|
|
|
|
|
ATATÜRK Diyor Ki; |
Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar batar, mahvolur. Milletlerin esirliği üzerine kurulmuş müesseseler her tarafta yıkılmaya mahkumdurlar.
|
|
|
|
|
YAZAR YAZI |
|
Ulusal Bütünlüğümüze Yönelik Saldırıları ve Terörü Lanetliyoruz
16 Temmuz 2011 Cumartesi, 19:03
GÜrhan Akdoğan
|
|
14 Haziran 2011 tarihinde Diyarbakır Silvan’da askeri birliğimize yapılan hain saldırıda 13 askerimiz şehit olmuş ve milletimiz bir kez daha derin bir acı ile karşı karşıya kalmıştır. Şehitlerimize Allah’tan rahmet ailelerine ve yakınlarına baş sağlığı dileriz.
Bu iktidar döneminde terör Türkiye’nin en önemli gündem maddelerinden biri haline gelmiştir. Hatırlanacağı üzere 2007 yılında bazı kentlerimiz terör saldırılarına hedef olurken, 1 ay içersinde 42 askerimizi, güvenlik görevlilerimizi ve vatandaşlarımızı teröre kurban verdik. O günlerde bu konu ülkemizin 70 milyon insanını derinden etkilerken, kendi yurttaşlarının burnu kanadığında dünyayı ayağa kaldıran ülkelerden yine hiç ses çıkmamıştır. Bu gün ise en üzücü tarafı; bu tür ağır olaylar karşısında tepki gösteren, şiddete ve teröre karşı çıkan katmanların artık bu ağır olaylar karşısında sıradan yaklaşımlar sergilemesi ve kamuoyunda ki etkisinin azalmasıdır.
Hatırlanacağı üzere 21 Ekim 2007 tarihinde Hakkari Dağlıca köyündeki askeri birliğimize yapılan saldırı, belki de ilk kez ülkemize de örnek olacak bir şekilde Bursa’da o dönemin 8 İl Başkanı tarafından ortak bildiri ile kınanmıştır. Birçok sivil toplum örgütünün gerçekleştirdiği tepki mitingine siyasi partiler olarak destek verilmiştir. Vatanımızın bölünmez bütünlüğü başta olmak üzere, terörle mücadelede üzeremizi düşenleri yapacağımız deklere edilmiş ve tüm bu ortak tepkiler bir ilk olduğu gibi teröre bulaşanlara da önemli mesajlar içermiştir. Bu günkü beklentimiz bunun daha ötesinde, teröre karşı ve ulusal bütünlüğümüzü hedef alan saldırılara yönelik birlikte mücadele platformunun oluşturulmasıdır. Bu iki günlük süre içinde, kentimizde Halkımızın duyarlılığı ve bir kaç sivil toplum örgütünün dışında, birlikte mücadele etme anlayışını göremememiz, siyasi partilerin ortak anlayışa öncülük etmekteki reflekslerinin geçmişe oranla zayıflaması düşündürücüdür.
Bölücü terör ile mücadele Türkiye’nin varlığını ve kaderini ilgilendiren bir gelecek meselesidir. Bu konunun her türlü parti anlayışı ve siyasi tartışmaların üstünde, milli dayanışma ruhu ve anlayışı ile ele alınması hepimiz için milli ve tarihi bir sorumluluktur. Hiç bir düşünce, hiç bir mazeret bundan kaçmayı meşru göstermeyecektir.
Bizler Türkiye Cumhuriyetinin bölünmez bütünlüğüne, ulusumuzun birliğini ve Türkiye Cumhuriyeti Devletinin toprak bütünlüğünü hedef alan terör örgütünün, hain güçlerin ve işbirlikçilerinin saldırılarını nefretle ve şiddetle kınıyoruz
Anadolu’da binlerce yıldır birlikte yaşadığımız insanlarımız arasında kin ve nefret tohumlarını eken, birlikteliğimizi ve barışımızı bozmaya çalışan, Lozan’ı kaldırıp
Sevr-i yeniden hortlatma girişimleri arzusunda olanların farkındayız. Ulus Devlet, Üniter Devlet, Laik Cumhuriyet, Atatürk Türkiye’sinin kuruluşunun temel değerleri ile yapı taşlarıdır. Demokrasimiz bu üçlü temelden aldığı güçle beslenmekte ve geliştirmektedir. Dünyada eşi benzeri olmayan insana, onun kültürüne, kimliğine, kökenine, dinine ve inancına koşulsuz saygıyı esas alan Çağdaş Türkiye modeli 87 yıl önce yeşertilmiştir ve bu üç özgün dengeden güç alarak egemenliğini sürdürmektedir.
