HAZIRLIK tamam, önceki gün öğleden sonra BDP ya da DTK bir açıklama yapacak. Saatler bu açıklamaya ayarlanıyor.
Tam o anda toplantı salonuna Silvan’dan feci bir haber geliyor. Diyarbakır’da on üç asker şehit düşüyor.
Bu habere rağmen, açıklama takviminde, saatinde bir değişikliğe gidilmiyor. Kürtler demokratik özerklik ilan ediyor. Akıl tutulması.
İmralı’dan Barış Konseyi kurulduğu haberleri gelirken, Diyarbakır’da Savaş Konseyi faaliyete geçiyor. Son zamanlarda her gün şehit haberleriyle sarsılan Türkiye, önceki gün on üç şehit haberiyle fırtınanın ortasına düşüyor.
BTP’nin yemin krizi, arka arkaya gelen çatışma ve şehit haberleri, İmralı’dan gerçeğe uymayan açıklamalarla kafalar iyice karışıyor. O arada bir gerçek netleşiyor:
Terör eylemleri ve yemin krizi dahil, Kürtler arasında kimin, ne yapmak istediği belli değil. İmralı dahil, hiç kimse olaylara hakim değil. Siyasi olarak Kürtler, terör eylemi olarak PKK kendi içinde parçalanmış durumda.
Birinin söylediği diğerinin söylediğini tutmuyor. Ama, bu arada insanlar ölüyor.
Dün BDP’li milletvekilleri ile konuşuyorum. Hiç biri son terör eylemi dahil, hiç bir olayı izah edemiyor. Edemediğini de zaten açıkça söylüyor.
DEMOKRATİK ÖZERKLİK
Açıklamalar yetersiz ama, belli olan bir şey var. Barış, iyi niyet, çözüm umudu yeniden erteleniyor. Kim, neyin peşinde, kimin eli, kimin cebinde belli değil.
Tam bu sırada demokratik özerklik. Ne demek demokratik özerklik? Kürtlerin haritasına göre:
1-Türkiye 20-25 bölgeye ayrılacak.
2-Bölgelerin her biri yerel parlamentolarıyla kendini yönetecek.
3-Milli savunma, dış politika, maliye merkezi hükümete
bağlı olacak, onun dışında yönetime yerel parlamentolar egemen olacak.
Bu formülle ortaya çıkan Kürtler, ulusal bütünlük içinde, “benim bölgemde ben kendimi yönetirim” diyor. Eyalet sistemi. Ancak, bizim anayasamız böyle bir yönetim biçimine aykırı.
Demokratik özerklik ilanı ile birlikte fiili durum yaratılmak isteniyor.
ALT YAPISI YOK
Bu çerçevede teröre son vermek daha mantıklı değil mi?
Evet öyle ama, Kürtlerin kendi içindeki parçalanma, buna ek olarak, PKK’nın kendi içindeki bölünme, bir BDP milletvekilinin deyimiyle:
“Kimin fesi, kimin başında, belli değil, biz de hiçbir şey bilmiyoruz ve anlamıyoruz”.
Olayın aktörleri olup biteni anlamıyor. Hatta, bazı BDP milletvekilleri yemin krizinin bitmesini beklerken, başkaları krizin biteceğine ilişkin en küçük bir işaret görmüyor. Tam kör dövüşü.
Öyle ki, ilan edilen demokratik özerklik nerede, nasıl, hangi koşullarda hayata geçecek, bunu bilen yok. Özerkliği ilan edenler bile bunu bilmiyor. Bunun ne altyapısı var, ne somut hazırlığı. Sadece ipleri daha da geriyor.
Kürtler arasındaki bu parçalanma çok tehlikeli.
Bu koşullarda hükümet ne yapacak? Aylarca bu sorunu konuşacağız. Barış artık daha uzak.
‘Nasılsın’ diye sormaya utanmak
ŞARKILAR bıçak gibi kesiliyor. Sular geri çekiliyor. Güneş bulutların arkasına dönüyor.
Diyarbakır’da on üç şehit.
Kaldırılan kadehler yarıda kalıyor. Arabalar hız kesiyor. Denize açılan motorlar geri dönüyor.
Diyarbakır’da on üç şehit.
Çocuklar oyunlarından vazgeçiyor. Kıyılar tenhalaşıyor. Sandalyeler ters dönüyor.
Diyarbakır’da on üç şehit.
Ağustos böcekleri ötmüyor. Çimenler rüzgarla yarışmıyor. İnsanlar birbiriyle zorla konuşuyor.
Diyarbakır’da on üç şehit.
Önceki gün Diyarbakır’dan gelen kara haber Ege’nin güneyinde bir sahil kasabasında aynen böyle yansıyor. İnsanlar birbirine utanarak selam veriyor. Birbirine “nasılsın” demeye çekiniyor. Toprağı, denizi, havayı aynı ruh hali sarıyor.
Tek bir konu var. Diyarbakır’da on üç şehit. Uzun yıllardır böylesine toplumsal bir kasvet bilmiyorum.
Bütün Türkiye’nin aklı aynı yerde, Diyarbakır’da.
Beşiktaş spor tarihine damga vurdu
ŞİKE soruşturmasında başı derde girenler arasında en önemli olanı Fenerbahçe. Ama, orayı yönetenler kendilerini olaylara kaptırmış, paçayı kurtarmaya çalışıyor. Onun medyası da, aynı havayı çalıyor.
Benzer durumdaki Beşiktaş spor tarihine damga vuracak girişimde bulunuyor, kazandığı kupayı geri veriyor. Final maçına şike karıştı, iddiasıyla teknik direktörü ve bir yöneticisi tutuklanınca, kupayı geri vererek, özlenen bir tavrı sergiliyor.
Kutluyorum Beşiktaş’ı.
|