TBMM Genel Kurulunda, Irak'ın kuzeyine sınır ötesi operasyonlar için Hükümete verilen yetkiyi bir yıl uzatan Başbakanlık tezkeresi kabul edildi.
Hükümete sınır ötesi operasyonlar için verilen yetkinin 1 yıl daha uzatılmasını öngören Başbakanlık tezkeresi TBMM Genel Kurulu'nda kabul edildi. Tezkerede, şöyle denildi: \'Dost ve kardeş Irak'ın toprak bütünlüğünün, milli birliğinin ve istikrarının korunmasına büyük önem atfeden Türkiye, PKK teröristlerinin Irak'ın kuzeyindeki mevcudiyetine ve terörist saldırılarına son verilmesini sağlamak amacıyla askeri faaliyetlerini başarıyla yürütmekte, siyasi ve diplomatik girişimleri ile uyarılarını sürdürmektedir.
Türkiye'ye yönelik olarak devam eden terörist saldırılar ve tehdide karşı, terörizmle mücadelenin bir parçası olarak uluslararası hukuk çerçevesinde gerekli tedbirleri almak üzere, hudut, şümul, miktar ve zamanı Hükümetçe belirlenecek şekilde, TSK unsurlarının, Irak'ın kuzeyinden ülkemize yönelik terör tehdidinin ve saldırılarının bertaraf edilmesi amacıyla sınır ötesi harekat ve müdahalede bulunmak üzere, Irak'ın PKK teröristlerinin yuvalandıkları kuzey bölgesi ile mücavir alanlara gönderilmesi ve görevlendirilmesi için TBMM'nin 17 Ekim 2007 tarihli ve 903 sayılı kararıyla Hükümete verilen ve son olarak 12 Ekim 2010 tarihli ve 975 sayılı kararıyla bir yıl uzatılan izin süresinin 17 Ekim 2011 tarihinden itibaren bir yıl daha uzatılmasını Anayasanın 92. maddesi uyarınca arz ederim.\'
Başbakanlık tezkeresine AK Parti, CHP ve MHP milletvekilleri kabul oyu verdi. BDP Milletvekilleri ise ret oyu kullandı.
ÖNDER SERT KONUŞTU
BDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, Einstein'ın, \'Ahmaklığın en büyük kanıtı aynı şeyi defalarca yapıp farklı sonuçlar beklemektir\' sözlerini hatırlatarak sınır ötesi tezkereye karşı çıktı.
Önder, “Askerliğin zorunlu olduğu yerde şehitlikten bahsedilemez. Vicdani retçiliğin hak olarak tanınmadığı bir yerde şehadet olmaz” dedi. Meclis Genel Kurulu’ndaki sınır ötesi tezkere görüşmelerinde BDP Grubu adına İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder konuştu. Sözlerine kürsüyü ilk kez kullandığını belirterek başlayan Önder, “Burada ilk karşılaştığımız şeyin aleyhte söz alıp lehte konuşmak gibi bir hukuk zorlaması olması gelecek adına umutlandırdı beni. İşin etiği bu küçük detaylarda gizlidir. Daha özenli bir meclis bekliyorum” dedi.
Einstein’ın, “Ahmaklığın en büyük kanıtı aynı şeyi defalarca yapıp farklı sonuçlar beklemektir” sözlerini hatırlatan Önder, görüşülen tezkerenin böyle bir bilmezliğin, bilip de bilmezlikten gelinmesinin ürünü olduğunu söyledi.
SINIR ÖTESİ HAREKATLARIN BİLANÇOSU
1992-1997 yıllarında yapılan 4 sınır ötesinin bilançosunu açıklayan Önder, 5 bin PKK’lının öldüğünü, bin 697 PKK’lının yaralandığını, aynı operasyonlarda 22 subay, 12 astsubay, 176 er, 27 korucu toplam 237 askerin hayatını kaybederek 739 askerin de yaralandığını söyledi.
İşlerinin toplam rakamlarla ilgilenmek değil toplam acılara ışık tutmak olması gerektiğini söyleyen Önder, “Bu rakamların altındaki acılar bilinmezse, kuru bir sayı olarak kalmaya mahkum olur. Bu Meclis gibi 100 Meclis düşünün, 80-100 dönemin tüm vekillerinin toplamı kadar insan hayatını kaybetmiş. Yaralı sayısı kat kat üstünde. İnsandan bahsediyoruz burada. Rakamları ikiyle çarpın. Anne babanız gibi 100 bin üzerinde anne baba yüreğine kor ateş düşmüş” dedi.
