İletilerinizi bekliyorum...

gulerbugday113@gmail.com

Facebook

    (Güler Buğday)

Twitter

    twitter.com/gulerbugday

 

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI

25 Kasım 2015 Çarşamba, 16:29

Cumhuriyeti kuran parti, artık laik cumhuriyeti yıkanlara, tek adam diktasını dayatanlara ve korku imparatorluğu yaratanlara engel olamıyor!

Bursa Bamsz | letiim | zgemiim | Kitaplarm | Hakkmda Yazlanlar | Animasyonlu iirler

Ana Menü

» Ana Sayfa

» Haberler

» Yazılarım

» Yazarlar

» İletişim

» Künye

» Bize Yazın

» Bağlantılar

ATATÜRK Diyor Ki;

Cumhuriyet fikir serbestliği taraftarıdır. Samimi ve meşru olmak şartıyla her fikre saygı duyarız.

HABER

Askerlikte ortaçağa dönüyoruz

Askerlikte ortaçağa dönüyoruz

21 Kasım 2011 Pazartesi, 07:07

Türkiye bedelli 'müjdesi'yle birlikte vicdani reddi de tartışırken buldu kendini. Murat Belge'ye göre ise küresel eğilim, ortaçağın paralı askerliğine dönüş.

Bedelli askerlikle ilgili yapılacak düzenlemeye paralel olarak Avrupa Konseyi’nin Türkiye’den aralık ayına kadar gerçekleştirmesini istediği bir vicdani ret hakkı düzenlemesi söz konusu. Ve bunun hakkında yapılan resmi açıklamaya göre de askerlik süresinin iki katı süre boyunca, bir kamu kurumunda, ayda 30 TL maaşla çalışılması söz konusu. Siz nasıl değerlendiriyorsunuz bu düzenlemeyi?
Vallahi vicdani ret temel bir hak ve Avrupa’da bunun olmadığı tek bir ülke bile yok. Tüm medeni dünyada uygulanıyor vicdani ret. Eğer askerlik adam öldürme sanatıysa, o zaman sizin sanatınızı icra etmek istemeyecek birilerinin ortaya çıkması ve onların bu sanatı icra etmeme hakkını sizden talep etmesinden daha doğal bir şey olamaz. Bu hak da talep edene teslim edilmelidir. Ancak buradaki mesele sadece bu değil. Tüm modern dünyada profesyonel paralı orduya yönelik bir eğilim var. Bunu Amerika isteyerek yapmadı. Ama Vietnam savaşı gibi bir şey çıkınca insanlar ölmek istemedikleri gibi öldürmek de istemediklerini belirterek direndiler. Ciddi bir protesto ve reddetme eğilimi çıktı. Bunun üstüne Amerika mecburi askerliği kaldırıp ordusunu profesyonelleştirmeye başladı. Ama bunu böyle bir mecburiyetten yaptı. Aslında dünyada böyle bir eğilim yoktu da diyemeyiz, zira öyle bir eğilim de söz konusu.

Tuhaftır ki tarihte bazı şeyler tekrarlanır gibi olur. Ortaçağ savaşçısı dediğimiz, şövalye adını verdiğimiz kişi; işi askerlik olan, hatta iş dışında tüm eğlencesi de askerlik olan bir uzmandı. Sadece savaşmayı bilirdi ve o zamanın ürettiği balta, kargı, kılıç gibi savaş araçlarını iyi kullanmayı öğrenmesi gerektiği için adamın eğlence hayatı da savaştır. Ya ava gider ok atar geyik vurur ya mızrakla domuz avlar ya da aralarında, turnuva dedikleri at üstünde birbirlerini kargılarla iterek attan düşürme gibi oyunlarla oyalanırlardı. Lafın kısası uzmandılar. Ondan sonra bu tüfek icat oldu. Kullanımı çok daha kolaydı. Bu da zorunlu askerliğe dayalı ordunun temelini oluşturdu. Fransız İhtilali zamanında Avrupa ordularındaki subay kadrolarını oluşturan aristokrasi ordudan bertaraf edilince Fransa’da ordu yarıya düştü. Kralı tekrar tahta çıkarmak için Fransa’nın üstüne Avusturya ve Prusya kuvvetleri yürümeye başlayınca ihtilalciler halkı, milletlerini savunmak için silah başına çağırdı. Fransızlar da gitti, çünkü devrimden memnunlardı.

Böylece dünya tarihinde ilk defa bir ideolojik dava uğruna hayatını feda etmeye hazır insanlardan oluşan bir ordu çıktı. Bu, ücretli asker karşısında müthiş bir güçtü. Ücretli asker, sonuçta para kazanmak için mesleğini icra eden bir adam. Bir süre sonra bütün Avrupa bu örneği uygulamaya başladı. Şimdi ortaçağdaki uzmanlık sistemine dönüyoruz çünkü bugünkü savaş artık meydan muharebesi üstüne kurulu değil. Teknik teçhizata dayalı güç, saflar halinde saldıran ordunun yerini almış durumda. Dolayısıyla askeri ihtiyaç, o teknik teçhizatı kullanacak uzman yönünde. Bu da profesyonel orduya geçişi kolaylaştıran, hatta elzem hale getiren bir şey. Oysa asker, toplum üstündeki gücünün teminatı ve bir belirtisi olarak zorunlu askerlikte ısrar ediyor. Fakat bu durumda artık böyle olmayacak.

