Eronat'a tehdidi doğru bulmayız

28 Haziran 2011 Salı, 11:11

Çiğdem Toker(Akşam

En değerli varlığını terör saldırısında kaybeden Oya Eronat'ın, aday listesinde yer alması 'sembolik' bir değer taşıyordu. Ama o sembolik değer; bugün tehdit ve istifa baskısıyla Eronat'ın hayatını cehenneme çevirmiş durumda. BDP eski Başkanı Selahattin Demirtaş'a bu dramatik tabloyu nasıl yorumladığını sordum:
'Tehdidi baskıyı hem yanlış buluyoruz, hem de üzülüyoruz. Bizim Oya Hanım'ın şahsıyla bir sorunumuz yok. Zaten bu krizde onun bir dahli de yok. Ama şunu söylemeliyiz: Mazbata kaçmıyordu. Oya Hanım, o mazbatayı hemen almak yerine, biraz tartışmaların seyrini izlese daha duyarlı davranmış olurdu.' 'Hükümet somut adım atıncaya dek' Meclis'i boykot kararı alan bağımsızlar, bugünkü yemin törenine katılmıyor. Ancak yine BDP isimi altında, Meclis'te 'grup' kurma hazırlıklarına başladılar bile. 'Yemin törenini boykot ettik, siyasete devam' diyen Demirtaş, sonbahardaki kongreye dek BDP olarak devam edeceklerini söyleyip ekledi: 'Kampusu protesto etmiyoruz.'

DİYARBAKIRLI SEÇMENDEN 'YANILTILDIK' DİLEKÇESİ
YSK kararı, krizle birlikte siyasi sonuçlar doğurmayı da sürdürüyor. Dicle'nin seçmenleri, Diyarbakır İl Seçim Kurulu aracılığıyla YSK'ya dilekçe vermeye başladı. Dilekçelerin özü şu: 'Madem biz aday yeterliliği olmayan birine oy verdik. İrademiz yanıltıldı. Diyarbakır'da seçimler yenilensin.'
Demirtaş, itiraz süresi bitti dense de dilekçelerin işleme alınmak zorunda olduğunu; görüşürken 30 olan dilekçe sayısının binleri bulacağını belirtiyor. Söz seçimlerin yenilenmesinden açılınca, AKP'nin hukukçu milletvekili Mustafa Şentop'un krizi aşmak adına, 'Hakkari'de seçimler yenilenebilir' formülü? Cevap, 'Bu formüle sadece güldük. Mantığı nedir? Biz Hakkari'den üç milletvekili çıkardık. Seçim yenilensin isteniyorsa, o zaman AKP'nin ful çıkardığı bir şehirde yenilensin' oldu.
Demirtaş, manşetten duyurduğumuz Anayasa Mahkemesi'ne başvuru seçeneğinin pekala sonuç verebileceği görüşünde. Dicle'nin, mazbatasını almış olduğu için 'eski milletvekili' sıfatıyla başvurabileceği belirten Demirtaş, Yüksek Mahkeme'nin esastan görmeyi kabul ettikten sonra anayasanın 85. maddesine göre değerlendirme yapılabileceğini belirtiyor.

KRİZ FIRSATA ÇEVİRMEK VE CMK 100
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün yazılı açıklaması ilginçti. Gül, daha çok ekonomik gelişmelerde kullanılmasına alışkın olduğumuz, 'krizi fırsata çevirmek'ten söz ediyordu.
Peki CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu'nun önerisi, bu çerçevede yorumlanabilir mi?
Siyasetin, 'yargının zihniyet dünyasına hapsedilmemesi ' gerektiğini söyleyen Tanrıkulu'nun önerisi şu: CMK m. 100'e eklenecek fıkrayla 'cezaevindeki vekil' krizi aşılabilir. Üstelik bu alandaki temel engel olarak görülen anayasa m. 14'e takılmadan. ('Temel hak ve hürriyetlerin kötüye kullanılamaması' başlıklı madde, yargıya geniş bir kısıtlayıcı takdir alanı çiziyor.) Tanrıkulu ise parlamentoda varılacak uzlaşıyla 'Haklarında soruşturma açılan, açılacak olan ve yargılaması devam eden milletvekilleri tutuklanamaz' ifadesi eklenirse, krizin hemen çözüleceğini söylüyor. Önerinin özü, sanık lehine ceza hükümlerinin geriye yürüyeceği ilkesine dayanıyor.
Açık ki, bu yapıcı önerinin tek bir gerek-yeter şartı var: Niyet.