|
|
|
|
|
ATATÜRK Diyor Ki; |
Cumhuriyet fikir serbestliği taraftarıdır. Samimi ve meşru olmak şartıyla her fikre saygı duyarız.
|
|
|
|
|
YAZAR YAZI |
|
Eylem başarılı ama tadında bırakılmalı!
02 Temmuz 2011 Cumartesi, 09:49
Fikri Sağlar/Birgün
|
|
Salı günü TBMM açıldı.
Yemin töreni bir krize dönüştü.
CHP Meclis'e girdi. Oturdu. Sessizce bekledi.
Ama kürsüye çıkıp yemin etmedi.
Tutuklu olan arkadaşlarının Meclis'e gelmesini beklediklerini bildirdiler.
Yani
Ana Muhalefet Partisi, Meclis'in açıldığı gün bir eylem yaptı..
***
BDP destekli bağımsız milletvekilleri Meclis'e gelmedi.
Onlar Diyarbakır’daydılar!..
Ve dediler ki, ”6 milletvekili arkadaşımızın Meclis yolu açılmadan Ankara’ya gitmeyeceğiz. Bundan böyle haftalık grup toplantılarını Diyarbakır'da yapacağız!” açıklamasını yaptılar.
***
BDP’nin TBMM’yi “boykot” etmesi çok önemli!..
CHP’nin “yemin etmeme” eylemi de bir o kadar anlamlı!..
Demokratik bir düzenin kurulmasını beklerken, yeni anayasa ile hak ve özgürlük alanlarının genişlemesini isterken, böyle ciddi direnişlerin ortaya çıkmasını garipsememek lazım.
Aksine “demokrasi kültürünün” gelişmesi adına sevinmek gerekir!..
***
BDP destekli boykotun sonuna kadar haklı olduğunu kabul etmek gerekir.
Milyonlarca seçmen bağımsız milletvekillerinin “adlarına” oy vermişlerdir.
Şimdi ise doğrudan seçtikleri vekillerine temsil hakkı verilmemekte!..
Üstelik Hatip Dicle’nin yerine oy vermedikleri bir başka isim, hem de karşı oldukları düşünceleri taşıyan bir partinin adayı milletvekili yapılmıştır.
Bu bir hak gaspıdır!..
Açık mağduriyet vardır.
Bu hak doğrudan “milletin egemenlik hakkı'na saldırıdır!..
Tutuklananların haklarını alamamaları da, yargının açıkça yasalara karşı bir duruşudur!..
Bireyin “seçilme hakkının” elinden alınmasıdır!..
Evrensel hukuk, AİHS, BM Medeni Haklar Sözleşmeleri yok sayılmaktadır.
Aslında iç hukuğun da kale alınmadığı da açıktır!..
***
Tarihte az görülen bu eylemlerin nedeni “Yargının içinde bulunduğu durumdur!”
12 Eylül darbesiyle birlikte yargı erki, yasama ve yürütmenin üzerine çıkmıştır.
82 Anayasasının ruhu, “halkın temsilcilerini” farklı yöntemlerle birlikte asıl, yargı yolu ile denetliyor.
Evrensel hukukun ilkeleri yerine “vesayet” hükümleri, yargının kullandığı temel malzeme olmuş!..
Özellikle devlete karşı işlenen suçlarda “yargı taraf “olduğunu beyan ediyor.
Birey hak ve özgürlükleri ikinci plana itilmiş. Toplumsal haklara hiç değinilmiyor.
Yargının özgür değil devlet taraflı olması, adaletin gerçekleşmesini de engelliyor.
Altyapı eksikliği nedeniyle yıllarca süren mahkemeler, toplumda yargıya olan güveni zedelemekte.
***
Bu durum vahim sonuçlar yaratıyordu.
Geç gelen ve de taraflı olan, evrensel hukuk ilkelerini unutan, bağımsızlığı tartışılan yargı, gecikmiş ve de yanlı kararlar vererek halkı sıkıntıya sokmaktadır!.,
Kamu vicdanındaki meşruiyet kavramı artık yok olmak üzere!..
