|
|
|
|
|
ATATÜRK Diyor Ki; |
Cumhuriyet fikir serbestliği taraftarıdır. Samimi ve meşru olmak şartıyla her fikre saygı duyarız.
|
|
|
|
|
YAZAR YAZI |
|
Çocuklar öldürülmesin’ ya da yaşama emri vermek bu kadar mı zor? -
16 Temmuz 2011 Cumartesi, 09:09
Mustafa YALÇINER/Özgür Gündem
|
|
Önceki yazımızın başlığı da aynısıydı.
“Çocuklar ölmesin, şeker de yiyebilsinler!” diye başlamıştık. Barışçıl, demokratik bir yola girmenin bunca mı zor olduğunu, neden Kürt delikanlılarının canını almak üzere bunca Türk delikanlısının ölüme gönderildiğini, neden ölüm emirleri verilmekte ısrar edildiğini sormuştuk.
Barış deniyordu, “ileri demokrasi” deniyordu, ama birer ikişer Kürt ve Türk gençleri ölüyorlardı. Doğrusu öldürülüyorlardı. Bir öldürme iradesi vardı çünkü. Ya da öldürmeme, barışma iradesi yoktu. Mırın kırın ediliyor, ne denli demokrasi, barış, istikrar yanlısı ve “milli iradenin üstünlüğü” meraklısı olunduğu yana yakıla anlatılıyordu. Ama tümü laftı! Ne denirse tersinin yapılması adettendi.
Şu “Meclis boykotu” diye tarif edilen demokrasi ve halk iradesi inkarcılığının neden olduğu kriz örneğin... “Yemin krizi” denerek kolayına kaçılan “demokrasi krizi”, “halk iradesinin hiçe sayılması krizi.” Bugün tam da bu konuyu yazacaktık. Yazı başlığı da hazırdı: “Siz bloku CHP mi sandınız?”
Şunu anlatacaktık ki, “Biz arkadaşlarımızı satmayız” diyen ama yemin etmeme gerekçeleri aynısıyla süren CHP’nin “Gelin, her şey Meclis’te çözülür” yumuşaklığıyla kuşatılarak nasıl hiçbir şey elde edemeden teslim alındığını herkes görmüşken, neden aynı taktiğin, üstelik CHP’den nitelikçe farklı Blok ve BDP’ye sökmeyeceğini belirtecektik. Hele mutabakat görüşmeleri öncesindeki AKP’nin burun sürtme operasyonunun CHP’lilerin yemini sonrası ne denli aşağılamaya dönüştüğünü izleyenlerin, nasıl “CHP’den sonra sıra BDP’de” diye ellerini oğuşturabildiklerini mağrurluk ve hastalık belirtisi olarak incelemeye çalışacaktık.
CHP düzen partisiydi, ama özel koşulların ürünü olarak -düzenin başlıca kurumu ve dayanağı olarak gösterilen- parlamentoyu en azından tartışma konusu etme görüntüsü veren “düzen-dışı” bir işe girişmişti. “İçi” de ciddi biçimde karışıktı. Oncusu, buncusu, liberali, ulusalcısı, hatta Ergenekon yandaşı doluydu safları. Seçim sonuçları üzerine “yenilgi-başarı” tartışmasının ortasında, gerçek bir muhalefet özlemi ve arayışı içindeki aydınlar da dahil halk kitlelerinde ciddi bir heyecan yaratmış olan Blok boykota çıktığında dışında kalamamıştı. Sonra? Denize düşmüş yüzme bilmeyen çocuğu kurtarıp çıkan “kahraman” türünden “Kim itti beni arkamdan?” diye sormaya başlamış, “nasıl ederim de bu yükten kurtulurum”un derdine düşmüştü. Neden yemin etmemişti ve sonra neden etti, anlaşılamadı bir türlü. Ya da her şey çok ortadaydı.
Ama açıktı ki Blok ve BDP farklıydı, CHP için geçerli olanlar onlar için geçerli olamazdı. Olmadı, olmuyordu ki Silvan’dan çatışma haberi geldi. Ve yazımızın da konusu ve kurgusunun değişmesi zorunlu oldu.
