|
|
|
|
|
ATATÜRK Diyor Ki; |
Ne kadar zengin ve müreffeh olursa olsun, istiklâlden mahrum bir millet, medenî insanlık karşısında uşak olmak mevkiinden yüksek bir muameleye lâyık sayılamaz.
|
|
|
|
|
YAZAR YAZI |
|
Millet adına karar verenler asıl milletin kararına karşı duruyorlar!
27 Haziran 2011 Pazartesi, 08:43
FİKRİ SAĞLAR/Birgün
|
|
Ne memleketiz!..
Ankara Cumhuriyet Savcılığının YGS sınavları için ÖSYM Başkanı Ali Demir hakkında soruşturma açma talebine, YÖK Yönetim Kurulu “ret “cevap verdi!..
Gerekçe ibretlik!..
YÖK’e göre “Ali Demir kimseyi mağdur etmemiş!..” .
Bir milyon yedi yüz bin öğrencinin “şifre nedeniyle “bu güne kadar çektiği sıkıntı mağduriyet tanımına girmiyor mu?..
2011'de Ali Demir tarafından haklarının yendiği düşüncesi bu öğrencilerin yaşamları boyunca akıllarından çıkmayacak!..
Her olumsuzlukta Ali Demir’e rahmet okumayacakları açık!
Bundan kötü bir duygu var mı?
Tabii YÖK Yönetim Kurulu da hafızalarına kazınacak!..
Türkiye de “akademisyenlerin” etik ve hukuk anlayışı işte bu!..
****
Durum vahim!..
Hatip Dicle ile ilgili daha önce düşüncelerimi yazmıştım..
Açıkça Dicle’ye oy veren yurttaşlar kandırıldı!..
Hatip Dicle’nin milletvekilliğinin düşürülmesi her ne kadar yasalara uygunsa da hukuk dışılık gelenek haline geldiği ve de siyaset yargının üzerinde baskı yaptığı için siyasi bir karar olarak tarihe geçecektir!..
Yani bu işlem hukuk ve ahlaka uygun değildir!..
Kanuni olan prosedürün “hukuka” uygunluğu tartışmalıdır!..
Verilen karar zorlamadır!
Kaldı ki; YSK’nın Dicle’nin durumunu baştan bilmediği savı doğru değildir!.
Çünkü cezayı veren mahkeme heyetinde bulunan bir yargıç aynı zamanda YSK üyesidir...
****
Ayrıca, olayın kamuya aksettiği tarih olan 8 Haziran'da milletvekili olma hakkını elde edemeyeceği bilgisi Hatip Dicle’ye verilmemiştir!.
BDP uyarılmamıştır!..
Kürt siyasetine tuzak kurulmuştur!..
Verilseydi belki başka bir bağımsız aday milletvekili seçilebilirdi!..
Yeni dönemin daha başında yeni krizler yaratılmazdı!..
*****
10 gün sonra, tam Hatip Dicle’nin milletvekilliği düşüldüğü gün YSK’nın kesinleşmiş Milletvekilli listesini açıklaması ayrı bir vicdani sorundur!..,
Hele hele Hatip Dicle’nin yerine AKP’li 6. sıra adayının milletvekilli olarak belirlenmesi en iyimser ifadeyle haksızlıktır!..
Ateşe benzin dökmektir...
Ayrıca bu uygulama hangi hukuka uyar?..
Tam burada bir örnek vermek isterim...
2007 seçimlerinde bir milletvekili yemin töreni öncesi mazbatasını almaya giderken trafik kazası geçirerek vefat etti.
O zaman ki YSK, ölen milletvekilinin yerini doldurmadı!
Üstelik mensup olduğu partisinin itirazlarına rağmen sıradaki adayı milletvekili yapmadı.. Boş bıraktı..
2007 Parlamentosu bir eksikle toplandı ve yemin etti!..
*****
Şimdi ise alelacele Hatip Dicle’nin hakkı AKP’ye veriliyor..
Oysa 80 bin oy AKP’ye verilmedi. Doğrudan isme yani Dicle’ye verildi…
Bu karar hukuki değildir ve Diyarbakır seçmenine yapılan büyük saygısızlıktır!.
