'AKP Kemalist oldu'

12 Temmuz 2011 Salı, 08:02

KORAY ÇALIŞKAN/RADİKAL

Türkiye solu için dine mesafe yavaş yavaş aşılıyor. Dinsel her dokudan nem kapan solcuların yerini toplumuyla daha barışık bir hareket alıyor.

Son zamanların en etkileyici söyleşilerini Ezgi Başaran yapıyor. Toplumca savrulurken bize, üstümüze başımıza çekidüzen verecek bir ayna tutuyor. Ezgi Başaran’ın dün yayımlanan Altan Tan röportajı tam bir siyaset dersi.
Altan Tan İslamcı, ümmetçi bir Kürt siyasetçisi. Erdoğan’ın eski yakın arkadaşı. Melih Gökçek’in belediye başkan yardımcısı. Refah Partisi Güneydoğu sorumlusu. Aydın Menderes’in genel başkan yardımcısı. Siyasi kariyeri İslamcı sağdan sola doğru dönüşen ilginç bir gidişat sergiliyor.
Bu gidişat, Kürt halk hareketinin Türkiye siyasetinden çıkardığı derslerin ve olgunlaşmasının kanıtı. Türkiye solunun geleceği, Kürt siyasetinin çıkardığı dersleri çalışmasına bağlı. Neden bir Kürt İslamcının söyledikleri sola dersler barındırıyor bir bakalım.

Din ve sol

Altan Tan bir İslamcı. Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku Diyarbakır Milletvekili. Sosyalist prensiplere sahip bir bloktan seçilen namazında niyazında bir müteahhit. Politik olarak durduğu yer ‘blok’ adaylarından farklı değil. Blok’un savunduğu bütün değerlere kendi İslami patikalarıyla varıyor. Başaran’a şöyle diyor:
“Bir ankete göre Saadet Partisi’ne oy veren kadınların yüzde 70’i başörtülü. Aynı dönemde DTP’ye oy veren kadınların ise yüzde 83’ü. Yine oy veren kitlenin yüzde 80’e yakını oruç tutuyor, en az yarıdan fazlası beş vakit namaz kılıyor. Şimdi siz bu halkın inancıyla çatışırsanız mesafe alamazsınız.”

Kemalizm ve siyasi İslam

Kürt hareketi bunu iyi etüt etmiş. Altan Tan’a da Hasip Kaplan’a da siyasetinde yer buluyor. Varılacak nokta aynıysa “Herkes kendi yolundan gitse olur” diyor. AKP’nin Güneydoğu’da yaşadığı hezimetin ana nedeni bu. Diyarbakır’da Diyarbakırlılardan en fazla %15 oy almalarının sebebi bu. Oyların gerisi lojmanlardan, Diyarbakırlı olmayan memurlardan.

AKP’nin sıkıştığı diğer noktanın özeti de bu söyleşide. Altan’ın durduğu yer AKP zihniyetinin bir değil iki tutarlılık testinden de kaldığını kanıtlıyor. Siyasi liberal prensipleri bir yana bırakalım. AKP zaten onları takmıyor. İslami prensipler açısından, yani AK zihniyetin A’sı B’si C’si açısında da AKP tökezliyor. Altan Tan’ın AKP’ye söylediğinin özeti: Bütün Müslümanlar eşit diyorsun, Kürt Müslümana kendini ifade hakkı yok diyorsun. Sen Kemalist bir damarla İslam’ı kullanıyorsun. Al birini vur ötekine…

Karizmatik lider kültünü yeniden üreten AKP’nin Özal’ını yaratmaya çalışırken yerine Demirelleşen bir lider ortaya çıkardığını savunan Tan uzun vadede Kürt gerçekliğini tanımazsa AKP’nin ANAP gibi dağılıp gideceğini savunuyor. “Bir taraftan artan yoksulluk ve sosyal politika eksikliği, diğer taraftan İslami siyasetin ana prensipleriyle sürekli çelişme AKP’nin sonunu getirecek” diyor. “İçeriksiz pragmatizm yüzünden Kemalizme ve Nasırcılığa benzeyen bir ideolojiye savrulan AKP’de dağılma kaçınılmaz” diyor.

Alternatif

Tan’a göre alternatif, anti-kapitalist ümmetçilik. İstediklerini şöyle özetliyor: “Kürtçe anadilde eğitim, demokratik özerklik istiyorum. Kamusal alanlarda dilimi kullanabilmek, kendi kendimi yönetmek istiyorum. Gerekirse ticaret ve hukukumu da Allah’ın emrettiği şekilde uygulamalıyım.”

Sosyalist sol prensiplere doğrudan karşı bir dil, bu prensipleri politikasının ana ekseni haline getirmiş bir hareketin içinde var olabiliyor. Türkiye solu ve sosyal demokratları için dine mesafe artık yavaş yavaş aşılıyor. Dinsel her dokudan nem kapan solcuların yerini kendi toplumuyla daha barışık, AKP’yi dahi gerileten bir hareket alıyor. ‘Blok’un başarısının nedeni Türkiye siyasetine ders olacak esnekliği. Altan Tan söyleşisinin bize verdiği ders bu. Tan’ın söylediklerinin isabeti değil, neyi, nerede, kimlerle, beraber ve nasıl söyleyebildiği.