Kadının adı itinayla silinir

17 Ağustos 2011 Çarşamba, 08:54

Aynı yoldan gelip aynı sudan içen egemenlerin oluşturduğu kadına tahammülsüz, erkek iktidarının son temsilcisi AKP hükümeti, 10. yaşını kutluyor.
Geçen on yıl içerisinde kadınlar hak ve hukuk açısından var olan kazanımlarını da yitirdiler.

Kadının adına dahi tahammül edilmedi.
Yargı, siyaset, eğitim vb. tüm alanlarından kadının adı kelimenin tam anlamıyla itinayla silindi, siliniyor.

İktidarın tüm kurumları el birliği yaparak bir kadın kırımı gerçekleştiriyor.

Her ay kadın örgütleri tarafından açıklanan kadın cinayetlerinin bilançosu savaş bilançolarını katlar nitelikte.

10 yıldır kadına tahammülsüzlükte sınır tanımayan AKP iktidarı tarafından yönetilen bu ülkede yürürlükte olan zihniyet, salt kadına değil inkar ve imhayı dayattığı tüm ötekilere karşı da bitmeyen bir savaş içerisinde oldu.

10. yılındaki AKP döneminde 6553 kadın cinayeti kayıtlara geçti.

Bu rakamnlara yaralama, tecavüz, yok sayma, tehdit vb. yönelimler elbette dahil değil.

Bütünlüklü olarak ele alındığında iktidarın yöneliminden payını almamış kadın kalmadı.

Balık baştan kokar

Kadın konulu davetlerde ve düğünlerde kadınlara sürekli, “En az üç çocuk doğurun” nasihatlarında bulunan iktidar partisinin başkanı Recep Tayip Erdoğan, sokaklarda eşitlik ve özgürlük isteyen kadın örgütlerine ise “Kadın kadındır, erkek erkektir.

Bunların eşit olması mümkün mü?” şeklinde karşılık verdi.
Bununla da yetinmedi ve seviyeyi daha da düşürerek protesto gösterisine katılan bir kadına “kadın mıdır kız mıdır belli değil” demeye kadar vardırdı işi.

Bu sözlerle AKP’nin kadın sorununa bakış açısını yansıtan Erdoğan, AKP iktidarı döneminde yüzde bin 400 artan kadın cinayetlerine karşı ise “Kadına karşı şiddet azalıyor, medya ve muhalefet abartıyor” diyecek kadar umursamaz ve ciddiyetsiz yaklaştı.

AKP’nin kadın politikasındaki son aşama ise Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığı’nın yerine Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı kurarak kadınların mücadeleleri sonunda kurulan bir bakanlığın işlevini sonlandırmak oldu.

Kadının yerinin sadece aile içerisinde olabileceğine inanan ve orada tutmaya çalışan Başbakan, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı yerine ‘Kadın Bakanlığı’ kurulmasını isteyen kadın örgütlerinin taleplerine de tümden kulaklarını tıkadı.

Hükümetten güç aldılar

İktidar ve onun kadına tahammülsüz başkanının yaklaşımı aile içindeki erkekten dışardaki iş verene, yargıdan, siyasi partilere kadar tüm erkek zihniyeti temsilcilerine büyük bir cesaret verdi ve onlar da ellerinden geldiğince kendi alanlarında kadına dönük bir kırım gerçekleştirmeye çalıştılar.

En bariz yansıyan biçimiyle kadın cinayetleri, şiddet ve tecavüz olayları arttı.

Yargı böylesi vakalar karşısında “erkek öldürmüşse kadın onu aldattığı için yada hak ettiği için öldürmüştür, çocuk tecavüzcüsü erkek olamaz, çocuk kendisi birlikte olmak istemiştir, baba kızını öldürmüşse namusunu temizlemek için öldürmüştür, erkek bıçaklamış ve öldürememişse ceza vermeye gerek yoktur” ...vb. skandal kadarlar vererek sürekli hemcinsini korudu.

Güvenlik güçleri koruma isteyen kadını celladının yanına göndererek ölümüne destek sundu.
Kısacası iktidar partisinin 10. yıl dönümünü kutladığı şu günlerde geriye dönülüp bakıldığında korkunç bir kadın kırımı görülüyor

Kaynak : Özgür Gündem