İletilerinizi bekliyorum...

gulerbugday113@gmail.com

Facebook

    (Güler Buğday)

Twitter

    twitter.com/gulerbugday

 

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI

25 Kasım 2015 Çarşamba, 16:29

Cumhuriyeti kuran parti, artık laik cumhuriyeti yıkanlara, tek adam diktasını dayatanlara ve korku imparatorluğu yaratanlara engel olamıyor!

Bursa Bamsz | letiim | zgemiim | Kitaplarm | Hakkmda Yazlanlar | Animasyonlu iirler

Ana Menü

» Ana Sayfa

» Haberler

» Yazılarım

» Yazarlar

» İletişim

» Künye

» Bize Yazın

» Bağlantılar

ATATÜRK Diyor Ki;

Cumhuriyet fikir serbestliği taraftarıdır. Samimi ve meşru olmak şartıyla her fikre saygı duyarız.

HABER

Afrika neden aç?

Afrika neden aç?

15 Ağustos 2011 Pazartesi, 07:09

Kapitalist Batı Medeniyeti’nin sinsiliğine ve acımasızlığına rağmen, sosyal medya ağları ve sms’ler üzerinden sanal ya da gerçek bireysel ya da ‘toplulukçuksal’ Rahibe Teresalıklar ve Robin Hoodluklar dışında ve biraz da para ve erzak toplayıp götürmeler haricinde sahici bir şeyler yapılmıyor, yapılamıyor. Bu medeniyet hala ektiğini biçmiyor. Yediği yanında kâr kalıyor.

Afrika Boynuzu’nda yine açlık, yine sefalet ve oraya uzanan yardım elleri gündemde. Bugün yardım edeceğiz ama sorun yine bitmeyecek. Hep aynı terane dönüp dolaşacak ve tekrar gündeme gelecek. Peki niye? Sefalet, fakirlik ve açlıktan ölüm onların kaderi mi?

Yeni değil iki asrı aşkın bir zamandır Afrikalılar açlıktan ve sefaletten kırılıp sapır sapır dökülüyorlar. Son üç ayda ise bu dökülme her gün ortalama 333 çocuğa ulaşınca üç maymunu oynayanlar artık gözlerini, ağızlarını ve kulaklarını tıkayamaz hale geldiler. Bizler de gelişmelerden mecburen haberdar olduk ve mecburen yardım elimizi uzatmaya başladık.

Fakat yardım edilirken fazlaca akla getirilmeyen bir soru var: Bu olup bitenlerin müsebbibi kim?

Elbette birileri müsebbip. Ama o birilerine geçmeden önce müsebbip olmayıp da olan bitenleri gör(e)meyen kör insanlar konusuna bir el atmak lazım.

İnsanlar neden etraflarında dönen dolapları görme konusunda körleşirler? Çünki çoğu, doğru uyarma yöntemini bilmeyenlerin vaktiyle hakikatleri onların gözlerine sokmaları yüzünden kör olmuşlardır. Bu iyimser bir yaklaşımla verilecek cevaptır. Kötümser cevap ise insanların aslında kör olmadıkları sadece kör numarası yaptıkları şeklinde olabilir. Onların gözleri kör olmamış sadece gözleri korkmuştur. Onlar, karar alma yetkisini ellerinde tutan imtiyazlılardan gelen emirleri imtiyazsızlara aktarırken aman bir aksaklık yaparım da elime geçen üç beş kuruştan (bazen de bazı kompradorlar gibi 3-5 milyondan) olurum diyen düzenin adamlarıdırlar. Ama farkında değillerdir ki sadece bu korku ve bu satılmışlık sayesinde düzen (Kapitalist Dünya Sistemi) ayakta durur.

Kapitalizmin yan etkileri mi?

Pekiyi suç kimdedir bu durumda? Hakikat parmaklarını milletin gözüne sokarak onları kör edenlerde mi, kör olanlarda mı, yoksa körlük numarası yapanlarda mı?

Afrika Boynuzu’nda veya dünyanın herhangi başka bir coğrafyasında kuraklık, deprem, tsunami gibi doğal afetler karşısında elbette sessiz kalınmamalı, elbette yardım eli uzatılmalı. 1 liraya bir ailenin bir öğününün karşılandığı ama onun da bir türlü bulunamadığı topraklarda, acılar bir an ve biraz da olsa derhal dindirilmelidir. Ama hemen sonra, saçmalık dolu ve aslında fakirleştirici yan etkisi bulunan sürdürülebilir iktisadi programları bir kenara fırlatarak, daha kalıcı çareler tatbik sahasına konmalıdır. Çünki bugün gönderilen her kuruş maalesef kavurucu sıcaklardan takır takır olmuş topraklar tarafından emilip, görünmez ve istifade edilmez olacaktır.

Şimdi gelelim Afrika Boynuzu’nda veya dünyanın herhangi başka bir coğrafyasında fakirlik içinde can çekişen, can çekişirken titremeye bile mecali olmayan bu insanları bu hale koyan müsebbipler konusuna.

