Erdoğan, Arınç ve Yazıcı'dan peş peşe gelen mesajlar Meclis'in açılacağı 1 Ekim öncesi 'çatışmasız' bir sürecin umudunu doğurdu.
TBMM’nin açılmasına bir hafta kala, Meclis’e dönme konusunda, BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın “Her şey onların elinde” dediği hükümet, terörle mücadele söylemini yumuşattı. ‘Çatışmasızlık’ süreci, özellikle Silvan’da PKK saldırısında 13 askerin şehit düşmesiyle yerini ‘savaş’ mesajlarına bırakmıştı. Başbakan Tayyip Erdoğan Ramazan Bayramı’nda “Sözün bittiği yerdeyiz” demiş, Kuzey Irak’taki PKK kamplarına hava herakâtı başlamıştı. Kara harekâtı için hazırlıklar son aşamaya gelirken, İmralı’da bulunan Abdullah Öcalan’la ve PKK’yla gizli yapıldığı ortaya çıkan görüşmeler de kesilmişti.
‘Tüm partilerin ve kesimlerin katılımıyla’ yapılmak istenen yeni anayasa gündemiyle toplanacak olan TBMM’nin açlacağı 1 Ekim gün yaklaşırken, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın önceki gün New York’tan PKK’ya yönelik ‘Silahı bırak, operasyonlar durur’ mesajı ve hemen ardından Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı ile Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’in açıklamaları bir kez daha ‘diyalog’ umudu yarattı.
Art arda açıklamalar
Erdoğan’ın ardından Yazıcı’nın “Şiddet biterse, görüşmeler yeniden başlar” sözleri ve Arınç’ın da görüşmelerin kesintiye uğrasa da yeniden yapılabileceği yönündeki peş peşe gelen açıklamaları silahların susması ve barış için yeni bir umut doğururken, hükümetin BDP’den en büyük beklentisinin, milletvekilleriyle 1 Ekim’de TBMM’de hazır bulunması olduğunu da ortaya koydu. Ekim ayından itibaren kış koşullarının çatışmaları azaltacağı ve TBMM’de yeni anayasa görüşmelerinin başlayacak olması, yaz aylarındaki kanlı saldırıların yerini bir kez daha ‘diyalog’ ortamına bırakabileceğini gösteriyor.
Başbakan dün ABD’de Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani’yle görüşmesinin ardından gazetecilerin sorularını yanıtlarken, “Terör devam ettikçe, sınır ötesi operasyonlar da devam edecektir” diye konuşmuştu. Erdoğan, şöyle devam etti:
“Bizim istediğimiz, birincisi silah bırakma olayıdır. Bu silah bırakma konusunda terör örgütü eğer bunu başarabilirse, zaten operasyonların da bitmesi anlamına gelir ki, terör inanıyorum ki minimize olacaktır. Biz şu anda bütün çalışmalarımızı terörle macadelede olması gereken bütün boyutlara yönelik vermeye devam edeceğiz.”
Terörle mücadeledeki ikinci yeni çıkış Bakan Hayati Yazıcı’dan geldi. Yazıcı, dün Taraf gazetesinde yer alan söyleşisinde şu ifadeleri kullandı: “Şiddet devam ederken görüşmeler olmaz. Ama şiddetin bitmesiyle görüşmeler yeniden başlayabilir.”
Yazıcı BDP’ye 1 Ekim’de Meclis’te olma çağrısı yaparken “BDP, PKK ile bağı varsa kessin ya da terör sorununun çözümüne katkı için örgüt ile görüşsün. BDP aktör olsun, çözüme katkı sunsun” dedi.
Radikal’e konuşan BDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan, Başbakan’ın, ‘Silahlar susarsa biz de operasyonları durdururuz’ şeklinde açıklama yaptığını anımsatarak, şöyle konuştu:
“Başbakan çok daha açık, çok daha net mesajlar vermeli. Şimdiye kadar yapılan açıklamalar hep ‘PKK silahlarını bıraksın, gelsin teslim olsun’ niteliğindeydi. Bu farklıysa eğer, bence çözüme yaklaştık demektir. Bir kez daha ateşkes ilan edip müzakere ve diyalog süreci başlayacaksa eğer bu olumlu bir gelişme tabii.”
