|
|
|
|
|
ATATÜRK Diyor Ki; |
Ne kadar zengin ve müreffeh olursa olsun, istiklâlden mahrum bir millet, medenî insanlık karşısında uşak olmak mevkiinden yüksek bir muameleye lâyık sayılamaz.
|
|
|
|
|
YAZAR YAZI |
|
Demokrasi sahtekârları patır patır dökülüyor
25 Haziran 2011 Cumartesi, 08:53
Can Ataklı /vatan
|
|
Yüksek Seçim Kurulu’nun ve mahkemelerin aldığı kararlar, çıkarları gereği iktidara payanda olmak için çırpınan sözde demokrasi ve hukuk âşıklarının maskelerini bir kere daha düşürdü.
Güya demokrasi ve hukuk için mücadele verdiklerini söyleyen, bu uğurda her türlü ahlâksızlıktan, sahtekârlıktan, insan aşağılamaktan, hakaretten hiç çekinmeyen; ar, haya, namus ve vicdandan yoksun olanlar ortalığa saçılıverdi bir anda.
Demokrasi, hukuk, adalet bir kenara bırakıldı.
“Hukuk ve demokrasi benim amacıma uymuyorsa, batsın o zaman” mantığı öne geçiverdi.
Seçimde “ince ayar yaparak” siyasete yön verdiği ileri sürülen ve göklere çıkarılan “milli irade” ise şaşkın bakışlarla gelişmeleri izliyor ve kendi aklınca yorumlamaya çalışıyor.
“Yargıya güvenelim, yargı kararını bekleyelim” diyerek, yüzlerce aydının yıllarca hapislerde sürünmesini “demokrasi ve hukuk gereği” olarak sunan ve hararetle destekleyenler şimdi “yargının kararını” ülkede “kaos” yaratmak için hazırlanan bir planın parçası olarak sunmaya çalışıyor.
Hatip Dicle’nin aldığı mahkûmiyet kararı nedeniyle “milletvekili seçilme yeter şartını” kazanamadığı bilinen bir gerçekti. Nitekim BDP’liler daha seçim günü durumu bildikleri için karşı propagandaya başlamışlardı bile.
Kimsenin sesi çıkmadı, çünkü AKP yüzde 50 oy almıştı, yeni anayasa yazmak istiyordu, halk oyuyla kabul edilen anayasa değişiklikleri ile yargı da iktidarın parçası haline getirilmişti, aksi bir karar çıkması mümkün değildi.
Ama oynanan oyun nedir, şu anda tam bilemiyoruz, yargı beklenmedik bir karar aldı, mevcut hukuku uyguladı.
Yaygara koptu; “Bu kaosa davetiyedir, YSK böyle bir kararı alırken kamuoyunu nasıl düşünmez, ülkeyi kan gölüne mi çevirmek istiyorsunuz?”
Hani “hukukun üstünlüğü tartışılmaz”dı?
Çünkü bunların derdi hukuk değil. Demokrasiyi “sayısal çoğunluk” bunu da canının istediğini yapma hakkı veren bir tür “seçilmişler fetişizmine” çevirenler şimdi panik halinde “Benim istediğim olmuyorsa, ne yapayım ben bu demokrasiyi ve hukuku” saçmalığını sergiliyor.
Ayrıca durun bakalım, daha Başbakan konuşmadı, sizin aksinize konuşursa morarma ihtimali de var, nasıl çark edeceğinizi de düşünün.
İş bununla da kalmıyor. BDP ile ilgili yaygara koparmaktan kaçınmayanlar, bir başka sahtekârlığa saparak, CHP ve MHP’nin tutuklu milletvekillerinin sudan bahanelerle hapiste tutulmalarına karşı ise sevinç çığlıkları arasında “Ergenekon’a geçit yok” manşetlerini atabiliyorlar hiç utanmadan.
Evet, demokrasi ve hukuk sahtekârlığı ortaya çıkmıştır seçimden hemen sonra ama bu aynı zamanda demokrasi ve hukukun tamamen öldüğünün de bir kanıtıdır.