Bu gün yaşanan terör saldırısıyla eş zamanlı ortaya atılan demokratik özerklik talepleri ve bunun sözde ilan edilmesi biraz önce yukarıda ifade ettiğimiz bu özgün dengeyi bozmak için yapılan eylemlerden biridir. Ancak bilinmelidir ki ulusal bütünlüğümüze zarar verecek eylem ve söylemlere başvuranlar bu amaçlarına hiç bir zaman ulaşamayacaklardır. Türk toplumu farklı siyasal yapıları, çeşitli kökenleri temsil etse de bu amaca hizmet eden dış güçlere ve içteki hainlere karşı yakın tarihimizde de olduğu gibi birleşerek, ülkemizin barışı ve huzuru için birlikte mücadele etmeye hazırdır.
Yakın tarihimizde; 21 Ekim 2007’de Dağlıca Baskınında 12 şehit, 5 Ekim 2008’de Şemdinli Aktütün Karokolu baskınında 22 şehit, 20 Temmuz 2010’da Çukurca’da 7 şehit, Hatay İskenderun şehir merkezinde askeri birliğe roket artarla saldırı düzenleyip 6 şehit verdiğimiz unutulmamalıdır. Bu içimizi acıtan örnekler 2003 ile 2011 arasında yani bu iktidarın döneminde onlarca yaşadığımız ağır olaylardan bazılarıdır. Oysaki 2002 yılında terör sıfır noktasına gelmişken acı olmasına rağmen o yıl teröre 5 insanımızı yitirmişken, bu dönemde ise yani 9 yıllık iktidar döneminde 800’den fazla insanımızı teröre kurban vermemiz, bu iktidarın terörle mücadele yerine müzakereyi seçmesinin nedenidir.
Hatırlayacak olursak; Bu İktidar 23 Temmuz 2009’da önce Kürt Açılımı sonra Demokratik Açılım sonrasında ise Milli Birlik Projesi diye ortaya attığı yaklaşım sonucu, terörün daha da şiddetlenmesine neden olmuştur. Ne olduğu belirsiz içi boş bir yaklaşımın uluslararası güçler tarafından ortaya atıldığının en önemli kanıtı 13 -15 Nisan 2009 Atlantic Council tarafından düzenlenen toplantıda, bazı Türk ve Iraklı temsilciler yanında Norveç’in Büyük Elçisi, Washington Büyük Elçisi ve Atlantic Council’den David Philips’in katıldığı ve 15 ekim 2007 de hazırladığı rapor açılımın temelini oluşturmuştur. Diğer taraftan Habur’dan teröristlerin, açılımın bir parçası olarak karşılanarak ülkeye sokulması, sokulan bu teröristlerin İzmir dahil bir çok ilimizde şiddet eylemlerine başvurup sonra ellerini kollarını sallayarak ülkeyi de terk etmeleri de bu sürecin ne kadar kötü yönetildiğinin en önemli göstergesidir.
Şu görülmüştür ki Türkiye’deki terör rastlantı değildir ve bu terörün arkasında ciddi bir proje vardır. Terörü yapanlar ne için yaptıklarını çok iyi biliyorlardır. Terör karşısında atılması gereken adımların ne olduğu açıkça biliniyor olmasına rağmen; Bu İktidar askeri açıdan, siyasi açıdan, ekonomik açıdan, diplomatik açından gerekliliklerinin hiç birini yerine getirmemektedir. ABD’de 1 Eylül 2001 meydana gelen 2973 kişinin ölümü ile sonuçlanan saldırılardan sonra oluşturulan İç Güvenlik Bakanlığı’nın görev önergesinde, Savunma Bakanlığı ile iş birliği halinde bir terör tehdidini nasıl önlenebileceği anlatılırken, teröristlerin Amerikan topraklarına ulaşmasından önce etkisiz kılınmasının gerektiğinin hedeflendiği belirtiliyor. Yani saldırganlar başka bir ülkenin topraklarındayken ABD bunlara saldırma hakkını kendinde görüyor.
Peki böyle bir yaklaşımı benimseyen bir ülkenin, Türkiye’nin kendisine Kuzey Irak’taki üstlerinden saldıran ve çok sayıda güvenlik görevlisini şehit eden, masum insanları öldüren teröristlere operasyon düzenlenmesine karşı çıkmasını nasıl izah etmek gerekiyor? Madrid’de yaşanan terör felaketine karşı gerekli önlemleri alamayan ve terörle mücadelede başarılı olamayan hükümeti İspanyol halkı kısa bir süre sonra iktidardan indirdiği, terör den iki gün sonra kendiliğinden Madrid Meydan’ında toplanan iki milyon kişi teröre karşı tepkisini dile getirdiği dikkate alınırsa ülkemizin ulusal bütünlüğüne karşı olaylara yönelik reflekslerinin nedenli yavaş olduğu dikkat çekicidir.