‘Öcalan’a tecrit kalksın’
BDP salı günü toplanıp 1 Ekim’de Meclis’e gidip gitmeme konusunda karar vermeye hazırlanırken, Buldan, şöyle devam etti: “Biz gidebiliriz de, gitmeyebiliriz de, bu henüz belli değil. Çünkü birkaç gündür partimize yönelik baskılar, tutuklamalar var. Hiçbir zaman siyasetten kopmadık, bundan sonra da kopacağız anlamına gelmiyor. Önemli olan bir diyalog ve müzakere sürecinin başlatılmasıdır. Şu anda İmralı’da bulunan Öcalan’ın üzerinde bir tecrit var. Kaldırılması gerekiyor. Çünkü oradan gelecek mesaj da önemli. Öcalan’ın vermiş olacağı ya da vereceği mesajların da örgütü bağlayacağı düşüncesindeyim. Öncelikle oranın açılması lazım, ondan sonra görüşmeler tabii ki olabilir.”
‘Görüşmeler yine olabilir’
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, dün Brüksel’de ‘medya buluşması’ sonrası soruları yanıtlarken, şunları söyledi: “Ben yine inanıyorum ki milli istihbarat teşkilatları ya da onlara yardımcı kurumlar bu örgütle, örgütün eylemlerinin sona erdirilmesi konusunda, eylemlerin sonuçsuz kalması noktasında, en azından örgütün silahlı eylem yapamaz hale gelmesi noktasında görüşmeler yapmalıdır, yapabilir. Bunların geçici bir süreyle inkıtaya uğramış olması bundan sonra yapılmayacağı anlamına gelmez.” Arınç, yeni görüşmelerin daha önce görüşülen Zübeyr Aydar, Sabri Ok, Mustafa Karasu gibi isimlerle değil, örgütün beyin takımı veya örgütün ileri gelenleri ile olabileceğine işaret etti.
‘Yol haritasına rağmen...’
Bakan Yazıcı dün Ahilik Haftası etkinlikleri için gittiği Kırşehir’de şöyle dedi: “Bir örgütün birtakım konuları suiistimal etmesi ile bir yere varması mümkün değil. Onların istismar ettiği alanlara hükümet olarak yaptığımız düzenlemelere, toplumun her kesimi bu konulara toleranslı bakmayabilir. Biz düzgün düzenlemeler yaptık. Gidişat, gerçekten suiistimale müsait olanları izale eden yol haritası olmasına rağmen, insanlarımızı terör örgütünün katletmesinin hiçbir haklı nedeni olamaz. Oluşan bu ortam diğer yapılacak olanları tehir edip, erteletiyor.” Yazıcı BDP’ye ise sert çıktı: “Ya vekâleti yerine getirirsin ya da istifa eder çekilirsin. Ya da hukukun gereği işler, azil süreci başlar.”
CHP liderinin ‘Silahsız çözüm’ için tam destek sözü
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, terörün silahla çözülemeyeceği görüşünü yineledi, “Siyaset kurumu çözüm üretmeli. Her türlü desteği vermeye hazırız” dedi.
Kılıçdaroğlu, dün Ankara’dan İstanbul’a hareketinden önce Esenboğa Havalimanı’nda soruları yanıtladı. “Başbakan Erdoğan, terörün çözümü konusunda İran ile ortak adım atılacağını açıkladı. Hükümetin bu konudaki girişimlerini nasıl buluyorsunuz?” sorusu üzerine Kılıçdaroğlu şunları söyledi:
“Terör konusunda hükümetin girişimleri başarısızlıkla sonuçlandı. Sıfır terörle devraldılar, şimdi terör Türkiye’nin en temel sorunlarından birisi haline gelmiş durumda. Silahla bu işin çözülemeyeceğini öteden beri söylemiştim. Siyaset kurumunun terörü sonlandırma konusunda politika, çözüm üretmesi lazım. Bu konuda gerekirse bütün siyasi partilerin, kamuoyunun desteğini almak gerekiyor. Eğer böyle bir adım atılırsa CHP olarak her türlü desteği vermeye hazırız.”
CHP lideri, Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nin Doğu Akdeniz’de petrol ve doğalgaz çalışmaları yapmasıyla ilgili hükümet politikasını da eleştirdi: “Tam bir teslimiyet. Eğer Piri Reis ile bu iş çözülecekse ve bunu umuyorlarsa, bu işin çözülmeyeceği belli. Öte yandan Sayın Erdoğan, Amerika’ya ‘Biz savaşmayacağız’ yani ‘Bir tehdit olarak görmeyeceğiz bu olayı’ diye güvence verdi.”
|