|
|
|
|
|
ATATÜRK Diyor Ki; |
Ne kadar zengin ve müreffeh olursa olsun, istiklâlden mahrum bir millet, medenî insanlık karşısında uşak olmak mevkiinden yüksek bir muameleye lâyık sayılamaz.
|
|
|
|
|
YAZAR YAZI |
|
O ne bombalama öyle
28 Haziran 2011 Salı, 10:40
Can Ataklı
|
|
Pazar günü İstanbul Şişli’de yaşananları televizyonlardan izlediniz mi? Ne inanılmaz görüntülerdi onlar.
Aralarında biri eski ikisi yeni üç milletvekilinin de bulunduğu bir grup, 6 bağımsızın milletvekili seçildikleri halde tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesini protesto etmek için Şişli’de toplanmışlar.
Burada bir basın açıklaması yapıldıktan sonra Taksim’e kadar yürümek istemişler.
Polisler de bunun “yasa dışı bir gösteri” olduğunu ileri sürerek grubun önünü kesmiş.
Buraya kadar normal. Şişli’den Taksim’e kadar yürümek belki “fazla” bir talep ama, bunun hiç kimseye hiçbir zararı yok.
Gerekli güvenlik önlemleri alındıktan, taşkınlık yapmaya da kalkmadıktan sonra dünyanın her yerinde yapılan bir protesto eylemi bu.
Ancak ileri demokrasinin yaşandığı ülkemizde, polis “olmaz” diyor.
Kalabalık diretirse ne olur? Çevresi tamamen sarılır, kalabalığın yürümesine izin verilmez, taşkınlık yapanlar da bu güvenlik çemberi içinde tutulur gerekirse de gözaltına alınır.
Ama bizde durum öyle değil. “Yürümek mi istiyorsun, al sana bomba” diyen polis bir anda onlarca gaz bambasını kalabalığın üzerine atıyor. O da yetmiyor, panzerlerden tazyikli su fışkırtmaya başlıyor.
Ondan sonrası bir âlem. Elbette ekranda göstericilerin ellerindeki bayrak sopalarını attığı, yerlerde bulduklarını fırlattığı görüntüleri bir çatışma izlenimi veriyor. Ancak bir anda kalabalığın içine atılan bombalar ve sıkılan suyun yarattığı dehşet içinde çıkan kargaşanın bu görüntüyü vermesi normal.
Polisin bu tür olaylarda neden bu kadar aşırı şiddet kullandığını anlamak çok zor. Bir tarafta seçimler yapılmış, iktidar oyunu artırarak gücünü pekiştirmiş, diğer yanda halkın oyuyla milletvekili seçilenlerin bir kısmı parlamentoya giremiyor, siyaset yine gerilmiş. Böyle bir ortamda protesto gösterilerinin üzerine sanki savaşıyormuş gibi gitmek ne anlama geliyor acaba?
Polise sorarsanız yasa dışı gösteri yapanlar dağıtılıyor.
Oysa pazar günü dağıtılan gösterici grup değildi. Tüm Şişli dağıtıldı. O kadar çok gaz bombası atıldı ki, çevre halkı saatlerce hava soluyamadı, evlere sinen gaz kokusu 24 saatte bile dağılmadı.
Bir taraftan barış, kardeşlik, demokrasi, hukuk çağrıları yapılırken, aralarında milletvekillerinin de bulunduğu kalabalıklara acımasızca saldırmak, yapılan bütün iyi niyet çağrılarını dinamitlemekle eş değerdir.
*****
Bu gençlere destek gerek
Pırıl pırıl üç öğrenci geldi gazeteye. Bahçeşehir Üniversitesi öğrencileri hepsi. Onur Yazıcı, Ünal Akyüz, Gizem Aktürk. Dediler ki “Çevresel sürdürülebilirlik kapsamında, karbondioksit salımını azaltmaya yönelik yazılım programıyla Türkiye birincisi olduk, şimdi Amerika’daki dünya finaline gidiyoruz.”
Önce “Bir durun” dedim. Açıkçası bir şey anlamadım. “Şunu baştan anlatın.”
Anlattılar. Microsoft dünyanın bütün ülkelerinde bir yazılım yarışması açmış. Amaç çevresel sürdürülebilirlik alanında yeni bilgisayar programlarını desteklemek ve bunların günlük hayatımızda kullanılmasını sağlamak.
Bu gençler “CO2ncerned” adını verdikleri bir takım kurmuşlar ve çok ilginç bir bilgisayar programı yazmışlar.
Anladığım kadarıyla yapılan şu: Bilgisayardan, araçlara, fabrika bacalarından çıkan dumandan, kömürle çalışan santrallara kadar hayatımızdaki hemen her aktivitede atmosfere karbon salımı söz konusu. Atmosferdeki dengelenmeyen fazla karbon da küresel ısınmayı tetikliyor.
Belki karbon salımının önüne geçmek çok zor ama, hiç olmazsa yeni ve temiz enerji kaynakları kullanılarak karbon salımı sınırlı tutulabilir.
Program özellikle sanayi kuruluşlarının kullanımı için hazırlanmış. Firmalar bu yazılım sayesinde ne kadar karbon saldıklarını öğreniyorlar. Kotayı geçmeleri halinde (bunu anlatmak çok zor ve uzun sürüyor) bu farkın bedeli ile sosyal bir sorumluluk projesine katkıda bulunuyorlar.
Bu bağlayıcı kural henüz Türkiye’de geçerli değilmiş, çünkü biz Kyoto Protokolüne girmedik, ama gireceğiz.