Kimdir bu müsebbipler? Müsebbip, kuraklığa sebep olan iklim midir yoksa bu “siyah” insanların yaradılıştan gelen “tembellikleri” midir? Bunlar hep söylenir ya.

Rahibe Teresalar, Robin Hoodlar

Hayır, hiçbiri değil. Bu durumun tek müsebbibi var: Kapitalist Batı Medeniyeti, sanki kapitalist olmayanı varmış gibi.

Kapitalist Batı Medeniyeti asırlardır ticari kapitalizmden başlayarak sanayi kapitalizmine, eski tip sömürgecilikten emperyalizme, oradan finans kapital egemenliğine ve son olarak Nike ve Microsof modellerinin belli oranlarda terkiplerinden oluşan sadece karar alma imtiyazını elinde bulundurarak (bu terkiplerle yapılan somut yönlendirme ve müdahale örnekleri için bkz. Naomi Klein, The schock doctrine, NY 2007) yalnızca Afrika’da değil ama dünyanın dört bir köşesinde edeceğini etmiş, yıkacağını yıkmış, alacağını almış, sömürmüş, yeniden inşa etmiş ve kendine bağımlı kılmıştır. Kapitalist Batı Medeniyeti’nin bu sinsiliğine ve acımasızlığına rağmen dünyanın her tarafından hala sadece sosyal medya ağları ve sms’ler üzerinden sanal ya da gerçek bireysel ya da toplulukçuksal Rahibe Teresalıklar ve Robin Hoodluklar dışında ve biraz da para ve erzak toplayıp götürmeler haricinde sahici bir şeyler yapılmıyor, yapılamıyor. Bu medeniyet hala ektiğini biçmiyor. Yediği yanında kar kalıyor.

Kapitalist Batı Medeniyeti’nin sakinleri üstüne üstlük fakir ülkelerden gelen ve beş kuruş karşılığında birer pislik muamelesi görmeye hazır ve razı bu “renkli” insanların Batı şehirlerinde sebep oldukları görüntü “kirliliğinden” rahatsız oldukları için onları geri göndermek ve geldikleri ülkelerinde canlı canlı gömmek istiyorlar.

Afrika’ya yardım etmeyelim mi? Edelim elbette. Ama bilelim ki milyarlarca lira tutarındaki Batılı ülkelerden gönderilen bireysel, kamusal ya da yarı kamusal (Bill & Melinda Gates Vakfı gibilerini kastediyorum) yardımlar, bu insanları daha da minnet altına sokuyor. “İyi ki Batı Medeniyeti’nin yetiştirdiği bu cömert Batılı evlatlar var da yardımımıza koşuyorlar” dedirtiyor. Yardım gönderen devletler ve ülkeler ise bu yolla tüm dünya nezdinde itibarlarını para karşılığı satın alıyorlar ve yükseltiyorlar. Bu yardımlar Batı insanın geçmişte yaptıklarını, bugün yapageldiklerini ve yarın yapacaklarını meşru kılıyor, onları hoş görmemize, onlara şükran duymamıza yarıyor. En önemlisi de ürettikleri cicili bicili, ışıltılı pırıltılı kapitalist malları gönül rahatlığıyla satın almaya devam etmemize yardım ediyor.

Afrika’ya yardım etmeyelim mi? Edelim elbette. Ama unutmayalım ki Batılı olmayan diğer ülkelerden gönderilen ve bu insanların niçin ve nasıl bu hale düştükleri etkili ve doğru biçimde anlatılmadan dağıtılan her yardım sadece “Allah razı olsun yardım edenlerden. Ne yapalım biz de bu kurak iklim ve coğrafyada ancak bu kadarını yapabiliyoruz, ancak yardımla ayakta durabiliyoruz” cümlesini söylettirir. Sonra yeniden hepimizi derin bir uyku haline sokar.

Afrikalının minnet borcu...

“Niçin ve nasıl bu hale düştükleri anlatılmadan” diyorum. Çünki meşhur meseldir, Konfüçyüs’e atfen her yerde ve her zamanda anlatılır: Yoksul birine yardım etmek istersen ona balık verme ama balık tutmasını öğret denir. Bu öğüt bugün artık sadre şifa değildir. O yoksula tut(a)madığı balıkları çalanları göstermek ve git ondan sana ait olanı al deme ve başka birisi malımı yemesin, çalmasın ve çırpmasın diye beni yemeye ve tüketmeye zorlayan “yemeyenin malını yerler” atasözünü de söyleyenin yüzüne çarpma zamanı gelmedi mi?

Sadece akıl verelim ve Afrika’ya yardım etmeyelim mi? Elbette edelim. Ama aynı zamanda akıl da verelim, yol da gösterelim. Hırsızı da işaret edelim. Hem de düşünelim ki yapılan yardımlar sonuçta hayati de olsalar sadece geçici fayda sağlarlar ve insanların gerçek başkaldırı güçlerini ellerinden alırlar. Haklı olarak bu cılız, bir deri bir kemik kalmış insanların ne kadar başkaldırı güçleri kalmış olabilir ki diyeceksiniz? Doğru. Ama gözlerini, dönen dolaplar konusunda yeniden açmalarına yardım etmeden sadece minnet altına sokan bu yardımlar onları modern köleler, Afrika kafesinin arkasında bakıcılarının attığı kokuşmaya yüz tutmuş yiyeceklere ve yemlere muhtaç uyuz “vahşi” hayvanlar haline getiriyor.