Toplumun bakışı değişir
Vicdani ret hakkının tanınması zorunlu askerliğin kaldırılmasına giden yol olur mu?
Böyle olabileceğini düşünüyorum. Bu durumda da artık bedelli askerlik gibi şeylerin pek anlamı kalmıyor. Avrupa’da vicdani ret hakkını kabul eden pek çok ülke var ama tüm Avrupa paralı orduya geçmedi, bu ikisi bir arada olabiliyor gördüğümüz gibi. Ama ben, uzun vadede paralı orduya geçeceğimizi düşünüyorum. Bunun, bizim ömrümüzde görebileceğimiz bir şey olmaması muhtemel. Özellikle benim için.

Toplumun vicdani retçiye bakışı nasıl olur sizce?
Kötü bakan, ‘erkek değildir’ diyenler olacaktır ama zaman içinde bu değişir. Bu ülkede 100 binlerce asker kaçağı var. Toplumun bu olaya nasıl baktığı buradan bile belli.

Zorunlu askerliğe ilk tarikatlar karşı çıktı
Zorunlu askerlik dayatmasına karşı ilk çıkışı Almanya’daki Wiedertaeufer tarikatı yaptı. Ancak, 18. yüzyılda İngiltere’de dini inançları nedeniyle şiddet kullanmayı, askerlik yapmayı ve vergi ödemeyi reddeden Quaker tarikatı, gerekçelerinin netliği sebebiyle, ilk vicdani retçiler olarak kabul ediliyor. 1916’da İngiltere’nin vicdani reddi anayasasına dahil etmesinin ardından ilk kitlesel çıkış ise 1. Dünya Savaşı sonrası yine İngiltere’de oldu. Binlerce insan 1921’de Uluslararası Savaş Karşıtları’nı (War Resisters International) kurdu. İngiltere’yi Danimarka, İsveç, Hollanda, Fransa ve Lüksemburg izledi. Ancak kavram Avrupa’nın gündemine yoğun olarak 70’lerde girdi. 1972’de İtalya, 1974’te Avusturya, 1976’da Portekiz, 1978’de İspanya bu hakkı tanıdı.

Bugün itibariyle AB üyesi ülkelerden; Belçika, Çek Cumhuriyeti, Fransa, Hollanda, İngiltere, İrlanda, İspanya, İtalya, Lüksemburg, Macaristan, Malta, Portekiz, Slovakya ve Slovenya’da zorunlu askerlik yok. Almanya’da ve vicdani ret hakkını tanıyan ikinci ülke olan Danimarka’da retçiler, 9 ay kamu hizmetinde çalıştırılıyor. Romanya ve Avusturya’da ise bu süre 1 yıl. Bu süre; İsveç’te 7.5 ay, Finlandiya’da 13 ay, Estonya’da 16 ay, Litvanya ve Polonya’da 18 ay, Yunanistan’da 23 ay, Letonya’da 24 ay, Kıbrıs Rum Kesimi’nde ise 42 ay. Avrupa dışında ise durum daha farklı. ABD, Kanada, Rusya, İsrail ve sürekli silahlı çatışma içinde olan Afrika ülkeleri vicdani
reddi tanımıyor.

Kaynak : Radikal

Yazarlar

AKP ‘darbeyi’ kapatacak

25 Ekim 2016 Salı, 12:14


AKP ‘suç ortağı' arıyor

Mustafa Ünal /ZAMAN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:28


Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Haziran 2015 Cuma, 09:21


Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez

Erhan BAŞYURT/BUGÜN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:16


Ya Koalisyon ya Başkanlık...

Eren Erdem/YURT

12 Haziran 2015 Cuma, 08:58


Kırılma noktası!

Güngör Mengi/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:45


AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?

İbrahim Kiras/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:42


Ali İsmail…

Bekir Coşkun - Sözcü

23 Ocak 2015 Cuma, 09:34


Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?

Mehmet Kamış/ZAMAN

14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39


Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi

Can Ertan /HABER

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57


Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik

Özgür Şen

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17


AKP’nin IŞİD çıkmazı

Hüseyin ALİ/Özgür Gündem

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10


Siyasi etik yasası çıkarılmalı

Serpil Çevikcan/Milliyet

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37


MİT’in sicili

Gültekin AVCI/BUGÜN

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17


İslamofobi ve provokasyon

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11


Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”

Hüseyin Özay/Taraf

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32


AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor

Zilar STÊRK/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25


Barışı, ancak özgürlükler besler

Hüda KAYA/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14


Bilim siyasetin elini öptüğünde...

Cüneyt Ülsever/YURT

11 Ocak 2015 Pazar, 10:19


Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı

Nazlı Ilıcak /BUGÜN

11 Ocak 2015 Pazar, 10:18

Son 20 Yazım

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI


AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN


GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.


ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..


12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?


Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?


Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'


Tüm Dostlara Teşekkür…


Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!


Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:


Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...


Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.


Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...


Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım


CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…


Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!


“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…


Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.


Sadece İnsan Olmak!


Annemin de Başını Ezerler mi?

Takvim

Pt Sl Çr Pr Cm Ct Pz
1
2345678
9101112131415
16171819202122
23242526272829
3031
info@bursabagimsiz.info.tr

Bursa Bağımsız adlı, www.bursabagimsiz.info.tr adresinde yayınlanan işbu web sitesi içerisinde yayınlanan yazınsal ve görsel içeriğin her hakkı saklıdır.

Site içerisinde Güler Buğday dışında yazınsal ve görsel içeriği yayınlanan konuk yayıncıların eserlerinin her türlü hukuksal sorumluluğu konuk yayıncıya aittir. Güler Buğday işbu içerikten ötürü sorumlu tutulamaz.

Copyright © 2024 Bursa Bağımsız