TÜRKİYE’de cumhuriyet, 1923’te bir devrimle; demokrasi ise 1950’de başta Amerikalılar olmak üzere Batılı büyük devletlerin telkiniyle kurulmuştur.
1923 ile 1950 yılları arasında iki dönem vardır. Birincisi, 1923’ten 1938’e kadar süren Atatürk, ikincisi de 1938’den 1950’ye kadar süren İnönü dönemidir. 1946’da yeterince serbest olmayan bir siyasi ortamda yapılan ilk çok partili genel seçimleri CHP kazandı. Ama bu, sözde seçimdi. Gerçek anlamda ilk çok partili serbest seçim 1950’de yapılmıştır. 1923 ile 1950 arasında CHP değil, önce “ebedi şef” Atatürk sonra da “milli şef” İnönü iktidardadır. Unutulmasın bu dönemde Avrupa’da bile Hitler, Musolini, Franko, Salazar gibi diktatörler görev yapmıştır. Dünya, bugünkü demokratik yönetim tarzından çok uzaktaydı. Öyle veya böyle, şefler dönemine “CHP’nin iktidar olduğu yıllar” demek yanlıştır. Şefler döneminden sonra da CHP iktidar partisi olamamıştır. Kısaca CHP’nin bir parti olarak, tek başına icraatından sorumlu olduğu herhangi bir dönem yoktur.
ECEVİT’İN RÜZGÂRI DA BATIDAN ESMİŞTİR
1970’lerde Avrupa’dan ve Rusya’dan esen kuvvetli “sol” rüzgârlarla, bir aralık CHP oylarını arttırmıştır. Buna rağmen CHP’li Ecevit, ancak Necmettin Erbakan’ın desteği ile 1974’de demokratik yolla başbakan olabilmiştir. O Necmettin Erbakan ki, bugünkü AKP’nin hocası ve kurucu babasıdır. Kısaca CHP 1923’den beri iktidar değildir. Görünür bir istikbalde de iktidara gelemez. Bu ülkede, Demokrat Parti, Adalet Partisi ve Anavatan Partisi’nin dünya görüşünün devamı olan Adalet ve Kalkınma Partisi’nin temsil ettiği “dindar-liberal” ideolojiye alternatif olan “laik-devletçi” fikriyatın “pazar payı” düşüktür. CHP’nin, AKP’den daha çok oy almasını ümit etmek, Sultanbeyli’de açılacak bir Suşi lokantasının, kebapçıdan fazla müşteri toplayacağını beklemeye benzer. Demokraside, çoğunluk iktidar, azınlık muhalefet olur.
MEŞRU MUHALEFETSİZ DEMOKRASİ OLMAZ
Milletimizin, demokrasi içinde CHP’ye uygun gördüğü rol muhalefettir. Ülkenin selameti ve demokratik sistemin sağlıklı işlemesi için, meclis içinde çalışacak meşru bir muhalefet, güçlü bir iktidar kadar gereklidir. Bu, iktidarı da meşru kılar. Seçim sonuçlarına göre, politika pazarında “pazar payı” düşük olan CHP, iktidara gelmek için AKP mukallitliği yapmaya yeltenmeden veya demokrasi dışı çözümleri aklından geçiriyormuş gibi bir intiba vermeden, muhalefet görevini “kendi gibi” yapmalıdır. CHP’nin “yemin boykotu” yersizdir. Devrimci bir mirasa sahip çıkması gereken CHP’ye yaraşan, “kendine eza ederek” karşısındakini zalim pozisyonuna düşürüp taviz koparmak değil, mücadele etmektir. Hele, hele karşısındaki, rakibini ezmeği kendine oyun tarzı olarak seçmişse bu hiç olmaz.
Son Söz: İktidar, muhalefetten de sorumludur
|