Basit bir soru: Yangın nasıl çıktı?

16 Temmuz 2011 Cumartesi, 07:50

CÜNEYT ÖZDEMİR/Radikal

Sizce de 13 askerin şehit düştüğü yangının sebebi bir şey ifade etmiyor mu sahiden?

Yeni İçişleri Bakanımız İdris Naim Şahin basın karşısına ilk kez 13 şehit nedeniyle çıkıp sorulara cevap verdi. Sorulardan bir tanesi PKK’ya yakın Fırat News adlı internet sitesinde ortaya atılan iddia ile ilgiliydi. İddiaya göre şehit düşen askerlerimiz Türk savaş uçaklarından atılan bombalar sonrası çıkan yagında ölmüştü. Hayli provokatif bu iddiayı gazeteciler çekinmeden Bakan’a sordular. Bakan Şahin “Yangın, ya ateşle çıkar ya bombayla çıkar ya roketle çıkar ya benzinle çıkar. Netice itibariyle yanmıştır, yakılmıştır. Sebebini araştırmak, sebebini söylemek bir şey ifade etmiyor” gibi tuhaf bir cevap verdi.
Sizce de 13 askerin şehit düştüğü yangının sebebi bir şey ifade etmiyor mu sahiden?
Oysa bence çok şey ifade ediyor.
Hele Dağlıca baskınındaki komutan hatalarını gördükten sonra daha da çok şey ifade ediyor. Hele PKK’nın döşediği mayınlar nedeniyle 6 askerimizin şehit düştü açıklamaları yapılıp o mayınları Türk askerlerinin yerleştirdiğini öğrendikten sonra çok daha fazla şey ifade ediyor.
Eskiden Güneydoğu’da olan Güneydoğu’da kalırdı.
Çatışmalardan sonra kuru bir açıklama yapılmasına bile tenezzül edilmezdi. Askerler ölür, cenazeler kaldırılır “Vatan sağ olsun” denilip konu kapatılırdı. Oysa artık ateş sadece düştüğü yeri yakmıyor. Aileler şehit çocuklarının hangi çatışmada nasıl öldüğünü merak ediyor. “Komutanlar görevlerini doğru ve iyi yaptılar mı” diye sorguluyor. Bunlar belki şehitleri geri getirmiyor ancak kamuoyunun bir nebze de olsa içini rahatlatıyor. Ayrıca yeni şehitlerin olmaması için insan bir çatışmanın tüm detaylarını öğrenmek istiyor. İçişleri Bakanı’nın acısı büyük, askerin acısı büyük, sokaktaki insanın acısı büyük ama yine de bu acının büyüklüğü ortaya atılan böyle tehlikeli bir komplo teorisini havada bırakmayı gerektirmiyor. Tam tersi hatta inadına tüm ayrıntıları ile çatışmanın nasıl olduğunun anlatılması en azından o şehit askerlerin ailelerinin içinin rahat etmesi için bir vatan görevi. Bilgi kirliliğini önlemenin yolu net cevaplardan geçiyor.
Ortaya böyle bir iddia atıldıysa ve yalansa İçişleri Bakanı’ndan beklenen “Bu iddia yalandır” gibi kısa ve net bir cümle.
O kadar.
6 askerimizin şehit düştüğü mayınları ‘yanlışlıkla’ yerleştiren komutanların yargılanması bize bunu öğretti.

Çobanyıldızı... Herkes kalbinin ağrısı kadar

13 şehit haberini ilk duyduğumda şaşırdım. Hele ki böyle bir dönemde hiç beklemiyordum. Akşam bir konsere gidecektim vazgeçtim. Aklıma Teoman’ın ‘Çobanyıldızı’ şarkısı geldi. Geldim evde arka arkaya onu dinledim. Ağladım. Sessizce hiç tanımadığım bu genç insanlar için üzüldüm. İsimlerini bilmesek de şahsen tanımasak da çoğumuz üzüldük… Tarkan da üzülmüş, Trabzon konserini yarıda kesmiş. Galatasaraylılar gecesi varmış Candan Erçetin ‘Yiğidim arslanım burada yatıyor’u söylemiş, konseri iptal etmiş. Okan Bayülgen katıldığı Mesut Yar’ın programında “Ulusal yas ilan edilmeliydi” demiş. Kimi kanallar yayını ağırlaştırmışlar kimi kanallar ise vur patlasın çal oynasın devam etmişler. Sosyal medyada yayın akışını değiştirmeyen televizyon kanallarına veryansın ediliyordu. Haksızlık. Neden mi haksızlık? Bir gece önce gitmediğim konsere giden bir arkadaşımı aradım, bırakın konserin iptal edilmesini katılımın bayağı yüksek olduğunu söyledi. Hatta gece saat 03.00’e kadar eğlenilmiş!
Kimsenin kimseye kızmaya hakkı yok. İsteyen üzülür, isteyen üzülmez. 13 şehidin acısı bir insanın yüreğini teğet geçiyorsa hiç kimseye zorla bu acıyı hissettiremezsiniz. Üzülen insan kapatır televizyonunu... Eğlenecek insan ise yayını yavaşlatsanız da konseri iptal etseniz de eğlenecek bir şey bulur nasıl olsa.
Herkes kendi kalbinin ağrısı kadar bu coğrafyada.

Panpişler bunu yapmaz Tuna!
Geçen gün kendi kendini ulusalcı ilan eden Tuna’nın farkında olmasa da Ak Parti’nin savunduklarını tekrar ettiğini söyledim. Cevap dün şöyle geldi: “Ayıp ettin Cüneyt, asıl AKP’li sensin.” Güya ben demişim ki “Senin görüşlerin bizim AKP’nin görüşleri…” Açtım yazdığım yazıyı bir daha okudum acaba ben AKP’li oldum hatta ‘BİZİM’ kelimesini kullanıyorum da farkında mı değilim! Yok öyle bir şey elbette. Yazının hiçbir yerinde ‘bizim’ kelimesi geçmiyor. Yani Tuna beni AKP’li ilan etmek için ‘bizim’ kelimesini kafasına göre yazısına monte etmiş. Yahu böylesine bir çarpıtmayı geçtim köşe yazarını, bizim panpiş bile yapmaz. Sevgili Tuna fikirleri tartışabiliriz ama en azından söylediklerimiz üzerinden tartışalım. Madem benden alıntı yapacaksın bari doğru yap. ‘Ayıp Ettin Cüneyt’ diye manşet döşenip, söylemediğim bir sözden bana ithamda bulunuyorsun, hadi göster bakalım ‘bizim AKP’yi nerede yazmışım. Yazamayı da geçtim nerede söylemişim? Gösteremezsen seni yalancı başpanpiş ilan edeceğim ona göre!
Sonuçta AKP’li olmak da ulusalcı olmak da ayıp değil.
Ama yalancılık çok ayıp ‘sevgili’ kafası karışık Tuna!

Şike’de makbul dörtlü * Yarış atı
* Kol saati
* Dolar, euro (günah değilse!)
* Transfer vaadi…