İletilerinizi bekliyorum...

gulerbugday113@gmail.com

Facebook

    (Güler Buğday)

Twitter

    twitter.com/gulerbugday

 

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI

25 Kasım 2015 Çarşamba, 16:29

Cumhuriyeti kuran parti, artık laik cumhuriyeti yıkanlara, tek adam diktasını dayatanlara ve korku imparatorluğu yaratanlara engel olamıyor!

Bursa Bamsz | letiim | zgemiim | Kitaplarm | Hakkmda Yazlanlar | Animasyonlu iirler

Ana Menü

» Ana Sayfa

» Haberler

» Yazılarım

» Yazarlar

» İletişim

» Künye

» Bize Yazın

» Bağlantılar

ATATÜRK Diyor Ki;

Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar batar, mahvolur. Milletlerin esirliği üzerine kurulmuş müesseseler her tarafta yıkılmaya mahkumdurlar.

YAZAR YAZI

Bu defa susmayacağım

Bu defa susmayacağım

27 Haziran 2011 Pazartesi, 07:28

Fatih ÇEKİRGE/Hürriyet

POLİSLER, Meclis’ten çıkan genç kadının kafasından bastırarak beyaz bir Renault’ya bindirmişlerdi.
Sonra diğer vekiller alındı içeri. Hızla uzaklaştı polis arabaları... Bir anda olmuştu olan. Bizdeki haber kanalları “temkinli”, dünya ajansları ise “ibretle” yayınlamıştı bu görüntüyü...
Leyla Zana tam 17 yıl önce böyle götürülmüştü Meclis’ten.
Ve o zaman, o görüntü karşısında tutulup kalmıştım. Bir şey diyememiştim.
Tuhaf bir susturucu takılmıştı sanki ellerime...
Hafızamın lekeli taraflarına baktıkça sonradan defalarca özür dilediğim bu görüntü karşısında neden tutulup kalmıştım?
Şimdi anlıyorum ki;
O zaman aslında tutulan ben değildim. İçimdeki güneşler tutulmuştu.
Kararmıştım. Vicdanımdaki bütün kepenkler inmişti.
Sonradan anladım.
Aslında tutulan gözlerimmiş. Ay tutulması gibi bir şey bu.
İşte şimdi 17 yıl sonra benzeri bir görüntüyle karşılaşıyorum.
Bu defa da milletvekili seçilenler Meclis’e gidemiyor.
İşte Hatip Dicle.
17 yıl önce halk seçmiş. Devlet hapse atmış. Ama aynı halk bu defa daha büyük oyla seçmiş.
Milletvekili seçilen Leyla Zana, Ahmet Türk, Orhan Doğan, Sırrı Sakık, Mahmut Alınak...
17 yıl önce hapse atıldılar.
O zamanki partinin adı DEP...
Sonra defalarca parti kapatılmış. HEP, DEP, HADEP, DEHAP, DTP, BDP...
Kapandıkça yenisi kurulmuş.
Ve işte 17 yıl sonra, bu defa aynı halk, 7 değil, 36 milletvekili birden çıkartmış...
Ne diyeceğiz peki şimdi buna?
Halk aynı halk. Seçilenler aynı kişiler. Ve düzen aynı düzen, hapis aynı hapis...
Hatip Dicle, Leyla Zana, Ahmet Türk, Sırrı Sakık...
Bunda bir terslik yok mu sizce?
Hadi bir de bana sık sık tepki mesajı gönderen bazı okurlarıma göre düşünelim:
Ve diyelim ki ortada “ihanet” var...
Peki devletin “ihanetle” suçladığı 7 milletvekili 17 yılda nasıl 36’ya çıkıyor?
Bu halk ihanet içinde midir kardeşim?
Yoksa demokratik hakkını mı kullanmaktadır.
Elbetteki demokratik hak kullanımıdır bu.
Ve hapislerle, gözaltılarla, olağanüstü hallerle bu hakkın nasıl bir tepkiye dönüştüğü ortadadır.
Evet 17 yıl önce aynı isimler milletvekili olarak hapse atılınca susmuştum.
Mesela, “Başka yolu yok mu?” diye sormamıştım.
Bu soru yıllarca içimi kemirdi.
Ama bu defa susmayacağım...
Susmayacağım çünkü;
Bir daha içimdeki güneşlerin tutulmasını istemiyorum.
Susmayacağım çünkü;
Bir daha vicdanımın üzerinde bir ay tutulması olsun istemiyorum.
Susmayacağım çünkü;
İnandıklarımı, nefretten örülmüş bir dikenli tel kuşatsın istemiyorum.
Susmayacağım çünkü;
Kimsenin tehdidine aldırmadan;