Ulusal bütünlüğümüzü hedef alan terör ile ülkemiz Cumhuriyet Tarih’inin en zor ve tehlikeli dönemecindedir. Bu zorluk; ancak birlik ve beraberlik yaklaşımı ile terörle müzakere etmek yerine mücadele etmekle ve bu mücadele sürerken diğer taraftan da Güneydoğu ve Doğu Bölgelerimiz de sosyal ve kültürel gelişmişliği öncelik alarak, ülkemizde daha fazla demokrasi anlayışı içinde çözülebilir. Özellikle vatanımızın bölünmez bütünlüğü ortak hedefinde, yabancı güçlerin bizi parçalamaya yönelik yaklaşımlarıyla tarafımıza ödetmeyi düşündükleri her türlü bedeli de göze alarak hepimizin üzerimize düşenleri yapmamız bir gerekliliği ortadadır.
Sonuç olarak bir taraftan insanlarımızı yitirmemizin derin acısını yaşarken eş zamanlı ülkemizi bölmeye yönelik demokratik özerklik talepleri karşısında hem terörü bir kez daha lanetliyor, Mustafa Kemal ATATÜRK’ün kurduğu Ulus Devlet, Üniter Devlet ve Laik Türkiye Cumhuriyeti’nin temel değerlerine Ulusal bağımsızlık anlayışımızla sahip çıkacağımızı yineliyoruz.
Sevgili Uğur Mumcu’nun yıllar önce söylediği sözler sanki bugünü çok iyi ifade ediyor; “ Kürd’ü Türk’e, Türk’ü Kürd’e, Ermeni’yi Türk’e, Türk’ü Ermeni’ye, Alevi’yi Sünni’ye, Sünni’yi Alevi’ye düşman eden, Emparyalizm ve Emparyalizmin Ortodoğu’daki çıkarlarıdır. Dün öyleydi bugün de böyle…”(Uğur MUMCU)
|
|
|
|
|
|
|
Yazarlar |
|
AKP ‘darbeyi’ kapatacak
25 Ekim 2016 Salı, 12:14
|
|
AKP ‘suç ortağı' arıyor
Mustafa Ünal /ZAMAN
12 Haziran 2015 Cuma, 09:28
|
|
Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!
İhsan ÇARALAN /Evrensel
12 Haziran 2015 Cuma, 09:21
|
|
Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez
Erhan BAŞYURT/BUGÜN
12 Haziran 2015 Cuma, 09:16
|
|
Ya Koalisyon ya Başkanlık...
Eren Erdem/YURT
12 Haziran 2015 Cuma, 08:58
|
|
Kırılma noktası!
Güngör Mengi/VATAN
12 Haziran 2015 Cuma, 08:45
|
|
AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?
İbrahim Kiras/VATAN
12 Haziran 2015 Cuma, 08:42
|
|
Ali İsmail…
Bekir Coşkun - Sözcü
23 Ocak 2015 Cuma, 09:34
|
|
Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?
Mehmet Kamış/ZAMAN
14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39
|
|
Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi
Can Ertan /HABER
14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57
|
|
Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik
Özgür Şen
14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17
|
|
AKP’nin IŞİD çıkmazı
Hüseyin ALİ/Özgür Gündem
14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10
|
|
Siyasi etik yasası çıkarılmalı
Serpil Çevikcan/Milliyet
12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37
|
|
MİT’in sicili
Gültekin AVCI/BUGÜN
12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17
|
|
İslamofobi ve provokasyon
İhsan ÇARALAN /Evrensel
12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11
|
|
Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”
Hüseyin Özay/Taraf
12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32
|
|
AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor
Zilar STÊRK/Özgür Gündem
12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25
|
|
Barışı, ancak özgürlükler besler
Hüda KAYA/Özgür Gündem
12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14
|
|
Bilim siyasetin elini öptüğünde...
Cüneyt Ülsever/YURT
11 Ocak 2015 Pazar, 10:19
|
|
Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı
Nazlı Ilıcak /BUGÜN
11 Ocak 2015 Pazar, 10:18
|
|
|
|
Son 20 Yazım |
|
CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI
|
|
AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN
|
|
GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.
|
|
ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..
|
|
12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?
|
|
Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?
|
|
Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'
|
|
Tüm Dostlara Teşekkür…
|
|
Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!
|
|
Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:
|
|
Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...
|
|
Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.
|
|
Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...
|
|
Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım
|
|
CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…
|
|
Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!
|
|
“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…
|
|
Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.
|
|
Sadece İnsan Olmak!
|
|
Annemin de Başını Ezerler mi?
|
|
|
|
Takvim |
Pt |
Sl |
Çr |
Pr |
Cm |
Ct |
Pz |
1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 | 11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 | 18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 | 25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 | 31 |
|
|
|
|
|
|
|
|