İftarınız beş yıldızlı olsun!

Umarım bu acı hakikatlerin gözlerimize bu şekilde sokulması bizi de kör etmeyecektir. Çünki daha yapacağımız çok işler, kazanacağımız çok paralar var. Hem de aktivistliğimizi ya da mücahitliğimizi çizdirmeden. Mesela bu felaketi paraya çevirebileceğimiz bir işi çıtlatayım sizlere?

Biliyorsunuz Batı’da yaşayan şişko ve obez insanlar durmadan yerler sonra gidip liposuction ve kavitasyon yaptırırlar. Gelin biz de Batı’da bir sağlık merkezi kuralım. “Tedavi”ye gelen yağlı müşterilerden çıkan yağları konserveleyelim, tenekeleyelim ve Afrika’ya yardım amaçlı gönderelim. Nasıl olsa bunlar, öteki ucunda Afrikalıların her seferinde aç kalktıkları tek bir sofra olan dünyadan açgözlü Batılıların çokça yemelerinden mütevellit bel çevrelerinde biriktirdikleri yağlar değil mi? Böylelikle hem bu açgözlü şişko Batılıların karınlarını delik deşik ederek onlardan öcümüzü almış oluruz hem de insani yardım yaptığımız için çeşitli Batı fonlarından nemalanırız. Bu iş için kapitalimiz yetmiyor derseniz kredi de alırız. Faiz yemem ama kapitalist olurum derseniz “faizsiz” İslami bankacılığı da kullanırız.

Neyse sadede gelelim. Duydunuz mu bu bayram, Afrika safari turlarında indirim varmış ve gerçekten çok da ucuzmuş! Ne dersiniz biz de gidelim mi? Belki bir iki vahşi hayvan, bulamazsak uyuz bir iki “vahşi siyah” avlarız! Montaigne’nin Denemeler’de dediği gibi fena da olmaz hani, fakir sayısında azalma olur. Biz de hakikati daha az anlatmak ve daha az yardım yapmak zorunda kalırız! Ne de olsa mal canın yongasıdır!

Herkesin sofrası her daim bol çeşitle dolsun, mümkünse beş yıldızlı olsun!

Kaynak : Doç. Dr. A. TEYFUR ERDOĞDU/STAR

Yazarlar

AKP ‘darbeyi’ kapatacak

25 Ekim 2016 Salı, 12:14


AKP ‘suç ortağı' arıyor

Mustafa Ünal /ZAMAN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:28


Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Haziran 2015 Cuma, 09:21


Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez

Erhan BAŞYURT/BUGÜN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:16


Ya Koalisyon ya Başkanlık...

Eren Erdem/YURT

12 Haziran 2015 Cuma, 08:58


Kırılma noktası!

Güngör Mengi/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:45


AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?

İbrahim Kiras/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:42


Ali İsmail…

Bekir Coşkun - Sözcü

23 Ocak 2015 Cuma, 09:34


Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?

Mehmet Kamış/ZAMAN

14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39


Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi

Can Ertan /HABER

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57


Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik

Özgür Şen

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17


AKP’nin IŞİD çıkmazı

Hüseyin ALİ/Özgür Gündem

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10


Siyasi etik yasası çıkarılmalı

Serpil Çevikcan/Milliyet

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37


MİT’in sicili

Gültekin AVCI/BUGÜN

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17


İslamofobi ve provokasyon

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11


Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”

Hüseyin Özay/Taraf

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32


AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor

Zilar STÊRK/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25


Barışı, ancak özgürlükler besler

Hüda KAYA/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14


Bilim siyasetin elini öptüğünde...

Cüneyt Ülsever/YURT

11 Ocak 2015 Pazar, 10:19


Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı

Nazlı Ilıcak /BUGÜN

11 Ocak 2015 Pazar, 10:18

Son 20 Yazım

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI


AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN


GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.


ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..


12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?


Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?


Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'


Tüm Dostlara Teşekkür…


Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!


Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:


Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...


Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.


Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...


Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım


CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…


Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!


“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…


Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.


Sadece İnsan Olmak!


Annemin de Başını Ezerler mi?

Takvim

Pt Sl Çr Pr Cm Ct Pz
1
2345678
9101112131415
16171819202122
23242526272829
3031
info@bursabagimsiz.info.tr

Bursa Bağımsız adlı, www.bursabagimsiz.info.tr adresinde yayınlanan işbu web sitesi içerisinde yayınlanan yazınsal ve görsel içeriğin her hakkı saklıdır.

Site içerisinde Güler Buğday dışında yazınsal ve görsel içeriği yayınlanan konuk yayıncıların eserlerinin her türlü hukuksal sorumluluğu konuk yayıncıya aittir. Güler Buğday işbu içerikten ötürü sorumlu tutulamaz.

Copyright © 2024 Bursa Bağımsız