Bu ülkeyi ve demokrasiyi seviyorum.
İKİNCİ YAZI:
Suskun üniversitelerimiz ve sessiz kürsülerimiz için
BU yazıyı; ülkemin suskun üniversiteleri ve sessiz akademisyenleri için yazıyorum...
Olay şu:
Dünya medya tarihinin “özgür yayıncılık antolojisi”nde yer tutan WikiLeaks zor durumda. Çünkü ABD yönetiminden baskı gelince, anlı şanlı firmalar ilanları kesmiş.
Özgür yayıncılık sıkıştı haberi duyulunca önce kim yardıma koşuyor biliyor musunuz?
Üniversiteler. Aydınlar... Felsefeciler...
Yani özgür ve bilimsel düşüncenin ana yurdu...
Önce çağdaş felsefenin en önemli isimlerinden Slavoj Zizek çıkıyor ortaya.
WikiLeaks’ten bir duyuru yapılıyor:
“Zizek ve Assange ile Londra’da 2 Temmuz günü bir öğle yemeğinde buluşmak isteyenlere...”
İnternet üzerinden yemeğin biletleri satılıyor. 8 kişilik bir yemek bu. Ve açık artırma hâlâ sürüyor. Bilet fiyatları 10 bin doları geçmiş durumda.
Doğrusu 2 Temmuz’u büyük bir merakla bekliyorum...
Bakalım kimler oturacak o sessiz masanın etrafına...
Sonra dönüp bize bakacağım:
YÖK’ün memur kürsülerine. Ürkek ve bıkkın aydınlara.
ÜÇÜNCÜ YAZI:
Anlatamazsın
YILLARINI diplomasinin koridorlarında geçirmiş bir akil adama sordum:
- Halkın seçtiği vekiller Meclis’e giremiyor. Nasıl anlatacaksınız bu durumu?
Tecrübelerini, çetin müzakerelerden çözmüş diplomat cevap veriyor:
- Anlatamazsın...
Bak şimdi mesela şöyle düşünelim.
Ankara’daki dışişleri görevlisi önünde bilgisayar ekranı çalışıyor. Batı’dan gelecek sorulara karşı bir cevap geliştirilmeli. Ama bir türlü o cevabın mantığı oturmuyor.
Yazıyor, içi almıyor. Gerekçe diye koyduğu cümledeki bütün harfler daha yazarken dökülüyor. Un ufak oluyor.
Ekran kararınca da kendi yüzüyle baş başa kalıyor.
Ve işte o zaman o soru gelip bir vicdan gibi alnına yapışıyor.
Seçilmiş bir vekili meclise göndermeyen düzeni nasıl anlatacaksın?
Yargı desen;
Halkın oyu derler.
Hukuk desen;
Demokrasi derler.
Sen anlayamadığın için onlara hiç anlatamazsın.
DÖRDÜNCÜ YAZI:
Cumhurbaşkanı bu kadarla kalmamalı
MERAK ediyorum;
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Meclis’in açılış konuşmasında ne söyleyecek?
Halkın seçtiği, ama halkın meclisine gelemeyen milletvekilleri için acaba nasıl bir yorumda bulunacak?
Önceki gün bir açıklama yaptı. Ve dedi ki:
“Seçilmiş vekillerin Meclis’e girmesini engelleyen bu yasalar yeniden düzenlenmelidir. Bunun için de siyasi partiler bir araya gelmelidir.”
Bana kalırsa bu yetmez...
Cumhurbaşkanı Gül bu konuda daha keskin bir tavır almalı...
Mesela siyasi partileri toplayabilir... Anayasal görevi buna uygundur.
Böylece bir ortak deklarasyona gidilebilir. Eğer bu konu Anayasa’nın tümü üzerindeki görüşmelere bırakılırsa uzadıkça uzar.
Umarım Gül, Meclis’in açılışında çok net bir mesaj verir.
BEŞİNCİ YAZI:
CHP neden sessiz?
ACABA CHP’de kurultay için imza toplayanlar, halkın seçmesine rağmen Meclis’e giremeyen milletvekilleri için imza toplasalar olmaz mı?
Olmaz!
Çünkü onlar için önemli olan Meclis’teki iktidar değil, parti içindeki iktidar oyunudur.
Çünkü onlar Türkiye’deki seçimlerden çok parti içi seçimleri önemserler.
Bu yüzden olmaz...
Balbay için imza toplamak yerine, Dicle için soru sormak yerine, Engin Alan için “ne oluyor” demek yerine, delege avına çıkarlar.
Meclis genel kurul salonundan çok, kurultay salonu ilgilerini çeker.
Helalleşme yoktur. Hesaplaşma vardır hep