Bir nevi hak gaspıdır!..
****
Başka bir vahim olay ise, 12 Haziran'da milletvekilleri seçilen ve mazbatalarını alan Ergenekon ve Balyoz Davalarından yargılanan kişilerin serbest bırakılmamasıdır!..
Büyük olasılıkla KCK davasından tutuklu bulunanların da tutukluluk hali kaldırılmayarak milletvekillikleri önüne set koyacaklardır!..
Bu hukuksuzluk hali, “kan davasına” dönüşen bir husumetin dışa vurumudur!..
****
Oysa evrensel hukuk anlayışı ve de mevcut yasalara göre,bir kişi seçim sonrasında YSK listesinde adı açıklanmış ve de mazbatasını almışsa o artık milletvekilidir..
Yemin töreni sadece o kişinin milletvekili faaliyetlerine başlamasına neden olur..
Yemin etmese bile o artık millet vekili olarak tüm özlük haklarından yararlanır..
Maaşını alır! protokolde yeri vardır!..
Üstelik “dokunulmazlığı da” işlemeye başlar!
Devamsızlıktan düşürülmesi de mümkün değildir..
Çünkü Meclis çalışmalarına başlamadığı için devamsızlık çizelgesine dahil edilemez!..
Üstelik milletvekilini düşürmek için TBMM kararı gerekir..
İstifa etse dahi yine TBMM kararı gerekir..
O halde hapiste tutmanın ne yararı var?..
Yasalara, vicdana, hukuka ve ahlaka aykırı olmaktan öte!..
Buradan çıkan sonuç yetki gaspıdır!
Millet adına karar veren yargı, asıl hak sahibi olan milletin kararına karşı çıkabilmektedir!.
Bu ibretlik görüntü “hukuk devletinin” iflası demektir..
Demokrasiye karşı durmaktır!..
Egemenliğin halkın elinden alındığının göstergesidir!
****
Ergenekon Davası tutukluları için “Tutukluluk halinin devamını isteyen” yargıçların gerekçesi hayli ilginç!..
Gerekçeli karara; senelerdir, “Kaçma, saklanma ve de delilleri karartma klasik klişesinin yanına henüz yeterli delillere ulaşılamadığı, ilgili diğer sanıkların ifadelerinin tam alınmadığı” açıklaması eklenmiş.Bununla da yetinilmemiş ilk kez ifade edilen yeni bir anlayış da yerleştirilmiş!..
Yargıçlar diyorlar ki; ”Şayet yeni konumlarından dolayı, yani milletvekili olmalarından dolayı, bu tutuklular salıverilirse diğerleri ile birliktelik bozulacaktır. Bu yeni konum anayasanın eşitlik ilkesine aykırı olacaktır!”
Bu nasıl anlayış?..
Milletvekilliğinin anayasal bir konum olmadığını iddia etmek, egemenlik,demokrasi ve seçilme hakkının yok sayılaması demek olur ki bu da durumun “vahametini” bir kez daha ortaya koyar!..
Oysa Ergenekon Mahkemesi Başkanı, “milletvekilinin kaçması ve delil karatması mümkün olmadığı gibi Sebahat Tuncel olayı emsal teşkil etmelidir” diyerek tutukluluğun kalkmasını istemiştir.
****
Yani aynı davada aynı kişiler için başkan ve yardımcıları farklı düşünüyor! Maalesef çoğunluk kararı geçerli olduğu için durum sürgit devam ediyor… Böyle bir mahkeme yapısı davanın geleceğine de gölge düşürür!
Bu durumda adalet nasıl oluşacak!.. En azından adaletin oluşacağına olan güven nasıl kurulacak? Bu da yargımızın içinde bulunduğu acıklı durum..