*****
Biri siyasi biri hukuki
Kendimizi kandırmayalım. Panik ve telaş halinde “kaos çıkacak, böyle demokrasi mi olur?” çığlıkları atanlara hiç bakmayalım.
Durum çok nettir. Hatip Dicle ile ilgili karar tamamen hukukidir.
Bunun düzeltilmesi mümkündür. Meclis hızla Dicle ve benzeri durumda olanların “seçilmiş olsalar bile haklarının elinden alınmasına olanak sağlayan” yasaları düzeltir. Yola devam edilir.
AKP sözcüleri, 2002’de benzer biçimde siyasal haklarına kavuşan ve “icat edilen” bir seçimle Meclis’e sokularak Başbakan yapılan Tayyip Erdoğan’ın durumunun Dicle ile aynı olmadığını söylüyor.
Oysa durum aynıdır. Erdoğan da yasal nedenlerle seçilme hakkını kazanamamıştı. Seçimden sonra Meclis Erdoğan’ın seçilmesine engel olan yasal düzenlemeyi değiştirdi, sorun halledildi.
Şimdi de başka bir nedenle başka bir kişi seçilme hakkını kullanamıyor, durum aynıdır, o halde Erdoğan’a uygulanan yol izlenebilir.
Gelelim ikinci duruma, yani henüz mahkûmiyet almamış, tutuklu sanık olan seçilmişlerin durumuna.
Buradaki durum hukuki gibi görünse de kararlar tamamen siyasidir. Çünkü mahkemelerin aldığı “delilleri karartma ve kaçma ihtimali” ciddi değildir.
YSK kararında yasaya aynen uyulmuştur. Mahkemenin bu konuda bir takdirde bulunması mümkün değildir. Tutuklamaları kaldırmayan mahkemeler ise yasalara uymakla birlikte “takdir haklarını” kullanmışlardır. Aksi yönde karar vermek için hiçbir engelleri yoktur, ama yandaşların hararetle desteklediği bir kararı almışlardır.
O halde yapılması gereken basit. Meclis salı günü yemin edecek ve tatile girecek. Demek ki tatile girmenin gereği yok. Ramazan’a kadar tatil yapılmaz, Meclis sadece bu gündemlerle çalışılır.
Hukuka uymak için bu konudaki yasal düzenleme hemen yapılır, mahkemelerin üzerindeki bu yük de kaldırılır.
Böylelikle “kaos çıkacak” çığlıkları atarak “terör sopasını” gösterenlerin de sesi kısılır.
*****
Bu askerle nasıl savaşacağız?
Suriye sınırından tatsız haberler geliyor. Esad rejiminin katliama varan baskılarından kaçıp Türkiye’ye sığınanların sayısı arttığı için Suriye ordusu sınırımıza yığınak yapmaya başladı.
Şimdilik “askersel” bazı oyunlar oynanıyor, bayraklar indirilip, çekiliyor.
Bir sıcak çatışma olasılığı düşük görünmekle birlikte hiç yok da sayılmaz.
Kimse temenni etmez ama deyin ki sınırda bir sıcak çatışma çıktı.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın ifadesiyle “Bu askere güvenebilecek miyiz; iyi ki bu askerle bir savaşa girmemişiz!” sözlerini şimdi nereye koyacağız?
Bülent Arınç, büyük bir olasılıkla “gündem olmak” için söylemişti o sözleri. Türkiye’nin bir savaşa girme ihtimali hiç yoktu, o sözler söylendiğinde.
Ama gelin görün ki, şimdi uzak da olsa böyle bir olasılık belirdi.
Peki askerin morali var mı? “İyi ki savaşa girmemişiz” sözlerinin ağır baskısı ordunun üzerinde durmuyor mu?
Komutanlarının çoğu, üstelik terörist sıfatıyla hapishanelere doldurulmuş bir ordunun savaş yeteneğini koruyor olması mümkün mü?
Boşuna “boğaz dokuz düğüm” dememişler.
