibidir.
Üstelik sanıklara mevcut kanunların uygulanmasını istemek ve baskıyla istenilen kararları aldırmak adalete karşı güveni sarstığı gibi bu günkü adalet buhranının temelinde bu sebep yatmaktadır. Yassıada Mahkemesi'nin kurulması sırasında bu mahkeme üyeliğini reddeden hukukçular adalet tarihimizin kahramanlarıdır.
Bu yönüyle bakıldığı zaman, 'İstiklal Mahkemeleri, Yassıada Mahkemesi'nden daha meşrudur' denilebilir. Zulüm kötü bir şeydir. Zulme hukuki kılıf uydurmak ise cinayettir.
|
|
|
|
|
|
|
Yazarlar |
|
AKP ‘darbeyi’ kapatacak
25 Ekim 2016 Salı, 12:14
|
|
AKP ‘suç ortağı' arıyor
Mustafa Ünal /ZAMAN
12 Haziran 2015 Cuma, 09:28
|
|
Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!
İhsan ÇARALAN /Evrensel
12 Haziran 2015 Cuma, 09:21
|
|
Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez
Erhan BAŞYURT/BUGÜN
12 Haziran 2015 Cuma, 09:16
|
|
Ya Koalisyon ya Başkanlık...
Eren Erdem/YURT
12 Haziran 2015 Cuma, 08:58
|
|
Kırılma noktası!
Güngör Mengi/VATAN
12 Haziran 2015 Cuma, 08:45
|
|
AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?
İbrahim Kiras/VATAN
12 Haziran 2015 Cuma, 08:42
|
|
Ali İsmail…
Bekir Coşkun - Sözcü
23 Ocak 2015 Cuma, 09:34
|
|
Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?
Mehmet Kamış/ZAMAN
14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39
|
|
Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi
Can Ertan /HABER
14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57
|
|
Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik
Özgür Şen
14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17
|
|
AKP’nin IŞİD çıkmazı
Hüseyin ALİ/Özgür Gündem
14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10
|
|
Siyasi etik yasası çıkarılmalı
Serpil Çevikcan/Milliyet
12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37
|
|
MİT’in sicili
Gültekin AVCI/BUGÜN
12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17
|
|
İslamofobi ve provokasyon
İhsan ÇARALAN /Evrensel
12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11
|
|
Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”
Hüseyin Özay/Taraf
12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32
|
|
AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor
Zilar STÊRK/Özgür Gündem
12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25
|
|
Barışı, ancak özgürlükler besler
Hüda KAYA/Özgür Gündem
12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14
|
|
Bilim siyasetin elini öptüğünde...
Cüneyt Ülsever/YURT
11 Ocak 2015 Pazar, 10:19
|
|
Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı
Nazlı Ilıcak /BUGÜN
11 Ocak 2015 Pazar, 10:18
|
|
|
|
Son 20 Yazım |
|
CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI
|
|
AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN
|
|
GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.
|
|
ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..
|
|
12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?
|
|
Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?
|
|
Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'
|
|
Tüm Dostlara Teşekkür…
|
|
Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!
|
|
Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:
|
|
Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...
|
|
Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.
|
|
Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...
|
|
Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım
|
|
CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…
|
|
Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!
|
|
“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…
|
|
Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.
|
|
Sadece İnsan Olmak!
|
|
Annemin de Başını Ezerler mi?
|
|
|
|
Takvim |
Pt |
Sl |
Çr |
Pr |
Cm |
Ct |
Pz |
1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 | 11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 | 18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 | 25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 | 31 |
|
|
|
|
|
|
|
|