Operasyonların sonucunda değişen tek şeyin bu ülkenin emperyalist güçlerin destursuz cirit attığı bir yere dönüşmesi ve çocukların geleceği savaş sanayi ve kan emicilerinin cüzdanlarını şişirmesi olduğunu söyleyen Önder, “Değişen ve artan tek rakam onların karlarıdır” dedi.
“Maazallah es kaza biz söylesek TMK’dan suç ve suçluyu övmekten fezleke gelirdi” diyerek isim vermeden internete düşen eski Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner’in sözlerini hatırlatan Önder, “Anladık ki kazın ayağı öyle değilmiş. Şanlı ordu diye açıklanmayacak kadar vahimmiş mesele. Bu ortaya çıkınca özeleştiri dediler. Herkes başka tarafa baktı. Biz söylesek direğe çekerlerdi. Demek ki Allah’a emanet savaşılıyormuş. O zaman bu komutanlara, bu kabineye, bu kararlara ne gerek var” dedi.
Önder, Einstein’in ahmaklıkla ilgili sözlerini tekrar hatırlatarak geçmiş tezkere görüşmelerindeki muhalefet ve iktidar partisi temsilcilerinin konuşmalarını hatırlattı. “Milliyetçi sözcü” diyerek MHP adına yapılan konuşmadan bölümler okuyan Önder, “Evet oyu verme noktasında terör örgütü ile görüşülmesi” noktasında tereddütte bulunduğunu belirterek, “Bugün görüşmeler ortaya çıktı, kıyamet de kopmuyor. Bu oturumda ne yapacaklar bilmiyorum” dedi.
“KÜRTLER DE ADEM’İN GÜZEL ÇOCUKLARI”
Askeri bir şeyden, ideolojik bir şeyden değil insanlıktan bahsettiklerini anlatan Önder, “Kürtler inkar-imha politikalarına karşı statü talepleriyle karşı duruyorlar. Sizin gibi Adem’in güzel çocuklarıdır onlar da. Allah’ın doğuştan verdiği şeylerin anayasal güvenceye kavuşturulmasını istiyorlar. Hepsi bu” dedi.
Kürtlerden vahim bir noktaya itilen halkın Türkler olduğunu ileri süren Önder, “Ben de Türküm. Türkler hacir altındadır. Türk’ün önüne Kürtlere düşmanlık etme dışında bir alan bırakılmamıştır. Sistemin yoksullaştırılması, ideolojik manipülasyonlarla Türk’e düşen tek şey sen Kürt’e düşman olacaksındır. Türkler bunu bilmeli, çünkü dünyanın hiçbir yerinde halklar birbirine düşman olamaz. Bu kan emiciler, güvercin kasaplarının ürettikleri kavgadır. Bu kavganın içinde olmayı reddetmeli gönlü barıştan ortaklaşmadan yana olan herkes” dedi.
SOSYAL DEMOKRAT VEKİLLERE ÇAĞRI
Kürtlerin yüksek bir anlam biçtiği Cumhurbaşkanı Gül’ün “Güzel şeyler olacak” sözlerini mumla aradıklarını anlatan Önder, sosyal demokrat milletvekillerine seslenerek şunları söyledi:
“Sosyal demokrat bir milletvekili akşam evine gittiğinde çocukları, ‘Anne baba bugün Meclis’te ne yaptınız’ diye sorduğunda, ‘Kardeş bir halka savaş kararı çıkardık’ ‘Aferin baba’, bunu söyleme utancına hiçbir sosyal demokrat vekil sahip olmamalı. Evladınız tutar ‘Bu kadar insan siyaseten çözecek bir zeka, bir vicdan bulamadınız mı’ diye sorduğunda buna verilecek onurlu bir cevabınız olsun. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun Akil insanlar önerisi hayata geçmeli. Çözüm bu çabalarda gizlidir.”
\'ASKERLİĞİN ZORUNLU OLDUĞU YERDE ŞEHİTLİK OLMAZ\'
Acemi olduğu için süreyi iyi kullanamadığını söyleyen Önder sözlerini, “Herkesin soyadı gibi tutarlı olmaya davet ediyorum. Dün söylediğinizi bugün yadsımayın, hesabınızı veremezsiniz. Şehitlik meselesi ortada. Askerliğin zorunlu olduğu yerde şehitlikten bahsedilemez. Vicdani retçiliğin hak olarak tanınmadığı bir yerde şehadet olmaz” dedi.
Önder vicdani bir retçinin yazdığı mektubu Başbakan Erdoğan’a iletmek üzere kürsüye bıraktı
|