Kısacası şu olacak; bir firma fazla miktarda karbon saldı. Bunu azaltamıyor ama örneğin riskli bir bölgedeki bir okulun elektrik ihtiyacını karşılamak için temiz enerji kaynaklarına destek olacak.
Bir köşe yazısında anlatmak çok zor ama, bilin ki çok iyi bir şey. Zaten dünyanın gittiği yol da bu.
Bu üç öğrencimiz 6 Temmuz’da New York’ta olacaklar. Önce 4 kişilik bir jüriye sunum yapacaklar. 173 ülkenin katılacağı bu aşamayı geçerlerse 8 Temmuz’da büyük jüri önünde 18 takımla yarışacaklar.
Yarışmanın bir özelliği internet üzerinden oy kullanılabilmesi. Aşağıdaki adrese girerseniz karşınıza Türk ekibi çıkacak. Light butonuna basarsanız Türk ekibine bir puan vermiş olacaksınız. Bence şimdiden oyunuzu verin.
http://imaginecup.com/worldwide-finals/peoples-choice-award/view-and-vote.aspx?r=6460
*****
Mehmet Ali Birand’ı çok iyi buldum
Pazar günü Mehmet Ali Birand’ı ziyarete gittim. Ameliyat günü ve ertesinde özellikle gitmedim, çünkü büyük ihtimalle yoğun bakımda tutulacağı için hem görme hem de durumu ile ilgili daha ayrıntılı bilgi alma şansım olmaz diye düşündüm.
Gerçi pazar günü de göreceğimi sanmıyordum, başta sevgili eşi Cemre ile konuşur bilgi alırım, geçmiş olsun derim diyordum. Ama o da ne; Birand’ın kapısı açık, kendisi yatakta ve ziyarete gelen aile dostlarıyla sohbet ediyor. Tabii çok sevindirici bir gelişme.
Ameliyatlı bir hasta ziyareti olduğunu unutmadan kısa süre başında kalıp sohbet ettim. Doğal olarak el sıkışmadık, öpüşmedik. Morali çok iyiydi, her gün en az 5-6 kere kalkıp yürütüyorlarmış. Doktorlar pankreastaki hastalıklı bölümü tamamen almışlar. Cuma gününe kadar pataloji sonucu gelecekmiş. Doktorları “Temiz çıkacak” diyerek “en az 20 yılını garanti edeceklerini” söylemişler. Ne güzel haber.
Birand odasında da haberden kopmamış durumda. Karşısındaki televizyonda haber kanalları açık, gündemi izliyor. Çok kısa bir siyaset turu yaptık.
Dün de bazı kanalların yayınına katılıp sağlık durumu ile bilgi verdi. Kendini yeni döneme hazırlıyor. Tekrar geçmiş olsun
|
|
|
|
|
|
|
Yazarlar |
|
AKP ‘darbeyi’ kapatacak
25 Ekim 2016 Salı, 12:14
|
|
AKP ‘suç ortağı' arıyor
Mustafa Ünal /ZAMAN
12 Haziran 2015 Cuma, 09:28
|
|
Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!
İhsan ÇARALAN /Evrensel
12 Haziran 2015 Cuma, 09:21
|
|
Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez
Erhan BAŞYURT/BUGÜN
12 Haziran 2015 Cuma, 09:16
|
|
Ya Koalisyon ya Başkanlık...
Eren Erdem/YURT
12 Haziran 2015 Cuma, 08:58
|
|
Kırılma noktası!
Güngör Mengi/VATAN
12 Haziran 2015 Cuma, 08:45
|
|
AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?
İbrahim Kiras/VATAN
12 Haziran 2015 Cuma, 08:42
|
|
Ali İsmail…
Bekir Coşkun - Sözcü
23 Ocak 2015 Cuma, 09:34
|
|
Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?
Mehmet Kamış/ZAMAN
14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39
|
|
Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi
Can Ertan /HABER
14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57
|
|
Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik
Özgür Şen
14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17
|
|
AKP’nin IŞİD çıkmazı
Hüseyin ALİ/Özgür Gündem
14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10
|
|
Siyasi etik yasası çıkarılmalı
Serpil Çevikcan/Milliyet
12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37
|
|
MİT’in sicili
Gültekin AVCI/BUGÜN
12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17
|
|
İslamofobi ve provokasyon
İhsan ÇARALAN /Evrensel
12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11
|
|
Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”
Hüseyin Özay/Taraf
12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32
|
|
AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor
Zilar STÊRK/Özgür Gündem
12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25
|
|
Barışı, ancak özgürlükler besler
Hüda KAYA/Özgür Gündem
12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14
|
|
Bilim siyasetin elini öptüğünde...
Cüneyt Ülsever/YURT
11 Ocak 2015 Pazar, 10:19
|
|
Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı
Nazlı Ilıcak /BUGÜN
11 Ocak 2015 Pazar, 10:18
|
|
|
|
Son 20 Yazım |
|
CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI
|
|
AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN
|
|
GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.
|
|
ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..
|
|
12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?
|
|
Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?
|
|
Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'
|
|
Tüm Dostlara Teşekkür…
|
|
Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!
|
|
Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:
|
|
Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...
|
|
Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.
|
|
Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...
|
|
Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım
|
|
CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…
|
|
Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!
|
|
“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…
|
|
Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.
|
|
Sadece İnsan Olmak!
|
|
Annemin de Başını Ezerler mi?
|
|
|
|
Takvim |
Pt |
Sl |
Çr |
Pr |
Cm |
Ct |
Pz |
1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 | 11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 | 18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 | 25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 | 31 |
|
|
|
|
|
|
|
|