***
9 yıllık AKP iktidarı bu dar anlayışı değiştirmek, kendi “oynama alanını” genişletmek için yola çıktı.
Anayasanın 26 maddesini değiştirdi.
”Devlet odaklı bakış” yerine AKP ideolojisine uygun iktidar yanlısı bir anlayışı kayda geçirdi.
Yani tam tersini yaparak yargıyı başka bir vesayetinin içine soktu!..
Şimdi AKP eliyle yargı, gerek HSYK yapısı, gerekse özel yetkili mahkemeler yöntemiyle siyasi iktidarın tahakkümü altına girebilecek bir konuma gelmiştir!..
Bugün AKP, yarın hangi parti iktidar olursa yargı erki, o iktidara doğru yönlenecektir!..
Hatip Dicle olayı ve seçilen milletvekillerinin tutukluluk halinin sürmesi bu yeni anlayışın ibret verici sonucudur!..
***
TBMM açıldığı ilk gün yapılan eylemler, bu gerçeği yakından görme fırsatını topluma vermiştir.
Yakıcı olan nokta; “millet adına karar veren yargının milletin egemenlik hakkına karşı durma gücünü” kendinde görebilmesidir.
Bu vahim sonuç gün yüzüne bu eylemler sayesinde bir kez daha çıkmıştır!
***
Daha baştan “hukuk devleti “olmadığımızı, kanunlarla idare edilen bir ülke olduğumuzu ve de en önemlisi adaleti oluşturacak yargıç ve savcıların uyguladıkları yöntemlerde, aldıkları kararlarda hiçbir sorumlulukları bulunmadığını söyledik. Bu durum “adaletin oluşmasını” eksik bırakmaktadır.
O nedenle CHP ve BDP’nin eylemlerini demokratik muhalefet hakkı olarak değerlendirmeliyiz!..
Muhalefetin, ”söz söylemek, yapıcı proje sunmak, çözüm önermek ve eylem yapmaktan” başka kullanabileceği başka yöntemi yoktur!..
Kullandığı yöntemdeki başarısı halkın verdiği destekle ölçülecektir!..
***
AKP bu seçimde yüzde 50 oyla iktidar oldu!..
Doğal olarak yanlışların düzeltilmesinde, sorunların çözümünde en büyük güç AKP’dir.
AKP yapıcı olduğu sürece, Türkiye doğru ve demokratik bir yolda ilerler!..
***
Eylemler sonrası toplumun dikkati yeterince çekilmiş, sorun iyice anlatılmıştır!..
Şimdi beklenen TBMM’nin işletilmesidir.
Demokrasinin kurulması, hak ve özgürlüklerin genişletilmesinin yeri Meclistir.
Yeni Anayasa yapılması samimi olarak isteniliyorsa beklentiler ivedi olarak yerine getirilmelidir.
Yani CHP ve BDP’nin milletvekillerinin TBMM’ye gelişlerinin önünü açacak yasal düzenlemelerin yapılacağı sözü topluma verilmelidir.
İlk adım Başbakan'dan gelmeli!..
Evet muhalefet “nasıl bir çözüm yolu” istediğini somut bir şekilde ortaya koymak durumundadır.
Ancak, bu öneriyi destekleyeceğini, Meclis'te yasal düzenlemelerden yana olacağını içtenlikle açıklamak da Başbakan'a düşmektedir!..
***
CHP eylemini uzatamaz.
Ayrıca uzatmamalıdır da!
Çünkü zaman geçtikçe, Meclis çalışmalarının gerisinde kalındıkça öncelikle oy veren 11 milyon seçmene bu durumun izah edilmesi zorlaşacaktır.
Parti tabanı da zaten “devlet odaklı siyaset yapılıyor” şablonundan sıkıntı duymaktadır.
Şayet uzatılırsa bu yaygara giderek parti içinde büyük sorunlar çıkaracaktır.
