Ne istiyorsunuz gerçekten? Barış mı, yoksa kavgaya devam mı?

17 Temmuz 2011 Pazar, 07:43

SEVİLAY YÜKSELİR/Sabah

İnsan hakkına saygı gösteren bir bilinçle baktık. Kürtlere geçmişte yaşatılan inkar politikalarına isyan ettik. Baskıcı ve dayatmacı zihniyetin afişe olması için elimizden gelen gayreti gösterdik. AKP Hükümeti'nin meselenin çözümü için attığı tarihi adımları destekledik. 'Açılımın' ülkenin demokratikleşmesi adına bir gereklilik olduğunu söyledik. Ayrımcılığın, ötekileştirmenin son bulması adına yapılan her projeyi alkışladık. Kürtlerin yasal zeminde siyaset yapmalarının önünün açılması için her türlü desteği verdik. Sorunların demokratik platformda, anayasal olarak çözülmesi için ne gerekiyorsa yapılsın dedik.
Korkmadan, çekinmeden, karşı tarafta şahsımıza cepheler açılacağını bile bile haykırdık;
'Bu topraklarda 1000 yıldan beri birlikte yaşadığımız Kürtlere haksızlık etmişiz arkadaşlar. Ayıp etmişiz. Şimdi bize düşen bu ayıbı tez elden temizlemektir!'
'Yargısızca yapılan infazların, insafsızca yapılan işkencelerin hesabı sorulsun' dedik.
Bir demokrat, sağduyulu bir insan olarak, sorumlu bireyler olarak üzerimize ne görev düşüyorsa yerine getirdik!
'Silahlar sussun! Gençler ölmesin! Barış biran evvel gelsin!' dedik.
Epeyce de bir yol aldık.
Barış çok yakındı aslında. Az kalmıştı.
Fakat nedense birileri bundan rahatsız oldu.
Ve ondandır ki barış sürecinin bozulması adına bildikleri en kirli, en kötücül oyunlarını sahneye koydular!
Süreç baltalandı!
Tatsız günler geri döndü.
Bazıları, bu tatsızlığın müsebbibi olarak en başta AKP'yi, sonra da onlara destek veren biz liberalleri gösteriyor.
'Siz yaptınız! Siz şımarttınız bunları! Siz yüz verdiniz! Siz cesaretlendirdiniz!' diyorlar...
Onlara söyleyecek fazla bir sözümüz yok!
Çünkü o insanlara ne söylesen de anlamazlar.
Çünkü onlar zaten hiçbir zaman barıştan yana olmadılar!
Onun için izninizle, son sözümü, barış sürecine vurulan bu baltayı, vurulduğu yerden söküp çıkaracak ve sürecin yeniden başlaması için ilk adımı atacak Kürt siyasetinin ileri gelenlerine söylemek istiyorum.
'Biz bile sizleri anlamakta zorlanıyoruz artık. Gerçekten ne istiyorsunuz? Barış mı, yoksa kavgaya devam mı? Barış diyorsanız ve samimi iseniz bu konuda, o zaman durdurun şu silahları! Dindirin artık anaların yüreğine düşen şu ateşi! Ha, yok biz kavga istiyoruz. Kavgaya devam diyorsanız da o zaman dürüst olun! Olun ki biz de bilelim aslında neyin ne olduğunu! Söyleyin ki gerçekten neyin peşinde olduğunuzu biz de demokrasi adına, özgürlük adına, insan hakkı adına sizlerin peşinden boşu boşuna koşmayalım!'