****
Baştan bir şeyin altını bir kez daha çizelim. Ergenekon, Balyoz gibi davaları ilk günden beri dikkatle takip ediyorum. “Susurluk düzenin” devamı olan darbeleri yapan, askeri vesayeti oluşturan, demokrasiye ve insana karşı duran yapıların ortaya çıkarılması umuduyla bu davaları destekledim! Evrensel hukuka, hak ve özgürlüklere karşı uygulamaları da eleştirdim. Bu nedenle ilgili kişilerin Milletvekili seçilmeleri ile dava konusu ve sanık konumlarının birbirinden ayrılması gerektiğine dikkat çekmek isterim. Seçim sonrası tutukluluk halinin kaldırılması tartışmasında objektif kriterler kullanılmazsa hata yapılır. Toplum vicdanında oluşan meşruiyet kaybolur!..
**** .
Alınan tutukluluğun devamıyla ilgili kararda bazı ibret verici itiraflar var!.. Gerekçede olan delil karartma kuşkusu varsa ve de samimiyse, hala yeterli deliller toplanılmamışsa, ifadeler alınmamışsa “iddianame” eksik demektir! O zaman akla şu soru geliyor: Eksik iddianame ile 3 yıldır mahkeme nasıl sürdürülmektedir?
Bu bir!..
****
AİHS ve yasalar açıkça kaçma ve delil karartma eylemlerinin somut bir biçimde belgelenmesini ister. Yani suçüstü olması beklenir!.. Uçak biletini almıştır. Karısını önceden göndermiştir. Para transferi yapmıştır v.s… Delil karartma eylemi içinde aynı şeyler beklenir! Karartılacak hala delil ortalıkta kalmışsa zaten adaletin oluşması zordadır!..
Bu iki!..
****
Asıl sorun son gerekçedir!.
Anayasal eşitsizlik!..
Bir kere ,şu anda cezaevlerinde 120 bin civarında tutuklu var. Cezaevlerinde bulunanların yaklaşık yüzde 60 tutuklu durumunda! Tutukluluk peşin cezaya dönüşmüş!.. Mahkemeler ve yargı heyeti kendi üzerlerine düşen görevi yerine getiremedikleri için dava sonuna kadar tutuklamayı bir yöntem olarak belirlemişler.. 3 yıl, 5 yıl, 10 yıl tutuklu bulunup da beraat eden çok insan var!..
Böyle adalet dağıtılabilir mi? Yıllarca süren yargılama gerçek adaleti oluşturabilir mi?
“İnsanlık dışı” olarak bilinen “tutuklama yöntemi,” demokrasi ve hukukun üstünlüğünü kabul etmemiş ülkelerde kullanılıyor!..
Türkiye ivedilikle bu garabetten kurtulmalı.. TBMM ilk iş olarak tutuklama ile ilgili düzenlemeyi yapmalı! Böylece sadece 9 kişiyi değil, on binlerce insanı kurtarmalı!..
Hal böyle iken alay edermiş gibi, milletvekili olmuş insanları diğer tutuklularla bir tutmak ve onların tutukluluk hali kalkarsa eşitlik ilkesinin zedelendiğini söylemek nasıl bir mantığın sonucu olabilir ki?!!..
Türkiye de 550 milletvekili var!..
Yöntemi ve kişileri tartışsanız da bu milletvekilleri parti oligarşileri belirledi ve seçmenler oy verdi. Bu anlayışla “anayasal eşitlik” 70 milyon içinde mi geçersiz mi oluyor?..
Tamam Herkesin suçu farklı. Suçlu cezasını çekmeli. Ama suç, mahkeme kararıyla hükme bağlanmalı!. Daha yargı bitmeden ceza peşin ödenmemeli!..
Üstelik henüz hüküm giymeyenlerin “masumiyet karinesine” göre suçsuz olduklarını belirten evrensel bir kural varken!..
Beğenmeseniz de sadece bu kişiler partileri tarafından tercih edilmişler..
Millet de onlara oy vererek vekil olmalarına karar vermiş!
Oy veren millete “siz niye bunlara oy verdiniz” demek seçkinciliktir!.
Kimsenin hatta yargının da haddi değildir!...
Millet adına karar verenler vekildir.
Milletin kararı asıldır!
Yargı ve halk karşı karşıya getirilirse bu çatışmadan kaos doğar!
****
Eşitlik özgürlüktedir.
Herkesi hapiste tutmak eşitliği sağlamaz!