Bu da bazılarına parti içi kavgada bulunmaz fırsatlar yaratacaktır.
Örneğin; Meclis Başkanı seçimine katılmayan bir Ana Muhalefet Partisi bunun hesabını veremez!..
Hükümet programında görüş bildirmeyen bir Ana Muhalefet Partisi, bırakın anasını, muhalefet dahi olamaz!...
***
Oysa bu Meclis “yeniden çağdaş bir anayasa” yapmak sözünü verdi.
Üstelik bildiğim kadarıyla CHP bu konuda diğer partilerden çok daha fazla hazırlıklı.
Elinde 1989’dan başlayarak 1993 ve 2000 yıllarında güncelleştirilen, en sonda da seçim öncesi kamuya açıkladığı anayasa taslakları ve de insan hakları, özgürlüklerin genişletilmesi ve Kürt sorunun çözümüyle ilgili raporları var.
Yani bu Meclis'te en fazla sözü olan parti.
Bu avantajlarını kaybetmemesi gerekir.
Sonuç olarak; önümüzdeki İlk oturumda CHP’liler genel kurul salonuna girerek yemin etmelidirler!..
|
|
|
|
|
|
|
Yazarlar |
|
AKP ‘darbeyi’ kapatacak
25 Ekim 2016 Salı, 12:14
|
|
AKP ‘suç ortağı' arıyor
Mustafa Ünal /ZAMAN
12 Haziran 2015 Cuma, 09:28
|
|
Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!
İhsan ÇARALAN /Evrensel
12 Haziran 2015 Cuma, 09:21
|
|
Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez
Erhan BAŞYURT/BUGÜN
12 Haziran 2015 Cuma, 09:16
|
|
Ya Koalisyon ya Başkanlık...
Eren Erdem/YURT
12 Haziran 2015 Cuma, 08:58
|
|
Kırılma noktası!
Güngör Mengi/VATAN
12 Haziran 2015 Cuma, 08:45
|
|
AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?
İbrahim Kiras/VATAN
12 Haziran 2015 Cuma, 08:42
|
|
Ali İsmail…
Bekir Coşkun - Sözcü
23 Ocak 2015 Cuma, 09:34
|
|
Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?
Mehmet Kamış/ZAMAN
14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39
|
|
Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi
Can Ertan /HABER
14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57
|
|
Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik
Özgür Şen
14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17
|
|
AKP’nin IŞİD çıkmazı
Hüseyin ALİ/Özgür Gündem
14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10
|
|
Siyasi etik yasası çıkarılmalı
Serpil Çevikcan/Milliyet
12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37
|
|
MİT’in sicili
Gültekin AVCI/BUGÜN
12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17
|
|
İslamofobi ve provokasyon
İhsan ÇARALAN /Evrensel
12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11
|
|
Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”
Hüseyin Özay/Taraf
12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32
|
|
AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor
Zilar STÊRK/Özgür Gündem
12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25
|
|
Barışı, ancak özgürlükler besler
Hüda KAYA/Özgür Gündem
12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14
|
|
Bilim siyasetin elini öptüğünde...
Cüneyt Ülsever/YURT
11 Ocak 2015 Pazar, 10:19
|
|
Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı
Nazlı Ilıcak /BUGÜN
11 Ocak 2015 Pazar, 10:18
|
|
|
|
Son 20 Yazım |
|
CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI
|
|
AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN
|
|
GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.
|
|
ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..
|
|
12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?
|
|
Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?
|
|
Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'
|
|
Tüm Dostlara Teşekkür…
|
|
Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!
|
|
Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:
|
|
Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...
|
|
Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.
|
|
Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...
|
|
Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım
|
|
CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…
|
|
Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!
|
|
“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…
|
|
Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.
|
|
Sadece İnsan Olmak!
|
|
Annemin de Başını Ezerler mi?
|
|
|
|
Takvim |
Pt |
Sl |
Çr |
Pr |
Cm |
Ct |
Pz |
| | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 | 11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 | 18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 | 25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 | 31 |
|
|
|
|
|
|
|
|