Yazarlar

AKP ‘darbeyi’ kapatacak

25 Ekim 2016 Salı, 12:14


AKP ‘suç ortağı' arıyor

Mustafa Ünal /ZAMAN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:28


Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Haziran 2015 Cuma, 09:21


Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez

Erhan BAŞYURT/BUGÜN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:16


Ya Koalisyon ya Başkanlık...

Eren Erdem/YURT

12 Haziran 2015 Cuma, 08:58


Kırılma noktası!

Güngör Mengi/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:45


AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?

İbrahim Kiras/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:42


Ali İsmail…

Bekir Coşkun - Sözcü

23 Ocak 2015 Cuma, 09:34


Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?

Mehmet Kamış/ZAMAN

14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39


Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi

Can Ertan /HABER

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57


Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik

Özgür Şen

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17


AKP’nin IŞİD çıkmazı

Hüseyin ALİ/Özgür Gündem

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10


Siyasi etik yasası çıkarılmalı

Serpil Çevikcan/Milliyet

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37


MİT’in sicili

Gültekin AVCI/BUGÜN

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17


İslamofobi ve provokasyon

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11


Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”

Hüseyin Özay/Taraf

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32


AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor

Zilar STÊRK/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25


Barışı, ancak özgürlükler besler

Hüda KAYA/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14


Bilim siyasetin elini öptüğünde...

Cüneyt Ülsever/YURT

11 Ocak 2015 Pazar, 10:19


Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı

Nazlı Ilıcak /BUGÜN

11 Ocak 2015 Pazar, 10:18

Son 20 Yazım

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI


AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN


GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.


ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..


12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?


Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?


Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'


Tüm Dostlara Teşekkür…


Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!


Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:


Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...


Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.


Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...


Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım


CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…


Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!


“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…


Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.


Sadece İnsan Olmak!


Annemin de Başını Ezerler mi?

Takvim

Pt Sl Çr Pr Cm Ct Pz
1
2345678
9101112131415
16171819202122
23242526272829
3031
info@bursabagimsiz.info.tr

Bursa Bağımsız adlı, www.bursabagimsiz.info.tr adresinde yayınlanan işbu web sitesi içerisinde yayınlanan yazınsal ve görsel içeriğin her hakkı saklıdır.

Site içerisinde Güler Buğday dışında yazınsal ve görsel içeriği yayınlanan konuk yayıncıların eserlerinin her türlü hukuksal sorumluluğu konuk yayıncıya aittir. Güler Buğday işbu içerikten ötürü sorumlu tutulamaz.

Copyright © 2024 Bursa Bağımsız