Hapis eşitliğin simgesi olursa bir şeyler yanlış gidiyor demektir!..
****
Kürt Sorunu çözülmeli. YSK ve yargının ortaya çıkardığı yeni krizin çözümü TBMM'de olmalı. Tüm liderler bir araya gelerek yasaları ve gerekiyorsa anayasayı değiştirerek sorunları çözümü bulmalı!.. Öncelikle Diyarbakır’da Hatip Dicle’nin yerine milletvekili yapılan AKP’li istifa etmeli. AKP bir jest yaparak işe başlamalı!. Dayatmacı değil, kucaklayıcı olmalı. Balkon konuşmasının ruhunu gerçeğe dönüştürmeli.. İstifa sonrası çözüm yolunun önü açık olacaktır. Sonra tüm siyasi parti liderleri TBMM de “milletvekili seçimlerinin” önünü kapayan engellerin kaldırılması için halka söz vermeliler!..
Demokraside çare tükenmez!..
Barış için her şey yapılır..
Yasama organı her çareyi bulan yüce bir çatıdır!..
Yeter ki; çözüm isteyen bir anlayış herkes tarafından iyi niyetle sergilensin!..
Masaya anlaşmak için oturulsun!
|
|
|
|
|
|
|
Yazarlar |
|
AKP ‘darbeyi’ kapatacak
25 Ekim 2016 Salı, 12:14
|
|
AKP ‘suç ortağı' arıyor
Mustafa Ünal /ZAMAN
12 Haziran 2015 Cuma, 09:28
|
|
Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!
İhsan ÇARALAN /Evrensel
12 Haziran 2015 Cuma, 09:21
|
|
Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez
Erhan BAŞYURT/BUGÜN
12 Haziran 2015 Cuma, 09:16
|
|
Ya Koalisyon ya Başkanlık...
Eren Erdem/YURT
12 Haziran 2015 Cuma, 08:58
|
|
Kırılma noktası!
Güngör Mengi/VATAN
12 Haziran 2015 Cuma, 08:45
|
|
AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?
İbrahim Kiras/VATAN
12 Haziran 2015 Cuma, 08:42
|
|
Ali İsmail…
Bekir Coşkun - Sözcü
23 Ocak 2015 Cuma, 09:34
|
|
Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?
Mehmet Kamış/ZAMAN
14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39
|
|
Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi
Can Ertan /HABER
14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57
|
|
Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik
Özgür Şen
14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17
|
|
AKP’nin IŞİD çıkmazı
Hüseyin ALİ/Özgür Gündem
14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10
|
|
Siyasi etik yasası çıkarılmalı
Serpil Çevikcan/Milliyet
12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37
|
|
MİT’in sicili
Gültekin AVCI/BUGÜN
12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17
|
|
İslamofobi ve provokasyon
İhsan ÇARALAN /Evrensel
12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11
|
|
Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”
Hüseyin Özay/Taraf
12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32
|
|
AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor
Zilar STÊRK/Özgür Gündem
12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25
|
|
Barışı, ancak özgürlükler besler
Hüda KAYA/Özgür Gündem
12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14
|
|
Bilim siyasetin elini öptüğünde...
Cüneyt Ülsever/YURT
11 Ocak 2015 Pazar, 10:19
|
|
Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı
Nazlı Ilıcak /BUGÜN
11 Ocak 2015 Pazar, 10:18
|
|
|
|
Son 20 Yazım |
|
CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI
|
|
AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN
|
|
GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.
|
|
ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..
|
|
12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?
|
|
Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?
|
|
Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'
|
|
Tüm Dostlara Teşekkür…
|
|
Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!
|
|
Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:
|
|
Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...
|
|
Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.
|
|
Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...
|
|
Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım
|
|
CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…
|
|
Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!
|
|
“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…
|
|
Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.
|
|
Sadece İnsan Olmak!
|
|
Annemin de Başını Ezerler mi?
|
|
|
|
Takvim |
Pt |
Sl |
Çr |
Pr |
Cm |
Ct |
Pz |
1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 | 11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 | 18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 | 25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 | 31 |
|
|
|
|
|
|
|
|