Ey öfkeli kardeşim bu yazı senin için

28 Haziran 2011 Salı, 10:52

Fatih ÇEKİRGE/hürriyet

SEN!
Oradaki kızgın ve öfkeli kardeşim.
Sinir uçlarında kin biriktiren hemşerim.
“Bu defa susmayacağım. Yasaklı milletvekilleri Meclis’e girmelidir” dedim diye, nefret ve tahrik kusan vatandaş...
Bak bu yazıyı da senin için yazıyorum.
Çünkü artık saklanacak bir şey yok...
İşte Hasan Cemal’in Kandil’de Murat Karayılan’la yaptığı ve dün Milliyet gazetesinde yayınlanan söyleşisi...
Orada Karayılan açıkça söylüyor:
“Apo’yla bir ay önce görüşen devlet heyeti bu protokolleri reddetmiyor. ‘Tartışılabilecek bir belgedir’ diyorlar ve devlet ve hükümetle bunu tartışacaklarını belirtiyorlar. Biz buna cevap bekliyoruz. 14 Haziran İmralı görüşmesinde Apo bunun cevabını bekledi. Ama net ve somut bir cevap gelmedi.”
İşte gerçek budur.
- Demek ki neymiş?
- Devlet PKK ile görüşüyormuş... Hatta Apo 14 Haziran’daki görüşmede cevap beklemiş.
- Ne için?
- Çözüm için...
14 Haziran görüşmesinden anladığım kadarıyla da görüşmeyi MİT götürüyor...
Evet, Türkiye artık bu meseleyi çözmelidir. Kanla, baskıyla, şiddetle değil, demokrasi ve özgürlük platformunda çözmelidir. Bu nedenle MİT’in bu görüşmeleri yapması doğal ve doğrudur.
GİZLENEN GERÇEK
Söz tam buraya gelmişken, burada bir gerçeği hatırlamak gerekiyor.
Aslında devletin Öcalan’la görüşmesi yeni değildir.
Daha önce “Kürt açılımı” olarak bilinen projenin temeli, dönemin MİT Müsteşarı Emre Taner’in hazırladığı bir süreçti.
Bu kapsamda Öcalan’la, Kandil’le ve PKK’nın Avrupa kanadıyla defalarca görüşüldü.
Bir noktaya da varıldı. PKK’nın lider kadrosu bir organizasyonla üçüncü bir ülkeye özgürce gidecekti. Diğerleri de Türkiye’ye gelecekti.
Proje buydu. Ama olmadı. Tutmadı. Yürütülemedi.
Ve seçimler yaklaşınca, halkın öfkesinden siyaset üretmeye çalışanlar yüzünden o proje rafa kalktı...
Ve şimdi seçimler bitti.
Bu nedenle Karayılan’ın Cemal’e verdiği söyleşinin zamanlaması önemlidir.
Diyor ki:
“AKP, Türkiye toplumundan yüzde 50 oy aldı, teveccüh gördü. Şimdi toplumsal barışın kapısını açmak Başbakan Erdoğan’ın elindedir. Hem milletvekili krizini çözmek, hem Kürt sorununda köklü bir çözümün kapısını açmak AK Parti liderinin elindedir. Bugün böyle bir tarihsel liderliğe ihtiyacı var Türkiye’nin. Bunu gerçekleştiren lider, tarihe geçer.”
Karayılan’ın anlattıklarından anlaşılıyor ki; devletin elinde şimdi Öcalan’dan gelen 6 sayfalık bir çözüm paketi var...
Ve çağrı işte tam bu sırada yapılıyor.
Elbette Türkiye Cumhuriyeti Devleti büyük bir devlettir. Şanlı bir tarihi vardır. Terörle pazarlık yapmaz...
Ancak şimdi mesele terör değildir. Mesele o şanlı tarihi birlikte yazan kardeşlerin, barış ve demokrasi içinde birbirlerini anlama zamanıdır.
Halkın oyları ortadadır.
Bu seçimden iki parti ciddi bir başarıyla çıkmıştır.
AK Parti ve BDP...
Demek ki halk, bu iki partiye çözüm için umut bağlamıştır.
CHP zaten hazırdır. Çünkü seçim bildirgesinde demokratik çözümün altına imza atmıştır.
MHP de ilkeli bir çözüme karşı çıkmamalıdır...
Bu durumda geriye ilk adımı atmak kalıyor.
İlk adım şudur:
- YSK’nın Meclis’e girişini yasakladığı milletvekillerinin halkın meclisine girmesini sağlamak... O yasal düzenlemeyi yapmak.
Eğer bu meseleyi halkın yüzde 95’inin temsil edildiği bu Meclis çözemezse yazıklar olsun.
Sana gelince, ey öfkeli kardeşim.
Hiç soruyor musun? Şu nefret tarihi bize ne getirdi ki?
Yeter artık, geleceğe birbirimizin gözyaşlarından bakmayalım.