*****
YÖK, savcılığın ÖSYM Başkanı hakkındaki soruşturma izni talebini oy çokluğuyla reddedip ÖSYM Başkanı’nı aklamış. Bu konuda oylamaya gerek yoktu ki; zira Başkan’ın AKlanmış olduğu işin başından belliydi! (Gani Yıldız)
*****
Deniz otobüsünde ceket koyacak yer bile yok
Deniz otobüslerini ve feribotları her kullandığımda “bu sefer yazacağım” deyip unuttuğum bir konuyu son Bursa seyahatinden sonra unutmadım: Bu gemiler çok güzel. Hizmet de güzel. Büyük kolaylık. Ancak geçip yerinize oturuyorsunuz, elinizde paketler var, koyacak yer yok. Kış aylarında paltonuz ya kucağınızda kalıyor ya da eğer masalı bir yerdeyseniz masanın üzerinde duruyor.
Oysa uçaklardaki gibi koltukların üzerine yapılacak bir düzenekle eldeki paketlerin ve giyeceklerin buraya konması sağlanabilir.
Bir merakımı da sorayım. İhale sonucu İDO’nun gemilerinde sadece Kanal 24 yayını var. İDO satıldı. Yeni ihale ne zaman yapılacak, diğer kanallar da ihaleye girecek mi?
|
|
|
|
|
|
|
Yazarlar |
|
AKP ‘darbeyi’ kapatacak
25 Ekim 2016 Salı, 12:14
|
|
AKP ‘suç ortağı' arıyor
Mustafa Ünal /ZAMAN
12 Haziran 2015 Cuma, 09:28
|
|
Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!
İhsan ÇARALAN /Evrensel
12 Haziran 2015 Cuma, 09:21
|
|
Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez
Erhan BAŞYURT/BUGÜN
12 Haziran 2015 Cuma, 09:16
|
|
Ya Koalisyon ya Başkanlık...
Eren Erdem/YURT
12 Haziran 2015 Cuma, 08:58
|
|
Kırılma noktası!
Güngör Mengi/VATAN
12 Haziran 2015 Cuma, 08:45
|
|
AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?
İbrahim Kiras/VATAN
12 Haziran 2015 Cuma, 08:42
|
|
Ali İsmail…
Bekir Coşkun - Sözcü
23 Ocak 2015 Cuma, 09:34
|
|
Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?
Mehmet Kamış/ZAMAN
14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39
|
|
Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi
Can Ertan /HABER
14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57
|
|
Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik
Özgür Şen
14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17
|
|
AKP’nin IŞİD çıkmazı
Hüseyin ALİ/Özgür Gündem
14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10
|
|
Siyasi etik yasası çıkarılmalı
Serpil Çevikcan/Milliyet
12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37
|
|
MİT’in sicili
Gültekin AVCI/BUGÜN
12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17
|
|
İslamofobi ve provokasyon
İhsan ÇARALAN /Evrensel
12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11
|
|
Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”
Hüseyin Özay/Taraf
12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32
|
|
AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor
Zilar STÊRK/Özgür Gündem
12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25
|
|
Barışı, ancak özgürlükler besler
Hüda KAYA/Özgür Gündem
12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14
|
|
Bilim siyasetin elini öptüğünde...
Cüneyt Ülsever/YURT
11 Ocak 2015 Pazar, 10:19
|
|
Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı
Nazlı Ilıcak /BUGÜN
11 Ocak 2015 Pazar, 10:18
|
|
|
|
Son 20 Yazım |
|
CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI
|
|
AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN
|
|
GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.
|
|
ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..
|
|
12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?
|
|
Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?
|
|
Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'
|
|
Tüm Dostlara Teşekkür…
|
|
Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!
|
|
Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:
|
|
Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...
|
|
Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.
|
|
Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...
|
|
Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım
|
|
CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…
|
|
Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!
|
|
“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…
|
|
Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.
|
|
Sadece İnsan Olmak!
|
|
Annemin de Başını Ezerler mi?
|
|
|
|
Takvim |
Pt |
Sl |
Çr |
Pr |
Cm |
Ct |
Pz |
1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 | 11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 | 18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 | 25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 | 31 |
|
|
|
|
|
|
|
|