13 Türk ve 7 Kürt delikanlısı öldüler. Birbirlerini öldürdüler. Ya da öldürtüldüler. Neden ölüm emirleri verilir hâlâ, soru budur! Neden demokratik siyasetin önü tıkanır? Neden özel olarak Kürt sorunu ve çözümü yokuşa sürülür, “ipe un serilir” yani? Ve neden daha da özelinde vekil seçilmiş en önemli gücü BDP olan Blok’un burnunun sürtülüp aşağılanması akılların ucundan geçirilir de gerginlik siyasetinden medet umulur? Neden seçilmiş vekillerin vekil olamayacakları mesajında ısrar edilir, neden “milli irade” ve “milli iradenin tecelligahı Meclis” diye bağıra bağıra bu seçilenleri seçen Kürt halkının iradesi hiçe sayılır da normalleşmeden uzak durulur? Neden burunlardan kıl aldırılmaz da Kürdün bir talebi bile tartışmaya dahi değer bulunmaz? Ve neden arama-tarama adına operasyonlar dur durak bilmez? Neden? Neden?
“Uzlaşma ve dengelerin adamı” olarak pazarlanan Çiçek, “herkes safını belirlesin” buyuruyor. Doğru lafa ne denir: “Bir taraftan demokrasi, bir taraftan barış ve özgürlük ama öbür taraftan da kan, kin ve vahşet...” Bizim söylediğimiz de bu: Neden demokrasiyi, barış ve özgürlükleri değil de kan ve vahşeti seçiyorsunuz? Bu kadar mı zor halkın iradesine uymak, barış istemek ve demokratik hakları tanımak? Bu kadar mı zor öldürmemek, ölüm emirleri vermemek, kan dökmekten bıkmak? Bu kadar mı zor 7 Kürt delikanlısının öldürüldüğünden bile söz etmemek? Neden, 13 Türk delikanlısı ölmeye ve öldürmeye yollanır da demokratik haklar tanınarak barışın yolunu döşemeye yollanmaz?
|
|
|
|
|
|
|
Yazarlar |
|
AKP ‘darbeyi’ kapatacak
25 Ekim 2016 Salı, 12:14
|
|
AKP ‘suç ortağı' arıyor
Mustafa Ünal /ZAMAN
12 Haziran 2015 Cuma, 09:28
|
|
Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!
İhsan ÇARALAN /Evrensel
12 Haziran 2015 Cuma, 09:21
|
|
Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez
Erhan BAŞYURT/BUGÜN
12 Haziran 2015 Cuma, 09:16
|
|
Ya Koalisyon ya Başkanlık...
Eren Erdem/YURT
12 Haziran 2015 Cuma, 08:58
|
|
Kırılma noktası!
Güngör Mengi/VATAN
12 Haziran 2015 Cuma, 08:45
|
|
AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?
İbrahim Kiras/VATAN
12 Haziran 2015 Cuma, 08:42
|
|
Ali İsmail…
Bekir Coşkun - Sözcü
23 Ocak 2015 Cuma, 09:34
|
|
Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?
Mehmet Kamış/ZAMAN
14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39
|
|
Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi
Can Ertan /HABER
14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57
|
|
Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik
Özgür Şen
14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17
|
|
AKP’nin IŞİD çıkmazı
Hüseyin ALİ/Özgür Gündem
14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10
|
|
Siyasi etik yasası çıkarılmalı
Serpil Çevikcan/Milliyet
12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37
|
|
MİT’in sicili
Gültekin AVCI/BUGÜN
12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17
|
|
İslamofobi ve provokasyon
İhsan ÇARALAN /Evrensel
12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11
|
|
Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”
Hüseyin Özay/Taraf
12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32
|
|
AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor
Zilar STÊRK/Özgür Gündem
12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25
|
|
Barışı, ancak özgürlükler besler
Hüda KAYA/Özgür Gündem
12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14
|
|
Bilim siyasetin elini öptüğünde...
Cüneyt Ülsever/YURT
11 Ocak 2015 Pazar, 10:19
|
|
Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı
Nazlı Ilıcak /BUGÜN
11 Ocak 2015 Pazar, 10:18
|
|
|
|
Son 20 Yazım |
|
CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI
|
|
AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN
|
|
GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.
|
|
ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..
|
|
12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?
|
|
Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?
|
|
Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'
|
|
Tüm Dostlara Teşekkür…
|
|
Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!
|
|
Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:
|
|
Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...
|
|
Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.
|
|
Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...
|
|
Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım
|
|
CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…
|
|
Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!
|
|
“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…
|
|
Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.
|
|
Sadece İnsan Olmak!
|
|
Annemin de Başını Ezerler mi?
|
|
|
|
Takvim |
Pt |
Sl |
Çr |
Pr |
Cm |
Ct |
Pz |
1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 | 11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 | 18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 | 25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 | 31 |
|
|
|
|
|
|
|
|